DAVUTOĞLU’NUN STRA-TRAJİK SIĞLIĞI

Radikal’den Deniz Zeyrek yazdı dün; AKP hükümeti Suriye’nin düşürdüğü uçağımızla ilgili söylemlerinde geri adım atmaya hazırlanıyor… Zira Ahmet Davutoğlu’nun tezleri aradan geçen 20 gün sonunda bir türlü kanıtlanamadı! Uçağımızın “uluslararası hava sahasında ve füzeyle vurulduğuna” dair kanıtlar bir türlü ortaya çıkmadı!

Tersine, önce Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, hem de çıkarılan parçaların incelenmesi üzerine “füze ya da başka bir ize rastlanmadı” açıklaması yaptı. Ardından Genelkurmay Başkanlığı İletim Daire Başkanı Tuğg. Baki Kavun belirtti: “Bir füze görüntüsü yok. Radar izleri, diğer bulgular ve parçalar üzerindeki incelemeler devam ediyor.”

EĞİTİM UÇUŞUYSA, TELSİZ KONUŞMASI NEDEN SIR?

Davutoğlu’nun elindeki en somut kanıt(!) olan telsiz konuşmaları da, Cumhuriyet’ten Barkın Şık’ın haberine göre, “güney sınırındaki hava savunma zafiyetinin ortaya çıkmaması için gizli tutuluyor.”

Anımsarsınız, Davutoğlu bütün tezlerini, “düşürülen F4 uçağımızla yapılan telsiz konuşmalarına ve radar görüntülerine” dayandırmıştı. Hatta gerekirse bu kayıtları yayınlayacağını belirtmişti.

F4’ün keşif görevi yapmadığını, sadece eğitim için uçtuğunu dünyaya ilan eden Davutoğlu, artık bu “telsiz sırrı”na bir açıklama aramaya başlamalı! Zira “madem uçuş eğitim maksatlıydı, konuşma neden sır olsun ki” diye sadece biz sormayacağız!

DAVUTOĞLU’NUN “İÇ SAVAŞ” HESABI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Paris’teki son “Suriye muhaliflerinin dostları” toplantısında söyledikleri, onun toplamda nasıl çuvalladığını ortaya koyuyor.

Davutoğlu, geçen yıl 15 gün süre tanıdığı Beşar Esad’ın 16 aydır nasıl direndiğini hâlâ anlayamamış olmalı ki, Paris’te iki yol öneriyor: 1. İç savaş 2. Rusya ve Çin’e izolasyon.

Hürriyet’ten Yalçın Doğan, Davutoğlu’nun Rusya ve Çin’e izolasyon önerisini yeterince makaraya almış, biz tekrarlamayalım.

Davutoğlu’nun “iç savaş” önerisi ise açık bir uluslararası hukuk ihlalidir ve Türkiye’nin Ortadoğu’da algılanan “ABD taşeronu” rolünü, maalesef iyice pekiştirecektir.

Ne acı ki, dünya, Türk Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan birinden şu sözleri duydu: “Diğer seçenek nedir? Suriyeli kardeşlerimiz, Suriye’de Halep, Lazkiye, Duma’da savaşan kardeşlerimiz burada. Eğer bir ülke, baskılara 15 ay boyunca direnmişse onlara saygı göstermeliyiz. Onlara güven duymamız gerekir, zayıf değiller. Alternatif bir seçenek ortaya koyabilirler.”

Davutoğlu’nun “alternatif seçenek” dediği “iç savaş” çıkarma ve büyütme planı, son dönemde artan “Türkiye, sınırdan silah sevk ediyor” suçlamasını daha da büyütecektir!

ABD TAŞERONLUĞUNUN HAZİN SONU

Davutoğlu’nun ünlü “stratejik derinlik” isimli, ilgisiz kavramlarla dolu, entelektüel görünümlü kalın kitabının özeti, “Türkiye’nin ABD’nin kanatları altında büyüyebileceği” iddiasıydı.

Nitekim Davutoğlu bu perspektifi, Dışişleri Bakanı olduktan sonra daha da pervasız cümlelerle ortaya koydu. Örneğin bu yılın başında Kayseri’de şöyle dedi: “1911-1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, 2011-2023 yılları arasında o kaybettiğimiz topraklardaki kardeşlerimizle buluşacağız.”

Ancak ortada şöyle bir sorun vardı: ABD’nin kanatları Irak ve Afganistan’da yolunmuştu, ABD ekonomik kriz nedeniyle 2,5 savaş konseptini rafa kaldırmıştı, ABD’nin tek belirleyen olduğu dünya geride kalmış, merkez doğuya kaymıştı.

Yani Asya’nın liderliği başlıyor ama Davutoğlu, Atlantik’in kanatları altında “yeni Osmanlı” hayalleri kuruyordu. Haliyle “stratejik derinliği”, Suriye’de “stra-trajik sığlığa” dönüştü!

Ve taşeronları da ABD’nin yenilgisini yaşamaya başladı!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
11 Temmuz 2012

, , , ,

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın