AKP-ABD MUTABAKATI: SURİYE’NİN KUZEYİNİ PAYLAŞMA

Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇavuşoğluABD ile Menbiç ve Fırat’ın doğusu için mutabık kaldık” dedi. (9.2.2018)

Bu açıklama haliyle akla şu soruyu getiriyor: Mutabık kalınan ne? ABD’nin Fırat’ın doğusunu YPG’den arındıracağı mı? Yoksa AKP’nin Fırat’ın doğusunu YPG bölgesi olarak kabul edeceği mi?

Anlamaya çalışalım:

ÇAVUŞOĞLU’NUN PATRIOT MESAJI

19 Şubat 2018 tarihli ABC Gazetesi makalemizde, İbrahim Kalın-H. R. McMaster, Nurettin Canikli-James Mattis ve Mevlüt Çavuşoğlu’nun tercümanlığında -kaydı tutulmayan- Tayyip Erdoğan-Rex Tillerson görüşmelerini analiz etmiş ve şu sonuca varmıştık: ABD AKP’ye “Suriye’nin kuzeyini paylaşmayı” teklif etti.

İşte Çavuşoğlu’nun son açıklaması dikkat çektiğimiz bu tehlikeye işaret ediyor!

Üstelik Çavuşoğlu aynı açıklamasında S-400 konusunda da şöyle diyor: “ABD yönetimi, Kongre’nin bunu onaylayacağına dair güvence verirse, onların Patriot sistemlerini alırız.”

Kuşkusuz bu mesajları yine Çavuşoğlu’nun “Afrin harekâtı mayıs ayına kadar biter.” açıklamasıyla birlikte değerlendirmeliyiz. (8.3.2018)

Nerede çıkarıyor bunu Çavuşoğlu? Kendisi Afrin Operasyonu’nun harekât başkanı mı; yoksa operasyonun Mayıs’a kadar bitmesi mesajı, ipuçlarını verdiği AKP-ABD mutabakatının gereği mi?

ESAD DÜŞMANLIĞININ TAŞIDIĞI RİSK

Fırat Kalkanı harekatının ilk gününden beri söylüyoruz: Şam’la anlaşmadan harekata başlamak, askeri başarı getirse bile siyaseten yeni problemler doğuracaktır. Dahası, Şam’la anlaşmamak, yeniden ABD’nin stratejisine eklemlenme riski oluşturacaktır.

AKP ile ABD PYD konusunda karşı karşıya olsa bile, Esad’ı devirme noktasında ortak oldukları sürece, o risk artacaktır.

“Esas olan PYD karşıtlığıdır, Erdoğan nasıl olsa Esad’la anlaşmaya mecbur kalacak” tezinin temenniden öteye gidemediği 2 yılda defalarca görüldü!

ESAD’I DEVİRMEK ESAS HEDEF DEĞİL, ESAS HEDEFE GİDEN YOL

Erdoğanların Esad’ı devirme hedefi, kişisel bir sorun değil elbette: Esad’ı sevmedikleri için devirmek istemiyorlar, Esad’ı kontrollerinde bir İhvan devleti kurabilmek için devirmek istiyorlar!

Zira Esad, sadece vatan savunması veren bir sembol değil, aynı zamanda şu aşamada Suriye’nin birliğinin de teminatıdır.

AKP Hükümeti bilmektedir ki, ancak Esad’ı devirebilirlerse Suriye’nin kuzeyinde ÖSO için bir devlet kurabilecekler!

Hedef PYD devletçiğini ortadan kaldırmaktan ibaret olsaydı, Ankara Şam’la çoktan anlaşır ve daha az maliyetle, daha az şehitle Suriye’nin kuzeyinden terörü temizlerdi!

ESAD’I PYD’YE İTEN SİYASET

Kaldı ki Erdoğanlar açık açık böylesi bir hedefleri olduğunu söylemektedirler:

Örneğin Erdoğan Afrin operasyonundan 9 gün önce “Kuzey Suriye Misakı Milli sınırları içindedir” diyerek açıkça “o topraklar bizim” demiş oldu. (11.1.2018)

Yine 15 gün önce “Afrin’e fetih yakındır” diyerek, “o toprakları ele geçirme” niyetini bir kez daha ortaya koymuş oldu. (25.2.2018)

Ve zaten Başbakan Binali Yıldırım da “Fırat Kalkanı ile oluşturduğumuz güvenli bölgeler gibi Afrin’i de asıl sahiplerine teslim edeceğiz” demektedir. (4.3.2018)

Peki Fırat Kalkanı ile oluşturulan güvenli bölgeler kime teslim edildi? Yanıtı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vermişti: “Azez’e kaymakam, Cerablus’a emniyet müdürü, Mare’ye jandarma komutanı atadık.” (28.1.2018)

O toprakların “asıl sahipleri” olarak Şam yönetimini görmemek, terörden temizlenen toprakları Suriye Ordusu yerine “Özgür Suriye Ordusu”na vermek, açık açık “Kuzey Suriye’nin bir parçasına el koymak” demektir.

Fiilen “başkan yardımcılığı” yapan Devlet Bahçeli de bu “işgal” durumuna gerekçe üretmektedir: “Suriye yönetimi teröristlerle işbirliği yaparsa toprakların bir kısmını elimizde tutmanın yolu açılacaktır.” (6.3.2018)

Daha 2 ay önce PYD’yi vatan haini diye niteleyen Esad’ın bu politikalarla PYD’ye itildiğini görebilen tek bir kişinin bile devlet katında kalmamış olması, gelecek açısından vahimdir!

ABD’DEN AKP’YE: “ALDIĞINIZ YERLERDEN ÇEKİLMEYİN”

Biliyorsunuz, Erdoğan-Tillerson görüşmesinde varılan mutabakatın gereği üç mekanizma kuruldu ve bunlardan ilki önceki gün toplandı. Hem ABD heyeti, hem de Türk heyeti ilk görüşmenin “pozitif” geçtiğini açıkladılar.

Dahası kimi resmi olmayan bilgilere göre de Washington Ankara’ya özetle şöyle söylüyor: “Fırat’ın batısında aldığınız yerlerde kalın, geri çekilmeyin. Zaten Afrin zengin bölge. Fırat’ın doğusunu da bize bırakın.

Tekrar Çavuşoğlu’nun “ABD ile Menbiç ve Fırat’ın doğusu için mutabık kaldık” açıklamasına dönersek, nedir mutabık kalınan? ABD’nin Fırat’ın doğusunu YPG’den arındıracağı mı? Yoksa AKP’nin Fırat’ın doğusunu YPG bölgesi olarak kabul edeceği mi?

Mehmet Ali Güller
ABC Gazetesi
11 Mart 2018

  1. #1 by Serdar Sağlamtunç, FCSI on 12/03/2018 - 10:23

    İki önemli maddeyi dikkatlice irdelemek gerekli.
    Birincisi, buradaki asıl sıkıntı, bölgedeki sınır değişikliğinin iç siyasette oy getireceği bilinciyle yolu açmaktır. Bu ABD tarafından oynanan bir oyundur. Çünkü AKP ye ve RTE ye rağmen planlarını gerçekleştirme yolundaki zorlukları görüyorlar. Türk halkı her türlü algı operasyonuna karşı misakı milli içinde ve Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh prensibine sahip çıkıyor. Kimsenin Esat ile derdi de yok.
    İkincisi ise, ancak bir sınır değişikliği durumunda böyle bir hamle ABD, Rusya ve güçlü AB ülkeleri tarafından Türkiye’nin mevcut anlaşmalarında ve toprak bütünlüğünde uluslararası tartışmaları ortaya çıkarabilir şeklinde yorumlanmalıdır. Belki de RTE Lozan ile ilgili abuk sözleri bunun alt planını yapmak için ortaya atmıştır.
    Çok dikkatli olmak gerek, hem de çok uyanık.

  2. #2 by gurseltunc on 12/03/2018 - 12:27

    Bütün bu olup bitenlere şu anda seyirci(miş) gibi bakan Putin’in hamlesi ne olacak ?
    Korkarım yine bombalar, süikastler başlayabilir.

  3. #3 by Ali Saraç on 13/03/2018 - 22:30

    Afrin operasyonunu ABD’ye karşı savaşıyoruz palavrasıyla çığırtkanlık yapanlara karşı güzel aydınlatıcı bir analiz olmuş. Anlayana tabi ki

  4. #4 by Khadem Mahmud Ibrahim on 16/03/2018 - 10:16

    Yorumunuz gercekci sonuclara yakin. Asil sorun , Rusya ve Iran ile ittifaki kaybedersek, uzun vadede bizlere neler kaybettirecegini gormek gerekir.

  5. #5 by mayk on 20/03/2018 - 00:43

    Akp liderligi icin esas olan 2019 secimleridir. Suriyede ise mecburi olarak bir operasyon yapilmaktadir, ve bundan siyasi olarak yararlanilmaya calisilmaktadir.
    2019 secimleri kimse icin cantada keklik degil. Cunku tek adamin diktator olacagi bir secim olacagi icin taht kavgalari yasanmasi ihtimali yuksek. Bu yuzden kimin aslinda kimin adami oldugundan o kadar kolay emin olunamaz. Ornegin ben Bahcelinin Erdoganci oldugunu sanmiyorum. Yani sandiklarin yeri degistirilince bundan yararlanacak olan ille de reis mi olacaktir. Hic belli olmaz, kim kime calisiyor hic belli olmaz. Bu bir kader secimi olacagi icin
    16 temmuzda reisci gorunenler gercek kimlikleri ile yeniden ortaya cikabilirler. 16 temmuzda iktidar degismeyecekti, ve reis karsitliginin bedelinin odenebilecegi daha iki bucuk yil vardi.
    2019daki baskanlik secimlerinde ise yeni iktidar hemen kurulacak. Bu durumu bir ordudaki farkli cuntalarin birbirine darbe yapmaya calismasina benzetebilliriz. Darbeyi kim yaparsa onun hukmu surer, o taraf aklanir, bu yuzden kazanma ihtimali oldugunu dusunen gruplar kendi icinde kenetlenip organize hareket etmeyi deneyebilirler. Ozellikle boyle birseyin Akp icinde yasanmasi ihtimali yuksek.
    Akp ABD ile fazla yuzgoz olursa, bir bakar ki Akpnin eski ortaklari ya da Akp icindeki bir grup (mesela gizli fetoculer veya baska bir tarikat) ulkeyi yeniden ele gecirmis. Bu yuzden Rusya ile ortakliga devam edilmeli. Bunun bir sarti da Esatla anlasmaktir. Rusya yalnizca en buyuk askeri guc degil, ayni zamanda buyuk bir istihbarat gucu. Rusyayla ortaklik turkiyeyi feto gibi belalardan korumak icin onemli. Abd ile de pazarlik yapilabilir, ama bu gercek muttefiklerimizde suphe uyandiracak gizli pazarliklarla olmaz. Ya da Abdye bir soz verirsiniz, ama bu ulke gercekleriyle uymaz, ve o sozleri tutamazsiniz, cozum surecinde v.s. oldugu gibi.

    Batinin derin devleti bir panik icinde. Abd ile Avrupa birbirinden uzaklasiyorlar, ama belki bunu ulus devletler ve kuresel devlet arasindaki bir catisma olarak gormek daha dogru olur.
    Derin devletin su anda yapmaya calistigi kimyasal kullanip sonra Rusya, Iran veya Suriyeyi suclamak, belki dunya savasi cikarmak icin bunu bahane etmek. Neyse ki dunya ordulari bilincli ve bu numaralara artik kanmaz. Zaten Putin ustun teknolojileri olan yeni fuzelerinden birini satranc tahtasi gibi boyamisti. Bunun anlam sah-mat demektir. Demek istiyor ki istedigniz kadar dunya savasi cikarmaya calisin, bizim teknolojimiz yeterince caydirici, sizin askerleriniz de sizin emirlerinize uymayacak.
    Abd derin devleti gibi Trump ekibi de Firatin dogusunda tutunmaya calisiyor gibi. Boylece yeni duzende pazarlik payini artiracak, ya da kayiplari sinirlayacak. Dunya barisi icin kestime bir yol, enerjide hidrokarbon bagimliligini azaltmak, ve haksiz olarak cok buyuk zenginlik elde etmis olanlarin mal varligina el koyup yeni bir finansal sistem kurmak. Tek dunya devletine ya da dunya federasyonuna dogru da yonelinebilir. Bunu buyuk gucler ister mi: Cin enerji ithalatcisi, ama petrolu artik yuanla alacak, boylece petrol yuanin dunyada kok salmasi icin bir arac olacak.
    Rusya buyuk bir enerji ihracatcisi, bu yuzden petrol ve dogalgazin bir sure daha kullanilmasini ister. Abd ise petrodolar sistemi ile uzun sure buyuk bir zenginlik yasadi ve rahat rahat borclandi, endustrisini yok etti. Su anda ya kayiplarini durdurup yeni sistemde eskisi kadar olmasa da soz sahibi olabilmek isteyecek, ya cesitili sabotajlarla bazi gelismeleri engelleyecek, ya da dunya savasi cikarup elitleri yeraltinda bir sure saklayacak. Rus fuzelerinin amaci bu son secenegin care olmadigini ilan etmek icindir.
    Turkiye Abd ile ortak olsa, Rusya da Esatla ortak olsa, Turkiye Suriye savasinda kim kazanir: Suriye kazanir. Rusya bize alan actigi icin Suriyede operasyon yapabiliyoruz. Esat karsitligi kendi ayagimiza kursun atmaktir. Suriye ve Rusyanin yaptigi mesrudur. Bizim yaptigimiz ise ancak Suriyenin toprak butunlugune saygi gosterirsek mesrudur. Bu henuz beli degil, ama bence siyasiler bunu istemeseler de askerler geregini yapacaktir, cunku tsk feto virusunden buyuk oranda arindirildi, ve amerikanci provokasyonlara papuc birakmaz.

Ali Saraç için bir cevap yazın Cevabı iptal et