NATO’ya karşı Çin-Rusya-İran cephesi

İran Savunma Bakanı Tuğg. Hüseyin Dehkan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu‘ya “NATO’ya karşı Çin-Rusya-İran birleşik cephesi” kurmayı önerdi.

ABD ve müttefiklerinin yayılmacı politikalar sürdürdüğünü vurgulayan Dehkan, yeni bir dünya düzeni kurulması gerektiğini savundu. Dehkan, Rusya’nın “ABD’nin güvenilir bir dost ve ortak olamayacağına dair görüşünü” paylaştıklarını da belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ise “Rusya, Çin ve İran’ın yakın tehditleri değerlendirmek için kısa zamanda ortak bir zirve yapması” çağrısında bulundu.

YENİ DÜNYA DÜZENİ KURULUYOR

Çin, Rusya ve İran arasında kurulacak bir “birleşik cephe”, yeni bir dünya düzeni yaratacaktır. Böylesi bir “birleşik cephe” herşeyden önemlisi ABD’yi kısa zamanda bölgede etkisizleştirecek ve en sonunda da Asya’dan atacaktır!

Fakat bizim açımızdan asıl önemlisi, “birleşik cephe”nin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğidir. Zira İran Savunma Bakanı Tuğg. Hüseyin Dehkan‘ın dikkat çektiği “ABD ve müttefiklerinin yayılmacı politikaları” cümlesindeki müttefiklerden birisi AKP Hükümeti’nin yönettiği Türkiye’dir.

Türkiye, birleşik cephenin tam karşısında olan NATO’nun bir üyesidir ve Suriye ile Yemen’de İran ile Rusya’ya karşı konumlanmıştır.

Bu tablo şu önemli gerçeğe işaret etmektedir: Türkiye, daha fazla Amerikancı bir iktidarla yönetilemez! Zaten Türkiye Amerikancı iktidara rağmen bir süredir kaçınılmaz olarak Asya’ya kaymaktadır. Tıpkı dünyanın geri kalanı gibi…

Neden? Çünkü Asya-Pasifik dünyanın yeni ekonomi merkezidir ve siyasal merkezi de olmaya başlamıştır. Çin, ABD’nin Dünya Bankası-IMF merkezli dünya düzeninin karşısında yeni bir düzen girişimi başlatmıştır. BRICS’in Kalkınma Bankası, AB ülkelerinin bile dışında kalamadığı Çin’in Asya Altyapı Yatırım Bankası, BRICS ülkelerinin dolar yerine milli paralarını kullanmaları yeni bir dünya düzeninin kurulmakta olduğunun göstergeleridir.

Bu gerçekler, Erdoğan rejimini bile Şangay İşbirliği Örgütü üyeliği arayışına, Asya Altyapı Yatırım Bankası kurucu üyeliğine ve Çin’le Füze Savunma Anlaşması yapmaya itmiştir. Erdoğan‘ın bunları ABD’yle pazarlığında kullanmaya çalışması talidir ve ana gelişmeyi değiştiremeyecektir.

KÜRESELLEŞMEYE KARŞI BÖLGESELLEŞME

Bu tablo aslında ABD’nin küreselleşme stratejisine karşı bölgeselleşmenin ne denli etkili olduğunun da göstergesidir. Bölgesel ittifaklar, ekonomik entegrasyonlar “tek kutuplu dünya”yı bitirmiş, arka bahçesi sayılan Latin Amerika’dan başlayarak dünyayı ABD emyeryalizmine dar etmiştir.

Türkiye de er geç bu ana gelişmeye uygun bir yönetime kavuşacaktır. Çünkü doğru rotada yanlış kaptanla yol alınamamaktadır.

Türkiye er geç “bölgeselleşecek” ve Batı Asya Birliği dediğimiz yapıyı İran, Irak, Suriye, Lübnan, Azerbaycan ve KKTC ile birlikte oluşturacaktır. Biz bunu, sınıf mücadelesi esaslı tarih, politika ve devletlerarası ilişki okumamıza yani emperyalizm ile milli devletler arasındaki mücadeleye bakarak söylüyoruz.

TÜRKİYE İÇİN JEOPOLİTİK ROTA

Ama jeopolitik bakışla da sonuç buraya çıkıyor, kaçınılmaz!

Türkiye’nin en önemli stratejistlerinden Soner Polat, jeopolitik bilimi ile çok önemli bir dünya, bölge ve Türkiye incelemesi yaparak, işte bu sonuca varanlardandır. Polat, “Türkiye İçin Jeopolitik Rota” isimli yeni kitabında, Ankara-Şam-Bağdat-Tahran-Bakü hattının kurulmasının kaçınılmaz olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Polat, bu gerçeğe şu üç temel inceleme üzerinden varmıştır: Birincisi ABD’nin restorasyon çabalarına bakarak, ama ikincisi ABD’ye karşı küresel denge arayışlarını dikkate alarak ve üçüncüsü de Türkiye için risk ve tehditleri analiz ederek, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını saptayarak ve bu çıkarların kimlerle birlikte savunulacabileceğine bakarak!

Kaynak Yayınları‘ndan çıkan kitap, aynı zamanda jeopolitik disiplin hakkında genel bir kaynak olma özelliği de taşıyor. Bu bilimin tarihte nasıl ortaya çıktığı, hangi temel jeopolitik teorilerin olduğu, uygarlıkların bu disiplinle nasıl inceleneceği gibi konular da bu başvuru kitabında yer almaktadır. Kuşkusuz kitap aynı zamanda bir ABD, AB, Ortadoğu, Asya, Avrasya incelemesidir ve önemli bir devletlerarası ilişkiler kitabıdır.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
19 Nisan 2015

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın