ATİNA, “BAŞ TEHDİT TÜRKİYE” İÇİN SALDIRI SİLAHLARI DEPOLUYOR – ABD, YUNANİSTAN’I SAVAŞA HAZIRLIYOR

ATİNA, “BAŞ TEHDİT TÜRKİYE” İÇİN SALDIRI SİLAHLARI DEPOLUYOR

ABD, Yunanistan’ı savaşa hazırlıyor

Dışişleri Bakanı Gül, savunma harcamalarını azaltmayı savunuyor. Oysa, gelişmeler, ABD’nin Yunanistan’ı savaşa hazırladığını gösteriyor. ABD, “saldırı silahları”yla donattığı Yunan Ordusu’nu “baş tehdit Türkiye” doktriniyle yeniden yapılandırdı. Yunan Ordusu, “doğudan gelen tehdit” nedeniyle Ege ve Meriç Nehri boyunca yeni bir düzenlemeye gitti. Yeni plan, Türkiye ile Kıbrıs arasında “adayı ablukaya alacak şekilde” askeri bir operasyon yapmak!

MEHMET ALİ GÜLLER
Aydınlık Dergisi
25 Ocak 2004

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Yunanistan’la yakınlaşmak adına savunma harcamalarını azaltmayı savunurken, ABD, Yunanistan’ı savaşa hazırlıyor. Gül, 20 Ocak 2003’te yaptığı açıklamada, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun Türkiye ve Yunanistan arasında savunma harcamalarının kademeli olarak düşürülmesine ilişkin anlaşma önerisine sıcak baktığını söyledi. Papandreu’ya övgüler dizen Gül, Türkiye’nin savunma harcamalarını aslında düşürmeye başladığını söyledi.

Ancak, Yunanistan’ın “savunma harcamalarını kademeli olarak düşürme” önerisi, tam bir aldatmaca. Çünkü, Yunanistan, baş tehdit olarak gördüğü Türkiye’ye karşı yeni bir askeri doktrin geliştirdi. ABD’nin “saldırı silahlarıyla” donattığı ve yapılandırdığı Yunan Ordusu, Türkiye’ye karşı oluşturulan “savunma ve güvenlik konsepti”yle, savaşa hazırlanıyor. İşte Yunanistan Savunma Bakanı Papandoniu’nun ağzından gerçekler!

DOĞUDAKİ BÜYÜK TEHLİKE: TÜRKİYE

Yıllarca NATO konsepti gereği kuzey cephesini esas alacak şekilde yapılanan Yunanistan Silahlı Kuvvetleri, Savunma Bakanı Papandoniu’nun tarifiyle “kuzeydeki tehlikenin ortadan kalkmasıyla birlikte doğudaki büyük tehlikeye karşı koymak amacıyla yeniden düzenlendi.”

Yunanistan’ın yeni askeri doktriniyle ilgili 29 Ekim 2003’de basını bilgilendiren Papandoniu, “yeni yapılanmanın artık Kardak türü olayların yaşanmasını imkansız kıldığını” söyleyerek “herhangi bir tahrike çok kısa zamanda kararlı ve sonuç alıcı bir biçimde karşılık verebilecek durumdayız” dedi.

5 Kasım 2003 tarihli Savunma ve Dışilişkiler Konseyi toplantısında konuşan Papandoniu, “Ege ve Meriç’teki düzenlemelerin doğudaki tehdidin (Türkiye) varlığını koruduğu dikkate alınarak yapıldığını” söyledi. Papandoniu, ordunun yapılandırılma gerekçelerini şöyle sıraladı: “Ülkelerimiz arasındaki ortamın iyileşmesine rağmen Ankara’nın Ege ve Kıbrıs’taki yasadışı talepleri ve uzlaşmaz tavrı yüzünden doğudaki tehdidin varlığını koruması, kuzeydeki tehdidin yok olması, uluslararası terör ve organize suçlardan kaynaklanan asimetrik tehditler doğması, Kıbrıs (Rum) ile ortak savunma doktrinimizin güvenilirliğinin garanti altına alınması ve ülkemizin yurtdışındaki barış operasyonlarına katılması.”

BAŞ TEHDİT: TÜRKİYE

12 Kasım 2003’te yine basını bilgilendiren Papandoniu, 2004 yılının Türk-Yunan ilişkileri açısından çok kritik olduğunu belirtti. İki ülke arasında son yıllardaki yakınlaşmaya rağmen temel sorunların çözülememiş olduğunu kaydeden Papandoniu, “Doğudaki tehdit nedeniyle Yunanistan’ın toprak bütünlüğünün sürekli tehdit altında olduğunu savundu. Yunanistan Savunma Bakanı 19 Kasım 2003’te de Türkiye’nin, Yunanistan’ın ulusal güvenliğine başlıca tehdit olmaya devam ettiğini ileri sürdü.

ABD’DEN YUNANİSTAN’A SALDIRI SİLAHLARI

ABD’nin savaşa hazırladığı Yunanistan, Türkiye’ye karşı hem sınırda askeri yığınak yapıyor hem de AB’nin savunma harcamalarına getirdiği sınırlamalara rağmen “saldırı silahları” satın alıyor. ABD, bu amaçla, Türk Hava Kuvvetleri’ne karşı üstünlük sağlayabilmesi için Yunanistan’la F-16 yenileme projesini onayladı. Pentagon proje için Lockheed Martin silah şirketiyle anlaşma imzaladı. Proje, Yunan F-16’larının elektronik sistemlerinin modernizasyonunu da içeriyor. Ekim ayında başlayan proje, iki yıl boyunca devam edecek.

Öte yandan Yunanistan, Kıbrıs’taki 40 bin Türk askerine karşı ABD’ye F-16 Blok 52 modeli savaş uçağı ile Apachi saldırı helikopteri siparişi verdi.

Yunanistan, 2001-2010 arasındaki 10 yıllık dönemde de, 29.7 milyar dolarlık silahlanma bağlantısı yaptı. Bu miktarın 4.7 milyar dolarlık bölümü Eurofighter savaş uçağı programına ayrıldı. 2001 yılı sonlarında ABD’den 70 adet F-16 satın alındı.

TÜRKİYE SINIRINA ASKERİ YIĞINAK

Yunanistan Savunma Bakanı Papndoniu’nun 5 Kasım 2003’de “Ege ve Meriç’teki düzenlemelerin doğudaki tehdidin (Türkiye) varlığını koruduğu dikkate alınarak yapıldığını” söylemesinin ardından, Yunanistan Savunma ve Dişişleri Konseyi’nin orduyu Türkiye sınırı boyunca yayma kararı aldığı ortaya çıktı.

ABD Savunma çevrelerine yakınlığıyla bilinen Middle East News Line adlı internet sitesindeki habere göre, Yunan Savunma Bakanı Yannis Papandoniu, Meriç nehri ve Ege denizindeki birliklerini yeniden yapılandırma ve yayma kararı aldıklarını açıkladı.

KIBRIS’I ABLUKAYA ALMA OPERASYONU

Öte yandan, Kıbrıs Rum yönetiminin, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle önümüzdeki günlerde, hava ve deniz araçlarının katılımıyla Kıbrıs’ın kuzeyindeki uluslararası suları da kapsayacak şekilde bir “mülteci operasyonu” düzenleyeceği ortaya çıktı.

21 Ocak 2004 tarihli Fileleftheros gazetesi, önümüzdeki günlerde yapılacak operasyonla, ilk kez Güney Kıbrıs’ın botlarının KKTC ile Türkiye arasındaki uluslararası sularda, AB üyesi ülkelerin botlarıyla birlikte devriye gezeceklerini yazdı. Haberde, bunun bir tatbikat değil operasyon olduğu belirtilirken, İtalya, Yunanistan, İspanya ve diğer AB ülkelerinin katılacağı operasyonda Güney Kıbrıs’ın koordinasyon görevini üstleneceği ve Rum yetkililerinin karargahının eski Limasol Limanı olacağı açıklandı. Gazete, operasyon merkezinde Rum polis gücü, hava kuvvetleri, liman ve sahil polisi ile Göçmenlik Bürosu yetkililerinin hazır bulunacağını, operasyonda birkaç gün süreyle geçecek gemilerin kontrolünün yapılacağını kaydetti. Rum Adalet Bakanı Doros Theodoru da operasyonu doğruladı, ancak ne zaman yapılacağını belirtmedi.

“Mülteci önleme” adı altında yapılan operasyon, askeri çevrelerde, Avrupa’nın Türkiye ile ada arasında tampon oluşturulmasını ve adanın abluka altına alınmasını amaçladığı şeklinde yorumlandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da, gelişmeyi yeni bir Rum tahriki olarak değerlendirdi ve Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ı havadan ve denizden kontrol altına almak istediğine dikkat çekti. Denktaş, “operasyonun” Türkiye ve KKTC’nin haklarına tecavüz olduğunu söyledi.

ABD, KIBRIS’A ÜS TAŞIYOR

ABD, Yunanistan’ı savaşa hazırlamanın dışında bizzat adaya da yerleşme çalışmaları yürütüyor. 12 Aralık 2003 tarihli Kipros Simera gazetesinin haberine göre ABD, İspanya’daki Maron Hava Üssü’nü Kıbrıs’a taşıyarak, bu üssünü Kıbrıs’taki İngiliz üsleriyle birleştirme hazırlığı yapıyor. Gazete, İngiltere’nin Kıbrıs’taki iki üssünden biri olan “Agratur’un ABD’nin ölüm üssü haline geleceğini” yazdı. “İspanya’daki üs Kıbrıs’a taşınıyor. NATO üsleri Girit-İncirlik’le birleşecek1 ifadesini kullanan gazete, Pentagon’un Limasol’daki Agratur üssü ile Magosa bölgesindeki Dikelya İngiliz üslerini “ele geçirdiğini” savundu.

İspanya’daki üssün Kıbrıs’a nakledileceğinin “çok gizli” ibaresiyle Türkiye, Yunanistan ve İsrail Savunma bakanlıklarına bildirildiğini öne süren gazete, “Amerikalıların bu ‘ölüm üssünün’ Doğu Akdeniz’de Amerikan nüfuzunu önemli ölçüde güçlendireceğini ve ABD için büyük stratejik öneme haiz bu bölgede, tamamen denetimi elde tutmak için kara, hava ve deniz birliklerinin her an saldırıya hazır durumda bulunacağını” savundu. Haberde, bu “çok gizli” dosyadan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın da haberdar edildiği, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman’ın son Türkiye ziyaretinin bu olayla da ilgisi bulunduğu belirtildi.

Aynı gün bir uyarı yapan Cumhurbaşkanı Denktaş, ABD’nin bu üssü “Türkiye’ye karşı bir kontrol merkezi olarak kullanacağına” dikkat çekti. Denktaş, şöyle konuştu: “Bizim bildiğimiz bir şey vardır. Kıbrıs meselesinde Rum tarafını bu kadar destekleyenler kendi çıkarları için uğraşmaktadırlar, KKTC halkının çıkarları için değil. Nedir çıkarları? Kıbrıs’ı bir AB, ABD-İngiliz üssü haline getirmek. Bu nedenle İngilizler üslerini AB’ye sokmamıştır. ABD ile ortak kullanabilmek için. AB de ‘stratejik açıdan Kıbrıs bize lazımdır’ demiştir. Demek ki aralarında bir mutabakat var. Böylelikle hem AB, hem de ABD ve İngiltere, Kıbrıs’ı petrol kuyularına, Arap ülkelerine ve belki de Türkiye’ye karşı bir kontrol merkezi olarak kullanacaklardır.”

Bu tehlikeli gelişmeyle ilgili uyarılarını sürdüren Cumhurbaşkanı Denktaş, KKTC seçimlerinin hemen ardından Ulusal Kanal ve Aydınlık’tan Saim Gözek’e yaptığı açıklamada, ABD üssünün Rusya ve Ortadoğu’yu hedef aldığını, Türkiye’yi de kontrol etme amacı taşıdığını vurguladı.

YUNANİSTAN 5 KAT FAZLA SİLAHLANIYOR

ABD’nin, Yunanistan’ı savaşa hazırladığının en önemli işaretlerinden birisi de silahlanmaya ayırdığı bütçe. Yunanistan yıllarca Türkiye’nin savunmaya aşırı harcama yaptığı propagandasıyla, artan oranlarda askeri harcamaya yöneldi. Yunanistan, son oniki yılda, yıllık ortalama 5,2 milyar dolarlık askeri harcama yaparken bu oran Türkiye’de ortalama 6.2 milyar dolardı. Aradaki 1 milyar dolarlık farkı propaganda malzemesi yapan Atina, ABD’nin de teşvikiyle aşırı silahlanmaya gitti. Oysa bu tablo gerçeği yansıtmıyor. 12 milyonluk Yunanistan’ın askeri harcamasının 70 milyonluk Türkiye’nin askeri harcamasına denk olması zaten mümkün değil.

Gerçekte Türkiye, silahlanma harcamalarında, Yunanistan’ın çok gerisinde… Tablo 1-2 kıyaslaması yapıldığında bu sonuç tüm çıplaklığıyla görülüyor.

Yunanistan’ın son oniki yılda silahlanma ayırdığı miktarın GSMH’ya oranı yüzde 4,6 iken bu oran Türkiye’de 3,8’de kalıyor.

Yunanistan’ın son oniki yılda ortala kişi başına yaptığı yıllık askeri harcama 502 dolarken, bu oran Türkiye’de yalnızca  104 dolarda kalıyor.

Kişi başına yapılan askeri harcamalardaki 5 katlık fark çarpıcı bir gerçeği de ortaya çıkarıyor. Bu fark, Türkiye’nin savunma ağırlıklı, Yunanistan’ın ise saldırı ağırlıklı silahlandığının en önemli kanıtı. Kaldı ki, ABD’nin son 10 yılda Yunanistan’a çok miktarda saldırı silahları sattığı Yunan basınına bile yansıdı.

Burada özel bir duruma da dikkat çekmek gerekiyor: Türkiye’nin askeri harcamalarında görülen artışın olduğu yıllar, ABD’nin Irak’ın kuzeyinde kukla devleti kurdurma yönündeki faaliyetlerini yoğunlaştırdığı döneme denk geliyor. Bu dönemde Türkiye’nin, PKK’ye karşı yürüttüğü askeri mücadele, 1993’den sonra görülen artışa neden oldu.
Yunanistan, herhangi askeri bir problem yaşamadığı 1987-99 döneminde, 67,5 milyar dolarlık askeri harcama yaptı. Türkiye ise tüm dış tehditlere rağmen 1987-199 döneminde yalnızca 80.5 milyar dolarlık askeri harcama yaptı. Tabi, Rumlarla ortak savunma doktrini uygulayan Yunanistan’ın harcamalarına Rumlar’ın savunma giderleri de eklenince, ikilinin Türkiye’den çok fazla silahlandığı açık bir şekilde görülüyor.

Bir başka dikkat çekici nokta da şu: AB’nin üyelik kriterleri arasında, savunma harcaması oranının GSMH’nın yüzde 3’ü geçmemesi şartı da var. Ancak Yunanistan, bu orana bir türlü düşmedi, tam tersine AB’nin toleransıyla yıllarca bu oranı artırdı.

MİLLİ İKTİDAR – MİLLİ KARARLILIK

Tüm bu gerçekler şunu gösteriyor: ABD, 2020 planı açısından tehdit olarak gördüğü Türkiye’ye karşı güç kullanmaya hazırlanıyor. Bu coğrafyada kalıcı olmayı ve Avrasya’nın içlerine uzanmayı amaçlayan ABD’nin önündeki en önemli engel Türkiye. Parçalanmış bir Türkiye, ABD için engel olmaktan çıkacaktır. ABD bu amaçla izlediği strateji doğrultusunda, hem kuzeye genişletmeye çalıştığı kukla devlet faaliyetlerini artırıyor, hem Kıbrıs baskısıyla kukla devlet konusunda Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor, hem Türkiye’nin etrafına üsler kuruyor hem de Yunanistan’ı savaşa hazırlıyor.

Türkiye, bu stratejiyi bozacak askeri ve siyasi güce sahiptir. Yeter ki, tehdidin kaynağını doğru tespit etsin ve buna göre milletin kararlılığını harekete geçirsin. Unutulmamalıdır ki, ABD’yi caydıracak en önemli gelişme, gösterilecek “milli kararlılıktır.” Milli kararlılık ise “milli bir iktidarın” icraatı olacaktır.

Yunanistan’ın silahlanma harcamaları
Yıl Askeri Harcama (Milyon $) Asker Sayısı (Bin) Nüfus (Milyon) Askeri Har. GSMH İçindeki Payı Kişi Başına Yıllık Askeri Harcama
1987 5070 199 10 5,2 508
1988 5270 199 10 5,2 527
1989 4910 201 10 4,6 489
1990 4960 201 10,1 4,6 490
1991 4680 205 10,3 4,2 456
1992 4900 208 10,3 4,4 474
1993 4870 213 10,4 4,4 468
1994 4960 206 10,5 4,4 474
1995 5070 213 10,5 4,4 482
1996 5360 212 10,6 4,5 507
1997 5530 206 10,6 4,6 521
1998 5810 202 10,6 4,7 551
1999 6060 204 10,6 4,7 573
Kaynak: World Military Expenditures and Arms Transfers -1999, US Arms Control and Disarmament Agency, 2003

Türkiye’nin silahlanma harcamaları
Yıl Askeri Harcama (Milyon $) Asker Sayısı (Bin) Nüfus (Milyon) Askeri Har. GSMH İçindeki Payı Kişi Başına Yıllık Askeri Harcama
1987 4180 879 52,9 3,3 79
1988 3760 847 54 2,9 70
1989 4050 780 55,1 3,1 74
1990 4980 769 56,1 3,4 89
1991 5340 804 57,2 3,7 93
1992 5830 704 58,3 3,8 100
1993 6420 686 59,3 3,9 108
1994 6220 811 60,4 4 103
1995 6430 805 61,4 3,9 105
1996 7280 818 62,5 4,1 117
1997 7790 820 63,5 4 123
1998 8520 788 63,9 4,3 133
1999 9950 789 64,8 5,3 154
Kaynak: World Military Expenditures and Arms Transfers -1999, US Arms Control and Disarmament Agency, 2003

 

, , ,

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın