Gündemin baş konusu milli otomobil…
İşin teknik yanından anlamam. Zaten arabam yok, hatta ehliyetim bile yok!
Toplu taşıma araçlarının kullanılmasını savunuyorum. Deniz ulaşımının toplam ulaşım içindeki payının artması gerektiğini düşünüyorum.
Deniz ulaşımı deyince, Kanal İstanbul’u desteklediğim sanılmasın elbette… Kaldı ki Kanal İstanbul bir ulaşım projesi değil, bir rant projesidir. ÇED Raporu’ndaki gelir kalemlerinin en başına “gayrimenkul geliri” yazılması bile bunun göstergesidir. Cumhuriyet’te konunun güvenlik boyutunu da yazdım: “Kanal İstanbul: Karadeniz’e NATO yolu”
Milli otomobil de olmalı, uçak da olmalı
Gelelim milli otomobile…
Baştan belirteyim: Kategorik olarak milli otomobil destekçisiyim. Tıpkı milli gemiyi desteklediğim gibi, ki bir gemi mühendisi olarak bu büyük projenin çok küçük bir parçası olmanın gururunu da yaşadım.
Milli uçağımız da olmalı. Milli füze savunma sistemimiz de olmalı. Teknoloji transferi sağladığı için o yolu açacak S-400 alımını da destekledim.
Diğer yandan “milli otomobil”in ne kadar milli olduğu konusuna da çok takılmıyorum. Nitekim yüzde yüz millilik artık pek söz konusu değil. Genel bakışım, yerlilik oranının mümkün olduğu kadar artırılmasının esas alındığı bir anlayışın, yan sanayiye de katkı yapacağı ve toplamda içeriye daha çok gelir bırakacağı şeklinde…
Milli tarımı-sanayiyi koruma sorunu
Evet, milli otomobil yapmak önemli. Fakat yerli ve milli kurumlarımızı korumak da önemli. Tam bu günlerde TEMSA’nın konkordato ilan etmesi, Kâmil Koç otobüs şirketinin Almanlara satılması acı…
Evet, milli otomobil yapmak önemli. Fakat daha önemlisi milli stratejik kurumları (örneğin Telekom) özelleştirmemektir, yabancılara satmamaktır!
Evet, milli otomobil yapmak önemli. Fakat daha önemlisi Tank Palet fabrikası gibi askeri fabrikalarımızın işletmesini Katar ortaklı özel şirketlere devretmemektir!
Evet, milli otomobil yapmak önemli. Fakat Cargillere karşı milli tarımımızı korumak daha da önemli!
Makam araçlarını millileştirme
18 yılda her şeyi özelleştiren, yabancılaştıran; satılacak bir şey kalmayınca artık toprakları satmaya başlayan bir hükümetin “milli otomobil” takıntısı haliyle çoğunuza samimi gelmiyor…
Hatta çoğunuz için AKP’nin “milli otomobil” projesi, iç politikadaki zayıflamasını durdurmaya yönelik bir propaganda işi gibi geliyor…
Konuyla ilgili kararnamedeki “22 miyar TL’lik yatırımın süresinin 13 yıl olduğu, bu sürede gerçekleştirilememesi halinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu sürenin yarısı kadar ek süre vereceği” gibi ifadeler de, asıl hedef konusunda kafaları karıştırıyor.
Göreceğiz…
Bitirirken şunu belirtelim: Kamuda 115 bin makam aracı var. Cumhurbaşkanından başlayarak herkes o çok pahalı makam araçlarını milli otomobille değiştirirse, bu bile ülkemiz için büyük bir para kaybından kurtulmak demektir…
Mehmet Ali Güller
28 Aralık 2019
#1 by puma on 28/12/2019 - 11:53
Tamamen katiliyorum, yalniz, araba olmasa da ehliyet sart bence.
Niye, mesela butun dunyaya egzoz gazindan kurtulmak icin careleri anlatiyorsunuz, kimse dinlemiyor, hatta inadina karsi tarafa oy veriyor..Sonra otobuse biniyorsunuz, iceriye otobusun kendi egzoz gazi doluyor, bir sonraki duraga kadar ben inecegim bile diyemiyorsunuz, mustehak olan o kalabalikla beraber siz de egzoz gazi banyosu yapiyorsunuz.
…………..
Bir gun makam araclari niye yerli degil diye soracaklar, onlar da , “biz gunluk kullanim icin araba urettik, insallah onumuzdeki 50 yil icinde makam arabasi uretecek hatta ihrac edecek seviyeye gelecegiz. ” diyecekler.
#2 by aliakgok@gmail.com on 28/12/2019 - 17:34
Olur da okursanız hoşunuza gider diye düşündüm; https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1914783265319209&id=743699209094293
Ben de şöyle paylaştım hem faceDE hem twitterDA.
Ç’alıntıdır ☺
Yerli otomobilin en iyi performans gösterdiği alan zamanlaması. Nerede kalkıp nerede duracağını, nerede oturup nerede stop edeceğini biliyor. Ne zaman ülkede bir sıkıntı olsa yerli otomobil imdadımıza yetişiyor. Suriye’de bir sıkıntı mı var bakıyorsunuz yerli otomobil ortaya çıkıyor. Asgari ücretin açıklandığı günün ertesi günü lansmanı yapılıyor. İşverenin kara gün dostu. Genel grevle mücadele edebiliyor. Gündemi değiştirip kara bulutları dağıtabiliyor.
●●○●● ●●○●●
İyi yıllar diliyorum size, sevdiklerinizle beraber.
#3 by cumhuriyetciyorum on 31/12/2019 - 11:35
Yazı içeriğine genel olarak katılmakla birlikte bir kaç noktaya değinmekte yarar görüyorum. Öncelikle, ilk yerli ve milli otomobil nitelemesi doğru değil. Hatta, bundan 60 yıl önce elde edilmiş bir başarıyı görmezden gelme saygısızlığı var bu nitelemede. Devrim otomobilinin yaratılış süreci bilinmeli. Diğer yandan, 2020 yılında otomobil üretmek ne denli başarı öyküsü olur? Otomobil dediğimiz nesne önümüzdeki yıllarda yaşamımızdan çıkmaya başlayacak. Önce sürücüsüz otolar girecek yaşamımıza. Durum bu iken yerli ve milli de olsa otomobil üretmek ne denli akılcı, anlamlı ve gerekli? Sorgulanmalı!