STEVE JOBS DEVRİMCİ DEĞİLDİ!

Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un 56 yaşında ölmesi kuşkusuz tüm dünyayı üzdü… Daha doğrusu insanlar aslında kendilerine üzüldü; dünyanın en zengin beş isminden birinin mal varlığının da ölüme çare olamaması, kanseri yenememesiydi bunda
etken olan…

Jobs’a üzülmeyi küreselleştiren ana etken ise kuşkusuz Apple’ın bilgisayarlarının ve telefonlarının günlük hayatımızda yoğun yer almasıydı…

Jobs’la ilgili Türkiye’de de çok şey yazıldı, çizildi ölümünün ardından. Ancak Steve Jobs’la ilgili en ilginç yazıyı Aydınlık’ta
okuduk: Aydınlık ekonomi servisi şefi Nazım Güvenç ağabey, önceki gün köşesini Jobs’a ayırmış ve “Steve Jobs bir devrimciydi” başlığını kullanmıştı.

Nazım ağabey, bu değerlendirmeyi şu varsayımlara göre yapıyor: “Jobs, Edison’u da aşan bir mucitti. Jobs, Bill Gates’le birlikte sanayi toplumundan, bilgi toplumuna geçişi sağladı. Dünyayı değiştirebilecek kadar yürekli ve yetenekli biriydi. Devrimcilik sadece siyasal düzlemle sınırlandırılacak kadar dar bir açıya sığmazdı, bu yüzden de Jobs, icatlarıyla gerçek bir devrimciydi. Üstelik Jobs üniversite terkti, eski çağın üniversitesine katlanamamıştı…”

JOBS MUCİT DEĞİLDİ, TASARIMCIYDI

Nazım ağabeyin yazısından hareketle temel sorumuz şu olacak: Steve Jobs, mucit miydi ve de her mucit devrimci midir?

Jobs’un onlarca icat yaptığını, günümüzün en önemli mucidi olduğunu iddia edenler, yazanlar çoğunlukta. Bu değerlendirmelere ise elbette “icat” kavramının, tıpkı pek çok kavram gibi sığlaştırılması yol açıyor. Artık her yeniliğe icat deniyor…

Bu nedenle Steve Jobs da mucit sayılıyor. Oysa Jobs mucit değil! Çünkü Jobs ne bilgisayarı icat etti ne de telefonu… Örneğin Apple’ın bilgisayarı olan Macintosh’ların ayırt edici özelliğinin Xerox’tan alındığı biliniyor. IPod’dan önce de MP3 çalarlar vardı, ITunes’dan önce de müzik dinleme programları vardı vs…

Steve Jobs, bu icatları aldı ve yeniden tasarladı; ama çok iyi tasarladı! Hepsi bu…

Ayrıca Jobs’un daha doğrusu Apple şirketinin tasarladığı pek çok ürünün, Jobs’un zekasının ürünü olmadığını, şirkette çalışan sayısız insanın emeğinin toplamı olduğunu da unutmamak gerekir. Üstelik her ürün, sonuçta metadır ve o metaya sahip olmak için organlarını satan gençlerle ilgili haberler yıllardır gazete sayfalarındadır.

BİLİŞİM, KAPİTALİST SİSTEM İÇİNDEDİR

Varsayalım ki, Jobs da bir mucitti. Bu onu devrimci yapar mı?

Aslında sıkıntı sistemin kavramları eğip bükmesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle iki saptama yapmamız zorunludur:

1.) Bilgi toplumu, bilişim çağı gibi
kavramlar, sistem dışı değildir, tersine kapitalist sistemin içindedir.

2.) Bilgi üretimi, mucitlik ve hatta
devrimcilik gibi kavramlar da kapitalist sistem tarafından metalaştırılmakta,
paraya dönüştürülmektedir.

APPLE TEKELDİ

Şu örnekle konuyu biraz daha açalım:

Yazılım konusu dünyada tekelleşmiş durumda. Dünyanın en zengin ismi Bill Gates’in Microsoft’u ile onu izleyen Steve Jobs’un
Apple’ı rakiplerini yıllardır amansızca ezmekte, köşeye sıkıştırmakta ve sektör dışına fırlatıp atmaktadır. Her iki şirket de kapalı işletim sistemlerini tekel olarak rakiplerine karşı amansızca kullandılar.

Karşılarında “open office” yani açık yazılım direnmekte, varlık göstermeye çalışmaktadır. Ya da tıpkı Türk malı Pardus gibi
bazı ülkelerin kendi yazılımları…

Şöyle basitleştirelim; aldığımız her bilgisayar ile birlikte mecburi satın aldığımız Microsoft ya da Apple bir tarafta, benzer
yazılımı bize ücretsiz sunan, paylaşan Open Office diğer tarafta…

Apple devrimciyse, o zaman Open Office ya da Pardus ne? Aralarında sadece kalite farkı olması, Apple’ı devrimci yapar mı?

JOBS KAPİTAL SAHİBİDİR

Gelelim işin ekonomi-politiğine…

Hiç lafı uzatmaya gerek yok. Steve Jobs da, Bill Gates de kapitalist sistemin en tepesindeki isimlerdir. Kapitale, metaya, paraya
onlar hükmetmektedirler ve onların sistemi tüketimi belirlemektedir.

En çok metaya sahip olan Jobs’un devrimci olması, eşyanın tabiatına aykırıdır!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
14 Ekim 2011

, ,

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın