Rusya Devlet Başkanı Putin, yıllık Federal Meclis konuşmasında, “Yeni START” anlaşmasına katılmayı askıya aldıklarını duyurdu. ABD, AB ve NATO Putin’in kararını “tüm silah kontrol mimarisinin çökmesi” olarak değerlendirdi.
“Silah kontrol mimarisinin çökmesi” dedikleri, aslında ABD’nin Rusya’yı “Avrupa güvenlik mimarisinden” atma çabasının sonucudur. Bu anlaşılmadan, ne bugün Putin’in kararı, ne dün Trump’ın START’ı çöküşe götüren anlayışı, ne de genel olarak Ukrayna’da yaşananlar anlaşılabilir.
ABD’nin istediği güven(siz)lik sistemi
Avrasya’ya karşı olan ABD, Rusya’yı Avrupa güvenlik mimarisinin dışında tutarak, pratikte Rusya-Almanya bağını kopararak, Avrupa üzerindeki hegemonyasını sürdürmenin peşinde. NATO’nun Rusya’yı hedef alacak şekilde sürekli genişletilmesi bu nedenleydi.
Rusya’nın Aralık 2021’de ABD ve NATO’yla “güvenlik garantileri anlaşması” yapmak istemesi de yanıtsız kalınca, Putin, ABD’nin Rusya’ya karşı güvenlik inşa etme hamlesini durdurabilmek için, Ukrayna’ya askeri operasyon başlattı.
Dolayısıyla Rusya’nın ABD’ye önerdiği “ortak bir güvenlik sistemi oluşturulması” sağlanabilseydi, bugün süreç başka türlü gelişiyor olacaktı. Ancak ABD emperyalizmi, “ortak bir güvenlik sistemi” değil, Avrupa’yı denetiminde tutacağı, Rusya’yı gerileteceği ve Çin’i bölgesine hapsedeceği bir “güven(siz)lik sistemi” inşa etmek istiyor ve bunun için çalışıyor.
Çin’in Küresel güvenlik inisiyatifi
ABD’nin kendi çıkarları için inşa etmeye çalıştığı bu güvenlik mimarisine karşı ise Çin, 21 Nisan 2022’de “küresel güvenlik inisiyatifi” açıklamıştı:
1. Güvenlik, işbirliği içinde ortak savunulmalı.
2. Egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli: İçişlerine müdahaleler son bulmalı ve ülkelerin toplumsal sistem tercihine saygı gösterilmeli.
3. Güvenliğin bölünmezliği prensibi esas alınmalı: Kendi güvenliğini başkalarının güvensizliği üzerine inşa etmeme yaklaşımı temel prensip olmalı.
4. Krizlere barışçıl çözüm aranmalı ve tek taraflı yaptırımlar kaldırılmalı.
5. Terör ve iklim gibi küresel sorunlar birlikte göğüslenmeli (Kuşak ve Yol, Kırmızı Kedi, 2022, s.26)
Çin önceki gün de Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi yayımladı. Özetle Beijing yönetimi dünyaya “zıtlaşma yerine diyalog, ittifak yerine ortaklık, sıfır toplamlı oyun yerine kazan-kazan ilişkisine dayanan yeni bir güvenlik yolunun izlenmesi” çağrısı yapıyor (CRI Türk, 22.2.2023).
Tek seçenek
Dolayısıyla temelde küremiz iki tip güvenlik anlayışıyla karşı karşıya…
1) ABD, kurallarını kendisinin belirlediği düzenin devamını sağlayarak emperyalist çıkarlarını koruyabilmenin güvenliğini inşa etmeye çalışıyor; bu ABD’nin ve bir avuç müttefikinin güvenliği için dünyanın geri kalan büyük kısmının güvensizliğine dayanıyor.
2) Çin liderliğinde gelişmekte olan dünya ise “kendi güvenliğini başkalarının güvensizliği üzerine inşa etmeme yaklaşımını, yani bölünmez güvenlik anlayışını” temel prensip kabul eden ortak bir küresel güvenlik öneriyor.
Görüldüğü gibi aslında dünyanın önünde iki seçenek değil, tek seçenek var.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
23 Şubat 2023
#1 by Hakan doğan on 24/02/2023 - 04:47
Çok güzel analiz yapmışsınız
Akıl er yada geç doğru yolu bulacaktır
Çekilen acılar akılsızlıktan
Akıl başlıklı bir yazı bekliyorum sizden
#2 by Mehmet Yavuz Dedegil on 24/02/2023 - 08:17
„ABD’nin Rusya’ya karşı güvenlik inşa etme hamlesini..“ ifadesini aslında
„ABD’nin Rusya’ya saldırı pozisyonunu güçlendirme hamlesi..“ olarak düzeltmek gerekmez mi? 2. Dünya Savaşından beri Kore-Vietnam savaşlarının, BOP
çerçevesindeki Kuzey-Afrika savaşlarının mimarı ve Warşova-Paktından çıkan 10
devleti NATO’ya alan ABD değil mi?
Tito ölüm döşeğinde yatarken 1980 de yapılan (Almanya-Avusturya-Ítalya) Roma
zirvesinden sonra Helmut Schmidt, Münih’deki basın toplantısında, alınan kararı şöyle açıklamıştı:“AB yi genişletme kararı aldık“ ve hangi devletleri kastettiği sorulunca saymıştı: Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, yani henüz Warşova Paktı ülkeler.
Merkel birkaç hafta önce verdiği bir beyanatta itiraf etti: „1. ve 2. Minsk anlaşmalarını yaparken, biz halk oylamaı kararlarını yaptırmak niyetinde değildik.
Bu anlaşmaları sadece Ukrayna’yı silahlandırmak için zaman kazanma gayesiyle imzaladık“.