SİLİVRİ’DEN AZİZ NESİN ÖYKÜSÜ

Bu Pazar sizlere bir Aziz Nesin öyküsü anlatacağız. Ancak öykümüzün yazarı Aziz Nesin değil, Deniz Albay Kadri Sonay Akpolat. Öykünün kahramanı ise Kadri Sonay Akpolat değil, Sonay Polat.

Balyoz davası tutuklusu Akpolat, Ufuk Ötesi’ne gönderdiği mektupta anlatmış bu öyküyü. Dinleyelim:

KİMLİĞİMİ KAYBETTİM: HÜKÜMLÜDÜR

“Bilirsiniz, halkımız arasında bir inanış vardır; iki isimli olanlar büyük adam olurlar diye. İşte, 24 Temmuz 1974 senesinde Kıbrıs açıklarında ülkemiz için savaşırken Kocatepe muhribinde yaralanarak gazi olan ve 1994 yılında rahmetli olan sevgili babam, 18 Aralık 1965 tarihinde doğduğumda, biz denizcilerin ortak kaderini yaşıyormuş. Yani seyirdeymiş. Ama oğlan olursa adını yine ülkemiz için kurmay yüzbaşı rütbesinde şehir düşen rahmetli dedemin ismi Kadri’yi vereceğini herkes biliyormuş. Sevgili annem de ben Aralık ayında doğduğum için son ay anlamında Sonay ismini de ikinci isim olarak doğum ve nüfus belgesine yazdırmış. Böylece ismim TC kanunlarına göre Kadri Sonay Akpolat olarak tescillenmiş. Ve böylece benim hikâyem başlamış. Ne de olsa iki isimli olursam büyük adam olacağım ya!

“Sevgili anne ve babacığım, bana bu şerefli ismi verdiğiniz için sizlere minnettarım. Bu geçen 47 sene boyunca, bu isim ve soyadımla her normal vatandaş gibi hayatımı geçirdim. Amacım ülkeme her zaman bağlılıkla hizmet etmek ve ona yararlı bireyler yetiştirmek olmuştur. Tabi bunun için hep çalışmak ve mesleğimin en üst noktasına yükselmek de vizyonum olmuştur. Bunda da başarılı olduğumun kanıtı geçmişimdir.

“Ta ki 13 Ağustos 2011 tarihinde tutuklanana ve mahkeme önüne çıkana kadar. Tutuklandığımda anladım ki meğer ben Kadri Sonay Akpolat değilmişim.

“İddia makamı, bana atfedilen Gölcük’te bulunan, sahte olduğu onlarca kez ispat edilen 3 adet imzasız dijital Word belgesinin üst verilerindeki ‘Sonay Polat’ isim ve soyadı hakkında hiçbir araştırma yapmadan, Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na böyle bir şahsın bulunup bulunmadığını sormadan, bu kullanıcı isminin benim olduğuna kanaat getirerek, hiçbir somut gerekçe koymadan beni sanık olarak tutuklamıştır.

“İnternete girip bakın, sürüyle gerçek Sonay Polat isimli kişiye ulaşabilirsiniz. Gerçek hukuk işlese, hepsinin soruşturulması lazım. Bu ülkede yanlış isimle resmi-özel dairede iş bile yapamazsınız. Ama maksat farklı olunca, bu ülkenin ağır ceza mahkemelerinde soyadınızın eksik hecesiyle uzun seneler hapislerde yatabilirsiniz. Ne de olsa demokrasimiz ve hukuk sistemimiz çağ atlıyor.

“İşte ben de bu duruma hep mahkeme sürecinde isyan ettim. ‘Ben Sonay Polat değilim’ diye haykırdım. Genelkurmay Başkanlığı’ndan böyle bir kullanıcı ismi olmadığına dair resmi belgeleri sundum. O heybetli Silivri Mahkemesi’nin koca koca perdelerine devletimin verdiği nüfus kâğıdımı yansıttım. Ne mi oldu? Hiç!

“Delil olarak kabul edilen CD’lerin herkes tarafından kolaylıkla üretilebileceğini göstermek amacıyla savunma avukatları, hâkimlerin tam isim ve soyadlarını vermeden benzer isimlerle üretilmiş CD’leri kürsünün üstüne mizansen amacıyla bıraktıklarında, hâkimlerimiz bu mizansene bile aşırı tepki göstererek avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundular.

“Diğer taraftan başka iki isimli sanığa ‘niye nüfus kâğıdındaki isim ve soyadını kullanmıyorsun’ diye serzenişte bulundular. Bu duruma tarafımdan itiraz edilerek ‘ben nüfus kâğıdındaki ismi kullanıyorum, siz kabul etmiyorsunuz. Ben Sonay Polat değilim’ dedim. Sonuç yine hiç!

“Yani büyük adam olamadım, terörist oldum. 16 yıl hapis cezası aldım. 47 sene isim ve soyadımı yanlış kullandığım için kendime kızdım. Öyle ya, kendi ismimi hâkimlerimizden daha iyi bilecek halim yoktu. Bu yüzden kimliğimi kaybettim. Aman dikkat, bulanlar için hükümlüdür!”

3 KUŞAK MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ

Sonay Polat, daha doğrusu Deniz Albay Kadri Sonay Akpolat “neden tutuklu olduğumu çok iyi biliyorum” diyor mektubunun sonunda ve şu sözlerle bitiriyor bu öyküyü: “Bizi iftira, yalan dolan, dalavere yaparak yok ettiklerini sananlar, hakkımızı yiyenler şunu çok iyi bilsinler ki biz, rahmetli babam ve dedelerim gibi Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
17 Şubat 2013

, , , ,

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın