Washington yönetimi, sekiz yıl aradan sonra 2. ABD-Afrika Zirvesi düzenledi. 49 Afrikalı lider, ABD Başkanı Joe Biden’ın davetiyle üç günlük zirve için Washington’da buluştu. ABD’nin zirvesine, Fransa’yı topraklarından kovan ve Batıcı hükümetleri deviren Mali, Gine, Burkina Faso ve Sudan liderleri davet edilmedi.
Peki, ilk zirveyi 2014 yılında Obama döneminde düzenleyen Washington, sekiz yıl aradan sonra neden ikinci zirveye ihtiyaç duydu? 6 maddede inceleyelim:
ABD’NİN ÇİN RAHATSIZLIĞI
1) ABD, Çin’in Afrika’da kazan-kazan ilkesiyle yürüttüğü ekonomik ilişkilerden ve Afrika’nın Kuşak ve Yol’a entegrasyonundan çok rahatsız.
Çin’in son 10 yılda Afrika’da artan orandaki yatırımı, ticareti ve etkisi, ABD’yi endişelendirmektedir. Öyle ki, Çin’in Afrika’yla ticareti, ABD’nin Afrika’yla ticaretini önce aşmış, ardından da dört katına kadar çıkmıştır.
2021 yılında Çin-Afrika ticareti 254 milyar dolara ulaşırken, ABD-Afrika ticareti 64 milyar dolarda kaldı (Reuters, 15.12.2022).
2) ABD, Çin’in dışında Rusya, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerin de Afrika’yla ilişkilerini geliştirmelerinden rahatsız.
Bu değişimi en iyi ifade eden olgu, ülkelerin Afrika’da düzenlediği zirvelerdir. ABD, Afrika’yla ilk zirvesini, Obama döneminde, 2014 yılında yapmıştı. 8 yıl aradan sonra ikinci zirvesini düzenlemiş oldu. Bu süreçte Çin ve Japonya üçer, Türkiye iki, Rusya ve Hindistan ise Afrika ile birer zirve düzenledi (AA, 15.12.2022).
BIDEN’IN RÜŞVET PAKETİ
3) Peki ABD, Afrika’da Çin başta Rusya ve Hindistan’a karşı nasıl denge oluşturacak? Biden, bunun yolunun rüşvet olduğunu düşünüyor açıkça. Zirvede yaptığı konuşmada bu amaçla bir paket açıkladı ve “Afrika’nın ajandasındaki önceliklerini desteklemek için 55 milyar dolar ayırmayı düşündüklerini” söyledi.
Bu yatırım düşünceden fiiliyata ne oranda geçecek, göreceğiz. Zira Obama döneminde açıklanan projelerin ancak yüzde 25’i hayata geçebilmişti.
Öte yandan Biden, Afrika’daki demokrasilere 75 milyon yatırım yapacaklarını da söyledi ki, bu emperyalist sözlükte, ABD’ye yakın yönetimleri iş başına getirmek için düzenlenecek operasyonların gideri demektir.
4) Afrika, ülke sayısı çokluğu nedeniyle uluslararası kuruluşlarda çok önemli bir oy faktörü. ABD bu faktörü, hem BM’de, hem de G20’de kullanmak istiyor.
54 Afrika ülkesinin çoğunluğu, BM’deki kritik oylamalarda ABD’ye nazaran Çin ve Rusya’yla daha çok birlikte hareket ediyor ve ABD bu tabloyu değiştirmek istiyor.
ABD Başkanı Biden bu amaçla, ABD-Afrika Zirvesi’nin üçüncü ve son gününde şu çağrıyı yaptı: “Afrika, küresel meselelerin konuşulduğu her odada, masada olmalı. Bu nedenle de eylül ayında BM Genel Kurulunda, BM Güvenlik Konseyinin Afrikalı temsilcileri de kapsayacak şekilde reforme edilmesi çağrısında bulundum. Bugün de Afrika Birliğinin G20’ye daimi üye olarak katılması çağrısı yapıyorum” (AA, 15.12.2022).
FRANSA AFRİKA’DAN KOVULDU
5) Sosyalizm dalgasının yükseldiği yıllarda sömürgeciliğe karşı ayağa kalkan Afrikalılar, teker teker bağımsızlıklarını kazanmıştı. Ancak başta Fransa olmaz üzere batılı sömürgecilerin hâlâ kıtada azalsa da etkisi vardı.
Özellikle son on yılda Afrika’nın Çin ve Rusya’yla geliştirdiği ilişkiler, sömürgeciliğin kalan son izlerini de temizleyebilmek için fırsatlar doğurdu. Son olarak Fransa, Mali’den ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nden kovuldu ve kalan son askerlerini de çekmek zorunda kaldı.
İşte ABD, Afrika’da ağırlık oluşturarak Batı’nın bu geri çekilmesini de dengelemek istiyor.
ABD, AFRİKA’YI SEÇİME ZORLUYOR
6) ABD, zirvede açıkça Çin ve Rusya’yı hedef aldı ve Afrika ülkelerini de Çin ve Rusya’yla ilişkileri konusunda uyardı.
Zirvenin ilk günü konuşan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Çin’in artan ekonomik etkisiyle Afrika’da günden güne “ayak izini” genişlettiğini ve Rusya’nın da Afrika’ya ucuz silah sattığını; iki ülkenin bu hamlelerinin Afrika’da istikrarı bozduğunu ileri sürdü.
Austin’in bu suçlamalarına tepki gösteren Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, zirvede Rusya ve Çin’i hedef alan ABD’nin “eşit diyalog ve adil rekabetten aciz olduğunu gösterdiğini” belirtti (Sputnik, 16.12.2022).
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin ise “Afrika’nın büyük devletler arasında yarış alanı gibi kullanılmasına karşı olduklarını” belirtti (CRI Türk, 13.12.2022).
SONUÇ: AFRİKA ÇOK TARAFLILIKTAN YANA
ABD, Çin ve Rusya’nın artan, Fransa’nın (Batı’nın) azalan etkisini dengelemek için Afrika açılımı yaptı. Ancak Washington yönetiminin bu hamlesinin zayıf yanı, Afrika ülkelerini ABD ile Çin arasında seçim yapmaya zorlayan bir anlayışa sahip olmasıydı.
Afrika ülkelerinin genel eğilimi ise bir seçim yapma yönünde değil elbette. Bu eğilimi ifade eden açıklama ise Etiyorpya’nın BM Büyükelçisi Taye Atske Selassie Amde’den geldi. Etiyopyalı diplomat Reuters’e yaptığı açıklamada tutumlarını şöyle özetledi: “Her iki ülkenin de Afrika ülkeleriyle farklı düzeylerde ilişkileri olması, onları Afrika’nın kalkınması için eşit derecede önemli kılıyor. Ancak, her Afrika ülkesinin kendi ilişkilerini ve çıkarlarını en iyi şekilde belirleme ajansına sahip olduğu bilinmelidir.”
Kısacası, Washington’un bu hamlesine rağmen, önümüzdeki yıllarda da Afrika’da ABD’nin hegemonya diplomasisi değil; Çin’in içişlerine karışmama, karşılıklı yarara ve ortak kazanca dayalı işbirliği diplomasisi etkin olacak görünüyor…
Mehmet Ali Güller
CRI Türk
20 Aralık 2022
#1 by Yasemin Çin on 22/12/2022 - 09:56
Bilgi aktarımı için teşekkürler. Özellikle, Rusya, Çin, çok yüzlü (Batı, İngiltere, ABD) konularında yazdıklarınız; beni aradığım bilgilerle buluşturuyor.
Ben de araştırma yaptığım konuları sizinle paylaşıyorum. İlginizi çeker, okursunuz umuduyla. En derin saygılarımla!
HAK?! KUR’AN!
Promosyon-Emekli ikramiyesi
Rüşvet-Torpil
KUR’AN, (Teğabûn,3):ALLAH, gökleri ve yeri HAK ile oluşturdu.
Hak yemeden, hakkını da yedirmeden orta yolu bulmak!? Hak nerede çiğnenir, kendi hakkımızı nereye kadar koruyabiliriz-korumalıyız?! soruları cevap bulmalı. HAK; gerçek anlam boyutu ile KUR’AN içinde araştırılmalı?!
Sadece, kendi yüksek kârlarını düşünen-sadece, çok-hep para kazanma sömürü düzeni olan bankalar/bir yönüyle modern tefeciler; emekli maaşlarını, kendi özel bankalarına aktarma bedeli promosyonu, ne karşılığı, neden veriyorlar?
Arka planda, gizli-kapaklı, kapalı kapılar ardında neyin pazarlığı-ne anlaşmalar yapılıyor!?
Emekli maaşlarının; özel bankalara/modern kölelik sistemine(kredilerle borçlandırdıklarını, kendilerine köle yapanlar) aktarılmasına gerek kalmadan, devletin kendi emeklilerine, eğer bu bir haksa(!), kendisinin ödemesi gerekmez mi? Emeklilerini, banka banka dolaştırıp, pazarlıklara malzeme yapması, kamu haklarını küçük çıkarlar(!) karşılığı, özele aktarması doğru mu?!
Ayrıca emekli ikramiyeleri de sorgulanmalı!
Emekli maaşlarını; adil-yaşam standardı yüksek bir seviyeye getirecek düzenlemeler yerine; devlet kaynaklarını, oy uğruna rüşvet de sayılabilecek, ‘ikramiye’ adıyla dağıtması, devletin her verdiğinin, hak ol(a)mayacağını düşündürmeli!
Herkese, siyasilere, özellikle kamu kaynaklarının başında olanlara, ülkeyi yönetenlere; KUR’AN’ın, Hak-Adalet uyarıları!!!
(Âli-İmran,161):Kim emanete hıyanet eder, kamu malından çalarsa, kıyamet günü çaldığı şey boynunda asılı olarak gelir.
(Nisa,10):Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, karınlarını ateşle doldurur.
(Nisa,29):Ey inananlar! Birbirinizin malını haksız yollarla alıp yemeyin!
(İsra,34):Verdiğiniz sözleri yerine getirin.
(Saff,2):Yap(a)mayacağınız şeyleri neden söylüyorsunuz?
(Maide,8): Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adaletten/adil davranmaktan alıkoymasın.
(Nisa,135):Kendiniz, anneniz, babanız ve yakınlarınız aleyhinde de olsa adaletten ayrılmayın; zengin-yoksul ayrımı yapmadan, kişisel çıkar ve duygularınıza uyarak taraflı davranmayın.
KUR’AN’ın; memleketin başına belâ rüşvet ve torpile de söyleyecekleri var!
(Bakara,188):Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara başvurarak yemeyin. Halkın parasını, haksız yere yemek amacıyla, bile bile memurlara/yöneticilere rüşvet vermeyin.
(Nisa,58):Hiç kuşkusuz ALLAH, sorumluluğu, her işin uzmanına verilmesini diler. Ve sorumluluklarınızı yürütürken insanlara karşı adil davranmanızı öğütler.
Hak ihlâllerinin, adaletsizliklerin en yoğun yaşandığı günümüzde-ülkemizde, bu ihlâlleri yaşatanların, ‘Hak’ çizgisine riayet ettiklerini söyleyebilir misiniz?! Sadece söylemlerle; hep hitabet sanatının bütün inceliklerini kullanarak yol alanların, yani sadece konuşanların, eylemlerinde adalete/hakka-hukukâ uyacaklarına inanır, güvenebilir misiniz!? Konuşmalara değil, hep sonuca/eylemlere bakılmalı ve zulme/zalime karşı mücadelede birlik sağlanmalı ki, âkıbet; aldatılmak/pişmanlık/öfke-üzüntü ve kazanılmış hakların-özgürlüklerin kaybı olmasın!
(Enfal,25):İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu paylaşmaz, herkesin yararına birliği sağlamazsanız, geldiği zaman, sadece zalimleri değil, tüm herkesi kapsayıp perişan edecek felaketten sakının!
İsra,16):Biz, bir ülkeyi değişime/yıkıma uğratmak istediğimizde; adil olmayanlarını/varlık-güç sahibi önde gelenlerini/zevkine düşkün zenginlerini söz sahibi yaparız/o ülke yönetimine gelmesine izin veririz de, onlar orada kötü işler yaparak hak yoldan çıkarlar/onlar eliyle oranın altını üstüne getirerek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz.