Kılıçdaroğlu’nun Moskova’ya mesajının anlamı

Batı’daki soru şu: Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığında Türkiye, yeniden Atlantik’e çapalanır mı?

Rusya’daki soru şu: İktidar değişikliği, Türkiye’nin Rusya’ya karşı izlediği siyasetlerde kapsamlı değişikliğe yol açar mı?

Baştan görüşümü belirteyim: Türkiye’de bir iktidar değişikliği dış politikada köklü bir değişikliğe neden olmaz. İki nedenle:

1) Türkiye’nin çıkarları bunu gerektiriyor.

2) Çok kutupluluk, çok taraflılık doğuruyor.

Artık Atlantikçilik mümkün değil

Millet İttifakı’nın olası Dışişleri Bakanı Ünal Çeviköz’ün bir röportajında dile getirdiği “Rusya’ya Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız” tutumunu eleştirdiğim 18 Mart 2023 tarihli “Rusya’ya karşı NATO’culuk seçim kazandırmaz” başlıklı makalede üç görüş dile getirmiştim.

1) Rusya’ya karşı NATO’culuk ve Amerikancılık, Türkiye’nin (kamuoyu araştırmalarına da yansıdığı gibi) siyasal iklimiyle örtüşmez.

2) Rusya’ya karşı Amerikancılık, dünya gerçekliğiyle bağdaşmaz. Atlantik Yüzyılı’ndan Asya-Pasifik Yüzyılı’na geçiliyor, çok kutuplu bir dünya inşa oluyor, AB bile ABD’den stratejik özerklik arayışında.

Böyle bir dünyada Rusya’ya “NATO üyesi olmayı” anımsatmanın, bırakın Türkiye’ye avantaj sağlamasını, tersine ekonomiden siyasete onlarca zararı olacaktır.

3) Yeni iktidar, istese de “Rusya’ya karşı NATO üyeliğini hatırlatma” ölçeğinde Batıcılık/Atlantikçilik yapamaz, yapamayacak.

Ve bu üç görüşten hareketle de şu öneriyi yapmıştım: “Dolayısıyla, değiştiremeyeceğiniz politikalar için ‘değiştiririm’ mesajı vererek kazanacağınız seçimi riske atmayın.”

Kılıçdaroğlu: Rusya’yla işbirliği Türkiye’nin çıkarına

Neyseki o tarihten bu yana Çeviköz ya da bir başka CHP’linin “Rusya’ya NATO üyesi olduğumuzu anımsatma” düzeyinde bir çıkışı olmadı.

Hatta, o söylemi dengelemeyi gözeten kimi açıklamalar da geldi. Ve nihayetinde Kılıçdaroğlu bu konuda son noktayı doğrudan Moksova’ya mesaj vererek koydu.

Şöyle ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Moskova’da düzenlenen “Seçimler öncesinde Türkiye” konulu bir toplantıya, görüşlerini ortaya koyan bir mektup gönderdi (Mektubun tamamı için bakınız: Hasan Aksay, T24, 26.4.2023).

Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle:

1) “Türkiye olarak, Rusya’yla görüş farklılıklarımıza rağmen iyi ilişkiler kurabilmiş bir siyasi geleneğin mirasçılarıyız. Bunu Atatürk ve İnönü dönemlerinde başardık. Bu geleneği devam ettireceğiz.”

2) “Benim cumhurbaşkanlığımda ve Millet İttifakı’nın iktidarında Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugünkü durumundan farklı bir seyir izleyeceğine yönelik dünya basınında çıkan haberlere değinmek isterim. İktidarımızda her zaman Türkiye’nin çıkarlarını savunacağız. Türkiye-Rusya ilişkilerinin sağlıklı ve itibarlı devamı Türkiyenin çıkarınadır.”

3) Dünyadaki Rusya karşıtı yaklaşımları doğru bulmuyoruz.”

4) “Ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştireceğiz. Tahıl koridoru anlaşmasını sürdüreceğiz. Montrö Sözleşmesinin eksiksiz uygulanmasına devam edeceğiz. Mevcut işbirliğini güçlendireceğiz.”

Böylece başta belirttiğimiz Batı’daki ve Rusya’daki sorular, yanıtlarını bulmuş oldu: Türkiye, çok kutupluluğun inşa olduğu bir dünyada, çok taraflı dış politika izleyecek, Türk-Rus işbirliği devam edecek.

Not: Yeni iktidarın önündeki en önemli sorun NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in “Ukrayna’nın geleceği NATO’dadır. Bütün müttefikler bunda hemfikir” sözleriyle işaretini verdiği tehlikedir!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
29 Nisan 2023

Reklam
  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: