Mehmet Ali Güller
Aydınlık Dergisi
02 Mayıs 2004
ABD’nin Adana Konsolosu Diyarbakır Belediye Başkanı’nı ziyaret edip, Diyarbakır’ı merkez yapma çalışmalarını konuşuyor… Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği Siyasi Müsteşarı, Tunceli’ye teftişe gidip, “İnsan hakları ihlalleri, AİHM’e gitmeden mahallinde halledilmeye çalışılmalıdır” diyor… Ve Antep’te Sanayi Odası eğitim veriyor: “KOBİ’ler AB’den nasıl fonlanır?”
Geçen hafta Türkiye’nin doğusu ve güneydoğusunda yaşanan üç olay, devletin çözülmesiyle başlayıp, milletin çözülmesine varan süreçte, toplumsal refleksin neredeyse yok olduğuna işaret etti. 10 yıl önce aklımıza bile getiremeyeceğimiz kimi olaylarla, günlük hayatta sıkça karşılaşmaya ve bu nedenle de neredeyse kanıksamaya başladık.
TBMM Başkanı’nın “Kıbrıs’la ilgili Meclis’te alınmış kararlar çok önemli değil. Zaten Resmi Gazete’de bile yayınlanmamış” dediğinde, Cumhurbaşkanı refleks gösteremiyorsa; Genelkurmay Başkanı, Yunan gazetesine verdiği demeçte “Milli Egemenlik tanımı değişti” diyebiliyorsa, Başbakan “Diyarbakır’ı ABD projesinde merkez yapacağız” dediğinde devletin merkezi kurumları duymamazlıktan geliyorsa; “Samsun’a çıkma vakti” çoktan gelmiştir!
İşte geçen yüzyılın başını hatırlatan üç örnek:
ABD YETKİLİLERİNDEN, DİYARBAKIR BELEDİYESİNE ZİYARET
ABD’nin Adana Konsolosu W. Scott Rold ve Ankara Büyükelçiliği Ekonomik İşler Müsteşarı Scot Marciel, 20 Nisan 2004 günü Diyarbakır Belediye Başkanı seçilen Osman Baydemir’i ziyaret etti.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, ABD’li yetkililerin, Başkan Baydemir’i ziyaret ederek, başkan seçilmesinden dolayı kendisini tebrik ettikleri belirtildi. Baydemir’in görüşmede, kentin ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları ile hayata geçirilmesi planlanan projeler hakkında ABD’li yetkililere bilgi verdiği ifade edilen açıklamada, Rold ve Marciel’in kenttin sorunlarının çözümü için üzerlerine düşeni yapacaklarını söyledikleri bildirildi.
Haber, belki de bu gibi durumlar normalleştiği için basının ilgisini çekmedi. Ancak, Aydınlık ciltleri şöyle bir karıştırıldığında, bu durumla karşılaşılmaması için ne çok uyarı niteliği taşıyan haber yapıldığı görülecektir. İşte bunlardan birkaçı:
– ABD’nin bir önceki Ankara Büyükelçisi Pearson, giderayak yaptığı açıklamalarının birinde, Irak’ın kuzeyiyle, Türkiye’nin doğusu ve güneydoğusunun tek bir ekonomik bölge olması gerektiğini söyledi.
– ABD’nin “Kürdistan Belediyeler Birliği” projesi, yani, Irak’ın kuzeyindeki belediyelerle, 28 Mart seçimlerinin ardından Güneydoğu’da kazanacak belediyelerin kardeş ilan edilmesiyle başlayacak proje.
– Başbakan Erdoğan, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, Diyarbakır’ı merkez yapmak istediğini söyledi.
– Ve bu sayımızda da okuduğunuz gibi bu çalışmalara ivme katmak için, Uluslararası Bağdat Fuarı, ABD’nin isteğiyle Diyarbakır’a taşınıyor.
AB YETKİLİSİ TUNCELİ TEFTİŞİNDE
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği Siyasi Müsteşarı Martin Dawson, 28 Nisan’da Tunceli’yi ziyaret ediyor. Tunceli İnsan Hakları Kurulu üyeleriyle toplantı yapan Dawson, bu tarz kurulların önemli olduğunu belirterek, kurul üyelerine bölgedeki insan hakları ihlallerinin ne durumda olduğunu sordu. Kurul üyelerinden rapor alan Dawson, şunları kaydetti: “İnsan hakları ihlalleri, Avrupa İnsan Hakları Makhemesi’ne (AİHM) gitmeden mahallinde halledilmeye çalışılmalıdır.” Çeşitli “sivil toplum kuruluşu” yetkilisiyle de biraraya gelen Dawson’un Tunceli ziyareti, maalesef tam bir teftiş havasında oldu.
Yıllarca, Türkiye’yi Avrupa’ya şikayet ettirecek hain satın alan AB, şimdi de yurdumuza sömürge muamelesinde bulunup, şikayetten de önce bizzat yerinde müdahil oluyor.
“KOBİ’LER AB’DEN NASIL FONLANIR?”
Tarih: 20 Nisan 2004. Yer: Gaziantep Sanayi Odası.
“Türk Üniversiteleri, Kobileri ve Bilim Merkezlerinin Avrupa’ya Entegrasyonu” (TUSMES) Koordinatörü Meltem Kurtsan, bir eğitim semineri veriyor. Seminerin ismi, ciltler dolusu kitaplardan daha öğretici: “KOBİ’ler, AB’den nasıl fonlanır?”
Evet, TUSMES isimli bir kuruluşun koordinatörü Güneydoğu KOBİ’lerine, Avrupa’dan nasıl para alacaklarını “öğretiyor”. KOBİ’lerin Araştırma-Geliştirme (AR-GE) projesi hazırlaması gerektiğini belirten koordinatör hanım, Avrupa firmalarıyla da ortaklık kurulması çağrısı yapıyor. Tabii, Aydınlık okurları, fonlanmayla, avlanma arasındaki ilişkiyi, pek çok haberimizden hatırlıyorlar. Koordinatör hanımın Avrupa’lı firmalarla ortaklık dediği de Güneydoğu’daki işletmelerimizin yutulması!
Geçen yüzyılın başını hatırlatan üç örnek dedik.
Ve ekleyelim… Geçen yüzyılın başında bu örneklere bir son da verilebilmişti!
Ve hatırlayalım… Biz bu Cumhuriyet’i, devrimle kurduk!