Cumhuriyet’te Kavala meselesi

Cumhuriyet gazetesinde yaşanan “Kavala tartışması” konusunda ne düşünüyorum?

Dünden beri ısrarla soruluyor. Çoğunluk tartışmanın geçtiği platformun bir parçası olduğumdan gerçekten fikrimi öğrenmek istediği için haklı olarak soruyor ama bazılarının sormaktaki niyeti farklı!

Çoğunluk için kısa bir değerlendirme yapacağım. Yalnız Cumhuriyet’te haftada bir ve dış politikayla sınırlı yazdığım için, mecburen konuyu burada, kendi bloğumda değerlendireceğim.

En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Bir yanlış, bir yanlış daha, iki değil, çok yanlış etti!

1. Konu düzleminde benim bakış hattım şu: Temel bir prensip olarak, düşmanın bile hukukuna sahip çıkmak gerekir! Bu bakımdan siyaseten düşman bile gördüğümüzün hukuki haklarını savunmalı, hukukun içinde kalarak yargılanmasını istemeli, hukuksuz yargılamalara itiraz etmeliyiz. “Fakat o kişi şöyle dedi, bunu yaptı” gibi gerekçeler üreterek, bu prensip sulandırılamaz.

Diğer yandan, bir kişinin hukukuna sahip çıkmayı ve yargılamasındaki hukuksuzluklara itiraz etmeyi, o kişiye meşruiyet sağlamaya dönük bir çabaya dönüştürmek de, siyaseten onu aklamaya çalışmak da doğru değildir.

Somutlarsak: Kavalagiller, bugünkü hukuksuzluk tablosuna ideolojik olarak mimarlık yapan liberal familyadır. Erdoğangillerle birlikte, “askeri vesayete son, Kemalist diktatörlük, ulusalcı kafatasçılık” diye diye Türkiye’yi buraya getirdiler. Ve şimdi Erdoğan, yola çıkarken birlikte hareket ettiklerini tek tek yolun dışına atarak yürüyor.

Sonuç: Siyaseten yaptıkları yanlışları yüzlerine vura vura, hukuki haklarını savunacağız!

Cumhuriyet’teki tartışmaya bu düzlemden bakarak değerlendiriyorum ve düzlemin içinde kalan fikirleri destekliyor, dışında kalanlara karşı çıkıyorum.

2. Konu, keşke yararlı bir tartışmaya, fikir hayatımızı zenginleştirecek bir derinliğe ulaşsaydı. İlk yazıdaki “terörle ilişkili olanları masum gösterme lobisi” ifadesi yanlıştı, o ifadeye karşı çıkarken kullanılan kelimeler daha da yanlıştı…

Keşke o ilk “lobi” cümlesi de kullanılmasaydı ve kesilseydi, sonrakiler de… Böylece en sonunda kesilmiş olanlar da yazılmak zorunda kalmayacaktı. Böylece kimi fırsatçılar da “sansür var” diyerek Cumhuriyet’i hedef alma şansı bulamayacaktı.

3. Ne oldu? Sonuçta Kavala’nın hukukunu savunanlara ya da Kavala’yı siyaseten eleştirenlere değil, esas Cumhuriyet gazetesine zarar verilmiş oldu. Hatta fiilen “Kavala Cumhuriyet’i böldü” gibi bir sonuç bile çıktı maalesef.

Tabii bu durun gelip geçecektir.

7 Eylül’de gazeteyi yeniden Atatürk ve Cumhuriyet rotasına sokanlar, bu kazayı kolayca atlatacaktır.

Bu kazadan hepimiz, Cumhuriyet adına dersler çıkaralım…

  1. #1 by Sedat Akar on 04/12/2018 - 15:27

    Yorumun ve akılcı yaklaşımınız için teşekkür ederiz.

  2. #2 by Ahmet Bilir on 04/12/2018 - 15:29

    Selam üstat, mümkünse net bir cevap alabilir miyim senden? Bartu Soral konusunda Alev Coşkun haklı mıydı değil miydi? Bir kurum idare etmeninin dengeleri gözetmenin ne demek olduğunu bilirim az-çok. Senin yorumlarına değer verdiğim için soruyorum: Bartu Soral’ın yazılarına son verilmesi doğru mu yanlış mı?

  3. #3 by gurseltunc on 04/12/2018 - 15:53

    Bartu Soral adamdır.

  4. #4 by cumhuriyetciyorum on 04/12/2018 - 16:28

    Cumhuriyet’in 7 Eylül’de kemalist rotaya sokulduğuna inanmıştım. Bugünkü gelişmeler bu rotadan çıkıldığını gösteriyor. Olasılıkla gazete imeceyle içinden çıkamayacağı bir parasal sorun içindedir.Bu da yumuşak karın demektir. Bu yumuşa karın Kemalist rotadan sapmayı zorunlu kılmış olmalıdır. Ayrıca Soral’a yanıt diye hakaret üretenlere de değinmek gerekir. Özellikle, Zeynep Oral ve Mustafa Kemal Erdemol’un biçemleri kabul edilemezdir. Bugünkü yönetim bu krizi yönetememiştir. Koca çınara yazık edilmiştir. Okura değil CHP’li belediyelerin toplu alımlarına güvenilmiştir.
    Soral’ın adamlığı tartışma götürmez. Bu nedenle oraya girmedim.

  5. #5 by mayk on 04/12/2018 - 21:48

    Katiliyorum. Cumhuriyeteki tartismadan haberim yok ama olacak. Bartu Soral’i da cok tanimasam da hakkinda olumlu dusunurum.
    …..
    Bence Amerikancilikla mucadele ederken operasyonel ve istihbarat gucu olanlara oncelik verilmeli.
    Kavala bu anlamda kritik bir kimse mi. Bilmiyorum.
    Ayrica Amerika da eski Amerika degil. Trump ve Abd ordusu derin devletin kendi ulkelerindeki ayagini temizlerken, bizdeki ayaginin temizlenmesine karsi cikmaz heralde. Brunson’u danisikli bir dovusle bizden aldilar. Sanki bize baski yapmislar da oyle almislar gibiydiler. Aslinda cok ta umurlarinda degildi. Secimler oncesi bir numaraydi. Secimleri kaybettikleri iddiasi da o kadar dogru degil, cunku Trump cumhuriyetcileri degil ABD ulusal devletini temsil ediyor. ABD bir anonim sirket olarak kartel tarafindan esir alinmisti, simdi temellerine geri donuyor. Kastettigim kizilderillilere yapilan soykirim veya kolelik degil, ingiltereden yani derin devletten bagimsiz olmasi. Sonradan Titanik’i batirarak ve kriz cikartarak yeniden derin devletin kuklasi haline gelmisti. Trump ekibi elitlerin elinden suc isleyerek elde ettikleri 10 trilyon kadar varligi geri aldi.
    Bizim Fetoculerin caldiklarina el koymamiz gibi. Avrupayla olan savas ta belki/bence ordaki
    hazinelerde hak iddia etmekle ilgili olabilir. Simdi insana benzer robotlar yapiyorlar. Bir de artirilmis gerceklik diye bir kavram var. Bu ikisini birlestirince su anlami cikariyorum. Vatikanda bubi tuazklariyla korunan yuzbin kusur ton altin var. Bunlar yeni finansal sistemi kurarken lazim olacak. O zaman ne yapilmali, oralara insan olarak girilmez, robotla girilebilir. Artirilmis gerceklik yoluyla robotlarla insan olarak geziyormus mu gibi oralarda gezilir. Bir sandik goruldugunde bu bir tuzak midir yoksa hazine midir diye robot buna bakar. Patlarsa bu robotu temsil eden insan zarar gormez.
    ….
    Reis’in Gezi’ye onun adini bulastirmaya calismasi kabul edilemez.
    Yabanci gucler sonradan Gezi’deki enerjiyi kullanmaya calismis olabilirler.
    Apo basta Gezi’ye karsi cikti, sonra solculugu kimseye kaptirmamak icin en buyuk dusman gordukleri ulusalcilarin vatan partisi fraksiyonunu hedef alarak, meydan onlara birakilamaz dedi. Ayrica bu bariscil eylemi baltalamak icin belki mitci falan olan, belki pompali guruhtan olan , hatta belki fetoculardan ayaralanan gruplarla provokasyonalar yapildi.
    Dikkat ederseniz, Feto ve Hdp her zaman, Mhp ve Akp eskiden, arti halen bazen en buyuk dusman olarak ulusalcilari gormuslerdir. Kilcdar’in fraksiyonu da Vatan partisine baya mesafeli durmustur. Ama bugun Kilicdar’in Dogu Perincek’in adini kumpas davasi magdurlari arasinda saymasi olumlu. Belki Avrasyaya bir pas atti orda. M.ince de kurultay denemesi oncesi boyle birsey yapmisti.
    Vatan partisini ovmek icin soylemiyorum. Zaten yuzde yuz de katilmiyorum.
    Cosi Fan Tutte operasinda da Perincek’in adi gecmektedir. Hani derler ya Kuran’da hersey yazar., ona atif yapan bir espri . Dinleyin siz de bulun.
    …..
    Erden Erdem Feto simdi daha guclu demisti. Ve onun soylediklerini hakli cikaracak seyler var gercekten de. Nihat Genc ona niye karsidir anlamadim. Eren Erdem bence kesinlikle Fetocu degildir ve o zihniyete karsidir. Yalniz belki Fetocu arkadaslari ya da tanidiklari olabilir. Neye dayanarak soyluyorum: 15 temmuzda Isid Anitkabir’e saldiracakmis diye bir sey duymus ve bu iddianin guvenilir kaynaklara dayandigini soylemis..Bunu Fetoculerden de duymus olabilir, ya da Isid yerine pek te farki olmayan Feto belki Anitkabir’e saldiracakti, bundan haberdar olmustur.
    Fetonun darbe deneyecegini subattaki Aydinliktan degil, iki-uc hafta oncesinde Haziranda Soner Yalcin’in Sozcu’deki yazisindan ogrendim, yani hissettim. Aydinlik ise yalnizca Amerikanci bir darbeden bahsediyordu. Merak ediyorum, Reis’i kurtaran generaller bunu yaparken sizi koruyoruz, ama siz de bizim istediklerimizi yapacaksiniz, karsidevrimden vazgececeksiniz diye bir sart one surduler mi, yoksa onlar da ayni kafada mi. Perincek’e gore ordu Ataturkcudur, cunku kirmizi kitapta oyle yazmaktadir, ama Evren de Ataturkcu geciniyordu, ama yaptigi sey esasen ulkeyi Fetoye teslim etmek gibi birseydi. Bence ulkenin kaderini en cok etkileyecek sey budur, ordu samimi olarak Ataturkcu mudur ve bilincli midir, yoksa ben de pastadan pay alayim , yeni elit kesimin bir parcasi da ben olayim derdinde midirler. Bence en onemli konu bu.
    ……
    Perincek’in onerisi ulkeyi Akp, Mhp, Chp ve Vatan partisinin birlikte yonetmesiydi. Simdi parti degil, tek adam iktidari kuruldu, ama sanki perde arkasinda bir bolusum var gibi. Mesela Mhp ihalelerden pay kapmaktadir, ve istedigi olmadigi zaman nazlanmakata ve karakter atmaktadir.
    Yani belli bir gucu var. Fetonun de hala gucu var, cunku bazi bariz fetoculer yalnizca tutuklanmiyor da degiller, cok rahatlar, ulkeyi terk etmeyi dusunmuyorlar, hatta baskalarina fetocu iftirasi atiyorlar. Vatan Partisi ise rant elde etmese de (ulusal kanaldaki reklam ambargosunun azalmasi haric) bence Kavala tipi operasyonlarda etkili. Demirtasin icerde kalmasinda etkili olabilir. Bence biraz daha az radikal olsalar daha dengeli yurutulebilir bu isleri. Tarikatlarin da nufuz ve rant savasi var. Yani tuhaf bir koalisyon var gibi. Chp bu fiili koalisyonun disinda gibi. Vatan Partisini gucu nerden geliyor dersek, Avrasya ile olan samimiyetindendir diye dusunuyorum. Zaten VP ayni zamanda dunyanin en guclu adaminin bas harfleridir.

  6. #6 by Ahmet (face sayfasındaki yorumumu genişlettim) on 05/12/2018 - 15:39

    Aydınlık’tan benzer şekilde kovulan, hakkındaki hakaretamiz yorumlara cevap vermesi engellenen zatınıza yakışmamış bu yorum. Bartu hoca hukuksuzluğa değiniyor ama sırf öyle diye bu insanların ne mal olduğunu konuşmazsak, Kılıçdaroğlunun her başarısızlığını savunup eleştirileri “AKP sonrası” döneme iteleyen CHP seçmenine benzeriz bu bir. Bartu Soral’ın yorumlarına verilen cevaplarla kimin ne olduğunı anladık iki. Üçüncüsü, yakında bu iş size de dönecek gibi. Çünkü Suriye analizlerinizle, midesi bulanık ablanın White Helmets güzellemeleri taban tabana zıt. (ki kesinlikle o isimlerle farklı düşüncede olduğunuzu biliyorum) ve o midesi bulanık ablaya ters giden Bartu Soral bugün oradan kovuldu. En önemlisi, Cumhuriyet toparlamaya çalıştığı itibarını zedeleyerek kaybetmiş, öbürleri kazanmışsa da Pirus zaferi kazanmış ve “Can Dündar’ı kovduk, çok Atatürkçüyüz biz” imajlarından gerçek yüzlerini göstermişlerdir.

  7. #7 by mayk2 on 05/12/2018 - 22:18

    BartuSoralin yazisini Aydinliktan okudum. Perde arkasini bilmemekle beraber yine de yorum yapayim. Burda ne diyor ozet olarak, Kavala ve Demirtas’i parlatmayin. Hakli mi, evet hakli. Digerleri ne diyor , ortada iddianame yok, yargilama yok, niye icerdeler. Onlar da hakli. Yani burda bir celiski yok. Herkes hakliysa niye kavga ediliyor.

    Biraz B.Soral’in zehir zemberek bir uslupla yazmasi begenilmemis olabilir. Yani ne soyledigin degil nasil soyledigin onemli derler, iste bu da bir ornek.

    Cumhuriyet gazetesinde Aydinlik 2.0 gibi gorunmeme, ve muhalif gorunme cabasi oldugunu goruyorum. Yani ne ulusalci ne de sarayci olmadigi imaji olusturulmaya calisliyor. Dengeyi iyi ayarlamak lazim. Kurtleri kazanmak onemli bir hedef. Bence tele1 bu konuda bayagi basarili.

    Demirtas yargilanmiyorsa disari ciksin demek aslinda , disari cikmiyorsa yargilansin demektir ayni zamanda. Yani tamam, disari cikmiyor bu kesin, o zaman yargilamak zorundasiniz demektir. Yargilanirsa ne olacak, herseyi Akp Feto ve liberaller ile birlikte yaptigini soyleyecek. Yani bu hukusuzluga karsi gelmek aslinda bircok suclunun foyasini ortaya cikarma anlamina da gelecek.
    Adama 50 kisinin katili diyorlar, tamamen palavra, bunu belki kurtlerin az oldugu bolgelerde camilerde anlatiyorlardir. Tamam ocalanin heykeli dikilsin demis, nedir cezasi, ver bir 10 yil, benzeri suc isleyenelere, sehitlere kelle diyenlere de bir 10 yil ver. Ayrica Ocalan’in heykeli dikilsin demesi tamamen kendi mahallesine pas atmasidir, yoksa meclise boyle bir onerge falan vermis degildir. Olmayacagini bildigi seyi soyleyip bir kesimi gaza getirmek, ya da rakiplerine ustun gelmek istemistir. Benzer olarak Davutoglu, Reis’e karsi olan, karsisinda beni bulur gibi tuhaf bir fedailik sozu soylemisti, ama Reis Rusyaya yaklasirken ABD onu sadik bir ABD kuklasi olarak goruyordu. Ne soylendiginden cok kimin adami olduguna , gercek niyetinin ne olduguna, ne yaptigina bakmak lazim.

    Herkesin Ataturkclugu kendinedir. Onemli olan bence samimiyettir. Orta zekali bir kimse ne kadar istese de fazla Ataturkcu olamaz. Yani Ataturk’un asla kabul etmeyecegi gorusleri vardir.

    Bartu Soralin yazisinda sonlara dogru suna benzer bir ifade var: Agalari, asiretleri temizlemek lazim. Temizlemek ne demek, bu sistemi ortadan kaldirmaksa itirazim yok, ama agalari temizlemek onlari yok etmek diye anlasilabilir. Asiretleri temizlemek ise o asiretteki herkesi yoketmek diye anlasilabilir. Ayrica Batidaki agalar, agaogullari falan ne olacak. Esas agalar orda. Keyfi bir sekilde yargilama veya devrim yapilmasina karsiyim.

    ……………..

    Ataturkculer hakli olarak Kilicdar’dan rahatsizdilar. Abdullah Gul ve Ekmeleddini aday yapmaya calsimasi, itiraz edenlere kapiyi gostermesi ortada. Simdi Kilicdar koltuga yapismis inmiyor, o zaman onu ne yapip edip indirelim diye dusunenler olabilir. Hapse atmak cok tepki cekecegi icin, maddi olarak cokertme yontemi kullaniliyor olabilir. Sonunda Chpliler diyecek ki, sen cekil, borcunu parti karsilasin.. Yani bu bir senaryo. Ama Kilicdar’i zorla orda tutan guc te belki masraflari karsiliyor olabilir.

    Ya da masraflari reis karsiliyordur. reis diyordur ki, sen orda kal, sen bize lazimsin. Kilicdar da diyordur ki eyvallah, sen bana tazminat davasi ac, beni magdur et, boylece benim partideki yerim guclensin. Sen de rahat et ben de.

    Yani bir suru senaryo uydurulabilir. Kilicdarin en buyuk kusurularindan biri rejimi degistiren secimlerde bir oy bile ziyan olmayacak dedikten sonra milyonlarca oyun calinmasina sessiz kalmasi. Hirsizin hic mi sucu yok. Tamam da bizim taraftakinin hirsiz olmamasi yetmez. Hatta sen de hirsiz olsaydin da hakkimizi yedirmeseydin diyesi geliyor insanin.

mayk için bir cevap yazın Cevabı iptal et