MUHAFAZAKAR MANZARA!

Türk milleti adeta genetiğiyle oynanmış gibi…

Hemen her toplum haberi, milletimize özgü özelliklerin yok olmaya başladığının işaretleriyle dolu.

Özal’ın “işini bilen memuru” Erdoğanların “takiye” ikliminde iyice mutasyona uğradı.

1. OLAY

Geçen yıl AKP’nin çıkardığı bir yasayla 13 il, büyükşehir oldu. Büyükşehir olmak merkezden daha çok gelir elde etmek demekti.

Ancak Ordu ili, gerekli şart olan 750 bin nüfusa sahip değildi. Başbakan Erdoğan Ordululara “ha gayret” dedi, “şimdi işe koyulursanız, seneye yeni bir çocukla büyükşehir olursunuz” dedi.

Ancak Ordu bir türlü gerekli nüfusa erişemedi.

Çareyi alicengiz oyununda buldular. Başka şehirdeki hemşerilerinin kütüğünü Ordu’ya kaydettiler. Yani adam İstanbul’daydı ama kütüğü Ordu’da…

Böylece Ordu gerekli nüfusa ulaştı; şehir büyükşehir oldu. Artık daha çok para gelecekti!

Kuşkusuz Ordulularda değil, merkezden daha çok pay almak için ille de büyükşehir olmayı şart koşan sistemdeydi arıza…

2. OLAY

Gaziantep’te silahlı bir adam adliyeyi basıyor, kan davalısı olduğu şahısları öldürüyor. Sonra da gidip polise teslim oluyor.

Ancak anlaşılıyor ki, öldürdüğü 5 kişi kan davalıları değil, adliyede duruşmaları olan alakasız bir aile.

Televizyonlardaki habere göre adam büyük hata yapmıştı; kan davalıları yerine yanlışlıkla başkalarını öldürmüştü. Sanırsın kan davalısını öldürmesi normaldi!

Zaten ölenler de yanlış zamanda, yanlış duruşmadaydı!

3. OLAY

Televizyonda bir haber: Eminönü’ndeki taksiler vatandaşı türlü gerekçelerle almıyor. Ya şoför değişikliği vakti geldi ve araç teslim edilecek, ya araç bakıma girecek ya da öbür yakaya geçilirse teslim saatine yetişilemeyecek. Yani gerekçe şoförün yaratıcı zekasına bağlı…

Peki, amacı para kazanmak olan bir taksici neden müşterileri reddeder?

Yanıt: Taksici yerli müşteri yerine yabancı müşteri yani turist peşinde…

E diyeceksiniz ki, ne fark eder? Neticede taksimetre ne yazıyorsa o…

Ama durum öyle değil elbette… Hiç taksimetrenin yerliye yazdığı ile yabancıya yazdığı aynı olur mu?

Yerli Eminönü’nden Beşiktaş’a Karaköy-Kabataş’ı izleyerek gider… Yabancı ise artık şoför ne takdir ettiyse; Fener-Balat-Eyüp üzerinden Mecidiyeköy’e gidilip oradan da dönülür, Kadıköy’e geçip geri de gelinir…

4. OLAY

Vatandaş senet ödemeye bankaya gidiyor. Borcun tamamı çıkışmamış ki, kalan bir miktarını da küçük bir torbada bozuk para olarak getirmiş. Kim bilir ya çocuğunun kumbarasını açmak zorunda kaldı, ya da minibüs şoförü bir arkadaşından borç aldı…

Her neyse, görevliye ödüyor… Görevli oflaya puflaya sayıyor ama işi bitince müşteriye 10 TL de “bozuk para sayma” cezası kesiyor!

Haliyle itiraz ediyor müşteri… Devreye şef giriyor, müdür giriyor… O mini minnacık yazıların olduğu sözleşmelerden ilgili madde bulunup müşterinin gözüne sokuluyor: Şu kadar adetten sonraki bozuk para için sayma parası alınır!

Gerekçe? Müdür, “benim memurumu 10 dakika meşgul ettin bozuk parayla” diyor. Müşteri haliyle soruyor: “Ya benim sırada beklediğim 45 dakika?”

BU NASIL MUHAFAZAKÂRLIK

Televizyonlar hemen her saat böyle tuhaf, böyle bizden olmayan davranış haberleriyle dolu…

Anlaşılan 10 yıllık AKP iktidarı toplumu muhafazakârlaştırdı ama en önemli şeyi, milli değerlerimizi muhafaza edemedi!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
17 Mart 2013

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın