Ne zaman Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulasak, karşımıza hep şu argüman çıkar: Türkiye’nin elindeki veto kartı büyük avantaj; dışında olmak yerine içinde olmak lazım.
70 yılda hangi avantajı gördüğümüzün ise tek bir doyurucu yanıtı yok!
Bir de NATO’nun karşısında konumlanarak ortaya atılan bazı tezler var. Örneğin “ABD Türkiye’yi NATO’dan atacak, o nedenle yeni sınır çiziyor; Yunanistan, Ege, Girit, Güney Kıbrıs, İsrail hattı” şeklindeki görüş…
Yeni NATO sınırı
Tartışacağımız görüşle ilgili öncelikle şunu belirtelim: Kuşkusuz NATO’da üye atma mekanizması yok, ancak iş o noktaya gelirse elbette ABD/NATO “hukuku”, kendisi için bir yöntem bulur.
Dolayısıyla tezin bu teknik yanını geçip, esası tartışalım.
ABD Türkiye’yi dışarıda bırakarak NATO’ya yeni bir sınır çiziyor olabilir mi? Yeni NATO sınırı Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail hattı mı olacak?
Doğru, ABD yeni savunma anlaşmasıyla Yunanistan’ı adeta bir “Amerikan garnizonu” haline getirdi; Dedeağaç’tan Girit’e kadar bir askeri yığınaklama yaptı. Doğru, ABD Güney Kıbrıs’a uygulanan yaptırımları adım adım yumuşatarak kaldırma eğiliminde. Doğru, ABD (ne yazık ki AKP’nin onayıyla) 2016’da İsrail’e NATO Genel Merkezi’nde bir daimi ofis verdi.
Peki tüm bunlar “yeni NATO sınırı” anlamına gelir mi?
ABD’nin istemeyeceği tablo
Çözümlemeyi şöyle yapalım: ABD bu “yeni NATO sınırı” ile nelerden vazgeçmiş olur?
1) Türkiye’siz NATO, ABD’nin Karadeniz planının çöp olması demektir; Karadeniz’i NATO gölü yapma hedefinden vazgeçmek demektir. (Ki Türkiyeli NATO’yla bile bunu gerçekleştiremiyor, Ukrayna krizini bu amaçla da kullanmaya çalışıyor).
2) Türkiye’siz NATO, ABD’nin Kafkasya planlarının dağılması demektir. Hattın devamı olarak Orta Asya hedeflerinin de çuvallaması demektir.
3) Türkiye’siz NATO, Rusya–Türkiye-İran işbirliğinin kurumsallaşması ve stratejik ortaklığa ilerlemesi demektir.
4) Türkiye’siz NATO, Türkiye’nin Büyük Avrasya Ortaklığı’nın bir parçası olması demektir.
5) Türkiye’siz NATO, Türkiye’nin ŞİÖ ve BRICS üzerinden yeni dünyaya yazılması demektir.
6) Türkiye’siz NATO, ABD’nin parçalama tehdidiyle Türkiye’yi istediği siyasetlere zorlama olanağını yitirmesi demektir. Zira Avrasya’daki bir Türkiye güçlü savunma olanağına kavuşacaktır.
ABD böyle bir tablo ister mi? Kesinlikle hayır.
ABD’nin Türkiye’yi Batı’ya çapalı tutma hedefi
ABD’nin Türkiye stratejisini anımsayalım; ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 9 Haziran 2021’de iki maddede özetlemişti:
1) “Türkiye Batı’ya çapalanmış şekilde kalmalı.”
2) “Türkiye’nin, bazı kritik meselelerde ABD’yle aynı safta olması sağlanmalı.”
İşte bu nedenle ABD, Türkiye’siz bir NATO düşünmez; NATO bağı üzerinden Türkiye’yi Batı’da tutabilmeyi sürdürme ve “SüperNATO” türü örgütlenmeler ile Ankara’yı denetleyebilmeyi ister.
Bu nedenle “ABD Türkiye’yi NATO’dan atacak”, “ABD Türkiye’siz yeni NATO sınırı çiziyor” gibi yanılsamalar yerine gerçekçi politikalar izlemeliyiz.
Makası Türkiye tutabilir
Yukarıda 6 maddede özetlediğim “ABD’nin istemeyeceği tablo”, Türkiye’nin ihtiyacı olan tablodur. Türkiye Karadeniz’i, Kafkasları, Orta Asya’nın batı kapısını ABD’ye kapatmalı, Büyük Avrasya Ortaklığı’nın ve yeni dünyanın parçası olmalıdır.
Bunun yolu da Türkiye’nin NATO bağını kesmesinden geçmektedir.
ABD o bağı kesmez, kesmek istemez, iplikle de olsa tutmaya çalışır. Dolayısıyla o bağın kesilebilmesi Türkiye’ye bağlıdır.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
20 Haziran 2022
#1 by samet on 21/06/2022 - 00:08
Bütün bunlar için de,Kemalist,Atatürk’çü,ulusalcı,”tam bağımsız Türkiye” yi savunan bir iktidar gerekmez mi?