Çin’in Ortadoğu’da ikinci barış hamlesi

Çin, Suudi Arabistan ile İran arasında barış sağlamasının ardından, şimdi de Ortadoğu’nun en önemli sorunu olan İsrail-Filistin sorununa çözüm için adım attı.

Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, dün İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile yaptığı telefon görüşmesinde “Çin’in hem İsrail’i hem de Filistin’i siyasi cesaret göstermeye ve barış görüşmelerini yeniden başlatmak için adımlar atmaya teşvik ettiğini ve Çin’in bunun için kolaylık sağlamaya hazır olduğunu” söyledi (Xinhua, 18.4.2023).

Qin’e göre temel çıkış yolu, barış görüşmelerinin yeniden başlatılması ve “iki devletli çözümün” uygulanmasıdır.

İSRAİL: ÖNCE İRAN’IN NÜKLEER SORUNU

Peki İsrail Çin’in bu teklifine nasıl bakıyor?

Çin’in resmi haber ajansı Xinhua’ya göre İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümünü desteklemeye istekli olduğu için Çin’e teşekkür etti ama kısa vadede çözülmesinin muhtemel olmadığını belirtti.

Ancak…

Cohen, İsrail’in Çin’in nüfuzuna önem verdiğini ve Çin’den İran’ın nükleer meselesinde olumlu bir rol oynamasını beklediğini söyledi.

Yani İsrail Çin’e, “önce İran’ın nükleer sorunu, sonra İsrail-Filistin anlaşmazlığı” demiş oluyor. Kuşkusuz bunu bir tür İsrail pazarlığı olarak da yorumlayabiliriz.

ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGEL: ABD

Kuşkusuz İsrail-Filistin anlaşmazlığı, Suudi Arabistan-İran sorunundan çok daha derin bir sorundur ve çözümü çok daha zordur. Ancak imkansız değildir. Qin Qang’in Eli Cohen’e söylediği gibi “Doğru olanı yapmak için hiçbir zaman geç değildir.”

Üsterlik kolaylaştıcının kolaylaştırıcılığının, yeni kolaylıklar sağladığı bir süreçteyiz.

İşte, kolaylaştırıcı olarak Çin’in Suudi-İran barışına katkı sunması, hemen ardından bir başka sorunun çözümüne de kolaylık sağladı. Suudi Arabistan heyetinin Yemen’deki temasları olumlu geçti ve orada da barış için önemli adımlar atıldı.

Ancak merkezinde İsrail’in olduğu Ortadoğu problemlerini çözmek elbette kolay değil, çünkü ABD’nin varlığı ve İsrail-ABD stratejik işbirliği çözümün önündeki en önemli engeldir.

Dolayısıyla İsrail’in problem çözümüne yatkınlığı, ABD’nin hegemonyasının zayıflamasına ve İsrail’in ABD’siz çözümde de çıkar görebilmesine bağlı.

ABD’NİN SUUDİ ARABİSTAN HAMLELERİ

Ancak İsrail için problemlerinde “ABD’siz çözüm” aramak, henüz ufukta görünmüyor.

Örneğin…

Tam da Qin Qang ile Eli Cohen görüşürken, İsrail’den gelen bir çağrıya dikkat çekelim: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suudi Arabistan ile ilişkileri normalleştirmek istediklerini ve bunun Arap-İsrail çatışmasını sona erdirmek için “büyük bir adım” olacağını söyledi (Sputnik, 18.4.2023).

Bu açıklama, ABD’li Senatör Lindsey Graham’ın Kudüs’ü ziyareti sırasında geldi.

Çin’in kolaylaştırıcılığında yapılan Suudi-İran barışından son derece rahatsız olan ABD, Suudi Arabistan’ı “rotada tutabilmek” için tüm kozlarını oynuyor. Önce CIA Direktörü William Burns devreye girdi, şimdi de Senatör Lindsey Graham

Graham, İsrail’den önce Suudi Arabistan’ı ziyaret etmiş ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmüştü. Sanatör Graham Selman’a ne söylediğini İsrail ziyaretinde şu sözlerle açıkladı: “Cumhuriyetçi Partinin, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiyi değiştirmek için Başkan Biden ile çalışmaktan memnuniyet duyacağına inanıyorum. Bu da Suudi Arabistan’ın İsrail’i tanımasıyla sonuçlanabilir.”

İşte, Netanyahu’nun yukarıda bahsettiğimiz “Suudi Arabistan’la normalleşme” çağrısı bu bağlamdadır.

Yani ABD, Suudi-İran barışına karşı Suudi-İsrail normalleşmesi aramaktadır.

KÜRESEL GÜVENLİK GİRİŞİMİ

Görüldüğü gibi İsrail-Filistin anlaşmazlığı imkansız olmasa da çok zor bir problem. Çin’in bu anlaşmazlık için adım atmış olması kuşkusuz o zorluğu yumuşatabilecek en önemli etkendir.

Dolayısıyla artık mesele şudur: İsrail ile Filistin arasında 2014’te kesilen görüşmeler nasıl yeniden bağlayabilir? Dahası “iki devletli çözüm” nasıl ve hangi şartlarda uygulanabilir? Kısacası sımsıkı kapalı bu kapı nasıl açılacak?

Çin Dışişleri Bakanı Qin Qang’a göre, İsrail-Filistin sorununun çözüm anahtarı, ortak güvenlik vizyonunda…

Peki İsrail ve Filistin için ortak güvenlik vizyonu var mı?

İşte burada etkili olacak anahtar, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ortaya koyduğu “Küresel Güvenlik Girişimi”dir.

Küresel Güvenlik Girişimi, “zıtlaşma yerine diyalog”, “ittifak yerine ortaklık”, “sıfır toplamlı oyun yerine kazan-kazan ilişkisi”ne dayanan yeni bir güvenlik yoludur. 20 işbirliği yönü içeren bu güvenlik yol haritası, küresel problemlerin çözümünde anahtar rolündedir.

Çin, Ukrayna krizi için 12 maddelik barış planı sunarken, Suudi-İran barışını sağlarken, Suriye’de barış için adımlar atarken ve şimdi İsrail-Filistin anlaşmazlığı için hamle yaparken, işte bu “Küresel Güvenlik Girişimi”ne dayanıyor.

Peki Çin neden tüm bu alanlarda barış istiyor? Çünkü Asya, Avrupa ve Afrika’yı Kuşak ve Yol ile birbirine sağlıklı bağlamak, savaşların bitmesini ve krizlerin çözümünü gerektiriyor.

Çin’in Kuşak ve Yol’un başarısı için sorunların çözümüne, ABD’nin hegemonyasını sürdürebilmek için sorunların sürmesine ihtiyacı var.

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
18 Nisan 2023

Reklam
  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: