Trans-Atlantik ittifakın bölünmesi

Büyük Britanya’nın AB’den ayrılma kararı alması, 2008’de başlayan ve hâlâ süren büyük kapitalist küresel krizin sonucudur.

Büyük Britanya AB’yle mali ilişkilerde yılda 7 milyar dolar zarara uğramaktadır. Büyük Britanya’nın AB’yle ticareti son 15 yılda yüzde 60’dan yüzde 47’ye düşmüştür. Büyük Britanya AB’yle ticaretinde 78 milyar dolara varan açık vermektedir.

AB’nin genişlemesi, Britanya ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Ayrıca 2008 küresel krizinin AB’nin zayıf ülkeleri Yunanistan, İspanya ve Portekiz’de yarattığı tablo ve bunun AB ülkelerince fonlanması, Britanya’yı daha da zorlamıştır.

BÜYÜK BRİTANYA’NIN DAĞILMA RİSKİ

AB’den ayrılmak isteyen toplamda Büyük Britanya’dadır fakat aslında İngiltere ve Galler’dir; yoksa Kuzey İrlanda ve İskoçya’da AB’de kalma yönünde bir sonuç çıkmıştır.

Haliyle bu sonuç Büyük Britanya’nın da dağılabileceği riski taşımaktadır. Daha şimdiden Kuzey İrlanda’da Serbest İrlanda ile birleşmek ve AB’de kalmak, İskoçya’da da bağımsızlık fikri seslendirilmeye başlamıştır.

Kaldı ki Büyük Britanya’nın AB üyeliği ne para birliğini ne de Şengen’i kapsamaktaydı. Kuzey İrlanda ve İskoçya en azından bu noktada bir girişimde bulunabilirler.

ÇEKİRDEK AB İNGİLTERE’DEN KURTULDU!

Peki, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını AB’nin dağılması diye yorumlayabilir miyiz? Kuşkusuz AB’den ayrılan, hele de İngiltere gibi önemli bir ülke ise, buna nesnel olarak AB’nin bölünmesi, dağılması, küçülmesi diyebiliriz.

Fakat diğer yanıyla bu, AB’nin “çekirdek Avrupa” yönelimine dönmesi ve hatta AB’nin daha da sağlamlaşması demektir.

Yani olayın bir yönü İngiltere’nin AB’den çıkması ise de, diğer yönü AB’nin İngiltere’den kurtulması demektir. AB’nin İngiltere’den kurtulması ise ABD’ye karşı “bağımsızlaşması” demektir!

Zira İngiltere ABD’nin AB içindeki Truva atıydı. Ya da ABD’li yetkililerin tanımladığı haliyle, ABD’nin AB’ye açılan penceresiydi.

Dolayısıyla İngiltere’nin olmadığı bir AB, ABD’den daha bağımsız hareket edebilecektir. Bunun pek çok ekonomik ve siyasi sonucu olacaktır.

ABD ‘DAHA GENİŞ BATI’ İNŞA EDEMEDİ

Gelelim meselenin ABD’yi etkileyen boyutuna…

Washington, 21 yüzyılda da küresel liderliğini sürdürebilmeyi, “daha geniş batı” inşa edebilmeye bağlamıştı. Zira hızlı gelişen Çin’e karşı liderliği koruyabilmek bunu gerektiriyordu.

“Daha geniş batı” ise sadece AB ülkelerini ve SSCB’den kopan Baltık ile Doğu Avrupa ülkelerini değil,  bizzat Rusya ve Türkiye’yi bile içeriyordu. Türkiye’nin AB kapısına bağlanması da, bir süre devam eden NATO-Rusya ya da AB-Rusya yakınlaşmaları da Washington’un bu hedefinin gereğiydi. Yani Rusya ve Türkiye Asya’ya yöneleceğine, Batı’nın dış halkasında tutulmalıydı.

Fakat 2008 küresel krizi bu hedefi tersine çevirdi. Rusya “daha geniş batı”nın dış halkası olacağına, tersine Çin’le daha da yakınlaştı ve siyaseten de ABD’yle Ukrayna ve Suriye cephelerinde doğrudan karşı karşıya geldi.

TÜRKİYE İÇİN GÜMRÜK BİRLİĞİ’NDEN ÇIKMA FIRSATI

Ya Türkiye?

Türkiye için İngiltere’nin kararı büyük bir fırsattır. Ankara bu fırsatı Gümrük Birliği’nden çıkarak kullanmalıdır.

Fakat AKP Hükümeti bu fırsatı değerlendirebilecek noktada değildir. Tersine AB Bakanı Ömer Çelik, İngiltere’nin AB’den ayrılmasına üzüldüklerini açıklamakta, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş da “İngiltere’nin kararının AB’nin Rusya’nın genişlemesine mani olamadığından kaynaklandığını” belirterek sonuçtan yakınmaktadır. Fakat daha vahimi Çelik’in bu karardan hareketle “AB ile Anadolu birleşmelidir” diyebilmesidir!

Yani AKP Hükümeti İngiltere’nin AB’den ayrılmasını Gümrük Birliği’nden çıkma fırsatına dönüştürmek yerine, tersine bir fırsat olup olmadığını kollamaktadır!

KÜRESEL SAVAŞ RİSKİ

Yukarıda da belirttiğimiz gibi İngiltere’nin AB’den ayrılması, Almanya-Fransa eksenli kara Avrupa’sının ABD’den daha bağımsız siyasetler yürütebilmesinin yolunu açacaktır.

ABD’nin Rusya’ya yaptırım kararından etkilenen Avrupa ülkelerinin eli rahatlayacaktır. Bunun öncelikle Ukrayna krizine bir siyasi etkisi olacaktır.

Fakat yine de şu risk vardır: Yaşananlar büyük küresel kapitalist krizin yansımalarıdır ve 8 yıldır süren bu krizden çıkışı ancak ve ancak küresel bir savaşta gören büyük tekeller vardır!

Mehmet Ali Güller
25 Haziran 2016

  1. #1 by Ali Vedat Oygür on 25/06/2016 - 09:38

    Sayın Güller, küresel bakış açınızla olayları yorumlamanız doğru yolu göstermektedir. Britanya, diğerleri gibi AB’nin bütün uygulamalarına girmemişti. Buna Almanya’ya teslim olmadı diyebilir miyiz? Bu bağlamda, Almanya’nın AB’deki konumunu ve bu ayrılık kararındaki etkisini bir başka yazınızda paylaşırsanız yararlı olacaktır.
    Bir de yazınızın son paragrafındaki bir yeni büyük savaşın yıkımını kapitalist ülkeler göze alabilecekler midir? Acaba, kendilerinden uzaktaki Suriye’de olanlar bunun denemesi midir?
    Selam ve saygılarımla,
    A. Vedat Oygür

  1. Mehmet Ali Güller’den ‘Brexit’ yorumu: Trans-Atlantik ittifakın bölünmesi | millî birlik ruhu

Yorum bırakın