1 Mart tezkeresi ve Türk-Amerikan ilişkileri

En iyi Bahçeli bilir: Ecevit’in koalisyon hükümeti, ABD’nin Irak saldırısına destek vermediği için yıkılmıştı.

Sıcak para operasyonu ile tetiklenen ekonomik krizle devirememişlerdi. TÜSİAD’ın uygulamaya koyduğu “sağlık sorunları üzerinden” Ecevit’i Cem-Derviş’le değiştirme planı işe yaramamıştı. Hatta Özkan-Cem ikilisinin DSP’yi bölerek yeni parti kurması da o koalisyonu yıkamamıştı.

Ta ki Bahçeli son darbeyi vurup, kendi yardımcılarının bile bilgisi olmadan, 7 Temmuz 2002’de gelen bir telefon üzerine erken seçim ilan edinceye kadar!

ABD Ecevit hükümetine neden karşıydı?

Ecevit hükümeti, tüm hatalarına ve zaaflarına rağmen, Türkiye’nin ABD’den bağımsızlaşmasını savunan 28 Şubat ikliminin iktidarıydı. Türkiye’nin bölge merkezli dış politika uygulamasının, Rusya ve İran’la işbirliği yapması gerektiğinin savunulduğu bir siyasal iklimdi.

ABD ise Ortadoğu’ya yerleşme hesapları yapıyordu. Irak işgaliyle başlayarak bölge ülkelerinin haritalarını yeniden çizmeyi, rejimlerini değiştirmeyi planlıyordu. Dahası bu işler için kendisine bir de Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı arıyordu.

Ankara ise tersine ABD’nin planlarına karşı “stratejik özerklik” ilanı anlamına gelen işler yapıyordu: Rusya Genelkurmay Başkanı Kvaşnin Türkiye’ye geliyor, Türk Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu Çin’e gidiyordu. Sonra Türk Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu Rusya’ya, Cumhurbaşkanı Sezer İran’a gidiyordu.

Özetle Türkiye ABD’nin Irak üzerinden bölgeye müdahalesini, ikili işbirliği modelleri geliştirerek engellemeye çalışıyordu.

Ecevit-Kıvrıkoğlu ikilisi, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz’in 14 Temmuz 2002’de getirdiği, “Irak’a saldırı için Türkiye’nin Irak sınırına ABD askeri yığma” planını reddediyordu.

Amerikan tezkeresini reddeden TBMM

İşte o plan için Ecevit koalisyonu yıkıldı ve yerine görülmedik bir medya desteğiyle sandıktan AKP çıkartıldı: ABD nihayet kendisine Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı bulmuştu!

Ancak yine de o günler bugünkü gibi değildi. AKP çoğunlukta olsa da, TBMM vardı, TBMM’nin onayı lazımdı. “ABD’nin Türkiye’nin Irak sınırına ABD askeri yığma” planı, Abdullah Gül’ün başbakanlığındaki birinci AKP hükümeti tarafından 1 Mart tezkeresi şeklinde meclise getirildi.

İki partili TBMM’de CHP tezkereye karşıydı. Türkiye’nin sosyalist partileri, sendikaları, demokratik kitle örgütleri Türk topraklarına 89 bin ABD askerinin gelmesini sağlayan ve o askerlere üsleri, hava ve deniz limanlarını veren tezkereye karşı alanlarda her gün eylem yapıyordu.

İşte o siyasal iklimde AKP’nin “milliyetçi” milletvekilleri de CHP ile birlikte onurlu ret oyu verdi ve 1 Mart tezkeresi geçmedi.

Erdoğan-Gül’ün anlaşmaları

Bunun üzerine yasal bir düzenlemeyle Erdoğan’ın önü açıldı ve ikinci AKP hükümeti kuruldu.

Erdoğan BOP eşbaşkanı olarak TBMM’nin etrafından dolanacak, hükümet anlaşmalarıyla ABD’ye 1 Mart tezkeresindeki talepleri parça parça sağlayacaktı!

Hemen Washington’la “dokuz üs” anlaşmasını yaptı, ABD askerlerine hava sahasını açtı, hava alanı ile limanlar tahsis etti. Dışişleri Bakanı Gül, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile “iki sayfalık 9 maddelik bir plan” üzerinde anlaştı.

Şimdi unutuldu ama Erdoğan ABD medyasında, Irak’ı işgal eden ABD askerilerinin sağlığına duacı olduğunu belirttiği bir mektup bile yazdı!

Problemin kaynağı çözüm bulamaz

Tüm bunları yalnızca 1 Mart tezkeresinin yıldönümü olduğu için anımsatmadık; problemin kaynağının probleme çözüm olamayacağını belirtmek için anımsattık.

ABD’nin “turuncu sandığından” çıkarak iktidar olanlar, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesine eşbaşkanı olanlar Türk-Amerikan ilişkilerindeki derin sorunları Türkiye yararına çözemezler.

Kendi iktidarının devamını esas alarak pazarlığa ve tavize açık konumlanırlar: S-400’ü salgın bahanesiyle çalıştırmayıp Halkbank ve Rıza Zarrap konularında ABD’ye karşı pazarlık kozu olarak kullanmaya çalışırlar. Karadeniz’de Rusya’ya karşı ABD ve Ukrayna’yla işbirliği yaparlar. ABD ve AB’ye “beyaz sayfa” çağrısı yaparlar.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
1 Mart 2021

  1. #1 by puma on 02/03/2021 - 12:20

    Ince detaylari tam bilmesem de aynen oyle oldu.

    Bence 1 Mart tezkeresinin engellenmesinde
    Rusyanin katkisi var, hatta belki bazi ABDlilerin de.
    Ya da belki bazi ordu mensuplarinin (Hilmi Ozkok GKB idiyse de).
    Yani kisaca su an antikartel dedigim yapinin.
    Cunku bu olayin sonrasi icin neler planlandiginin farkindaydilar.
    Turkiye fiilen isgal edilecekti. ABD Karadeniz’e de yiginak yapacakti v.s.

    Tezkere gecmedigi halde yine de ABDye yardim ettik.

    Kilicdar da ilk baslarda “Ulusalci” bir tavir takindi.
    Reis’in esbankanligini elestirdi.
    Hatta mitingdlerdeki bu elestiriler Ulusal Kanalda surekli gosteriliyordu.
    Kamer Genc, Suheyl Batum, Mustafa Balbay gibi orta direk Ataturkculer m.v. yapildi.

    Sonra bir baktik ki, Bahceli gibi acik destek vermese de,
    kumpas davalarinda Kilicdar nerdeyse sessiz kaldi.
    Taraf icin “inandiklarini yaziyorlar” dedi.
    Ekmeleddinin ortak aday gosterilmesi belki bir caresizlikti (yine de yanlis adaydi),
    ama 2018de Reis’e karsi Gul’u aday yapmak istemesi,
    hadi bu bloftu diyelim, ama ayni zamanda buna karsi cikanlarin ustunu cizmesi,
    M.ince’yi aday yapmasina ragmen
    secimlerde yeterli destek vermemesi (oylari korumak anlaminda),
    danismanlarinin fetocu cikmasi ,
    belki de gercek rengini belli etmesi anlamina gelecekti.
    Ya da zayif ve kolayca akintiya kapilan bir figur oldugu anlamina.

    Kumpas davalari surecinde, bence antikartel,
    AKP ile Fetonun arasini acma planlari yapti.
    Fetocu Akpyi yenmek baska turlu zordu.
    Reis’in sifrelerini cozduler.
    Akp ile Fetonun rant ve egemenlik hirslari bir arac olarak kullanildi.
    Ufak catlaklar derin yarilmalara donusturuldu.
    Bundan rahatsiz olanlar Fehmi Koru , Arinc gibileri
    birlikteligi yeniden saglamak uzere gorevlendirmek istediler.
    Belki kismen basarili da olmuslardir.
    Vatan Partisinin topladigi kalabaliklar
    (Tarik Akan’i da analim, onemli bir semboldu)
    Silivri barikatlarini yikti, ama oncesinde
    bence perde gerisinde cok baska operasyonlar (rusvet, santaj, blof,..) da oldu.
    Yalnizca barikatlara abanarak davalar cokertilemezdi.
    Kalabaliklar tek basina yetmez.
    Mesela cumhuriyet mitingleri hicbir seye yaramadi,
    hatta belki gezi direnisi de cok seyi etkilemedi.

    (Su anda ABD ordusu halkin yuzde 80inin uyanmasini bekliyor
    (Trump’a yuzde 80 oy cikti diyenler var,
    bence uydurma ama yuzde 60 falan olabilir. )
    Kalabaliklar tek basina yetmese de, kritik esik denen bir yuzde vardir,
    bazen yuzde 50dir, bazen yuzde 15tir, bazen yuzde 90dir.
    Akpyi secimle yenmek icin, gorunen o ki en az yuzde 60-65 gerekir.
    Yenmek yetmez, muhalefet te dogru cizgide olmalidir.
    Mesela Batili mrna asilari getirmemelidir. Hatta hic getirmemelidir. )

    Su anda ABD ordusu buyuk oranda antikartel tarafina gectigi icin,
    bence Karadenizdeki tatbikattan eskiden olacagi kadar endiselenmemeliyiz,
    ancak, belki birileri dunya savasi cikarmak uzere
    kaza goruntulu provokasyon planliyordur, buna karsi uyanik olmak gereklidir..
    Dunya eski dunya degil. Batili ve Dogulu ulkelerin birlikte tatbikat yaptiklari
    Aydinlik’ta bile haber olmustu ve ben de burada o habere link eklemistim.

    Trump’un s400le bir sorunu yok.
    Peki Trump’u basa getiren ABD ordusunun s400le bir sorunu var mi.
    Dogrusunu bilmiyorum, iki buyuk partinin sorunu olabilir, ama ikisi de
    kartelin enstrumanidir. Bu iki parti de yikilabilir ya da yipranabilir.
    H.Akar , bize saldirma plani olmayanlarin bizdeki s400den korkmasina gerek yok dedi,..
    dogru, ama lazim oldugunda calistiririz demek yanlis, cunku surekli aktif
    olak zorundalar. kurmak icin mesela 30 dakika gerekse,
    saldiriya cevap vermek belki 1 dakikada yapilmak zorunda.

    Akp hdpyi kapatir mi.. Gorunen o ki, hdp, cozum surecinde olanlari
    santaj malzemesi olarak kullanmakta. bu sebeple bence bu kapatma zor.
    Bence kapanmalidir, ama akp, mhp de kapanmalidir,chpnin yarisi,
    iyipnin yuzde 70i de kapanmalidir.
    Akpnin gercek amaci saflari keskinlestirmek, cumhur ittifakini buyutmek,
    millet ittifakinin icinde catlak yaratmak.
    Ben “yargi”nin yerinde olsam, hdpyi kapatip bu polemigi sonlandirir,
    ve butun bu planlari suya dusururdum.
    Duzeltiyorum: Akp su an kapanmamalidir, cunku chp basa gelse
    herkesi asilamaya kalkar. Hem de bilim adina, saglik adina.

  1. 1 Mart tezkeresi ve Türk-Amerikan ilişkileri | Öykü-Şiir-Anı-Günce-Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika
  2. 1 Mart tezkeresi ve Türk-Amerikan ilişkileri | Cumhuriyetimiz İçin

Yorum bırakın