Neo-Darbe

ABD hegemonyası inişte: Öyle eskisi gibi düğmeye basarak hükümet değiştirebilmesi mümkün değil, sabah iktidar deviren açık darbe yapabilmesi de dünkü kadar kolay değil, Irak’ı işgal ettiği gibi doğrudan bir savaşa yönelmesi de artık çok zor…

Fakat bu yeni durum ABD’nin hiçbir şey yapamayacağı anlamına da gelmiyor kuşkusuz…

Gücündeki erozyonu gören ABD bu nedenle bir süredir “neo-darbe” diyebileceğimiz yeni bir yolu deniyor.

Venezuela’da neo-darbe girişimi

Neo-darbe, hedef ülkede rejimin ayaklanma yoluyla yıkılması ya da zayıflatılarak ABD sistemine teslim alınmasıdır. Kitleleri rejime karşı ayaklanmaya zorlayacak iklimi ise ABD’nin hedef ülkeye uyguladığı ekonomik ambargo oluşturacaktır.

ABD bunun ilk provasını Venezuela’da yaptı: Venezuela’nın petrol gelirine el koyarak bu ülkenin ciddi ekonomik kriz yaşamasına neden oldu. Ekonomik tabloya haklı tepki gösteren kitlelere monte edilen ABD’nin yatırım yaptığı aktörleri, tepkiyi rejimi yıkma hedefi için kullandı.

ABD’nin Irak’ı işgalde kamuoyu desteği sağlamak için servis ettiği sahte petrole bulanmış kuş görüntüsünü yutanlar, “açlık isyanları” diye servis edilen, muhalefetin gıda stoklarını yağmalaması görüntüsünü de yuttular ve “diktatör Madura” diye ABD’nin neo-darbe girişimi alkışladır.

Neyse ki ABD hegemonyası inişteydi ve darbe gerçekleşmedi.

Bolivya’da neo-darbe

Fakat Venezuela’dan sonra, ondan çok daha zayıf durumda olan Bolivya’da, maalesef darbe yapabildiler. Tabi “şimdilik” yapabildiler. Zira henüz her şey bitmiş değil!

Bu arada Venezuela’daki gibi yine dünyaya ABD’nin sunduğu “emperyalist gözlük”ten bakanlar, Evo Morales’i istifaya götüren ayaklanmaya “demokrasi” dediler ama kendisini devlet başkanı ilan eden Anes’in, Morales taraftarlarınca protesto edilmesini antidemokratik buldular! Oysa Anes, Morales taraftarlarının gösterilerini sonlandırmak için orduya vur emri verdi ve askerlerin soruşturmadan muaf tutulmasını sağlayacak bir kararname imzaladı. Yani “emperyalist gözlük” takanların gördüğü gerçekte demokrasi değildi, neo-faşizmdi!

Morales niye Maduro gibi hedefti? Çünkü o da ABD’nin dayatmalarına karşıydı, bağımsızlıkçıydı ve ülkesindeki yoksulların durumunu iyileştirmeye çalışıyordu.

Başarılı da olmuştu belli ölçülerde: Dünya Bankası’nın verilerine göre 2005 yılında 9,5 milyar dolar olan ulusal gelir, 2018’de 40,3 milyar dolara çıkmıştı. 2005 yılında 966 dolar olan kişi başı gelir, 2018’de 3.557 dolar olmuştu.

Bolivya’nın yoksul yerlileri tablodan memnundu ancak Avrupa kökenli-melezleşmiş zengin Mestizo’lar durumdan rahatsızdı. ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), iktidara geldiği 2005 yılından beri Morales’i devirmek için yatırım yapıyordu ve zengin Mestizo’ların ayrılıkçı “Media Luna” hareketine eğitim ve mali destek veriyordu.

İran’ı çevreleme ve neo-darbe girişimi

Gelelim bölgemize…

ABD İran’a olağanüstü bir abluka uyguluyor. Çin dışında neredeyse İran’ın petrol müşterisi kalmadı. Petrol ihracatı yüzde 80 azalmış durumda.

Tahran yönetimi, en alttakilere bir fon oluşturabilmek için benzine zam yaptı ve edinilen geliri 20 milyon kişinin hesabına yardım olarak yatırdı. Bir başka kesim ise benzine yapılan zammı protesto ederek ülke çapında ayaklandı.

Kuşkusuz zamları protesto etmek haktır, ekonomik tabloya itiraz etmek haktır ve elbette meydanları doldurarak hükümeti istifa ettirmek de haktır. Ancak burada ekonomik sorunun kaynağı rejim değil, doğrudan ABD’nin ekonomik ablukasıdır. O nedenle zammı protesto edenlerin hedefi rejim değil, ABD olmalıdır!

Diğer yandan İran’dan önce başlayan Lübnan ve Irak’taki ayaklanmaların da hızla İran karşıtı bir rotaya girdiğini not edelim! Çünkü:

Amaç İsrail’in çıkarları

ABD İsrail için “yüzyılın anlaşması”nı bölgeye dayatmaya hazırlanıyor. Aşamaları olarak dün Kudüs’ü başkent ilan ettiler, bugün Barı Şeria’daki yerleşimleri artık uluslararası hukuka aykırı bulmadıklarını açıkladılar…

ABD işte bu süreçte, İsrail’in “baş düşmanı” olan İran’ı, sürece takoz olamasın diye baskı altında tutmaya çabalıyor. Mesele yine ABD’nin “demokrasi havariliği” değil yani!

Esad’a katil diyenler de, Maduro’ya ve Morales’e diktatör diyenler de, İranlıların kendi sorunu olan rejimden hareketle İran düşmanlığı yapanlar da, maalesef ABD’nin bu neo-darbe girişimlerine dolaylı destek vermiş oluyorlar…

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
21 Kasım 2019

  1. #1 by puma on 23/11/2019 - 10:58

    (yollanamadi diye ikinci deneme)
    Bence yeni bir darbe cesidi turedi: iktidar yanlisi darbe. 15 temmuz’u kastetmiyorum. Belki “20 temmuz” la beraber ya da 16 nisanla beraber boyle dusunenler olabilir. Afrikada iki yerde olmustu, biri kuzey afrika biri dogu afrika (tunus ve libya miydi). O kadar da bariz olarak iktidara karsi degildi bunlar. Halki sakinlestirmek icin yapilan seylerdi galiba. Bence Bolivyadaki de boyle olabilir. Hatta Madura yeterince guclu olmasa o da bu yontemi deneyebilirdi.
    Trump entriklarla devrilecek olursa bence ABDde de boyle seyler olabilir. Amd ABDnin cok ozel durumu sebebiyle bu halkin farketmeyecegi sekilde yapilir.
    Iktidar yanlisi darbe niye yapilir: kuresel derin devlete ya da halka mama olarak.
    Gelir adaletsizligi artti, ama insanlarin beslenme ihtiyaclari minimum duzeyde de karsilaninca buyuk bir halk hareketi olmuyor. Mesela besin kalitesinin azalmasi, marketteki her urunun toksik olmasi isyan sebebi olmuyorlar. Devrimlerle daha modern bir dunya yaratiliyor, ama bunun itici gucu devrime olan aclik degil, sefalettir , ve bu ancak dogru yonlendirilebilirse devrim olur.

    • #2 by puma2 on 23/11/2019 - 11:00

      ..libya degil tabi, sudan diyecektim (ondan da tam emin degilim).

  2. #3 by havasugidaenerji on 23/11/2019 - 11:51

    Bizim entelektüel ve ilerici görüntülü aydınlarının tipik sorunlarını yazmışsınız.
    Neden ülkeler ve başındaki kişilere göre yorum yapılır ve kişinin istikbali ülkeye endekslenir?
    Gelin bakalım: Maduro ülkesi ve kendi çıkarları için ne yaptı? İkisi ters yönde değil mi?
    Ya Morales? Chavez den sonra neler yaptıkları ortada değil mi?
    Irak, İran, Suriye, Libya, İsrail, Türkiye bu örneklere uygun değil mi? O halde karşı durulacak şey ABD ye paye vererek onun dünya haydutluğuna soyunmasında şikayet etmek değil, akıl ile bu yöntemin sonlandırılmasına katkı yapmaktır.
    Çok veciz konuşmalar, analizler ve görüşler, İyi de destek veya yergi sorunu çözmez ki.
    Bakıyorsunuz ABD ye emperyalist diyenler bile çizgiyi değiştirmiş, kuklalar ile kol kola.
    Ez cümle Atatürk düsturları bu ülkede işleme ve uygulamaya geçmedikçe biz yabancılara yergi ve güzellemeye devam edeceğiz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: