Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1946’da kuruldu. Kuşkusuz kuruluşundan itibaren örgütün üzerinde ABD’nin himayesi ağırlıklıdır. Bu nedenle kuruluşundan kısa bir süre sonra bazı ülkeler üyelikten çekildiğini ilan etti. SSCB de 1955’e kadar DSÖ toplantılarına katılmadı.
Ancak bu “değişmez” bir durum değildi. Sol rüzgarların estiği ve “halkçı sağlığın” esas olduğu 1970’lerde örneğin, DSÖ ABD’ye rağmen kararlar alabiliyordu.
Bunu şundan belirtiyoruz: “DSÖ’yü ABD kurdu, Rockefeller besliyor, onlar ne derse onu yapar” gibi bir kestirme doğru değil.
Siyasal iklim, DSÖ’yü de değiştiriyor; 1970’lerde olduğu gibi…
Siyasal iklim, DSÖ’yü de değiştiriyor; 2020’de olmaya başladığı gibi!
ABD-Çin çatışması
Tablo net: ABD-DSÖ çatışması bugün fiilen ABD-Çin çatışmasıdır.
Zaten ABD Başkanı Donald Trump da DSÖ’yü “hep Çin’in tarafında durmakla” suçluyor (8.4.2020). Hatta Trump “DSÖ’nün Çin’i savunmak adına salgın tehlikesini başta küçük gördüğünü” iddia ediyor (9.4.2020).
Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo DSÖ’ye sağladıkları fonları gözden geçireceklerini söylüyor (9.4.2020).
Ve sonunda ABD DSÖ’ye sağladığı fonu durduğunu ilan ediyor (14.4.2020).
Corona virüsüne “Çin virüsü” diyerek Pekin’i hedef alan Trump istediğini alamadı. Çünkü G7’de bile ABD’nin müttefikleri “Çin virüsü” denmesine karşı çıktılar ve bu nedenle “ortak açıklama” metni yazılamadı!
Trump bunun üzerine ikinci bir hamle yaptı ve Çin’in korona konusunda dünyayı geç bilgilendirdiğini iddia etti. Hatta Pompeo “sorumluların hesap vereceği bir zaman gelecek” dedi (14.4.2020).
Yani Trump-Pompeo ikilisi saldırı hattını “Çin’den tazminat isteme” hedefine kurarak, kendi hatalarını örtmeye çalışıyorlar.
DSÖ’yü hedef almaları da bunun bir parçası…
Trump hatasını Çin/DSÖ’ye yıkma peşinde
Trump’ın salgın konusunda Çin ve DSÖ’yü suçlamasının temel nedeni ortada: ABD salgının merkezi oldu ve Trump yönetimi hata yapmakla suçlanıyor.
Amerikan medyası, “Çin’i dünyayı geç bilgilendirmek suçlayan” Trump’ın aslında ABD istihbaratı ve ilgili kurumlarınca tehlikenin büyüklüğü konusunda uyarıldığını yazıyor günlerdir.
Gazete haberleri bir yana, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) Direktörü Robert Redfield bile şubat ayında bazı eyaletleri virüs önlemlerini artırmaları konusunda uyardıklarını açıklıyor (13.4.2020).
Peki Trump ne yaptı o süreçte?
22 Ocak’ta “pandemi değil” diyerek, 10 Şubat’ta “Nisan’da biter” diyerek, 27 Şubat’ta “mucize gibi bir anda bitecek” diyerek sürekli salgını küçümsedi Trump!
Çünkü gerçekte salgından memnundular ve salgının baş rakipleri Çin’in ekonomisini yıkacağını düşünüyordu. O kadar ki ABD Ticaret Bakanı Wilburr Ross daha 30 Ocak’ta “Çin’deki COVID-19 salgını Amerikan ekonomisine yarayacak. İstihdam Kuzey Amerika’ya geri dönecek” diye seviniyordu!
Şimdi vaka ve ölü sayısındaki patlama nedeniyle Amerikalılar Trump yönetimine tepkili.
İşte Turmp bu tepki nedeniyle Çin’i suçluyor, DSÖ’yü suçluyor…
Yeni dünyanın işaretleri
DSÖ Trump’ın iddia ettiği gibi “sürekli Çin’i mi tutuyor”, bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz şu: Dünya zaten değişiyordu ve yeni bir dünya kuruluyordu. Ekonominin merkezi Asya-Pasifik’e kaymıştı. Asya-Pasifik yükseliyor, Atlantik iniyordu. ABD-AB’nin transatlantik ittifakı çözülüyordu. ABD hegemonyasına dayalı neo-liberal ekonomi 2008 krizine “kesin” çare bulamıyordu. Kısacası ABD’nin tek kutuplu dünyası yerini çok merkezli bir dünyaya bırakıyordu.
İşte salgın, bu süreci kaçınılmaz olarak hızlandıracaktır.
Trump’ın DSÖ ile kavgası bunu göstergesi…
ABD hegemonyası inişe geçtikçe, o hegemonyanın yörüngesinden uzaklaşma da başlıyor haliyle…
ABD silahlı gücüyle korunan “petro-dolar” sistemi inişe geçmiş durumda…
Kimi devletlerin dolar yerine ticareti ulusal paralarıyla yapmaya başlamaları da, petrol krizi de yeni sürecin habercileri…
Kuşkusuz sancılı olacak ve zaman alacak…
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
16 Nisan 2020
#1 by TURGUT ÇAYLAK on 17/04/2020 - 07:16
Mehmet Ali bey merhaba
Dünyada ne estiÄini bilemiyorum Ancak Türkiye de bir Åeylerin deÄiÅebileceÄine inanmak istiyorum . EÄer bir Åeyler deÄiÅebilseydi bügünkü iktidarın tozu yerinde durmaması cidi bir dipten gelen dalganın olmaı gerekirdi.
GeçmiÅte Türkeye dkı geliÅmelerin dünya ile birlikte hatt a önünde olduÄunu biliyoruz.
Demek ki görmediÄimiz Åeyler var Ancak pek te ümitvar deÄilim. Zira Ad ı baÅına yıkılsa da bu toplumun secdesinin deÄiÅeceÄine inanmıyorum zira bütün ekonomik kültürel parametrler türk toplumunu sarmıŠdurumdadır. Cebinde parsı yoksa sosyalist üç kuruÅu olduÄunda kapitalizme özenen bu toplum mu bu iÅi becerecek? selam ve saygılarımla not çin v e rusyayı çök önceliyorsunuz biraz da bize özgü çözümler üzerine lafa yormak lazım diye düÅünüyorum
BaÅarılarının devamını dilerim saygılarımla
Turgut ÃAYLAK
Windows 10 için Posta ile gönderildi
#2 by puma on 17/04/2020 - 21:46
Cin ile Trump laf kavgasi yapiyorsa bunun numaradan oldugundan emin olabilirsiniz.
DSO su anda kimin kontrolunde,.. bilmiyorum, guvenmiyorum bu kuruma, bize ne dayattigina bakarim. Derin devletin enstrumanidir, ama Cin’den rusvet aliyor olabilir.
Trump’un kaybetmesi Cin’in isine gelmez, cunku, mesela Trump yeni ipek yolu’nu destkelemektedir.
Trump, Rusya, Cin buyuk oranda ayni cephededirler. Obama zamaninda bir suru ABD eliyle saldiri oldu, ama derin devlet ABD devletini kaybedince, daha dogrusu baskanligi ve orduyu, ve diger kurumlarin da yarisini falan..bu sefer baska turlu bir saldiriya gecti. Virus Cin’de uretildi, ama Soros’a yani derin devlete ait bir yerde. Harvard da isin icinde olabilir, ama kimse kolay kolay ABDde uretip te Cin’e goturmez, cunku bir tasiyici olmali onu da bir sekilde kandirmak lazim falan..
Cin ile Trump kavga etse gercekten, Cin Trump’un secimleri kaybetmesine ugrasir.. Ya da Trump cogu Cinlilere ait olan Manhattandaki gokdelenlerin emlak vergilerini artirir. Kullanilabilecek bir koz varken niye boyle eften puften bir medyatik laf dalasi yapsinlar. En begendigim atasozlerinden biri: havlayan kopek isirmaz.
Bu virusun yayilmasi konusunda Trump’un yapabilecegi bir sey yok. Ayrica anaakim medya Trump’u kotulemek icin durumu abartiyor olabilir. Mesela bir anaakim medya kanalinda maket oldugu belli biri korona hastasi gibi gosteriliyor..niye boyle birseye ihtiyac duyarlar. Ayrica herhangi bir solunum hastasi olunce hemen korondan oldu diye kaydediliyormus, gibi seyler var. Bizde de tam tersi galiba. Boyle seylere inanabilir miyiz. Evet gayet mumkun, yillar once, ABDde “deli dana” hastalarina Alzheimer veya Parkinson teshisi konuluyordu, ve bunu neredeyse birince elden bir bilgi olarak biliyorum. ABDde saglik sigortasi cok pahalidir, hastaneler doktorlar bu yuzden sigorta sirketlerinin kuklalaridir, peki sigorta sirketleri kime ait: derin devlete. Benzer sekilde Anaakim medya da reklam veren sirtktlerin kuklasidir, ve TVde reklami yapilan herhangi bir seyin zararli oldugunu tahmin edebilirsiniz , nelerin reklami yapilir, mesela aburcuburlar, kanserojen temizlik maddeleri, ilaclar.. organik bir seyin, bir alternatif gazetenin, reklami olur mu: olmaz. ABDde biri TVyecikip Ay’a gitmedik, ikiz kuleleri biz yiktik, izafiyet teorisi (yalnizca) Einstein’e ait degil, Rusya ordusu ABDden cok daha gucludur, Ataturk en buyuk liderdir, .. falan der mi ..demez. Fizikci Kaku diye biri Ay’a indik falan diyor, yalan oldugunu bilmiyor mu , bal gibi de biliyor, ama para kazanmak icin ve canini kurtarmak icin mecbur. Hatta bence Aziz Sancar’a da 3 kanserojen sey arasinda gunes’i saydirdilar ve aksi durumda Nobel vermeyeceklerdi.. tamamen benim fikrim, ama Nobelli (bilincli) ve Ataturkcu (yani iyi niyetli, ve bilimden yana) bir kimse Gunes’in en iyi kanser ilaclarindan oldugunu bilmez mi.. ya da laboratuvar kosullarinda buyuk resmi saklayan uv isiginin tek bir hucreye ne yaptigina bakip bunu soylemistir, ..ama halk onu ciddiye alsa daha hasta olacak, ya da krem kullandigi icin kanser olacak. ben olsam bunlari da hesaba kadar ABDyi terk eder, Rusya’dan dogrulari soylerdim. Ayni Snowden gibi.