AKP sürekli ‘ihanet şebekesi’ mi üretiyor?

Adı yolsuzluğa karışmış 4 eski bakan Yüce Divan’a yollanamadı. Kuşkusuz bunda Erdoğan‘ın özel bir gayreti var. Erdoğan “yolsuzluk operasyonu” doğrudan kendisini hedef aldığı için, soruşturma komisyonunun kimlerden oluşacağından, oylamanın tarihine kadar konunun her ayrıntısıyla özel olarak ilgilendi.

İşte Erdoğan‘ın bu gayretine rağmen, AKP’nin 48 fire vermesi, durumu daha da önemli hale getirmektedir. Kuşkusuz firelerin TBMM’de iyi bir grup kuracak sayıya ulaşması, AKP’deki çatlağa da işaret etmektedir. Fakat bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz konu başka.

TAYYAR HAİN AVINDA

AKP milletvekili Şamil Tayyar, oylamanın yapıldığı önceki gece, canlı yayında o 48 AKP’liyi “içimizdeki ihanet şebekesi” diye niteledi ve iki günde hepsini tek tek saptayacaklarını ilan etti!

Kuşkusuz Tayyar‘ın nitelemesi, daha önce de milletvekillerinin yüzlerine baka baka “içinizde paralel yapıya inanmayanlar var” diyen Erdoğan‘ın tehditleriyle de uyumludur.

Aslında şöyle kabaca tarihine baktığınızda, AKP’nin sürekli “ihanet şebekesi” ürettiğini görürsünüz: Örneğin AKP’nin dört kurucu sütununan biri olan Abdüllatif Şener de haindi, Erdoğan‘ın özel davetiyle AKP’de milletvekili olan Hakan Şükür de… Örneğin AKP’nin ilk yıllarında süspansiyon görevi gören milliyetçi muhafazakarlar da haindi, AKP’nin tam iktidar olabilmesi için engel görülen kuvvetlere özel operasyonlar yapan Cemaat de…

Yani AKP 13 yılda sürekli bir “ihanet şebekesi” üretmişti! Peki neden?

ERDOĞAN’IN POLİS REJİMİ İHTİYACI

AKP bir koalisyon olarak kuruldu; tarikat ve cemaatlerin koalisyonuydu… Hatta ilk kabinede herhangi bir tarikat ya da cemaatle bağı olmayan sadece tek bir Bakan vardı!

Zamanla koalisyon çatırdamaya başladı. İktidarın nimetleri, tarikatlar ve cemaatler arası rekabeti artırdı, pastadan daha çok pay alma kavgası ortaya çıkmaya başladı. Öte yandan bu tür bağları olmayan kimi AKP’liler ile AKP’ye Batı adına destek veren liberaller de zamanla Erdoğan merkezli yapıyla ters düşmeye başladılar.

Neticede Erdoğan, zaman içinde güç biriktirdikçe, o gücü koalisyon ortaklarıyla paylaşmamaya başladı ve adım adım tek adamlığa gitti. Ancak her tek adamlıkta olduğu gibi Erdoğan’ın tek adamlığı da aslında bir yalnızlıktı.

Dünyada tek adam olmuş hemen her siyasi liderde görülen hastalıklar Erdoğan’da da başladı: Güvensizlik! Erdoğan‘ın özellikle son dönemde devleti MİT’e bağlama girişimi de, bir polis rejimi inşa ediyor oluşu da, AKP’yi kontrol edebilmek adına cumhurbaşkanlığı katında gölge kabine kurması da bu nedenledir.

Benzerini Abdülhamit de kurmuştu: Jurnalcisini başka jurnalcilerle izlemişti!

AK-REJİM GÜVENLİK SORUNUDUR

Tam bu noktada anımsatalım: Erdoğan, 17-25 Aralık sonrası ortalığa saçılan dinlemelerle ilgili olarak birara sık sık “cumhurbaşkanımızı da (Gül) dinlemişler” diyordu. Ancak l’ün tapeleri hiç ortaya çıkmadı. Hatta bu durum, Erdoğan‘ın Gül‘e şantajı diye de yorumlandı.

Önceki gün F Tipi’nin dinleme üssüne yapılan baskında Erdoğan dahil pek çok yetkilinin dinlendiği kesinlik kazandı. Ama dinlenenler arasında Gül‘ün adı yoktu! Peki Erdoğan o süreçte Gül’ün dinlendiğini nereden çıkarmıştı?

1) Aslında kaset yoktu ve Erdoğan var diyerek o süreçte Gül‘ü tarafsızlaştırmak istemişti.

2) Aslında bir kaset vardı ancak bu kasetin rejisörü diğerlerinden farklı olarak F Tipi yapı değildi!

Elbette yanıtı bir gün ortaya çıkacaktır, zira bu konu sadece Gül‘ü değil, hepimizi ilgilendirmektedir. Şundan:

AKP Hükümeti bir yıldır F Tipi yapının üzerine giderken çeşitli kasetleri, dinlemeleri ve tapeleri bulmaktadır. Hatta 360 bin kişiyi kapsayan türden bu dinlemelerin varlığı, bazı isimler açıklanarak gazetelere de yansımıştır.

Peki ya sonra? Yani AKP Hükümeti kanuna uygun olarak tek tek o 360 bin kişiyi haberdar etti mi? Suç unsuru taşımayan o kasetleri, o tapeleri imha etti mi?

Yoksa tıpkı daha önce siyasi hedeflerini tasfiyede kullandığı gibi yine o kasetleri kendi çıkarı için kullanmak üzere arşivliyor mu?

Asıl mesele buradadır ve birbirlerini kolayca “ihanet şebekesi” kurmakla suçlayan AKP’lilerin varlığı işte bu noktada hayatımız için bir güvenlik sorunu yaratmaktadır!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
22 Ocak 2015

  1. #1 by Mesut Coşgel on 23/01/2015 - 19:22

    .Ş.Tayyar’ı ben de izledim ve söylediklerini dehşetle izledim . AKP li milletvekillerinin (Sadece 48 i değil ; diğerleri de dahil) bundan sonra ne yapacaklarını merak ediyorum . Asıl önemlisi eğer rejisör F Tipi değil ise (Her ne kadar cevap yazının içinde var ise de ) kim ?
    AKP nin giderek hırçınlaştığı , aynı oranda zayıfladığı ve sona yaklaştığı süreci telaşa kapılarak ve de hatalarını çoğaltarak hızlandırdığı bu dönemde araştırıcı gazeteciliğin önemi daha da arttı . Elde edilecek her belge artık geciktirilmeden yayınlanmalı ve mücadele yükseltilmeli , güçlendirilmelidir .
    Sevgi ve saygılarımı sunar , başarılar dilerim

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: