Bir haftadır yoğun bir kampanya var: “Kemalistler/Avrasyacılar darbe yapacak” diye…
Bu kampanyayı yürütenlere göre darbenin işareti ne peki? RAND raporu, Kemal Kılıçdaroğlu ve İlker Başbuğ üçgeni! Buna son olarak Abdullah Gül’ün açıklamalarını da ekleyip “muhteşem kare”ye dönüştürdüler!
Peki, bu kampanyanın sahibi kim, hedefi ne? İnceleyelim:
Bahçeli’nin dikkat çeken mesajı
Öncelikle belirtelim: RAND’ın raporunu (öncesinde yazan varsa düzeltiriz) 17 Ocak’ta Odatv’de Nejat Eslen, 20 Ocak’ta da Cumhuriyet’te ben ve Yeniçağ’da Arslan Bulut yazdı. Üçümüz de raporu Türkiye’ye yönelik tehdit olarak yorumladık özetle. Sonrasında da tek tük yazan oldu ama geçen hafta başlatılan bu kampanyaya kadar RAND raporu gündem olmadı!
Diğer yandan İlker Başbuğ’un 26 Haziran 2009’da çıkan o yasaya işaret ettiği 28 Ocak tarihli tv konuşması da yeni değildi. Başbuğ o yasaya defalarca işaret etmişti tv programlarında, söyleşilerinde. Dahası Kırmızı Kedi Yayınevi’nin geçen yıl yayımladığı Ergenekon’dan Çıkış kitabında da yazdı. Fakat hiç gündem olmadı.
Aslında bu sefer de olmayacaktı. Konuşmasından bir hafta sonra, 5 Şubat’ta Erdoğan hedef almasa ve AKP milletvekillerini İlker Başbuğ’a dava açmaya çağırmasa, konuşma öncekiler gibi üstünde pek durulmadan unutulup gidecekti.
Gelelim Kılıçdaroğlu’nun “siyasi ayak” açıklamasına. Bu da yeni değil. Kılıçdaroğlu dönem dönem “hani siyasi ayak” diyor zaten. Bu kez dile getirmesi de, danışmanı ve bir belediye başkanı üzerinden yapılan CHP-FETÖ ilişkisi göndermelerine yanıt nedeniyleydi. Yani AKP’ye “asıl siz FETÖ’yle ilişkilisiniz” demeye getiriyordu.
Zaten “siyasi ayak” tartışması bu kez Kılıçdaroğlu’nun çıkışıyla değil, Devlet Bahçeli tarafından dile getirilmişti. Bahçeli 17 Ocak 2020’de şöyle bir çıkış yaptı: “Ben diyorum ki, siyasi ayak kim ise çıkarılsın. Herkes diyor ki, partilerde kim var? Herkes kimi biliyorsa söylesin. Ben kimsenin adını vermiyorum. Bizdekileri biliyordum hadi güle güle dedim. Böyle bir konseyin askeri kanadı belli, Silivri ve Sincan’da. Peki siyasi kanadı nerede? Bunları bulun diyoruz. Bulamıyorlarsa bize yetki versinler biz buluruz bunları.”
Ki asıl üzerinde durulması gereken Bahçeli’nin Erdoğan’a yönelik bu mesajıydı: Bunun güvenlik bürokrasisinde son dönemde tasfiye edilen milliyetçilerle bir ilgisi olup olmadığıydı. Ancak üzerinde durulmadı!
Kampanya ağırlıklı AKP medyasında
Tüm bu kronolojiyi ve gündeme nasıl taşındığı gerçeğini yok sayarak; yani RAND raporunun AKP medyası tarafından sonradan gündem yapıldığını, Başbuğ’un açıklamasının Erdoğan’ın konu etmesiyle gündem olduğunu ve Kılıçdaroğlu’ndan önce “siyasi ayak” tartışmasını Bahçeli’nin başlattığını es geçip; “RAND, Başbuğ, Kılıçdaroğlu; bunlar tesadüf olamaz, darbe işareti verildi” diye söylenmek, komplo teorisi üretmekten başka bir şey değildir!
Üstelik tuhaf bir şekilde “darbe olacak” yazıları AKP medyasında yazılıyor; ardından da AKP sözcüleri tarafından “darbe olabilme” ihtimaline meydan okunuyor!
Bir nevi “darbe olacak” söylentisi, yararlı paranoyaya dönüştürülüyor. Şöyle:
Darbe paranoyasından yararlananlar
1. İktidar darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: Ekonomik krizden yanlış dış politikaya uzanan konular nedeniyle, son anketler de gösteriyor ki, AKP’nin oyu düşüyor. Kamuoyu darbeyle korkutularak iniş frenlenmeye çalışılıyor.
2. FETÖ’cüler darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: “Kemalistler/Avrasyacılar sana darbe yapacak” diyerek Erdoğan’ı yeniden Ergenekonculara operasyon yapmaya kışkırtıyorlar.
3. AKP medyasında yazan “eski FETÖ’cüler” darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: “Darbe olacak” diyerek saray nezdindeki etkilerini diğer gruplara karşı artırmaya çalışıyorlar.
4. Bahçeli ekibi darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: “Kemalistler/Avrasyacılar sana darbe yapacak” diyerek, Erdoğan’ı Doğu Perinçek’e karşı kışkırtıyor.
5. ABD darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: “Kemalistler/Avrasyacılar darbe yapacak” diyerek, Türkiye’yi Atlantik eksenine çapalamaya çalışıyor.
6. Pentagon darbeyi kullanışlı paranoyaya dönüştürüyor: “Kemalistler/Avrasyacılar darbe yapacak” diyerek, TSK içinde fitne fesat çıkarmaya ve NATO’cuları desteklemeye çalışıyor.
Kısacası bir darbe olacak paranoyası yaratarak, bundan siyaseten nemalanmaya çalışıyor pek çok kesim. (Meselenin bir de dış politika – iç politika uyum zorunluluğu boyutu var ki, bunu ayrıca başka bir makalede ele alırız.)
Kemalistler darbeyi önledi!
Fakat önemle belirtelim: Kemalist darbe yapmaz! 12 Mart’ta, 12 Eylül’de Kemalistler darbe yapmadı; tersine “Atatürkçü maskeli” NATO’cular tarafından ordudan büyük bölümü tasfiye edildi.
15 Temmuz’da da FETÖ’ye TSK içinde direnenler Kemalist subaylardı. Gerçekte darbeyi bastıranlar da onlar oldu; FETÖ tankları egzoza atlet sokulmasıyla değil, Kemalist subayların tanklarıyla durduruldu!
Ve AKP-FETÖ işbirliğiyle ordudan tasfiye edilen emekli subayların o gece beylik tabancalarıyla sokağa çıkıp FETÖ’ye silahla direnmesiyle darbe engellendi!
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
20 Şubat 2020
#1 by puma on 22/02/2020 - 02:59
Evet, 15 Temmuz’u Ataturkcu askerler bastirdi, Rusyadan da dolayli destek geldigi belli, yani pusuda bekleyen kibristaki ingiliz askerlerine karsi psikolojik hatta belki elektronik engelleme yapmislardir, ve bence ABDdeki “trumpcular” da Abdnin desteginin yarida kesilmesine katkida bulundu.
……
15 temmuz saldirisi derin devletin (fetonun arkasindaki kuresel guc) eseriydi, reis’in karsi tarafta “olmasi” olumluydu, her ne kadar bir zamanlar zihniyetlerinin/hedeflerinin ayni oldugunu ifade etmistiyse de, ama Ataturkculerden darbe beklemek ve onlari tehlikle olarak gormek direk olarak Feto ve derin devlet zihniyetidir ve taraf degistirmektir. Ve boyle olunca 15 temmuz destanindan bahsederken 15 temmuzun hangi tarafinda olduklarindan suphe duymaya basliyoruz !
……
Ataturkcu olmak militan bir tavir degildir. Ataturkculer ayni fikirde kimseler degildir, hatta hep birbirleriyle kavgalidirllar. Yani homojen bir Ataturkculuk kavrami yoktur. Sabit bir yerden emir almazlar. Ayrica Ataturkculer gaddar degildir. Bir lider darbeden korkuyorsa, boyle birsey gercekten olacaksa ona en insanca davranacak kimseler de yine Ataturkculerdir.
…….
Butun komutanlar yakin akrabam olsun, en guvenli durum budur diye dusunuluyorsa, bence cok yanlis dusunuluyor. Hileyle hurdayla ayni zihniyette diye yerlestirilenlerin nasil ihanet ettiklerini herkes gordu. Ayrica osmanli doneminde insanlarin hanedan icin babalarini cocuklarini katlettiklerin biliyoruz. Komutanlar Ataturkcu olsun demiyoruz, liyakatla basa gelsin diyoruz, oyle olunca zaten otomatik Ataturkcu oluyorlar. Mesela Hulusi beyin pek Ataturkcu olmadigini biliyoruz, cunku Ataturk dusmanlarini ziyaret ediyordu, ama o da zaten feto-akp ortakliginin mintika temizligi sayesinde yukselmisti. Ve bence Gul’e daha yakin, ve daha once dedigim gibi gecen seferki gibi liyakat yerine Hulusi bey’in veya Sadat’in tercihleri gecerli olursa bence Gul-Akar-Koru devletinin temelleri atiliyor demektir.
…….
Darbe ortami yok, cunku boyle birseyi deneyecek ve basaracak bir guc yok. Bu ancak kaos getirir. Ama kaos zaten varsa da darbe ya da daha beteri kacinilmaz hale gelebilir. Boyle bir durumda ortaliga hakim olmaya calisan gucler reis’e zarar gelmesin diye cirpinmazlar, aksine kendi iktidarlarini dayatmaya calisirlar. Hatta kaotik durumdan o kisi sorumlu sayilacagi icin halkin gozune girmek icin o kisiye vahsica davranabililer. Halbuki Ataturkcluler, ya da torpille gelmemis normal kimseler durumu kontrol etse, hukuk icinde kalirlar. Hatta ulke icin o ana kadar yaptiklari olumlu seyleri sevap diye sayip ciddi bir ceza vermeyebilirler.
………
Bir hesaplasmaya gidildigi acik, ve bunun adresi sandik olmali. Ve sandikta hile olursa bu sefer fazla siritacak ve halk isyan edecek demektir. 16 nisan ve son cumhurbaskaniligi secimleri gibi olmaz bu sefer. Ortaliga magandalari salarak sonuc elde edilemez. O magandalarin ve arkasindaki gucun toptan feto gibi bir teror orgutu sayilma ihtiimali artar. Kim olduklari bellidir heralde.
……..
Bence gecen seferki gibi bir Ataturkcu komutan tasviyesi yapilacaksa buna direnilmelidir. Bu direnme nasil olur bilemiyorum, belki bazi istifalarla olabilir. Bence komutanlar bere’ye de direnmeliydiler. Generallere komando sapkasi taktiriyorlar. Sizin bir hukmunuz yok, esas komutan Hulusi bey’dir diye bir dayatma var. Ve Hulusi bey de ABDnin yapmaya calistigi darbenin basina gecirmek istedigi kisi, ayni 15 temmuzda oldugu gibi ne tesaduf.
…..
Kilicdar da Gul karsitlarini tasviye etmisti. Turkiyeyi duzeltmek dunyayi duzeltmekten daha zor olabilir.
#2 by puma2 on 22/02/2020 - 12:09
Yukarida ABDnin yaptirmak istedigi ve basina Hulusi Akar’i gecirmeye calistigi darbe ihtimalinden bahsetmistim. Bunu yapinca Reis karsiti mi yoksa Reis taraftari mi olur, onu da bilemiyoruz. ..
Amerikancilar boyle bir darbe yapip ulkeyi donusturme hevesine kapilmasinlar, cunku ABD bir butun olarak boyle birseyin arkasinda durmaz. Trump ne kadar Reis taraftari gibi gorunse de reis eskisi gibi derin devlete hizmet etmeye baslarsa yalnizca Rusya degil, Trump ve ABD ordusunu da karsisinda buulur. Yanlis ata oynamayin. Kripto fetoculerin gazina gelmeyin. Liyakata onem verin. Yaptiginiz her kotulugun bedelini odeyeceksiniz, her iyiligin de odulunu alacaksiniz , obur dunyaya kalmadan.
#3 by Okan on 22/02/2020 - 07:49
Ellerinize saglık zevkle okuyirum bütün maillerinizi..