İpotekli masa

Altılı Masa’nın eski AKP’li iki bileşeni olan Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın son açıklamaları, bu ikilinin sadece Millet İttifakı’nı değil, yarın da yürütmeyi denetim altında tutmayı planladıklarını gösteriyor.

İkilinin büyük tepki görmesi gereken çıkışlarına sessiz kalınması, ikilinin seçim üzerinden büyük ortaklarını rehin aldıklarını, masayı ipotekli hale getirdiklerini gösteriyor.

Babacan-Davutoğlu sorunu

Kılıçdaroğlu “beşli çeteyle mücadele” dedikçe, Babacan “büyük sermaye” diyor; Kılıçdaroğlu “kamulaştırma” deyince, Babacan “daha çok özelleştirme” diyor…

Dolayısıyla Altılı Masa iktidarında ekonominin dümeninin Ali Babacan’da olması halinde, Türkiye’nin alt ve orta sınıflarını daha da derinleşecek yoksulluk bekliyor!

Ancak DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Altılı Masa’ya zararının, temsil ettiği neoliberalizmle sınırlı kalmayacağı görülüyor.

Babacan’ın Türklüğün anayasadan çıkarılmasından tarikatların serbest kalmasına ve her tarikatın kendi din adamlarını kendi eğitimcileriyle yetiştirmesini savunmasına kadar bir dizi politikası, tehlikenin daha da büyük olduğuna işaret ediyor.

Hiç lafı dolandırmadan belirtelim: Babacan’ın savundukları, AKP’nin ülkeyi bu hale getiren programıdır! Zaten halen mali sermaye kârını yüzde 250’ler mertebesinde artırmıyor mu? Altı yaşındaki çocukla evlenen hoca tarikatın kendi iç okulunda değil de MEB okulunda mı yetişti? Türkiye Cumhuriyeti ibaresini kurumların isminden AKP çıkarmadı mı?

İpotekli yürütme

Ya Ahmet Davutoğlu?

Muhalefet Suriye’yle normalleşmeyi savundukça ve iktidarı bu çizgiye gelmeye zorladıkça, Davutoğlu normalleşmeye karşı çıkıyor; muhalefet sığınmacıların geri dönüşünü savundukça, Davutoğlu buna karşı çıkıyor.

Dolayısıyla Altılı Masa iktidarında dışişlerinin dümeninde Davutoğlu’nun olması halinde, Türkiye’nin dış politikasını mevcuttan bile daha büyük sorunlar bekliyor!

Ancak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Altılı Masa’ya zararının, temsil ettiği bu dış politika anlayışıyla sınırlı kalmayacağı görülüyor.

Davutoğlu’nun şu son çıkışı bir “ipotekli yürütme” sorununa işaret ediyor: “Genel başkanlar doğrudan karar süreçlerinin içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar, cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacaklar.”

Yani altı siyasi parti genel başkanının denetiminde bir cumhurbaşkanı! O halde Erdoğan‘ın aynı zamanda siyasi bir kimliğinin olmasına neden karşı çıkılıyor? Nerede kaldı cumhurbaşkanının tarafsız olması savunusu?

Türkiye’nin muhalefet sorunu

Dörtlü Millet İttifakı’nın Altılı Masa’ya dönüşmesi, yani CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye; Gelecek ve DEVA’nın dahil edilmesi, sınırlı nicel artışla nitelikte azalma demek özetle…

Bu iki parti sınırlı nicelikleriyle Altı Masa’yı ipotekli hale getirmiş, yarın için de “ipotekli yürütme” hedefinde olduklarını ortaya koymuşlardır.

Dolayısıyla dönüp dönüp aynı noktaya geliyoruz:

1) AKP’nin 20 yıldır iktidar olabilmesi AKP’nin başarısından çok muhalefetin başarısızlığıyla ilgilidir.

2) Türkiye’nin iktidar sorununun çözümü, muhalefet sorununun çözümünden geçmektedir.

Seçimle sınırlı ittifak

Ortaya çıkmış bulunuyor ki, Altılı Masa’nın birlikte Türkiye’yi yönetmesi mümkün değil. Bu eşyanın tabiatına aykırı.

Dolayısıyla Altılı Masa Türkiye’yi yönetme iddiasıyla seçmenin karşısına çıkmaya kalkarsa, seçmene yalan söylemiş olur.

Bu durumda seçimi kazanmak istiyorsa Altılı Masa’nın yapacağı en tutarlı şey, bir yıl içerisinde Türkiye’yi bugünkü sistemden kurtaracak geçici bir cumhurbaşkanı seçmek. Kurduğu ittifak da bu hedefle sınırlı olmalı.

Bu hedefe ulaşıldıktan sonra her parti kendi bağımsız siyasetini yapmaya devam eder.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
7 Ocak 2022

  1. samet sabuncu adlı kullanıcının avatarı

    #1 by samet sabuncu on 08/01/2023 - 00:52

    Ben bu iki partinin aynı akp anayasa mahkemesinde yargılanırken abdullatif şenerin kurduğu hülle partisiyle aynı amaçlı yani muhalefetin oylarını bölüp akp yi iktidar yapma amaçlı hülle partileri olduklarını en başından beri iddia ediyor ve bu ikilinin ve daha ileri giderek saadet partisinin de bu ittifakta olmamalarını savunuyorum.zaten bu üçlü sac ayağından sadece saadet partisinin bir miktar oy potansiyeli var.chp+iyi parti+demokrat parti üçlüsüne hdp katılsa bu hülle partilerinden çok daha etkili bir birliktelik olurdu ve de kazanmak garanti olurdu diye düşünüyorum.

  2. Ali adlı kullanıcının avatarı

    #2 by Ali on 09/01/2023 - 13:01

    Sayın Güler.
    Tespitleriniz çok doğru. Ben size biyolojik yapimiz olarak örnek vereyim.
    BEYİN VÜCUDU,VUCUDDA BEYNİ SEVMEZ. Derim.
    Neden; vucud dünya arzli olup protein li gıdaları ister. Kan kırmızı ligi da bundandır.
    BEYİN ise KOZMİK arzli dir. Kanı yeşil olan bitkileri ister. Yani alkollü ve sigara gibi, gıdaları. Bağımlılık da bundandır.
    Peki; her ikiside zıt olmasına rağmen nasıl oluyorda birliktelik yaşam sürdürüyor.
    Biyolojik yaşamda bile ZİTLARİN AHENK birlikteliği olmak zorundadır.
    Şu anda 6 lı masa da buna ihtiyaç var.
    Bir düşünceyi sadece sosyolojik açıdan bakıldığında beyin her zaman karşı tarafın beynindeki kelime sayısı fazla ise, sosyolojik açıdan doğru düşünsen bile, karşı tarafın art niyetli düşüncesine aldanmış olunur.
    Pisikoljik açıdan bakıldığında önümüze kendiliğinden sosyoloji (siyaset) seriliyor derim
    Bir düşünceyi düşündüğünün bilimle bagdasip uyum sağladığını dusunerek yazmak söylemek gerekir.
    Doğru düşünüp, doğru karar verebilmek için,beyinden yalanları silebilmek. Bu da çok zor. Ama Zor oyunu bozar. İşte halkına yalan söylemeyen lider Atatürk. Ali Aydın
    Facebooktaki gurup rumuz; OLİMPİK SOSYALİZM

  3. Fikri Kumbasar adlı kullanıcının avatarı

    #3 by Fikri Kumbasar on 09/01/2023 - 15:06

    6’lı masa, tam bir “kuyudan adam çıkartma” operasyonudur. Tarihin çöpluğündeki
    Babacan, Davutoğlu kayda değer bir oyları olmamasına rağmen o masada oturup, seslerini duyurur hale gelmişlerdir.

  1. İpotekli masa | Doğa + Yaşam ve Politik Yazılar =Paylaşım Sitesi

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın