Emperyalist ABD’nin Fransa ve İngiltere ile birlikte başlattığı, sonrasında Türkiye’nin desteğiyle NATO saldırısına dönüştürdüğü ve kimi Arap ülkelerinin de katıldığı Libya saldırısı, tarihe mutlaka Batı’nın kara bir sayfası olarak geçecektir.
Peki, ABD’nin kendi karasuları dışında yürüttüğü ilk askeri müdahalesinin de yine Libya’ya olduğunu biliyor muydunuz? Evet, bundan tam 209 yıl önce ABD ile Trablusgarp (Libya) arasında bir savaş oldu. 1802’de deniz savaşı olarak başlayan ve sonrasında kara savaşına dönüşen ABD’nin saldırısı, 1805 yılında imzalanan bir antlaşmayla sonuçlandı.
Gelin önce savaşın hemen öncesindeki yıllara dönelim ve bugünün Kuzey Afrika’sını inceleyelim.
18. Yüzyıl’ın sonunda Kuzey Afrika’daki Trablus, Cezayir ve Tunus Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydı. Ancak Mağrip denilen bu bölgeyle başkent İstanbul arasındaki bağlar, Osmanlı’nın zayıflaması nedeniyle gün geçtikçe çözülüyordu. Bölge 1 yüzyıl öncesinden itibaren, yeniçeriler tarafından seçilen ve “dayı” denilen askeri komutanlar tarafından yönetilmeye başlanmıştı. Çünkü Osmanlı Devleti zayıfladıkça, hem İstanbul’un Mağrip’e atadığı paşaların konumu sembolik olmaya başlamış hem de bölge gittikçe özerkleşmişti. Sonunda, dayılar özerkliklerini iyice genişletmiş ve 18. Yüzyıl’ın son çeyreğinde Mağrip bölgesi babadan oğla geçen bir tür hıdivlik şekline dönüşmüştü.
Akdeniz’de 100 ABD gemisi
Osmanlı Devleti’ne bağlı ama ayrı bayrak ve yöneticileri olan bu “devletler”, Akdeniz’deki ticaret gemilerini vergilere bağlıyordu. İşte ABD’nin bölgeyle ve Mağrip devletleriyle ilişkisi, Akdeniz’de ticaret yapmaya başlamasıyla oluşmuştu. Gerçi kuzey Amerikan kolonilerine ait gemiler, bağımsızlık savaşından önce de İngiltere bayrağı çekip Akdeniz’de ticaret yapıyordu.
Başını ABD’nin Paris Büyükelçisi olan Thomas Jefferson’ın çektiği bir grup, ABD’nin başka devletlerin himayesi olmadan ayakta kalabilmesinin ticarete bağlı olduğunu savunuyordu. Ancak İngiltere ticareti bağımsızlık savaşıyla kesilen ABD, Fransa ve İspanya ile de gümrük sorunları yaşıyordu. Jefferson, dünyada kâr getiren her bölgeyle ticareti savunuyordu. Bu görüşün hakim olmasından sonra, ABD’nin Akdeniz’de
ticaret yapan gemilerinin sayısı hızla arttı ve kısa zaman içinde 100’ü buldu.
İngiltere bile vergi veriyordu
Ancak önemli bir sorun vardı: Fas, Cezayir, Tunus ve Trablusgarp antlaşma imzalamadıkları her ülkeyi düşman kabul ediyor ve o ülkenin gemilerine el koyuyordu. Avrupa’nın en güçlü donanmasına sahip ülkeleri olan İngiltere, Fransa ve İspanya bile güvenliklerini bu özerk yapılara yıllık vergiler ödeyerek sağlıyordu.
İşte bu şartlar altında Akdeniz’de ticarete soyunan ABD, kısa zamanda kendisine pahalıya patlayan saldırılara maruz kaldı. Üstelik ABD gemilerine saldırı İngiltere’nin iki kez işine geliyordu: İngiliz şirketleri, ABD gemilerini iki katına sigortalıyorlardı.
Peki üst üste ticaret gemilerini Mağrip ülkelerine kaptıran ABD ne yapacaktı? Yanıtı yarın…
MEHMET ALİ GÜLLER
Aydınlık Gazetesi
6 Nisan 2011
Sayfa: 6