Yaptırım, yapanı da vurur

Batı’nın iki boyutlu Rusya yaptırımı sürüyor. Bir yanda ABD ve Avrupa’nın bastırılmış ırkçılığını yeniden hortlatan türden yaptırımlar; bir yanda da ekonomik yaptırımlar…

Irkçılık boyutlu yaptırımlar, bir utanç ansiklopedisi olmaya doğru ilerliyor: Batı medyasının Ukraynalıları sarı saçları ve mavi gözleri nedeniyle Araplardan ve Afganlardan üstün tutarak yaptığı haberler; Dostoyevski’den Tolstoy’a uzanan ve sadece Rusya’nın değil, insanlığın büyük mirası olan romancılara yaptırım; Batı’nın bugüne kadar bünyesine katarak üzerinden pirim yaptığı ünlü orkestra şeflerinden operetlere kadar bir dizi sanatçıyla iş akitlerini feshetmesi; sporcuları müsabakalardan, sanatçıları sahne organizasyonlarından men eden ilkellikler…

Kısacası, Batı’nın sömürgeci genleri, 21. yüzyılda da insanlık dışı uygulamalarda kendini gösterdi!

BATI’NIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Batı’nın ekonomik yaptırımları da iki yüzlüce…

Bir yandan Rusya’yla ticareti kesiyor, Rus halkını cezalandırmak için ambargolar uyguluyor, Rusya’yla çalışan şirketleri ya çekilme ya yaptırımla tehdit ediyor, finans sistemini çökertmek için bazı bankaları sistemden atıyor vb.

Ancak…

Rusya’dan doğalgaz ve petrol almayı da sürdürüyor! Çünkü Rus halkı ambargo altında sürünsün ama Avrupalı üşümesin, Avrupa sanayileri çalışmayı sürdürebilsin istiyorlar.

Meselenin iki yüzlü bölümü böyle ama son tahlilde, işin enerjipolitik boyutu, bir büyük gerçeği de ortaya koyuyor: ABD, tüm çabalarına rağmen, Almanya başta AB ile Rusya’nın enerji alışverişini kesemedi.

ALMAN SANAYİSİNİN ENERJİ İHTİYACI

Çünkü Avrupa’nın kısa, hatta orta vadede enerji ihtiyacını karşılayacak, Rusya’nın yerini dolduracak bir kaynağı yok. Ne Katar’dan alınacak LNG, ne de ABD’nin Avrupa’daki terminallere taşıyacağı LNG, Avrupa’nın ihtiyacını görebilir.

Nitekim bu büyük gerçekle doğrudan karşılaşan önce Alman sanayisi oldu. Yeşiller’in iç politikadaki baskısı nedeniyle Rusya karşıtı tutum almak zorunda kalan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Alman sanayisinin ihtiyacı nedeniyle Rusya’yla enerji işbirliğini kesemeyeceği gerçeğiyle yüzleşti.

Scholz, bu gerçeği şu sözlerle dile getirdi: “Şu anda Avrupa’nın ısıtma, güç kaynağı ve sanayi için enerji arzını güvence altına almanın başka bir yolu yok. Bu nedenle, genel çıkarlarımız ve vatandaşlarımızın günlük yaşamı için Rusya’dan enerji ithalatı büyük önem taşıyor.”

Alman Maliye Bakanı Christian Lindner de, uzun vadede bir başka tehlikeye dikkat çekti: “Uzun vadede yükselen enerji fiyatlarının maliyetini karşılayamayız. Rusya’ya karşı bir enerji ambargosu başlatmak, halihazırda uygulanan yaptırımların sürdürülebilirliğini tehlikeye atar.”

Kısacası…

Ukrayna meselesi, aynı zamanda ABD’nin Almanya-Rusya enerji ortaklığını kesebilme meselesiydi. Görüldüğü gibi Washington bu konuda bir sonuç elde edemedi.  

TÜRKİYE, İRAN, ÇİN, RUSYA ÖRNEKLERİ

Yaptırım, kısa vadede uygulanana zarar verse de, uygulanan orta ve uzun vadede bundan fırsatlar çıkarır, tersine uygulayan da orta ve uzun vadede zarar görür.

En bilineni bize uygulanan ambargodur. ABD’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uyguladığı askeri ambargo, kısa vadede zaaflar doğurdu ancak orta ve uzun vadede Türkiye’ye Aselsan, Havelsan, Roketsan gibi ulusal kuruluşlar kazandırdı.

Bir diğer örnek İran’dır. İran yıllardır Batı’nın yaptırımları altında. Ancak İran bunu fırsata çevirdi ve kendi uçağını, kendi otomobilini yapabilen bir ülke konumunda artık. Dahası, İran bu yıl ekonomik büyüklüğüyle, en büyük 20 ekonomisi arasına girdi.

Bir diğer örnek Çin. ABD, Çin’le ticaret savaşı açtı, ancak bundan kendisi de büyük zarar gördü; savaşın boyutunu düşürme yoluna gitti. Huawei gibi hedef alınan şirketler ise bunu fırsata çevirdi, Android ve IOS’a alternatif kendi sistemini kurdu.

Benzer durum Rusya için de geçerli. Rusya zaten 8 yıldır Batı yaptırımları altındaydı. Ancak bu yaptırımlar bekledikleri gibi Rus ekonomisini krize sokmadı. Moskova, Beijing başta gelişen dünyayla kurduğu ilişkiler sayesinde, yaptırımdan büyük çapta etkilenmedi.

DOLARIN SALTANATI SALLANIR

Bugün de benzeri olasılık mevcut. Hatta Batı, yaptırımlarını arttırırsa, orta ve uzun vadede küresel boyutta ters etkileri olur.

Örneğin doların küresel pazardaki dolaşımı azalır. Rusya, Çin başta pek çok ülkeyle başlattığı ulusal paralarla alışverişi artırır. Nitekim Türkiye de Rusya’yla dolar ve avro dışı paralarla ticareti konuşuyor şu anda. Daha önemlisi, bir süre sonra Hindistan’dan Latin Amerika’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya pek çok ülkede, karşılıklı ticaret, liderliğini Çin parasının yaptığı çok uluslu bir sepet para ile yapılmaya başlar. Yani sonuçta Batı yaptırımı, doların saltanatını sallar.

Örneğin, Batı bankacılığının liderliğindeki SWIFT’in yerini, Çin ve Rusya arasında başlatılacak ve yayılacak yeni bir bankacılık sistemi alır. Bu konuda hazırlıklar başladı bile.

Kısacası, Batı yaptırımları, Batı’yı vurur…

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
8 Mart 2022

Reklam
  1. #1 by Mustafa Baykan on 09/03/2022 - 21:07

    “Yaptırım , yapanı da vurur” yazınızı okuyunca kafamda bazı sorular yanıtını bulmuş oldu. Çok haklı nedenleri olan Rusya’ ya bu yaptırımların etkisiz kalması gerektiğini düşünüyordum. Tek taraflı yayınların da etkisiyle soluğum kesiliyordu. Her zaman olduğu gibi yine derli-toplu güzel bir yazı olmuş. Yaşa!.. Sevgilerle…Saygılarımla… Mustafa Baykan Emekli İlköğretim Müfettişi Seyhan

  1. Yaptırım, yapanı da vurur | Doğa+Yaşam+ ve Politik Yazılar =Paylaşım= Sitesi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: