Jeopolitikçiliğin çıkmazı

Jeopolitiğin bugünkü halini alması, Alman Friedrich Ratzel’in onu 1897’de Politische Geographie başlıklı çalışmasında bir yöntem haline getirmesiyle başladı. Ortaya çıkışı, kapitalizmin emperyalizm aşamasının doğumundadır. Çünkü 19. yüzyılın sonunda gelişmiş kapitalist devletler emperyalist hedeflerine uygun olarak yayılmak, sömürgeler kurmak, sınırlarının ötesine müdahale etmek, rakiplerini ve komşularını istikrarsızlaştırmak istiyordu. Jeopolitik işte bu “ihtiyacı” karşılamaya yönelik bir yöntemdir.

Alman emperyalizminin “yaşam alanı” ve ABD emperyalizminin “tehdidi kaynağında yok etme” diye sunduğu saldırganlıklar, jeopolitiğin tipik uygulamalarıdır.

Kaçınılmaz yayılmacılık

Bu uygulamaları jeopolitiğin “yanlış uygulamaları” diye değerlendirmek, jeopolitikçiliğin doğasındaki sorunları ortadan kaldırmaz. Çünkü jeopolitik, doğası gereği bir yöntem olarak benzer sonuçlara ilerlerler.

İşte AKP hükümetinin Doğu Akdeniz politikası da bu gerçeği resmetmektedir. İktidar cephesinin Ankara’nın güvenliğini Afrin’e, Afrin’in güvenliğini İdlib’e, İskenderun’un güvenliğini Kıbrıs’a, Kıbrıs’ın güvenliğini Libya’ya bağlayan anlayışı tipik jeopolitikçiliktir.

Jeopolitikçi anlayış, kaçınılmaz olarak uygulayıcısını “sürekli yayılmaya” iter. Bu da en sonunda ya savaş ya geri çekilme doğurur.

Antalya Körfezi’ne çekilmek

Doğu Akdeniz’de Oruçreis araştırma gemisini Antalya Körfezi açıklarına altı aylığına geri çekmek, jeopolitikçiliğin çıkmazının sonucudur. Çünkü bu yöntemi uygulayabilmek için askeri gücünüz olması yetmez, ekonomik gücünüzün de yeterli olması gerekir.

Ancak öyle olmadığı için iddianızı gerçekleştiremiyorsunuz. Örneğin ilan ettiğiniz Münhasır Ekonomik Bölgede (MEB) kalan alana araştırma gemisi gönderemiyorsunuz. Çünkü Yunanistan ve Mısır, Trablus’la ilan ettiğiniz MEB’inizi kesen bir anlaşma yapıyor, sizin “Mavi Vatan” içinde gösterdiğiniz bir alanı kendi MEB’i içinde ilan ediyor ama siz “Mavi Vatan”a araştırma gemisi gönderemiyorsunuz!

Bu köşede birkaç kez yazdık: Mavi Vatan’ı MEB’leri de dahil ederek 464 bin kilometrekarelik bir alan olarak ilan etmek doğru değil. Çünkü MEB’ler devletlerin “tam egemen” olduğu alanlar değildir, işletme hakkı aldığı bölgelerdir. Öyle olduğu için de iki devletin anlaşarak MEB ilan ettiği bölgede, üçüncü ülkeler boru hattı döşeme dahil pek çok hakka sahip olurlar.

Mavi Vatan’ı MEB’leri de dahil ederek genişletmek, jeopolitikçi anlayışın doğal bir sonucudur. Hatay’ı Suriye’den, Suriye’deki varlığınızı Doğu Akdeniz’den, Doğu Akdeniz’deki varlığınızı Trablus’tan koruma yaklaşımı, sizi sürekli “daha geniş alan” ihtiyacına götürür. Trablus’u da Tunus hattı üzerinde koruma ihtiyacı ortaya çıkar!

Atatürk anti-jeopolitikçiydi

Jeopolitikçi anlayışın tersini, en iyi Mustafa Kemal Atatürk formüllendirmiştir: Yurtta barış, dünyada barış!

Jeopolitikçi anlayışa göre komşunun toprağına genişleyerek tehdit uzakta engellenir; Atatürk’ün dış politika anlayışında ise “ülkendeki barış komşundaki barışa, komşundaki barış da ülkendeki barışa hizmet eder” görüşü hâkimdir.

Jeopolitikçilik, komşuna rağmen gelişmeyi, komşuna doğru genişleyerek büyümeyi, hatta komşunun toprağında “savunma hattı” kurmayı, dolayısıyla aslında sürekli savaşı getirir.

Atatürk’ün anlayışı ise barış kuşağı oluşturmayı, birlikte gelişmeyi hedefler ve sağlar. Atatürk 1934’te Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya ile Balkan Dostluk ve İşbirliği Paktı’nı, 1937’de İran, Irak ve Afganistan’la dörtlü Sadabat Saldırmazlık Paktı’nı kurmuştur. Böylece Türkiye’nin batısında, güneyinde ve doğusunda bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmuştur. Zaten kuzeydeki SSCB ile de 1921 tarihli dostluk ve kardeşlik anlaşması vardır.

İktidarın jeopolitikçi yaklaşımı ise ülkemizi komşularımızla karşı karşıya getirmiştir. Pek çok komşumuzla ve komşularımızın komşularıyla sorunlar yaşamaktayız bugün…

Kısacası jeopolitikte çözüm değil, sadece sorun vardır. Çünkü jeopolitikçilik hem savaş doğurur hem de yalnızlaştırır.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
2 Ocak 2021

  1. #1 by puma on 03/01/2021 - 13:35

    Uzun bir yazi yazdim,… kayboldu. O zaman ozet olarak soyle diyeyim.
    Bence, jeopolitigin anlami bu degil. Jeopolitik iyi veya kotu degil. Jeopolitik gelismeler, planlar, stratejiler iyi veya kotu olabilir, birisi icin iyi digeri icin kotu olabilir, hukuki , ahlaki olabilir veya olmayabilir.
    En buyuk jeopolitik basarilarimiz Ataturk’e aittir. Akpnin ilk yillari da feto ile ortaklik sebebiyle jeopolitik zekamizin negatif oldugu yillardir , hatta hala bazi konularda oyle.
    Akp “emperyalist” mi? “Keske” biraz oyle olsa da kaptirdigi Ege adalarimizi geri alsa hic olmasa.
    Ya da tank paleti satmaktan vazgecse. Ya da cop ihal etmeyip ihrac etse, gdo ithalatindan vazgecse. (burda emperyalizme karsi gelmeyi espri olarak emperyalistlik olarak ovmus oldum ).
    Jeopolitik bence ulkeler arasi iliskileri, daha cok kalici etkileri olanlari inceler. Bir bolgedeki veya dunyadaki herkesi etkileyecek olaylara, planlara, stratejilere falan jeopolitik deriz. direk cevirirsek, cografi politik demektir. Yalnizca emperyalizm olarak algilarsak eksik ve hatali olur, mesela emperyalizme karsi mucadele de jeopolitiktir. Secimler bazen jeopolitiktir, bazen degildir. Ulkesine ve adaylara gore degisir.

  2. #2 by puma2 on 04/01/2021 - 00:48

    Bence bu yaziyi yayinlamayin. Icerigine bir sey demiyorum , ne olumlu ne olumsuz, yalniz jeopolitik kelimesinin yaygin kullanilan anlami bu degil, bu yuzden baska bir kelime icat etmenizi oneririm.
    Jeopolitigin (geopolitics) cografya (geo) ve siyaset (politics) kelimelerinden yapilmis bir isim tamlamasi gibi birseydir. Tam tanim yapamam heralde, ama birden fazla ulkeyi ilgilendiren siyasi konularin incelenmesi gibi kabataslak bir tanim uyduruluabilir. O zaman olumlu veya olmumsuz bir anlami olmaz.
    Jim WIllie diye ABDyi elestiren Rusya ve Cin’i oven ve dogru bir kuresel jeopolitik eksende olan (mesela Trump’u destekler) istatistik doktorali 60 kusur yasinda RT.com (Russia Today) kanalina bir cok kez cikmis bir “ekonomi-finans uzmani” uzmani var.
    Bircok kere dolar cokecek altin 3bin dolar olacak (nasil bir cokmeyse..) falan demisti. ..Sonra baktim soyledikleri tutarli degil, ..kendimce bir ince ayar vereyim dedim, ya da soylediklerindeki celiskliere aciklik getirmesini bekledim, ilk cumlem suydu: iyi bir bilgi kaynagisiniz yalniz ekonomi ve finans konulari haric… heralde adamin tepesi atti, cunku uzmanlik alanindki iddialarinda hatalar (ya da celiskiler) bulmustum (amacim gercekten meseleyi anlamakti,..ABD istedigi gibi para basabiliyor mu, bunu bile ogrenemedim, kurallari bilirsek zihnimizde kendi simulasyonlarimizi yapardik…). Hemen kufur etti, hicbir sey demedi,.. tahminlerimin cogu dogru dedi.. tamam da o dogru cikan tahminler beni ilgilendirimiyor ki, bir sirket batacak demistir, batmistir, ne yapalim, beni altin fiyati ve savas v.s. olup olmayacagi ilgilendirir.
    Burda direk bir benzerlik yok tabi. Yalnizca uzmanlik alaninizin ismini baska bir anlamda kullaniyorsunuz. O anlami da tam anlamis degilim, “emperyalistce planlar yapmak” gibi birsey olabilir, ama jeoopolitik kelimesini kimse bu anlamda kullanmaz.
    mesela globalresearch.ca sitesindeki basliklar jeopolitik’in ne anlamda kullanildigina bir ornektir.
    (iyi bir kaynaktir, ama mukemmel degildir, yuzde yuz guvenemeyiz).
    Belki anlam farki ingilizcedeki degil de Almancadaki bir kelimenin tercumesi olmasiyla ilgilidir.
    Yine de Turkcedeki anlami sabitlenmelidir, ve bu olmamalidir (ya da bunun daha genis, ve de notr bir versiyonu olmalidir). Obur turlu, bir yerde Ataturk jeopolitige karsiydi derseniz, ne demek istediginiiz anlamayacaklari icin, ne… derler (sasirirlar ve garipserler ), bence.

  3. #3 by Dr. Murat Aygen on 04/01/2021 - 21:45

    UYGARLIK -maalesef- savaşlarla gelişiyor. Yarım asır önce Kuzey Kürdistan’dan gelenler için yapılmayan organizasyon bugün Güney Kürdistan’dan gelenler için paşa paşa (tıpış tıpış) yapılmaktadır NETEKiM DGM OHAL BOP (Yeşil Kuşak) gulu gulu YÖK [bkz: “Kendin yap kendin otur” (tek sütun üzerine) başlıklı İdlib’de 50 bin konutluk yeni kent haberi, Hürriyet gzt., Yayın Sahibi Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş., Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Coşkun, Yazıişleri Müdürleri Arif Dizdaroğlu Ateş Yalazan Rıza Dursun, Yayın Sahibi Temsilcisi ve Yazıişleri Müdürü Ardıç Aytalar, ISSN 1304-6632, Yıl 72 Sayı 26456, 02 Ocak 2021 Cumartesi Basıldığı Yer Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. DPC Osmangazi Mah. Turgut Özal Bulvarı No.120 Pursaklar Ankara, s.9].

  1. Jeopolitikçiliğin çıkmazı | Öykü-Şiir-Anı-Günce-Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Dr. Murat Aygen için bir cevap yazın Cevabı iptal et