Dünyayı ilgilendiren kimi önemli olaylarda ABD Dışişleri ile Pentagon’un ayrı düştüğü görülmüştür zaman zaman. Diplomatlar ile askerlerin olaya farklı bakışını oluşturan pek çok etken vardır kuşkusuz; askeri endüstrinin mi diğer endüstrilerden birinin mi çıkarlarının esas olacağından başlayarak mesleki bakış açısı oluşturan profesyonelliklerine kadar…
Ancak her durumda Beyaz Saray’ın birinden yana taraf olmasıyla görüş netleşir ve kısa sürede bir “Amerikan politikası” oluşurdu…
Ancak şimdilerde farklı bir durum yaşanıyor: Diplomatlar da kendi içinde bölünmüş durumda, askerler de… Hatta istihbarat örgütleri de…
Amerikan istihbaratının komplosu
New York Times, bir ABD istihbarat yetkilisine dayandırarak çok önemli bir iddia ortaya attı: Rus istihbaratı, Afganistan’daki ABD askerlerini ve koalisyon güçlerini öldürmesi için Taliban militanlarına para teklif etmişti (27.6.2020).
Bu iddia, ABD devleti içinde her kafadan farklı bir sesin çıktığı “Rusya-Taliban ilişkisi” tartışması doğurdu:
Örneğin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Rusya’yı Taliban’a silah satmakla suçladı (1.7.2020).
Örneğin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Rusya’nın Afganistan’da Taliban’a ABD askerlerini öldürmesi için para teklif ettiği iddiası nedeniyle Rusya’ya “acilen yaptırım uygulanması” çağrısı yaptı (2.7.2020).
Örneğin Pentagon, Rusya’nın Taliban’ı desteklediğine dair bir rapor açıkladı: “Rusya, bu grup üzerindeki nüfuzunu güçlendirmek, Batı’nın askeri varlığını sınırlamak ve IŞİD ile mücadele operasyonlarını teşvik etmek için Taliban’ı siyasi olarak destekledi, ancak Rusya (bununla) bağlantısını açıkça reddediyor” (2.7.2020)
Pentagon’da bölünme
Ancak Pentagon’un bu raporuna rağmen, ordu içinden farklı açıklamalar geldi.
Örneğin ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Org. Kenneth F. McKenzie, Rusya’nın Taliban’a ABD askerlerini öldürmesi için para teklif ettiği iddiası konusunda ikna olmadığını açıkladı (9.7.2020).
Associated Press ve ABC News‘e demeç veren McKenzie, Rusya’nın Taliban’a para verdiğine dair istihbarat ile Afganistan’daki ABD askerlerinin ölümü arasında “neden-sonuç bağlantısı” bulamadığını söyledi.
Konu, ABD Kongresi’nde de gündeme geldi. Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde ABD Genelkurmay Başkanı Org. Mike Milley ile birlikte bilgi veren ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Rusya’nın ABD askerlerine saldırması için Taliban’a ödediği iddia edilen “ödül” hakkında hiçbir rapor almadığını belirtti (9.7.2020).
Beyaz Saray’dan istihbarata suçlama
Beyaz Saray ise ABD istihbaratının New York Times üzerinden gündeme getirdiği iddiaya karşı çıktı.
ABD Başkanı Donald Trump New York Times’ın haberinin yalan olduğunu savundu ve gazeteyi “sahte haber üzerinden kiralık katillik” yapmakla suçladı. Ve Trump, gazeteden iddianın sahibi olan ABD istihbarat yetkilisinin kim olduğunu açıklamasını istedi (28.6.2020).
Ardından Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien yazılı bir açıklama yaptı: “ABD halkının güvenine gizli bilgileri sızdırarak ihanet eden yetkililerin eylemleri, ulusal güvenliğimizi tehlikeye atmaktadır” (30.6.2020).
Konu üzerine CIA Direktörü Gina Haspel de bir açıklama yapmak zorunda kaldı: “Bilgi sızıntıları, kuruluşlar arasındaki önemli bilgi toplama, değerlendirme ve suç isnat etme çalışmalarına gölge düşürmekte ve bu çalışmaları sekteye uğratmaktadır” (30.6.2020).
Konuyla ilgili istihbarat açıklamalarını değerlendiren Trump, Fox Business televizyonuna şu değerlendirmeyi yaptı: “Duyduğuma göre, ki iyi duyuyorum, istihbaratta birçok kişi, bunun hiçbir zaman olmadığını düşünüyor. Bunun basın ve demokratların yalanı olduğunu düşünüyorum” (1.7.2020).
ABD hegemonyası zayıflarken…
Moskova’nın bu komployu yalanladığını ve her düzeyde yanıt verdiğini belirtmekle yetinelim. Zira bizi asıl ilgilendiren, Amerikan devletindeki bu çözülme görüntüsüdür…
ABD hegemonyası zayıfladıkça, emperyalist devlet içeride de, dışarıda da çözülme işaretleri vermektedir. Salgın dönemi boyunca Beyaz Saray ile valileri ve belediye başkanlarını karşı karşıya getiren kökten ayrımlar, hatta Trump’ın valilere karşı halkı neredeyse silahlı isyana teşvik etmesi, merkezi hükümet ile federal yönetimler arasındaki çelişkiler ve en sonunda ABD’nin köleciliğinin bir yansıması olarak süren “beyazcılığına” karşı siyah öfkenin patlaması…
Kısacası işaretler çok ve ABD’nin çözülmesi, dünyanın yararınadır!
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
11 Temmuz 2020
#1 by Dr. Murat Aygen on 12/07/2020 - 14:50
“Çözülme işâretleri” veren, restorasyonu olmayan devrim ile kurulmuş ABD değil, GARDIROP DEVRiMCiLiĞi’dir. SAYIN METiN FEYZiOĞLU: gittiğiniz yol yol değildir. Bırakın bu boş işleri, bir koltuk çıkın da Doğu Berlin merkezli TKP’nin zımnî desteğine hep sâhip olmuş FORUM’u tekrar yayımlayalım. Prof. Turan FEYZiOĞLU ve Prof. Aydın YALÇIN hocalarımızın aziz ruhlarını şad edelim [bkz: (–1–) Lauren Indvik & Leila Abboud, “Moda kurbanları (ing. Fashion victims)” (title over 5 columns) FT Big Read Fashion, Financial Times Europe, © The Financial Times Limited 2020 No.40,431, Saturday 20 June / Sunday 21 June 2020, p.6, (–2–) “Başkanları giydirdi, iflasa sürüklendi” (2 sütun üzerine) başlıklı Brooks Brothers haberi, Milliyet gzt., Yayın Sahibi Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş., Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Yazı İşleri Müdürleri Bertan Ağanoğlu Menderes Özel Kemal Bulut, Sorumlu Müdür Murtaza Gürler, ISSN 0540-0910, 71. Yıl 23192. Sayı, 10 Temmuz 2020 CUMA, Basıldığı Yer DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu Esenyurt/-İstanbul, s.6 ve (–3–) Ertuğrul Özkök, “Rahmi Koç’u giydiren marka neden iflas etti” (3 sütun üzerine) başlıklı köşe yazısı, Hürriyet gzt., Yayın Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş., Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Coşkun, Yayın Sahibi Temsilcisi ve Yazıişleri Müdürü Ardıç Aytalar, ISSN 1304-6632, Yıl 72 Sayı 26280, 10 Temmuz 2020 CUMA, Basıldığı Yer Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. Doğan Print Center (DPC) Osmangazi Mah. Turgut Özal Bulvarı No.120 Pursaklar Ankara, s.13].
#2 by puma on 12/07/2020 - 18:08
Durum net aslinda. Olaya devletler bazinda bakarsak, evet ABDnin gucu gorece olarak gerilemekte.
Ama ABD derin devletten kurtulunca aslinda guclenmis olacaktir, cunku eskiden yalnizca derin devletin bir baska kuklasiydi. Burda derin devletin uydurmalarini goruyoruz. Rusya niye ABD askerlerini oldurtmek istesin, Trump ile Rusyanin arasi iyi, Trump ta cekilme taraftari, ve zaten Afganistan uyusturucu ve belki mineral gelirleri derin devlete gidiyordu, ve derin devlet Trump’la kavgali. Rusya ABDyi kovmak istese bir tane EMP bombasi atar, ya da Haarp sistemleriyle buyuk firtinalar yaratir ABDyi orada perisan eder. Boyle seyler ya resmi ya da centillmenlik anlasmalariyla belirlenmistir, yani kim kime ne tur bir saldiri yapma hakkina sahip. Tabi bir taraf 3. dunya savasini goze alir gibi davranirsa durum cok degisir, ama bu durumda da Rusya acik ara ustundur, cunku savasmadan butun ABD elektronigini kilitleyecek teknolojiye sahiptir. yalnizca elektronik olmayan tabanca , sapan, ok, mizrak gibi ilkel silahlar ise yarar. Bu teknolojiyi neden Suriyeyedenizden once 59 sonra 107 fuze atildiginda kullanmadi: sebebi bariz: bu “saldiri” birlikte planlandi, ve muhtemelen Suriye ve Iran’in da bilgisi dahilinde. Hatta Kasim hayatta ise hic sasirmam, devrim bittiginde bir mesih veya hortlak olarak geri donerse hic sasirmam.
Siyah ofke abarti. Bu eylemlere katilanlarin bir kismi hakli olarak protesto ediyor, bir kismi atraksiyon olsun diye katiliyor, bir kismi yagmacilik olsun diye, ama esas itici guc burada derin devletin Trump’u devirmek icin bunu bir turuncu devrime cevirmeye calismasi.
Tabi burada soylemeliyiz ki bunun gezi eylemleri ile bir ilgisi yok. Gezi zamanlarinda butun dunyada “occupy” eylemleri vardi, occupy wallst, occupy seattle, gibi,.. bunlar barisci eylemlerdi.. Arkasinda tam olarak kim vardi bilemiyorum. Bizdeki dogal bir eylem olarak basladi, ama bence bunu birileri kopurtu, ama amac hukumeti devirmek falan degildi, cunku butun dunyada bu olaylar bariscl gecti ve sondu, uyari niteligindeydi, ancak bizde eylemcilere karsi siddet uygulandi ve asil kabul edilemez olan budur.
Tek ortak yanlari , makul bir temelinin olmasidir.
#3 by Dr. Murat Aygen on 12/07/2020 - 19:03
İlâve edeyim: RTE “Atatürk’ün kılık-kıyafetle ilgili anlayışını demokratik bulmadığını ve kabul etmediğini söyledi” [bkz: Kayar, A., “Erdoğan’dan Atatürk’e bakış” (3 sütun üzerine) başlıklı haberi, Hürriyet gzt., Sahibi Hürriyet Holding A. Ş. adına Aydın Doğan, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Sorumlu Müdür Hasan Kılıç, Yıl 48 Sayı 17157, 07 Ocak 1996 Pazar, Basıldığı Yer Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A. Ş., s.21].
#4 by Dr. Murat Aygen on 13/07/2020 - 16:47
GARDIROP DEVRiMCiLiĞi, daha da ölümcül bir yara, İhlas Holding’in Türkiye gazetesinde Dr. Mim Kemal ÖKE’nin yerini SAYIN EKREM BUĞRA EKiNCi’nin alması ile almıştır NETEKiM, hop, BOP (Yeşil Kuşak), YÖK.