Hegemonyası zayıflayan ABD’nin Çin’e karşı, hele de Çin-Rusya ortaklığına karşı Hindistan’sız bir seçeneği yok. Peki Hindistan gerçekçi bir seçenek mi? O da oldukça soru işaretli Washington açısından…
Beş merkezli yeni dünya
Amerikan Hegemonyasının Sonu (Kırmızı Kedi Yayınevi – 2019) isimli kitabımda, hem ABD’nin hegemonyasının zayıflamasını hem de şekillenmekte olan “beş merkezli dünya”yı incelemiştim: Hegemonyası zayıflayan ABD’nin hâlâ en güçlü birinci merkez olduğunu, yükselen ekonomisi ve teknoloji makasını kapatmaya başlamasıyla Çin’in onu izleyen ikinci merkez olduğunu, ekonomik gücüyle AB’nin üçüncü, SSCB’den miras nükleer gücüyle Rusya’nın dördüncü, Hindistan’ın da potansiyeli nedeniyle beşinci merkez olduğunu yazmıştım.
21. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren, küresel güç mücadelesi bu beş merkez arasındaki mücadele olacak bir bakıma. Bu beş merkezin ikili ya da üçlü ittifakları da mücadeleyi belirleyecek en önemli etken durumunda.
‘Geniş Batı’ Putin’e takıldı
ABD’nin “Çin’e karşı geniş Batı” stratejisi içinde Rusya’yı Batı’ya eklemleme hedefi Putin engeline takıldı. Çünkü Kremlin bu eklemlenmenin SSCB alanlarının parçalanmasının ötesine geçip, Rusya’nın federasyon halini de tehdit ettiğini gördü. Moskova’ya gittikçe yakınlaşan NATO varlığı, Kremlin’in yeni baştan strateji oluşturmasını sağladı. Kısacası ABD için Çin’e karşı Rusya’yı yanına çekme defteri çoktan kapandı.
Zaten Washington artık Çin ve Rusya’yı “birlikte” düşünerek strateji oluşturuyor. Ocak 2019’daki, CIA başta tüm istihbarat kurumlarının başkanlarının bulunduğu Senato İstihbarat Komisyonu oturumunda ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats’ın yaptığı “Çin ve Rusya, hiç olmadığı kadar ABD’ye karşı birleşmiş durumda” saptaması ABD’nin resmi görüşüdür.
ABD AB’yi ikna edemedi
Washington, bu gerçek nedeniyle sadece AB’yi değil, Hindistan’ı da yanına almaya çalışıyor. Hindistan’a geleceğiz ama öncelikle ABD’nin AB’yi bu mücadelede ne oranda yanına katabildiğine değinelim.
Hazirandaki sıralı ABD-İngiltere, G7, NATO ve ABD-AB zirvelerinin Biden yönetimi açısından temel hedefi, Çin ve Rusya’yı AB için “düşman” ilan ettirebilmekti. Washington bunu sağlayamadı; evet rakiplerdi, evet risklerdi ama düşman değillerdi. Çünkü Avrupa için kaçınılmaz ticari ortaklardı.
ABD yönetimi, Almanya’yı Rusya’yla yürüttüğü Kuzey Akım-2 projesinden bile koparamadı; onca tehdit sonunda Biden-Merkel görüşmesinde Washington Kuzey Akım-2’yi kabullenmek zorunda kaldı.
Evet, ABD AB’yi ikna edemedi ama İngiltere ABD’nin stratejisine eklemlendi. 15 gün önce ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşen İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Hint-Pasifik bölgesine odaklanacaklarını duyurdu.
Ortaklık genişletme sözü
Peki ABD, AB’yi bile “tam” ikna edememişken, Çin’e karşı Hindistan’ı ikna edebilecek mi? Washington yönetimi Hindistan ile Çin’in Asya’daki potansiyel çıkar çatışmalarını ve mevcut Çin-Hindistan sorunlarını zemin görerek bunu deniyor ve zorluyor. Pentagon bu amaçla “Asya-Pasifik” stratejisinin adını bile 2019 yılından itibaren “Hint-Pasifik” stratejisi diye güncelledi. Biden yönetimi de olanca ağırlığıyla Çin’e karşı Hindistan ortaklığı arayışında. Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu amaçla Yeni Delhi’yi ziyaret etti ve Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile görüştü.
Bu görüşme sonucunda iki bakan “Çin’in bölgede artan etkisine karşı iki ülke arasındaki bağları derinleştirerek güvenlik ortaklıklarını genişletme sözü verdi.” Evet, resmi bir anlaşma yok ama verilen söz var; bir de “savunma sanayi tedariki” konusunda imzalar…
Sözler içerisinde Blinken’in şu sözü ise ABD’nin Çin’e karşı Hindistan’la işbirliğini nasıl da önemsediğini ortaya koyuyor: “Dünyada ABD ile Hindistan arasındaki ilişkiden daha önemli çok az ilişki var.”
İkili ve dörtlü model
Özetle ABD bir yandan ikili ABD-Hindistan ortaklığı modeli içinde, bir yandan da dörtlü ABD-Hindistan-Japonya-Avustralya işbirliği modeli içinde Çin’e karşı Hindistan’ı yanına çekmeye çalışıyor.
Peki Hindistan buna razı olur mu? Soğuk Savaş boyunca bağlantısızlığını sürdüren, üstelik Rusya’yla iyi ilişkileri olan, dahası artık Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi de olan Hindistan ABD’nin stratejisine eklemlenir mi? Bunu da bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz…
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
31 Temmuz 2021
#1 by Mehmet Murat AYGEN on 02/08/2021 - 18:35
TAYVAN yerine kıta Çin’ini «ara rejim, kara rejim» günlerinden birinde tanımamızın 50. sene-i devriyesini (bugünmüş) HAVUZ MEDYA’dan başka anımsayan ve kutlayan olmadı. “‘İlerici Tanklar, Gerici Halk’ mottosu iflâs etti” haa? SEN ONU BENiM KÜLAHIMA ANLAT UFUK EFENDi [bkz: (i) Taşdemir, K., “‘İlerici Tanklar, Gerici Halk’ mottosu iflâs etti” (2 sütun üzerine) başlıklı Ufuk Uras 15 Temmuz Şehitleri kitabı için bir mektup kaleme aldı haberi ve (ii) Şebnem Bursalı, “İlerici tank-gerici halk mottosu iflâs etti” (3 sütun üzerine) başlıklı köşe yazısı, Sabah gzt., Sahibi Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A. Ş., Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, Yazı İşleri Koordinasyon Kemal Kök Murat Köprü Şaban Arslan Hülya Ünlü Mavigözlü Haluk Fikret Eser Burak Artuner, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Internet Yayın Sorumlusu Şefik Çalık, ISSN 1301-5796, (i) Yıl 36 Sayı 12683, 13 Temmuz 2021 Salı ve (ii) Yıl 36 Sayı 12687, 17 Temmuz 2021 Cumartesi, Basıldığı Yer Esenboğa yolu 13. km Pursaklar/Ankara, s.(i)12 (ii)15].