ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, 7 yıl aradan sonra ülkesinin “yeni terörle mücadele stratejisi”ni 5 Ekim’de açıkladı. Buna göre;
- ABD İran’ı “dünyada uluslararası terörizmin merkez bankası” ilan ediyor.
- Terörizmin merkez bankasından beslenen “Radikal İslamcı terör grupları ABD’ye ve ABD’nin yurtdışındaki çıkarlarına en önde gelen uluslararası terör tehdidini” oluşturuyor.
Böylece ABD yeni dönem için İran’ı “baş düşman” gördüğünü ve buna göre hareket edeceğini duyurmuş oluyor…
Peki ABD’nin İran stratejisi ne? Taktik düzeyde hangi hamleleri yapacak? Ne kazanmak istiyor?
ABD’nin hedefleri
Sahadaki gelişmelere ve incelediğimiz resmi ve yarı-resmi belgelere göre ABD’nin İran stratejisini, sırası taktik ihtiyaçlara göre değişecek şu 8 maddede özetleyebiliriz:
- ABD, 4 Kasım’da başlatacağı yaptırımlarla İran ekonomisini zayıflatmak istiyor: Böylece halk ile yönetimin karşı karşıya gelebileceğini düşünüyor. ABD için rejimin çökmesi azami, “ılımlıların” hakimiyeti asgari hedef…
- ABD, İran’ı çevreleyerek, içine hapsetmeyi hedefliyor: Tahran’ın Irak’a, Suriye’ye, oradan Lübnan’a uzanan ve İsrail’e basınç uygulayan etkisi ile Bahreyn ve Yemen üzerinden Suudi Arabistan’a basınca dönüşen etkisi kesilmek isteniyor. a) ABD, İran’ı Suriye’den çıkarmak istiyor: Karşılığında Rusya ve Türkiye’ye tavizler verebileceğinin işaretleri var. b) ABD, İran’ı Irak’tan çıkarmak istiyor: Tahran’ın Şiileri etkileme/yönlendirme becerilerini kesmek, Kürt petrolüne yönelik planını engellemek ve oluşan nüfuzunu sınırlamak/sıfırlamak istiyor.
- ABD, İran’ın Katar’la işbirliği yapmasını engellemek istiyor: İran ve Katar’ın ortak sahasında 51 trilyon metreküplük dev doğalgaz rezervi var. Katar’ın payının İran üzerinden mi, yoksa Suudi Arabistan-Ürdün güzergâhı üzerinden mi pazarlanacağı, Ortadoğu’daki önemli jeopolitik problemlerden biri…
- ABD, İran’a karşı “Arap NATO’su” kurmaya çalışıyor. The Middle East Strategic Alliance (MESA), yani “Ortadoğu Stratejik İttifakı” isimli yapılanma şu 9 ülkeden oluşuyor: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Umman, Mısır, Ürdün ve ABD.
- ABD, İran’a karşı İsrail-Suudi Arabistan-Mısır üçgeni inşa etmeye çalışıyor: İsrail ile Suudi Arabistan’ın 2015 yılında yaptığı 7 maddelik anlaşma yürürlükte…
- ABD, İran ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek istiyor: Washington, Suriye’deki İran varlığından rahatsızlığını bildiği AKP Hükümeti’ni, bu rahatsızlığı “ortak hedef” alarak yeniden kendi stratejisine eklemlemek ve Astana formatını bozmak istiyor.
- Azınlıkları kışkırtarak iç karışıklık çıkarmak istiyor: Azeri kartından ziyade Kürt kartının devreye sokulacağı bir döneme giriliyor.
- ABD, Arap-Fars Körfezi’ni ve Hürmüz Boğazı’nı kontrol edebilmek istiyor: Böylece Çin ve Hindistan’ın İran’la enerji bağını kesmeyi/azaltmayı hedefliyor.
CIA’nın Erdoğan’a mesajı
Bu 8 maddeye bakıldığında, Suudi Arabistan’ın ABD planlamaları içinde kilit bir role sahip olduğu görülüyor.
Çok sayıda soru işareti barındıran Kaşıkçı cinayeti ise Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı köşeye sıkıştırdı; daha önemlisi, ABD için Ortadoğu’da “çok kullanışlı” hale getirdi!
CIA Başkanı Gina Haspel’in Erdoğan’ın “çok önemli açıklamalar yağacağını” ilan ettiği günden bir gün önce apar topar Türkiye’ye gelmesi ve Erdoğan’ın konuşmasına bakılırsa, “tansiyonu düşür” mesajı verdiği ziyareti, Prens Muhammed bin Selman’ın siyasi geleceğini şu aşamada kurtarmış görünüyor.
ABD hegemonyasının gerilediği yeni dünya denklemi içerisinde Washington’un 8 hedefine ulaşabileceği kesin değil ama Riyad için bundan sonra bedel ödeme döneminin başladığı kesin!
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
29 Ekim 2018
#1 by mayk on 31/10/2018 - 01:26
Ya da belki ozet olarak iran bahanesiyle eski kukla/muttefiklerini yaninda tutmaya calisiyor. iranla savasacak bir hali yok. Ambargolar da ise yaramaz. Savas ta ise yaramaz. Kukla teror orgutleri de artik baydi, inandiriciliklari kalmadi. Bence Rusya ile masaya oturacagi zaman elindeki kartlarin guclu olmasini istiyor. Trump ekibiyle derin devlet stratejisi arasinda da fark olacaktir. Yalniz Trump yeterince guclenene kadar derin devlet agziyla konusabilir. Kisa vadede Suudilerin tamamen ruble/yuan/avro ile petrol satmasini engellemeye calisiyor olabilir. Ortaklik/pazarlik onerirken kozlar birbirine yakinsa, hepimiz ayni gemideyiz, fazlaliklari atalim gemi batmasin diyebilirler. Kasikcinin oldurulmesi bir sahte bayrak operasyonu ise, gercekte olmemis olabilir. Yani bu bir Abd operasyonu ise bunun konsoloslukta profesyonel isbirlikcileri olmali. Boyle bir sey ciddi bir risk almayi gerektirir. Ayrica Kasikcinin evlenmesi de onun iradesindeki birseydir. Boyle bir zamanlama yaratmak kolay degil.