Tarikat öldürür

Kenya’da, Paul Mackenzie Nthenge isimli bir tarikat lideri, yüzlerce müridini ölüme gönderdi.

Olay, 15 Nisan günü bulunan dört cesedin açlıktan öldüğünün anlaşılmasıyla patlak verdi. Dört ceset de bir tarikatın üyesiydi.

Bunun üzerine gözaltına alınan tarikat lideri ve Good News International Kilisesi papazı Paul Mackenzie Nthenge’nin, müritlerini “aç kalarak Hz. İsa’ya ulaşmaya” yönlendirdiği anlaşıldı.

Kilise yakınındaki Shakahola Ormanı “suç mahali” ilan edilerek ablukaya alındı ve o günden beri bölgede arama yapılıyor. Şu ana kadar 90 cesede ulaşıldı.

Tarikat liderinin ifadesine göre “Hz. İsa’ya kavuşmaya” çalışan bin kişi olabilir…

Tarikatlar ve cemaatler koalisyonu dönemi

Evet, dünyanın bir tarafında yapay zeka tartışılıyor, Mars’a araç gönderiliyor ama diğer tarafında da Hz. İsa’ya kavuşacağını sanan tarikat müritleri ölüme koşuyor…

Dini farketmez, 21. yüzyılda tarikat liderleri, müritlerine en akıl almaz işleri hâlâ yaptırabiliyorlar yani…

Bizde de yok mu? Gazeteci Timur Soykan kitabını yazdı: Badeci Şeyh’in Sır Odası (Kırmızı Kedi Yayınları).

Bursa’da bir tarikat lideri, spermlerinin bade olduğunu iddia ederek, müritlerine oral seks yaptırıyor. Badeyi yutan mürit, güya cennete gidecek!

Hele bir olay, davanın hakiminin kanını donduruyor: Müritlerden biri şeyhinin badesini yutuyor birkaç kez ama gönlü tek başına cennete gitmeye elvermediğinden, karısını da şeyhe götürüyor, sonra annesini, sonra kızkardeşini, ardından da kızkardeşinin kocasını…

İnanılır gibi değil ama bu ülkede oldu bu, hem de kısa bir süre önce oldu!

Türkiye, tarikatlar ve cemaatler koalisyonu olan AKP hükümetleri döneminde, neler yaşamadı ki: Bir tarikatın yurdunda çıkan yangında ölen öğrencilerden, bir başka tarikatın vakfında sistematik bir şekilde tecavüze uğrayan erkek öğrencilere, neler neler…

Kadınlar özgürlüklerini oylayacak

Nedir karşıdevrim? Tarikat ve cemaatlerin, toplumu il il, mahalle mahalle parselleyerek müritleştirmesidir.

Çünkü Cumhuriyet Devrimi ile ümmet millete, mürit yurttaşa dönüşmüştü. Bu süreç bireyin ve toplumun özgürleşmesiyle sağlanmıştı.

Öncesi de var ama ağırlıkla AKP döneminde bu süreç tersine döndü: Cumhuriyet’in devrimle özgürleştirerek yurttaş yaptığı birey, karşıdevrimle yeniden müritleştiriliyor.

Asıl vahimi ve ders alınması gereken konu da şudur: Tarikatlar ve cemaatler için özgürlüğün budanmasının ve bireyin teslim alınmasının sınırı yoktur.

Dün “başı açık kadın türban takmalı” diyen tarikatlar, bugün türbanlı kadına bile tahammül etmiyor, “türbanlı kadın koku süremez” diyor; türbanlının bile kalan özgürlüklerini ortadan kaldırmaya çalışıyor.

İşte Cübbeli Ahmet, müritlerine aynen şöyle sesleniyor: “Kadın koku sürünüp dışarı çıkıyor. Çok tehlikeli Allah muhafaza. Haram. Haram. Hadi kocasına süslenmiş, o serbest. Geldiğimiz noktada çarşaf giyiyor, başörtüsü örtüyor; yanağında allık, gözünde pulluk… Haram. Bu ziynettir.”

Yani tarikat ve cemaatler, türbanlı kadının koku sürmesine bile tahammül etmiyor.

“Koku sürerek dışarı çıkmasın” demeleri, aslında “dışarı çıkmasın ve çalışmasın” demelerinden bir önceki aşamadır.

İşte bu nedenle kadınlar; başı açık, başı örtülü tüm kadınlar, aslında 14 Mayıs’ta özgürlüklerini oylayacaklar…

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
27 Nisan 2023

  1. Mehmet Yavuz Dedegil adlı kullanıcının avatarı

    #1 by Mehmet Yavuz Dedegil on 28/04/2023 - 04:09

    Yıllar önce ABD’de bir tarikain başkanı, bütün müridlerine topluca zehirli bir içki içirerek 900 kişinin intihar etmesine sebep olmuştu.
    Yine yıllar önce, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmıştı: Bir ilkokul öğretmeni, erkek öğrencilerinin sapsarı ve hastalıklı durumlarını tahkik etmişti. Ortaya çıktı ki, gittikleri kuran kursu hocası erkek öğrencilerini, kendi yumurtalarını iki taş arasında ezerek, kendilerini GÜNAH’a karşı korumalarını şart koşmuştu.
    Bütün dinler, olmayan birşeyin varlığını iddia ederek, kendi sapık fikirlerini insanlara kabul ettirir ve „din adamları” etraflarını, kendi çıkarları için köleleştirirler. ABD ve Batı emperyalizmi, din olgusunu sömürge düzeyi için lullanmış ve kullanmaktadırlar. Küçük yaşta firavun olan II. ci Ramses bu yüzden Mısır başşehrini Nil nehrinin kuzeyine taşımak zorunda kalmıştı; şimdi de hristiyan kiliseleri, yıllardır sakladıkları çocuklara tecavüzleri ile yüzleşmek durumunda. Almanya’da bu yüzden yüzbinlerce insan kiliseden ayrıldı ve çoğunluk ateist oldu. Aynı olaylar örneğin Tayland’da ki budist manastırlarda da ortaya çıktı.
    Bugün Çin, Uygurlar ile uğraşıyorsa, sebebi onların müslüman ve dindar olmalarıdır. Uygurlar, yıllar sonra Çin’in kendilerine yaptığı iyiliği anlayacaklardır. Çin ve Japon halklarının çoğunlukla dinleri yoktur. Gösterdikleri hız kalkınmada bunun da rolü vardır, çünkü orada çoğunluk batıla inanmaz be buluculuğunu kaybetmez.
    Bu durumda „her kişinin dinine saygı duymak“, küçük yaşta başlayarak insanları akıl hastası yapmayı legal kılmak olmuyor mu?

  2. YAKUP KILICKAPLAN adlı kullanıcının avatarı

    #2 by YAKUP KILICKAPLAN on 28/04/2023 - 11:51

    DIN AFYONDUR…

  3. Hakan doğan adlı kullanıcının avatarı

    #3 by Hakan doğan on 30/04/2023 - 00:11

    Çok güzel bir yazı olmuş
    Emeğine sağlık

  1. Tarikat öldürür | Doğa + Yaşam ve Politik Yazılar =Paylaşım Sitesi -(okuyup düşünmek için!)

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın