Posts Tagged Şener Eruygur
ORG. YALMAN VE ORG. ERUYGUR NEDEN HEDEF ALINIYOR?
Posted by Mehmet Ali Güller in Aydınlık Gazetesi Yazıları on 11/01/2003
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Dergisi
11 Ocak 2003
ABD’nin maşaları aracılığıyla cunta.org üzerinden Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ve Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur şahsında kuvvet komutasını hedef almasının nedenleri neler? Komutanlar, son devir-teslimden bu yana neler yaptılar, neler söylediler?
ORG. DOĞAN: “ORDU, MİLLETİN YANINDARIR”
2003 Ağustos’unda yapılan devir teslim törenleri sırasında, bazı komutanların açıklamaları toplumda “çok önemli mesajlar” olarak algılandı.
1. Ordu Komutanlığı’ndan emekli olan Org. Çetin Doğan, devir-teslim töreninde yaptığı konuşmada, Cumhuriyet güçlerine şöyle seslendi: “Kuşkusuz bugün ulusal güvenliğimizin korunmasında öne çıkan en temel görev, laik, demokratik Cumhuriyet’in aşındırılmasına geçit verilmemesidir. Laik Cumhuriyete sinsice, mütareke yıllarını anımsatan aymazlık ve hatta ihanetlerin sergilendiği bu dönemde, Cumhuriyet’e gönülden bağlı bütün güçlerin el ve gönül birliği yapması, birbirleriyle daha fazla kenetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ulusumuz aydınlık yarınlar için bir savaşım verirken, O’nun Ordusu elbette onun yanında olacaktır”
Silah arkadaşlarına da seslenen Org. Doğan, “Cumhuriyet’e sahip çıkan Aydınlık güçlere her zaman destek olacağınızdan eminim” dedi. Org. Doğan’ın bir de uyarısı vardı: “Mehmetçiğimiz, ‘Green Card’ peşinde koşarak ABD güçlerine kişisel çıkarlar için katılanlara benzemesin.”
Org. Çetin Doğan’ın tarihi mesajları, komutanlarca da paylaşıldı.
20 Ağustos 2003 tarihinde Balıkesir’de devir-teslim törenine katılan Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon da, sinsice yürütülen laiklik karşıtı faaliyetler olduğunu belirterek, “Bu faaliyetleri görmezden ya da anlamazlıktan geldiğimizi sananlar, ya aldanmakta ya da aldatılmaktadırlar” dedi.
Org. Tolon, ABD ve Batı’yı hedef alan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan ulu önderimizin ilke ve inkilaplarına karşı, 80 yıldan beri içten ve dıştan çok yönlü saldırılar olmaktadır. Bazı dış güçler, yabancılar, ülkemizdeki birtakım aymazlar, Batı Kulübü ve doğu tarikatlarına bağımlı gericiler, Atatürk’e saldırmaktadırlar ya da yok saymaktadırlar. Aynı çevrelerin saldırılarına, son zamanlarda yoğun bir tarzda sahip çıkanlar ya da koruyanlar var. Bilindiği gibi bölücülüğün de, irticanın da panzehiri, Atatürk ilke ve inkilaplarıdır.”
20 Ağustos’ta 3. Ordu Komutanlığı’nı devralan Org. Oktar Ataman da, “TSK’nın etkinliğini azaltma çabaları hüsranla sonuçlanacak” mesajı verdi.
ORG. ÖZKÖK: “TSK ADINA ÜÇ KİŞİ AÇIKLAMA YAPAR”
Gazeteciler, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’e, MGK Genel Sekreterliği’ndeki devir teslim töreninde, Org. Çetin Doğan’ın 1. Ordu Komutanlığı görevini devir ettiği törende Irak’a asker göndermeyi eleştirmesini anımsatarak “TSK’da görüş ayrılığı mı var?” diye sordular. Org. Özkök, şu yanıtı verdi: “Hayır. TSK adına açıklama yapmaya üç kişi yetkilidir. Bunlar Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Genelkurmay Genel Sekreterliği’dir. Ama bu sözlerim, Çetin Doğan’a katıldığım ya da katılmadığım anlamına gelmez.”
ORG. ÖZKÖK: “ABD’NİN IRAK’TA BAŞARISIZLIĞI BİZİM İÇİN KÖTÜ”
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, 30 Ağustos 2003 resepsiyonunda yaptığı açıklamada, “Irak’a asker gönderme” konusuna değindi. Org. Özkök şöyle konuştu: “Irak’taki istikrarsızlık bizim için çok kötü. Yani orada başarılı olamamış bir Amerika. Ama başarısızlığa uğrar da orada büyük bir istikrarsızlık olursa; bu Türkiye’yi de çok yakından ilgilendirecek. Gitmenin ve gitmemenin hesaplarını yapacağız. Gecikme bazen iyi, bazen kötü olabilir.”
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ise resepsiyonda yaptığı açıklamada TSK’nın önemine değindi: “TSK demokratikleşmenin önünde engel değil, bizatihi demokratikleşmenin önünü açan bir kurumdur. Yoluna böyle devam edecektir.”
Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur da, irtica ile mücadelede en büyük sorunun dini siyasete alet edenlerin takiyyesi olduğunu söyledi. Eruygur, “Halkımızın sömürülen yönü var. Dini duyguları yüksek. Birileri de ortaya çıkıyor. Cebinizdeki parayı alıyor, kendi siyasi yönünde kullanıyor. Bununla mücadele etmeye kalkıştığınız zaman dinle uğraştığınızı söylüyor. Bu böyle olmaz. Ancak bu tehlikeler, Türkiye’yi yıkamaz. İrticai faaliyetler hız kazandı. Buna karşı, aydın kafaların ortak hareket etmesi gerekiyor” dedi.
4 KUVVET KOMUTANI VE 308 GENERAL’DEN VAKİT’E ORTAK DAVA
Vakit Gazetesi yazarı Asım Yenihaber, 25 Ağustos 2003 tarihli “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” başlıklı yazısında, iki generali hedef aldı. Yenihaber’in makalesinde “…Adam meğerse generalmiş. Resmi kıyafetinde omzuna takılmış yıldızlardan başka hiçbir belirtisi hissedilmiyor halbuki… Bir ülkede asıl general olacaklar, YAŞ yerlere yatırılıyor… Hele Yemen’i bilmeyen, Yemen türküsünü makamıyla hatasız okuyamayan üniformalılar, onların değil orduda, bu yurtta yeri yok… Bu marka generalin bir iç mücadele generali olduğundan şüphe yok… Onların gerçek düşman karşısında hiçbir güçleri olmaz, esamileri bile okunmaz… Bunlar orduevi, ordu pazarı, lojman subayı olmayacak, gerçek asker olacak” denilerek, TSK hedef alındı.
Asım Yenihaber, “klasik müzik tutkusu”ndan hareketle, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman’ı hedef aldı… “Huzurlarınızda general Mussorgski” diyen Vakit yazarı Asım Yenihaber, “Elin damatlık kıyafetiyle gerdeğe girilmeyeceği gibi başkalarının musiki duyarlılığıyla da savaşılmaz” diyor ve Org. Yalman’ın Mussorgski’yi misyonerce yaydığını iddia ediyordu…
Org. Yalman’ın hedef alınması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri harekete geçti. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un da aralarında bulunduğu toplam 312 general, 31 Ekim 2003 tarihinde Vakit Gazetesi ve Asım Yenihaber hakkında 624 milyar liralık manevi tazminat davası açtı.
Vakit, TSK karşıtı bazı şahısların açıklamalarına yer vererek, Genelkurmay Başkanı dışındaki tüm generallerin açtığı bu davayla ilgili günlerce yayınını sürdürdü.
ORG. YALMAN’DAN AKP’Lİ KUTLU’YA SERT YANIT
31 Aralık tarihli Hürriyet, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleri aracılığıyla kamuoyuna açıklama yapan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, tarikatçı Mahmut Osmanoğlu’nun kızının cenaze törenindeki sarıklı-cüppeli görüntülere ve AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun TBMM’deki mareşal üniformalı Atatürk resminden rahatsızlık duymasına sert tepki gösterdi.
Org. Yalman’ın Hüsrev Kutlu’nun açıklamalarına yanıtı şöyle: “Bugünkü varlığını ulu önder Atatürk’e borçlu olan TBMM çatısı altında büyük Atatürk’ün mareşal üniformalı resminin bulunmasına dahi tahammülü olmayan, bir taraftan ‘Asker ocağı peygamber ocağıdır’ derken diğer taraftan TBMM’de görevli askerlerin varlığından ve onların yemek duasında bu aziz milletin kendilerine nimetlere şükran ifadesi olarak hep bir ağızdan söylediği ‘sağ ol’ nidasıyla zaman zaman söylenen marşlardan dahi rahatsızlığını ifade eden AKP milletvekili Hüsrev Kutlu’nun talihsiz açıklamalarını teessürle karşıladığımı özellikle belirtmek isterim. Unutulmamalıdır ki Atatürk’e mareşallik rütbesini veren TBMM’dir”
Org. Yalman’ın sarıklı-cüppeli görüntülere tepkisi ise şöyle oldu: “Yaşadığımız bilim ve teknoloji çağında bir yandan Avrupa Birliği’ne girme iddiasında olan çağdaş bir Türkiye’yi savunurken diğer yandan bir cemaat liderinin sakalını ve arabasının camlarını öpmenin muazzez dinimizle alakası olmayan hurafeler olduğunu aziz milletimizin takdirlerine sunuyorum. Bütün bunlara rağmen hala Atatürk ilke ve devrimlerini devam ettirdiği iddiasında bulunan bu zihniyeti esefle karşılıyorum ve kınıyorum. Şurası açıklıkla bilinmelidir ki, bütün bu talihsiz açıklama ve uygulamalara rağmen Cumhuriyet’in temel nitelikleriyle Atatürk ilke ve devrimleri sonsuza kadar savunulacak ve yaşatılacaktır.”
“ORG. YALMAN’IN AÇIKLAMASI GENELKURMAY’IN BİLGİSİ DAHİLİNDE”
Org. Yalman’ın açıklamalarının gazetelerde yayımlandığı gün Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliğinden bir açıklama geldi. Açıklamada, Org. Yalman’ın açıklamasına atıfta bulunularak, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görüşü, Genelkurmay Başkanlığı’nın bilgisi dahilinde kamuoyuna yansıtılmıştır.” denildi. Açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın, Meclis Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanı Hüsrev Kutlu’nun sözlerinden derin endişe duyduğu; Kutlu’nun sorumsuzca sarfettiği sözlerin Fatih Camii’nde görülen çağdışı manzaralara zemin hazırladığı belirtildi.
DİKKAT ÇEKEN ÜÇ YORUM
Bu iki açıklamanın ardından yapılan yorumlarda 3 nokta dikkat çekti: Genelkurmay Başkanı’nın daha önceki açıklamasını hatırlatan kimi çevreler, TSK adına Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği’nin açıklama yapabileceğini belirttiler. Bazı çevreler ise, TSK’nın iki numaralı ismi olan Kara Kuvvetleri Komutanı’nın TSK adına açıklama yapabileceğini yazdılar. Kimi yorumlarda ise, Org. Yalman’ın, Hüsrev Kutlu’nun AKP’li kimliğine vurgu yapmasıyla, Org. Özkök’in, Hüsrev Kutlu’nun, TBMM Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanı kimliğine vurgu yapması arasındaki nüansa dikkat çekildi.
“ASKERDEN ÇEKİNCE” MANŞETİ
Annan planı konusunda Genelkurmay’la AKP hükümetinin iki farklı yaklaşıma sahip olduğu bilgileri Ulusal Kanal’da birkaç gün boyunca yayınlandı. Ardından, bu farklılık Cumhuriyet gazetesinin manşetine yansıdı.
5 Ocak tarihli Cumhuriyet gazetesi, “Askerden çekince” manşetiyle, genelkurmay’ın, hükümete de ilettiği, Anan Planı’na yönelik itirazlarını özetledi. Anan Planı’ndaki temel yaklaşımın teslimiyete götüreceği vurgulanan itirazlarda, planın bu haliyle Türkiye’yi adadan atmaya yarayacağı; garantörlük konusunda, AB hukuku benimsendikten sonra yapılacak eklemelerin anlamını yitireceği; planın felsefesinin değişmesi gerektiği; Türk askeri sayısının sıfırlanmaması gerektiği; İngiltere’nin üslere istediği gibi bir başka gücü getirememesi gerektiği belirtildi.
ÖNCE YALANLANDI… SONRA?
Haberi önce Dışişleri Bakanlığı yalanladı. Açıklamada, “Genelkurmay Başkanlığımızla gerekli istişareler ve değerlendirmeler zamanlıca ve düzenli olarak yapılagelerek sürdürülmüştür” denildi. Birkaç saat sonra da Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir açıklama geldi. Haberin gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, “ilgili kurumlar arasında, görüşlerin uyumlaştırılması ve somutlaştırılması maksadıyla, çalışmalar ve görüşmeler, demokratik ve modern bir ülkede olması gereken şekilde bir süreç içerisinde devam ettirilmektedir” denildi. Ancak, “görüşlerin uyumlulaştırılmaya çalışması” ifadesi, “Genelkurmay ile Dışişleri arasında görüş farkı var” yorumlarını güçlendirdi.
Cumhuriyet gazetesi, 7 Ocak tarihinde, Genelkurmay’dan gelen “yalanlama” üzerine, kaynaklarında izin alarak, “Askerin çekincesi”ni belgelerle açıkladı. Bu kez, herhangi bir yalanlama yapılmadı. Cumhuriyet gazetesi, 8 Ocak tarihinde de, “uyum aranıyor” manşetiyle, “Dışişleri ve Genelkurmay, Kıbrıs tutum belgesi üzerinde ‘uyuşmazlık’ yaşandığını doğruladılar” denildi. Bu manşete de herhangi bir yalanlama gelmedi.