Anastasiadis’in işaret ettiği fırsat

Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ile Türkiye’nin Kıbrıs’a barış harekâtı arasında, gerekçesi ve argümanları bakımından “tıpatıp benzerlik” olduğunu savundu (cumhuriyet.com.tr, 27 Mayıs 2022).

Konumuz iki harekatın Anastasiadis’in ifadesiyle “tıpatıp” benzeyip benzemediğini incelemek ya da ne kadar benzeyip benzemediği ortaya çıkarmak değil. Konumuz Anastasiadis’in kurduğu benzerlik denkleminin uluslararası ilişkilerde nasıl değerlendirilebileceği…

LAVROV’UN KKTC İFADESİNİN ÖNEMİ

Somutlarsak: Türkiye açısından Kıbrıs meselesinde en önemli hedef, KKTC’nin tanınmasını sağlayabilmektir. TC yönetiminin de KKTC yönetiminin de temel hedefi bu olmalıdır.

Rumların, Türklerin Kıbrıs ile Rusların Ukrayna harekâtı arasında bir benzerlik ilişkisi kurması, bu temel hedefi kolaylaştıracak fırsatlar sunuyor. Üstelik, Moskova’nın meseleye bakışı da ortadayken, bu iki kere fırsat demek.

Anımsayın, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’daki harekâtı gerekçelendirirken KKTC’yi örnek göstermişti ve şöyle demişti: “Birleşmiş Milletler’in ele aldığı bir ihtilafta Batı, doğrudan diyaloga giren ülkelerin ilkesini reddetmez. Kıbrıs’a bakın. Kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tek taraflı olarak ilan edildi. BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymayı reddediyor, ancak kimse Kuzey Kıbrıs temsilcilerinin diyaloğun bir parçası olma hakkını inkâr etmiyor” (28 Şubat 2022).

Lavrov’un sözleri Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta büyük rahatsızlık yaratmış, Rum basını Lavrov’a verilen nişanın geri alınmasını bile istemişti.

İKİ HAREKATIN GEREKÇELERİNİN BENZERLİĞİ

Ruslar açısından aslında Lavrov’un sözleri “ilk” değildi. Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de “sözde” demeden KKTC demişti. Dolayısıyla uygun politikalarla Rusya KKTC’yi tanımaya zorlanabilir.

Ancak Ankara’nın ve Lefkoşa’nın izlediği mevcut politikalarla bu mümkün değil. Çünkü Ankara’nın “Kırım’ın ilhakını tanımama” çizgisi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunma perspektifi, başkalarına da “Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü kabul etmeme” kozu vermektedir.

Oysa Anastasiadis’in dediği doğru: Türkiye’nin Kıbrıs ve Rusya’nın Ukrayna harekâtı benzer gerekçelere sahip. Çünkü Türkiye Kıbrıs Türklerini Rumlara karşı, Ruslar da Ukrayna Ruslarını Nazilere karşı savunmak için harekât düzenledi.

ABD ve AB, Ukrayna’da Aralık 2014’te turuncu darbe düğmesine bastığında, mevcut hükümeti yıkıp yerine NATO’ya girmeyi hedefleyen ve AB’yle katılım ortaklığı anlaşması imzalayacak bir hükümet atamaya kalktığında, Ukrayna’nın bazı bölgeleri itiraz etmişti. Kırım, Donetsk, Lugansk gibi bölgeler bağımsızlık kararı almıştı. Coğrafi avantajı olan Kırım bir halk oylamasıyla hızla Rusya’ya katılmış ancak Donetsk ve Lugansk Ukraynalı Nazi taburlarının yoğun saldırısı altında kalmıştı. 2015’ten 20022’ye kadar, bu iki bölgede resmi olarak 14 bin kişi öldürülmüştü. Yani 7 yıldır orada savaş yaşanıyordu. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri de bu iki cumhuriyeti boğmak üzere bir büyük saldırıya hazırlanıyordu. İşte Moskova’nın Ukrayna harekâtını “savaşı önleyen savaş” diye nitelemesi bu nedenleydi.

TATAR’IN ÇELİŞKİSİ

Tablo ortada: Kıbrıs Türklerinin ayrılma hakkı ile Kırım’ın, Donetsk’in, Lugansk’ın ayrılma hakkı arasında benzerlik var. Öyle ki o benzerliği Rumların lideri Anastasiadis bile kurabiliyor.

Hal böyleyken, siz Kırım halkının oylayarak verdiği kararı tanımazsanız, hatta Ukrayna’nın Kırım’ı yeninden ele geçirme hedefini desteklerseniz, Donetsk ve Lugansk halklarının “bağımsız cumhuriyet” olma mücadelesini tanımazsanız, Ruslara Kıbrıs Türklerinin aynı hakkı kullanmış olmasını resmi olarak nasıl kabul ettirebilecekseniz?

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Rusya’nın Donetsk ve Lugansk’ı savunma harekâtını “Ukrayna’nın işgali” olarak gören açıklamaları altında, Rusların KKTC’yi tanıması nasıl sağlanabilir? Rusya’nın Donetsk ve Lugansk’ı Nazi saldırılarından kurtarması ile Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ı Rum saldırılarından kurtarması aynı şey değil mi? Bu durumda KKTC lideri ve de Türkiye yöneticileri, birine işgal diyerek diğerinin sağlam zeminini torpillemiş olmuyor mu?

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın hem “Lavrov’un KKTC adını kullanması, egemenliğimizin ifadesi olarak kayıtlara geçti. Haklı mücadelemizin göstergesi oldu” sözleri ama hem de “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal harekâtının…” demesi birbiriyle çelişmiyor mu?

NE YAPMALI?

Sonuç olarak KKTC’nin tanınmasını sağlamak açısından Ankara ve Lefkoşa’nın önünde altın bir fırsat var: Rusya Devlet Başkanı Putin de, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da artık KKTC adını kullanıyor; Rumların lideri Anastasiadis, Türkiye’nin Kıbrıs ve Rusya’nın Ukrayna harekatlarının benzerliğine işaret ediyor; Kuzey Kıbrıs ile Kırım, Donetsk ve Lugansk arasında paralellik kuruluyor…

İşte bu şartlarda Ankara ve Lefkoşa, “Rus işgali” söyleminden çıkarak Kırım, Donetsk ve Lugansk halklarının iradesini destekleme karşılığında Rusların da Kıbrıs Türklerinin iradesini desteklemesini talep etmelidir. 

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
31 Mayıs 2022

Reklam
  1. Anastasiadis’in işaret ettiği fırsat | Doğa+Yaşam+ ve Politik Yazılar =Paylaşım= Sitesi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: