Ukrayna krizini anlayabilmek, öncelikle ABD’nin pozisyonunu anlamaktan geçiyor. Dönemin ABD Başkanı Barrack Obama 3 Şubat 2015’te CNN’e verdiği röportajda pozisyonlarını şöyle “itiraf” etmişti: “Putin, Maydan protestoları ile Ukrayna’da yönetimin değişiminde bizim aracı olmamıza hazırlıksız yakalandı.”
Peki ABD neden Ukrayna’da “aracı” olmuştu?
ABD için Karadeniz’in jeostratejik değeri çok büyük. Karadeniz ABD için öncelikle Rusya’yı güneyden boğmak, Boğazları tutmak, Doğu Avrupa’yı denetimde tutmak, Kafkasya’yı kontrol edip oradan Hazar havzasına uzanmak ve elbette Türkiye’yi kontrol etmek demek…
ABD’nin Karadeniz stratejisi
ABD bu amaçla;
1. İlk girişimini 2004’te Bulgaristan ve Romanya’yı NATO’ya üye alarak yaptı. ABD böylece NATO vesilesiyle bu ülkelerin limanlarına girebilecekti.
2. İkinci girişimini Gürcistan üzerinden yaptı: 2003’te “Gül devrimi” ile iktidara gelen/getirilen Mihail Saakaşvili Rusya’ya karşı ABD’ye ülkesini sıçrama tahtası yaptı. 2006’daki NATO Dışişleri Bakanları toplantısında Gürcistan’a üyelik kapısı açıldı, 2-4 Nisan 2008 tarihli NATO Zirvesi’nde de üyelik için ilgili mevzuatların parlamentodan geçirilmesi istendi.
Saakaşvili’nin izlediği bu Batıcı politikalara itiraz eden Osetler, referandumda yüzde 90’la bağımsızlık istediler. Saakaşvili NATO üyeliği davetini fırsata çevirip 8 Ağustos 2008’de Osetya’ya saldırdı. Rusya’nın askeri yanıtı sert oldu; ABD’den beklediği desteği alamayan Saakaşvili kaçtı! (Sonraki yıllarda Ukrayna’da valilik yaptı ve haliyle Gürcistan vatandaşlığından atıldı!)
3. Üçüncü girişimini Ukrayna’da yaptı. 2003’te önce “turuncu devrim” başlattı. Ardından tıpkı Gürcistan’a yaptığı gibi 2006’da NATO’ya üyelik kapısını açtı. Ancak sonrasında Ukrayna’da yine ABD’ye mesafeli bir yönetim oluştu. ABD bir kez de, Obama’nın itirafına olduğu gibi 2014’te Maydan olayları ile darbe yapıp Yanukoviç’i devirdi.
Rusya’nın yanıtı bu kez çok sert oldu: Kırım’ı ilhak etti ve Ukrayna’nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçı eğilimleri destekledi! Ayrıca Kerç Boğazı’nda Kırım’ı Rus ana kıtasına bağlayan bir köprü inşa ederek Azak’ı bir iç denize dönüştürme adımları attı.
Enerji savaşları
Yalnız Ukrayna meselesi, enerji boyutu nedeniyle sadece ABD ve Rusya meselesi değildir, aynı zamanda Almanya/AB ve Türkiye meselesidir.
Zira 50 milyar metreküp doğalgaz ile Rusya’nın en büyük müşterisi olan Almanya’nın Ukrayna ve Polonya’yı pas geçerek Baltık üzerinden Rusya’dan doğalgaz alması, Ukrayna’nın “hat değerini” azaltırken, Berlin’in Washington’a bağımlılığını da azaltıyor. Keza Rus doğalgazını Karadeniz üzerinden Trakya’ya (oradan da güney ve güneydoğu Avrupa’ya) taşıyacak Türk Akımı da Ukrayna’nın “hat değerini” azaltıyor.
Nitekim ABD Enerji Bakanı Rick Perry “Türk Akımı ve Kuzey Akım-2’ye karşı mücadelemizi sürdürüyoruz” demiş (12.11.2018) ve Ukrayna Doğalgaz Pazarı Konseyi Başkanı Leonid Unigovskiy de Türk Akımı’nın tamamlanmasından sonra Ukrayna üzerinden yapılacak doğalgaz sevkiyatının yılda 13 milyar metreküp azalacağına dikkat çekerek, hattın ikinci kolunun inşasını engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını söylemişti (22.11.2018). İki ülke, ayrıca ABD-Ukrayna Stratejik Ortaklık açıklamasında, Kuzey Akım-2 ve Türk Akımı’nı durdurmak için koordinasyonu sürdüreceklerini belirttiler (16.11.2018).
2017 yılında Ukrayna üzerinden 94 milyar metreküplük Rus doğalgazı geçtiği düşünülürse, enerji savaşının boyutu da anlaşılır.
Kışkırtmanın 5 hedefi
Bu tablo üzerinden değerlendirirsek, ABD ve Ukrayna’nın üç askeri gemiyi kural dışı şekilde Kerç Boğazı’ndan geçirmeye çalışmak şeklindeki son kışkırtmasının hedefleri şunlardır:
1. Ukrayna’da ABD üssü açabilmesinin siyasal iklimini yaratmak.
2. Karadeniz’e ve Azak Denizi önüne ABD/NATO gemileri sokmak.
3. Ukrayna’nın Azak Denizi hattında üs açması.
4. Rusya’nın enerji hatlarını kesmek ve ekonomik olarak zayıflatmak.
5. Ukrayna’da Poroşenko’ya yönelik iç siyaset basıncını azaltmak ve seçimleri ertelemek.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
3 Aralık 2018
#1 by Şeniz Erol Çöl on 04/12/2018 - 09:57
Bartu Soral’a yapılanlara ses çıkarmamanız size olan güvenimi sarstı. Oysa zaten hdpkk’laşmış bir Cumhuriyet’te yazabilmek için buna hiç değmezdi.
#2 by mayk on 04/12/2018 - 10:27
Derin devletin son cirpinislari gibi bir sey.
18 dakikada da derin devletin yerli versiyonu (feto kontrgerilla gladyo v.s). dogru olarak tarif edildi. Kurtlerin begendigi bir kanal olarak bunun soylenmesi onemli.
Mesela Birgun veya Evrenselin bu kadar net olabileceginden emin degilim.
……
18 dakikada bence hesap hatasi sayilabilecek bir yorum yapildi. Hersey zamlanirken enflasyon nasil duser diye. Hiz ile ivmeyi karistirmak demektir bu. Araba hizla giderken biraz frene basar, ama hala ileri dogru gider. Bunda bir celiski yok. Tamam her turlu hile var, buna suphe yok, ta bu hilelerin daha dogru tarif edilmesi lazim. Enflasyon yuzde 20 iken de fiyatlar artar yuzde 10 olsa da artar.
….
Cumhuriyet gazetesi artik Ataturkcu, buna suphe yok. Ama bu herseyi dogru soyledigi anlamina gelmez. Mesela Trump populist otoriter kotu biri demek ulusal bir hastaligimizdir.