AKP’nin dış politikası

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu önce ABD merkezli Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesinin (TASC) video-konferansla düzenlediği panelde, ardından CNNTürk’te, Türk dış politikasına dair kapsamlı değerlendirmeler yaptı.

Bu değerlendirmeler, AKP’nin dış politikasını anlamamızı sağlamakta ve bundan sonraki yönüne dair ipuçları içermektedir. O nedenle önemle üzerinde duracağız.

Çavuşoğlu’nun Türk dış politikası değerlendirmelerini Irak, Suriye ve Libya düzlemlerinde ele alacağız. Kuşkusuz bu düzlemleri ele almak, aynı zamanda Türkiye’nin ABD ve Rusya’yla ilişkilerini de ele almak demektir.

‘Rusya ile ayrı, ABD ile aynı’

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Türkiye ile ABD’nin Irak politikasının birbirine yakın” olduğunu söylüyor!

Demek ki ayrılık konuları Irak’ta değil, Suriye’de! Ancak Çavuşoğlu’nun açıklamalarına göre orada da makas kapanıyor, hatta en kritik konu olan İdlib’de AKP en büyük desteği ABD’den gördüğünü açıklıyor: “İdlib harekatımızdan sonra en güçlü desteği ABD’den gördük. İdlib’de duruşumuzda en çok desteği ABD’den gördük. Rusya ile İdlib’de karşı karşıya geldik.

Sadece İdlib’de değil, Çavuşoğlu Şam yönetimi konusunda da ABD ile yan yana, Rusya ile karşı karşıya olduklarını söylüyor: “Rejim konusunda Rusya ile ayrı, ABD ile aynı düşünüyoruz.

Neyse ki Çavuşoğlu devamında şu ayrımı -hâlâ- ortaya koyabiliyor: “Rejim konusunda ABD ile aynı düşünüyoruz diye ABD’nin Suriye’yi bölme çabalarına destek vermiyoruz.

Ancak Fırat’ın batısında nüfuz bölgesi kurma özel hedefinin, pratikte Türkiye’yi Fırat’ın doğusundaki Amerikan nüfuz bölgesini tanımaya götürme riski taşıdığını önemle yineleyelim!

Libya’da ABD’yle ortak çalışma

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya düzleminde ise yeni bir duruma işaret etti: Türkiye ile ABD’nin Libya’da birlikte çalışmaya başlayacağını duyurdu!

Ufuk Ötesi köşemizi okuyanlar için kuşkusuz bu sürpriz değil. Erdoğan’ın 29 Nisan’da Trump’a yazdığı o “ittifakı sürdürme” teklifli mektuptan itibaren hemen tüm gelişmeler zaten adım adım “ortak çalışma”ya doğru ilerliyordu. Artık bunu ilan da etmiş oldular.

Ancak yine bu köşede belirttiğimiz gibi, Libya, Doğu Akdeniz ve Suriye artık tek bir cephedir; Türkiye’nin Libya’da Rusya’ya karşı ABD ile ortak çalışmaya başlaması, Suriye’de Rusya’yla ortak çalışmasını baltalar ve ardından da ABD’yle ortak çalışmaya zorlar!

Bu ise Fırat’ın doğusuna dair kırmızıçizgiyi pembeleştirir!

Nitekim tam da bu süreçte ABD’nin Suriye’de iki önemli adım attığına dikkatinizi çekmek isterim: Birincisi, ABD Sezar Yasası ile Esad yönetimine yaptırım başlattı; bununla ekonomik sıkıntılar üzerinden halkı yönetime karşı kışkırtmayı hedefliyor. İkincisi ise Fırat’ın doğusunda Barzani ile PKK’nin Suriye kolu PYD/YPG’yi aynı cephede birleştirmeye çalışıyor; nitekim taraflar ABD’li yetkililerin huzurunda bu konuda bir anlaşmaya vardılar!

Neo-Abdülhamitçilik

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “son zamanlarda ABD ile aramızda bir yumuşa söz konusu” diyor ve ekliyor: “Biz ne Avrupa’dan uzaklaştık ne de Rusya’ya yaklaştık. ABD ile müttefikiz diye neden Rusya ile kötü olalım.

Bu cümlenin anlamı ne? ABD’yle müttefiklik var, Avrupa’dan uzaklaşma yok, Rusya’ya yakınlaşma yok.

AKP’nin eski savunma bakanlarından Fikri Işık, geçenlerde ABD’lilere şu mesajı işte bu nedenle veriyordu: “Rusya’yla ilişkimiz stratejik değil, taktik!

Gerek Çavuşoğlu gerekse Işık, yıllardır AKP dış politikasını tanımlamakta kullandığımız Neo-Abdülhamitçilik benzetmemizi doğrulamışlar aslında. Şöyle tarif ettik hep: “Neo-Andülhamitçilik; Rusya’yla Suriye’de alan açmak, bunu ABD’yle pazarlıkta kullanmak, iki gücü de AB ile dengelemeye çalışmaktır.”

Ancak dün olduğu gibi bugün de, sözde dengeci olan bu dış politika yöntemi felaket getirme potansiyeli taşımaktadır!

AKP’nin dış politikası ile Türkiye’nin çıkarına olan dış politika arasında makas yeniden açılmaya başlamaktadır!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
20 Haziran 2020

  1. #1 by puma on 22/06/2020 - 19:19

    “ABD” ile yakinlasmak derindevlete yakinlasmaktir, Feto’ye yaklasmak demektir. Zaten Fekto’ye yakin degiller mi. Mesela MehmetDisli darbecilikten muebbet hapis almis, sanki baska adam yomus gibi onun kardesi buyukelci olmus. .. Sonra Yasar Guler elleri gozleri bagli suruklenerek derdest edilirken, basina silah dayatildigini falan soyleyen Hulusi Akar’in genelkurmaydan “goturuldugu” videoda insanlarin vucut dillerinden sanki Hulusi Akar onlari yonetiyormus gibi bir izlenim elde ediyoruz… Tabi soyle de olabilir, hadi arkadarslar Akinci’daki gorevimize gidelim diyip te, sonra orada durumu sabote edip normalde basarili olacak Feto darbesine tuzak kurup bir kahramanlik yapmis olabilir mi. .. Nasil bir karaktere sahip oldugunu mecliste Ozgur Ozel’e verdigi cevaplardan aniyoruz. ..Birileri buna tiyatro mu demisti, .. tiyatro mu degil mi ben de supheye dusmeye basladim. Reis 15 temmuzdan once rejim fiilen degismistir derken belki de Fetoyu ikiye bolup yarisini kendi tarafina cekip kendini onlara yeni lider olarak benimsetmis olabilir mi diye supheleniyoruz. Orduyu ele gecirmeden bir kimse nasil rejimi degistirdigini iddia eder, evet orduya son darbe vurulmak isteniyor yakinda. Malesef bu konuda Cin’e de guvenemiyoruz, cunku, Cin bu yeni anayasayi destekledi, birden fazla delil var, bunlardan birisi Perincek’in tutumu, ikincisi ise siradan bir Cinlinin bizdeki yeni rejimi ovmesi. Ayrica Cin’in derin devletin yeni ussu olma ihtimalini de degerlendirmek gerekir, ve belki de Trump numaraciktan degil de gercekten Cin karsitligi yapiyor olabilir mi diye de suphe duyabiliriz (bu sonuncusu yuzde 1 ihtimal benim icin). Bu isi bence Rusyadan da destek alarak yerlesik guclerin halletmesi lazim… Bu arada Davutoglu da herseyi goze alip ne soyleyecekse soylesin, korkunun ecele faysdasi yok, biz de o zaman belki onun Suriye konusundaki hatalarini affederiz.

  2. #2 by Dr. Murat Aygen on 22/06/2020 - 21:43

    AK PARTi yeterince Amerikancı olsa, NATO’nun Almanya Fransa gibi hayırsız üyelerini, Mısır Kayyumu ABDEL FETTAH EL SiSi’ye gösterdikleri saygıyı KENAN EVREN paşama da göstermeğe dâvet ederdi NETEKiM bkz: “Evren’in adını ABD önerdi” (tek sütun üzerine) başlıklı İstemihan Talay haberi, Hürriyet gzt., Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.’yi temsilen Doğan Yayın Holding A.Ş. adına Aydın Doğan, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Yazıişleri Müdürleri Tufan Türenç Erol Türegün Doğan Satmış, Sorumlu Müdür Necdet Tatlıcan, Yıl 53 Sayı 19423, 30 Mart 2002 Cumartesi, Basıldığı Yer Hürriyet Medya Towers Güneşli – 34544 İstanbul, s.21.

  3. #3 by Dr. Murat Aygen on 25/06/2020 - 20:27

    “Arap-Osmanlı düşmanlığının kaynağının”, SAYIN NiLÜFER GÜRSOY’a değil de, SAYIN HASAN CEMAL’e sorulması gerekiyormuş [bkz: (—1—) “BAYAR Mısırlı bakanı insafsızca hırpaladı” (2 sütun üzerine) başlıklı Bir Zamanlar Hariciye – 7 yazı-dizisi yazısı, Hürriyet gzt., Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A. Ş. adına Sahibi Erol Simavi, Genel Yayın Müdürü Seçkin Türesay, Yazı İşleri Müdürü Erol Türegün, Sorumlu Müdür Ertuğ Karakullukçu, Yıl 38 – No.13645, 07 Nisan 1986 Pazartesi, Basıldığı yer Hürriyet Ofset Matbaacılık ve Gazetecilik A. Ş., s.5 ve (—2—) Fuat Uğur, “‘İngiliz ajanı’ dedenin torunu, Özal’ın kayıp röportajındaki o soruyu cevapladı mı?” (2 sütun üzerine) başlıklı köşe yazısı, Türkiye gzt., İhlâs Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı A. Mücahid Ören, Yayın Sahibi İhlâs Gazetecilik AŞ (adına) Yönetim Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni ve Yayın Sahibi Temsilcisi İsmail Kapan, Yazı İşleri Müdürü Sadık Söztutan, Sorumlu Müdür Ahmet Demirbaş, ISSN 1305-0400, Yıl 51 Sayı 17988, 25 Haziran 2020 Perşembe, Ankara (Baskı?) İhlas Gazetecilik AŞ Saracalar Mah. 57. Cadde No.21/A (Gürsan Cam Yanı) Akyurt, s.7].

  4. #4 by Dr. Murat Aygen on 27/06/2020 - 22:48

    Recâi KUTAN bedir-aslanı mücâhitleri, ABD de FETÖ’yü gaaayet iyi anlamaktadır [bkz: (—1—) Kızılkoyun, F. & Çetinkaya, A., “Biz de intihar komandolarını anlıyoruz” (2 sütun üzerine) başlıklı Kutan’dan Bush’a yanıt haberi, Hürriyet gzt., Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.’yi temsilen Doğan Yayın Holding A.Ş. adına Aydın Doğan, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Yazıişleri Müdürleri Tufan Türenç Erol Türegün Doğan Satmış, Sorumlu Müdür Necdet Tatlıcan, Yıl 53 Sayı 19432, 08 Nisan 2002 Pazartesi, Basıldığı Yer Hürriyet Medya Towers Güneşli – 34544 İstanbul, s.16 ve (—2—) “ABD FETÖ’ye ‘terör örgütü’ demedi” (2 sütun üzerine) başlıklı haberi, Cumhuriyet gzt., İmtiyaz Sahibi Cumhuriyet Vakfı adına Alev Coşkun, Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu), ISSN 977-1300-0934, 95. Yıl Sayı 34593, CUMA 26 Haziran 2020, Baskı İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No.11A/41 Bahçelievler İstanbul, s.9].

  1. AKP’nin dış politikası | (Öykü-Şiir-Anı-Günce)-----Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: