24 HAZİRAN STRATEJİSİ

AKP-MHP ittifakının oylar erimeden, ekonomi iyice inişe geçmeden ve de bizzat Erdoğan’ın gerekçesinden anlaşıldığı kadarıyla ABD’nin savaş takvimine uyumlu “baskın” seçim ilanı, aslında erken ya da baskın değildi; bekleniyordu.

Bahçeli’nin 26 Ağustos çıkışının ardından Erdoğan’ın 24 Haziran diyerek iyice öne çektiği erken seçime neredeyse tüm muhalefet partileri “hazırız” tepkisi verdiler.

Fakat erken seçim ilanından şu saate kadar geçen zamanda ortaya çıkan “aday belirsizliği” tablosu ve bir türlü politikalara geçilememiş olması gösterdi ki, seçime pek çoğu henüz hazır değil!

ORTAK ADAY DEĞİL, ÇOK ADAY

24 Haziran Türkiye açısından, cumhuriyet açısından, demokrasi açısından şimdiye kadar yapılan seçimlerin en kritiği ve önemlisi durumda. Bu, hem bu değerlerin yanında olanlar hem de karşısında olanlarca bilinen bir gerçek.

Cumhuriyet AKP’lilerin zaman zaman dile getirdiği gibi 100 yıllık bir parantez mi olacak, yoksa onu yaşatmayı sürdürebilecek miyiz? Bu soruya şu andan sonra vereceğimiz ilk önemli yanıtın tarihi 24 Haziran’dır.

O nedenle 24 Haziran Cumhuriyet kuvvetleri açısından stratejisi iyi belirleniş bir seçim olmalı.

Peki ne olmalı o strateji? Bizi ABC’de okuyanlar ya da TELE1’de izleyenler bilir, ilk günden beri şunu savunuyoruz: Erdoğan’ın, AKP-MHP (hatta BBP) ittifakının ilk turda kazanma şansı çok az. Üstelik katılımın artması halinde, neredeyse imkânsız olacak.

Bu nedenle stratejinin ilk ayağı şöyle olmalı: İlk turda katılımı artırmak için her kesimin sandığa gitmesini sağlayacak şekilde çok aday çıkarılmalı. TBMM’de grubu olan partiler de, 100 bin imza bulacak partiler de, hatta 100 bin imza bulacak kimi şahıslar da aday olmalı.

Ortak adayın nasıl yanlış bir strateji olduğu Ekmeleddin İhsanoğlu vakasında görülmüştü.

İttifak, stratejinin ikinci ayağı için yapılmalı: Birinci turda en çok oyu alamayan iki aday dışındaki tüm adaylar, Erdoğan’ın karşısındaki aday etrafında toplanmalı, adayın görüşüne bakılmadan salt “Cumhuriyeti yaşatmak” ihtiyacıyla seçmenlerini o aday için oy vermeye çağırmalı.

Sandık güvenliği için de iyi örgütlendikten sonra, bu strateji, Türkiye’nin gittikçe karanlıklaşan önünün yeniden aydınlık olmasını sağlayacaktır.

GÜL KAZIĞI

Peki muhalefet partileri ne yapıyor? Hangi stratejiyi izliyor?

24 Haziran’ın ilan edilmesiyle birlikte CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ortak aday göstermek üzere görüşmeler yapmaya başladı. Ortak adayın kim olacağından bağımsız olarak, ilk turda ortak aday göstermek yanlıştır.

Dahası ortak aday için ismi üzerinde durulan Abdullah Gül ismi de Türkiye’ye Ekmeleddin İhsanoğlu kazığından beter bir kazıktır.

CHP yönetiminin AKP’ye benzeyen adaylarla ve AKP kopyası (çarşafa rozet, türbana serbestlik) politikalarla iktidar olamayacağını 15 yıl sonunda hâlâ görememesi vahim….

Neyse ki Gül’ü ortak aday yapma hatasını, Merak Akşener adaylığını ilan ederek bozdu.

Ancak CHP ve Saadet Partisi, Gül’ün adaylığı için görüşmelere devam etti. Neyse ki CHP tabanından yükselen tepkiler, Erdoğan’ın Gül’e gönderdiği aracılar ve en önemlisi Gül’ün kazanacak garantiyi görememesi nedeniyle Türkiye bu kötü seçenekten, daha doğrusu seçeneksizlikten kurtulmuş oldu.

Fakat hâlâ ana muhalefet cephesinde bir seçenek oluşamadı: Kılıçdaroğlu’nun “Gül şimdilik adaylarımız arasında değil” diyerek başlattığı belirsizlik, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in “Erdoğan’ı en çıldırtacak zamanda, en çıldırtacak adayı açıklayacağız” açıklamasıyla sürüyor.

CHP tabanını çıldırmaya götürecek belirsizlikler içerisinde de ise şu isimler konuşuldu, konuşuluyor: Yılmaz Büyükerşen, İlhan Kesici, Muharrem İnce, Selin Sayek Böke, Kemal Derviş’in önerdiği Prof. Dr. Özgür Demirtaş, hatta Adnan Menderes!

SON DURUM

CHP’de belirsizlik sürerken, adayları belirli iki muhalefet partisi var: Vatan Partisi ve HDP.

Vatan Partisi, 100 bin imza ile Doğu Perinçek’i aday ilan edeceğini daha ilk günden açıklamıştı. Perinçek’in ilk turda aday olabilmesi önemli. Zira karşısında konumlandığında Türkiye’de Erdoğan’ı siyaseten en iyi hırpalayacak kişi hâlâ Perinçek’tir.

HDP ise Selahattin Demirtaş’ı aday göstereceğini açıkladı. Fakat HDP sözcüleri yine konumlarını pazarlığa açmış durumdalar. Açık açık “ya ikinci tura kalan aday seçmenlerimizi memnun edecek şeyler vaat edecek ya da ikinci turu boykot edeceğiz” demekteler. Boykot ise Erdoğan’a hediye olacaktır!

Saadet Partisi 1 Mayıs’ta adayını ilan edeceğini açıkladı. Ortak aday olamayan Abdullah Gül, tek başına Saadet Partisi’nin adayı olmayı kabul etmedi. Keşke kabul etseydi; Türkiye hem kazanamayacak Gül’den siyaseten kurtulmuş olur, hem de AKP’den vekil ve oy devşirmesiyle yararlanmış olurdu.

İYİ Parti ise ortak aday görüşmeleri sürecinde Meral Akşener’in adaylığını ilan ederek Güllü oyunu bozmuştu. Akşener’in ikinci tura kalamaması halinde kalacak adayı destekleyeceğini ilan etmesi olumludur.

İKİNCİ TUR ADAYINDA BİRLEŞME İHTİYACI

Sonuç olarak CHP’nin “belirsizliklerle yürüttüğü sancılı sürece” rağmen, süreç, çok adaylı boyutuyla yukarıda özetlediğimiz 24 Haziran stratejisine yine de uygun gidiyor.

Umarız CHP adayı, Akşener, Saadet Partisi adayı, Perinçek ve HDP’nin Türkiyeci seçmeni Cumhuriyet’te birleşir ve Erdoğancıların “100 yıllık parantez” hedefini ortadan kaldırır!

Türkiye, seçmeniyle, siyasi parti tabanıyla, tüm kesimleriyle, parti yönetimlerini buna zorlamalı, mecbur etmeli!

Mehmet Ali Güller
ABC Gazetesi
28 Nisan 2018

  1. #1 by Zeynel Tanışır on 29/04/2018 - 10:53

    24 Haziran 2015 ten bu yana,Recep Tayyip Erdoğan’a olmadık payeler veren,saray savaşını vatan savaşı gösteren,Kürtlere yapılan zülümleri “Türkler uluslaşma sürecini tamamliyor” diye alkışlayan,Hulusi Akar’a kefil olan,ırkçılıga varan ölçüde Türk milliyetçiliği yapan ve daha burada sayamayacagım kadar sabikası olan Doğu Perinçék mi R.T.E’yi hırpalayacak.Keşke öyle bir şeýe kalksa;ne kirli çamaşırları.cıkar.
    Anlaşılan siz de hala Stockholm Sendromu etkisi var.

  2. #2 by Ozge Ayca on 29/04/2018 - 12:53

    İyi ki varsınız. Çok teşekkürler, sevgi ve saygılar. özge.

  3. #3 by mayk on 01/05/2018 - 15:02

    Gul’un Reis’in karsisina getirilecegini bir yildir tahmin ediyordum, ya da boyle izlenimler ediniyordum. Zaten Chpnin lideriligi amerikanci, hdp zaten amerikanci, saadet ise din eksenli ve onlar icin amerikaci olup olmamak ikinci planda; bu durumda gul ortak aday olsa ikinci tura gul ve reis kalacakti ve benim gibi olan milyonlar sandiga bile gitmeyecekti.

    Gul yalnizca saadetin adayi olursa, bir cok adayin olmasi sakincali olurdu, o zaman chp ve iyipartinin ortak aday cikarmasi gerekirdi, cunku reis 25, gul 24, chp adayi 23, aksener 20, demirtas 7, perincek 1 oy alsa; toplam oylari bile yuzde 50 olmayan reis veya gul’den biri baskan olacakti.

    Perinceki meydanlarda gormek istiyoruz. Akpyi elestirirken chp ve iyipartiyi de elestirecektir ama olsun. Yolun sonuna gelindigi icin Akp ve Vatanpartisi arasindaki ismi konulmamis ateskesin sonuna gelindi gibi. Hatta 28 subat muebbetlerini de bu sekilde yorumlamak lazim. Muebbet verenler her turlu senaryoya karsi kendilerini hazirlamis gbidirler.

    Yalniz perincek cok guclenirse o zaman batinin reise sonsuz destek verecegini tahmin edebiliriz.
    Mesela sicak parayi cekip kriz cikrtmaktansa sicak para getirip millete bahsis dagitilmasini saglamaya calisabilirler.

    Perinceke ne zaman destek verilebilir: Ikinci gelecek kisinin yeterince iyi bir kimse olmasi ve ikinci turda reisi yenebilecek birisi olmasi garanti gibi ise. Bu soyledigim diger adaylar icin de gecerli. Mesela kilicdaroglu aday olsa, ikinci tura kalirsa kaybedecegi icin, belki aksenerden daha cok begensem de gider aksenere oy atarim heralde.

    Aday secimi kadar onemli olan bir sey de sandik guvenligi. Ikinci tura kalindiginda, ikinci gelen adayin daha once vermedigi turden mesajlar vermesi gerekebilir. Avrasyacilik gibi. Mesela bir rusya cin turu yapmasi olumlu bir etki yaratir. Insanlar guce taparlar, zaten bu yuzden ezilmeye razi olurlar. Guce tapmak hayatta kalmak anlaminda tarih boyunca bir avantaj oldugu icin bu tur genler siyasette etkili.

  4. #4 by mayk2 on 01/05/2018 - 15:36

    Sunu da eklemek lazim. Simdi Akp ile feto ateskes haline gecti gibi, Akp ile ulusalcilarin ateskesi de sona eriyor. Fetonun elindeki kasetlerin bircogu su anda Akpnin elinde, ya da Batinin istemedigi bir adaya karsi feto bu kasetleri akpnin hizmetine sunabilir.

    Chpnin adayi kim olmali dersek, chpde bir suru mukemmel adam var (oran olarak az olsa da). Yeterince karizmasi olmali, guclu lider imaji vermeli (kilicdaroglu olmaz, buyukersen ise yas sebebiyle olmayabilir), muhafazakarlardan oy alabilmeli (perincek olmaz, bedri baykam olmaz), kurtlerinn yarisindan oy alabilmeli (perincek olmaz), hitabet yetenegi olmali (muharrem ince, kocasakal, suheyl batum olabilir), kaseti olmamali (devlet, oteller, okullar uzun bir sure fetonun kontrolunde oldugu icin herseyin kaydedilmis olma ihtimali dusunulmeli, zaten yeni donemde de cep telefonlari ve akilli cihazlarla hersey anlik olarak Bati’ya yollaniyor). Chp anketler yapmali, Amerikayi memnun etme telasina dusmemeli, halkin begenecegi adaylar icinde kaseti olmadigini bildigi birini aday yapmali. Adaylar amerikanci, liberal, hdpci, fetocu olmamali, bekaroglu gibiler olmamali.
    Eski akplilerden gul olmasa da bence Abdullatif Sener olabilir. Kurtler, muhafazakarlar, ve kasetle sorunu olmaz. Laiklerle de ciddi bir sorunu olmaz. Belki tek eksigi hitabet yetenegi. Bagirip cagirmaz.. Bu arada aday olmayan kimselerin de sahneye cikmasini oneriyorum. Mesela Baykal 16 nisan oncesi cok iyi bir performans sergiledi.Elde edecegi birsey de yoktu. Yalnizca adaylari konusturmak yanlis.

Yorum bırakın