PKK’nin tanık, TSK’nin de sanık yapıldığı Ergenekon soruşturması süreci, aşağıdan yukarıya tırmandırılarak Genelkurmay Başkanı’na kadar vardırıldı.
Em. Org. İlker Başbuğ‘un tutuklanması, Ergenekon’da bir Genelkurmay Başkanı’nın ilk defa tutuklanmasından daha çok, onun şahsında TSK’nin tümden terör örgütü diye suçlanması bakımından önemli…
Bu ilk olma durumunun, tersinden de bir ilk oluşturmasını ve Türk Ordusu’nun “hukuka saygı” diyerek ABD tertibine direnilemeyeceğini öğrenmiş olmasını arzuluyoruz. Zira ABD, operasyonu Başbuğ‘da durdurmayacak!
AYDINLIK UYARMIŞTI
Aydınlık arşivini açalım:
Tarih, 31 Ağustos 2008. 1102 sayılı Aydınlık dergisinin kapağı şöyle: “5 Genelkurmay Başkanı Ergenekon’la suçlanıyor.”
Devam edelim… Tarih, 5 Temmuz 2009. 1146 sayılı Aydınlık dergisinin kapağı günümüze ışık tutuyor: “Fethullahçı Gladyo’nun ‘8. darbe’ senaryosu sahnede! Hedef Org. Başbuğ.”
Kısacası, saldırı açık açık geliyor ama Türk Ordusu, “hukuka saygı”da mevzileniyordu.
GENELKURMAY BAŞKANLARI NEDEN HEDEF?
ABD’nin hedef aldığı Genelkurmay Başkanları Org. NecipTorumtay, Org. İsmail Hakkı Karadayı, Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, Org. Yaşar Büyükanıt ve Org. İlker Başbuğ‘du…
Birincisi yaşamını yitirdi; ABD, beşincisinden başladı.
Peki bu komutanlar neden ABD’nin hedefiydi?
Org. Necip Torumtay, Cumhurbaşkanı Özal‘dan gelen Irak’a girme emrini uygulamamak için istifa etmişti.
Org. İsmail Kakkı Karadayı döneminde Türk Ordusu, Kuzey Irak’a, yani ABD’nin egemenlik alanına 35 bin askerle girdi ve kukla devleti büyük oranda dağıttı! Harekatın düzenlendiği Mart 1995 tarihi, aynı zamanda TSK’nin ABD’ye silahla direnmeye başladığı tarihtir.
Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, Ocak 2002’de dost-düşman tarifi yapmıştı: “Bir taraftan soğuk savaşın eski düşman ülkeleri ortak çıkarlar için işbirliği yaparken, diğer yanda yıllarca dost ve müttefik olduğumuz ülkeler, Türk ulusunun bekaasına yönelik terörizme destek verdiği görülebilmektedir.
Org. Yaşar Büyükanıt ise ABD’nin terördeki rolüne dikkat çekmişti: “ABD Kuzey Irak’a konuşlanırsa, terörü de beraberinde getirebilir.”
Org. İlker Başbuğ, Irak’ın kuzeyinden gelen tehdide karşı İran’la işbirliği konusunda şunları söylemişti: “İran’la koordineli vurduk, gerekirse yine yaparız. İran’la istihbarat paylaşıyoruz. Onlar harekata başladığında, biz de yapıyoruz. Bilgi de paylaşıyoruz. Sınırın İran tarafından onlar, Türkiye tarafından biz operasyon düzenliyoruz.”
Beş Genelkurmay Başkanı, toplamda tehdidin kaynağını saptamış ve tehdide karşı bölgesel işbirliği içine girmişti. Kısacası, beşinin toplamı, ABD’ye karşı İran’la ve diğer komşularla ittifakı temsil ediyordu.
KURMAY ZAAFI
Ancak son iki Genelkurmay Başkanı döneminde ciddi zaaflar oluştuğunu da söylemeliyiz. Bu dönemde TSK, PKK’ye karşı ABD’yle “ittifak” çizgisine girdi, anlık istihbarat paylaşımı adı altında terörizmle mücadelenin en kilit unsurunu “müttefikine” teslim etti! Dahası, ABD’nin Avrasyacı subaylara karşı başlattığı tertibi, “hukuka saygı” diyerek izledi.
Em. Org. İlker Başbuğ‘un mahkemedeki savunmasında hâlâ “ben hep kanunların çizgisinde oldum” demesi, kurmay zaafının sürdüğünün göstergesidir.
Teğmenini teslim eden Genelkurmay Başkanı’nın generalini de koruyamadığı bir sürece dönüşen bu soruşturma, gelip en sonunda TSK’nin komutanını da esir aldı.
Esir diyoruz, çünkü bunun bir Türk-Amerikan savaşı olduğunu ve Türk subaylarının teker teker savaş dışı bırakıldığını görüyoruz. O savaş bugün Kuzey Irak cephesinde yoğunlaşmıştır; Suriye, Ermeni meselesi ve Kıbrıs cephelerinden de desteklenmektedir. Türkiye, bölünme anayasasıyla, milli devlet olmaktan çıkarılmak istenmektedir.
Türk Ordusu şu gerçeği unutmamalı: Milli devletler, orduları direndikçe vardır. SSCB, Rus Ordusu direnmediği için dağıldı!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
7 Ocak 2012
#1 by ksimsek on 08/01/2012 - 15:27
Haydi Türkiye!
Az kaldı az!
Biraz daha dayan!
Yugoslavya gibi kardeş kanında boğulmaya, parçalanıp bilmem kaç tane devlet haline getirilmeye az kaldı!
Kaos ‘a az kaldı!
Kavgaya az kaldı!
Ve siz;
Her yeni gelişme üzerine, “endişe ile izliyoruz” , “kaygı ile izliyoruz” diyen siyasi partiler gerçekten sözünüzün eri insanlarsınız.İzlemekten başka bir şey yapmıyorsunuz.
Ve sen Bahçeli, gidin evinizde oturun dediğin Komutan Eşleri kadar bile yürekli değilsin.Ancak endişe ile kaygı ile izlersin.Daha da çok izlersin.
Ve sen Kılıçdaroğlu, Baykal’ın gidişiyle birlikte bir anda nasıl olduğunu bile anlayamadan tepeye oturan Kılıçdaroğlu; senden olsa olsa ancak laf ebesi olur başka da birşey olmaz.Sen de otur oturduğun yerde hiçbir şey yapma.Tek yapabildiğin Laf Ebeliği, onu da iyi yapıyorsun gerçekten hakkını vermek lazım.
Ve siz Necip Türk Milleti;
Biliyoruz ki, bu düzen aynen bu şekilde devam ettiği sürece bu ülke bir gün kardeş kanında boğulmaya mahkum edilecek.Kaos ortamını kavgayı en tavan noktasından yaşayacağız.O zaman da Akepe demeye devam edecek misiniz bakalım!
Ve Türk Genelkurmayı;
Sine-i Millete dönmekten kaçındığınız ve karşı hamle yapmadığınız sürece, bugün moral ziyaretine gittiğiniz arkadaşlarınız yanına gideceksiniz kısa bir zaman içerisinde.Hiçbir zaman umudu size bağlamadık her zaman halka bağladıysak ta tarih bizlere bir askerin yeri geldiğin de neler yapabildiğini çok iyi gösteriyor.Emin olun ki Kurtuluş Savaşı yıllarında ki durumumuzdan daha kötü değiliz.
2013-2015 döneminde olası bir İran saldırısı sonucunda Amerikanın Kürt ve Şii kartını birlikte açması ile birlikte Ortadoğuda başlayacak bir ayaklanmanın bize büyük ölçüde yansıyabileceği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğine fetret tohumu sokulabileceğini bizim gibi sıradan vatandaşlardan dinlemek size yakışmıyor.Her dakika her saniye aleyhte işliyor.Şu an bile, birileri bu ülkenin temeline ya dinamit yerleştiriyor ya hazırlık yapıyor yada sessiz sedasız patlatıyor.
8/9 Temmuz 1919 gecesi hayatında en sevdiği şeye askerliğe veda edip Sine-i Millete dönen Mustafa Kemal gibi davranmanızı istiyoruz.Kendinize ve Türk Milletine güvenin.İçeri atılmayı bekleyerek görev yapmaktansa Sine-i Milleti dönmekten çekinmeyin.Generalsiz Orduyu, AKP ne yapar sorusuna gelirsek eğer, Bırakalım Akp, genç subaylarla başbaşa kalsın ve ne yapabiliyorsa yapsın!
Ama siz
Artık vakit kaybetmeden,
Sine-i Millete dönün.
Türk Milleti; Türk Genelkurmayı’ nı her zaman kalbinde yaşattığı gibi o zaman da yüreğine basacaktır.Ve kurtuluşa, dün olduğu gibi bugün de katkı sağlayacaktır.
LÜTFEN
İçeri atılmayı bekleyerek görev yapmaktansa, Sine-i Milleti dönmekten çekinmeyin.
http://www.eyozgurluk.net/blog/2012/01/haydi-turkiye/