Erdoğan ne zaman uçağa binse, önce yere ilginç bir açıklaması iniyor. Afrika dönüşü de böyle oldu.
Görevi başındakilerin kendisini cemaat yapılanması konusunda uyarmadığını iddia eden Erdoğan, 10 bin kilometre yükseklikte şunları söyledi: “Biz aslında iyi niyetmizin kurbanı olduk, bunu açıkça söylemek lazım. Biliyorsunuz, herkes ya emekli olduktan sonra yazmaya başlıyor böyle şeyleri, görevde değilken söylüyor. Ama görevi başındayken söylemiyor. Bunu yazıp çizenler de, söyleyenler de kalkıp da bunları bize iletmediler, bizimle paylaşmadılar. Paylaşmadıkları için birçok konuyu geç anlamış durumdayız. Şurada iki, iki buçuk yıl, yani MİT Müsteşarı’na malum operasyon yapıldığından itibaren bu işi anlamış durumdayız.” (Vatan, 27 Ocak 2015)
İnsan bazen gerçekten hayret ediyor!
BAŞBUĞ ERDOĞAN’A LİSTE VERDİ
Açıkça belirtelim: Erdoğan doğruyu söylemiyor. Zira hem bu yapılanmayla zaten ortaktı ama hem de görevi başındakiler gerekli uyarıları yapmıştı:
1) Örneğin terörist diye Silivri zindanlarına atılan E. Genelkurmay Başkanı Em. Org. İlker Başbuğ şöyle demişti: “Bu polislerle ilgili bir liste verdik. Bu listenin başında Ali Fuat Yılmazer vardı. Başbakan aldı, ilgileneceğini söyledi. Sonuç alamadık, gelişme olmadı.” (Hürriyet, 25 Temmuz 2014)
Peki bugün “beni kimse uyarmadı” diyen Erdoğan, bu açıklamasından dolayı Başbuğ‘u yalanlamış mıydı? Hayır, tersine şu sözlerle doğrulamıştı: “İlker Paşa’nın görevde olduğu sürede bana söylediği bir sözü vardı. O da şuydu, ‘bugün bize yarın size’ demişti. Toplamalar malum başlamıştı. Ve hakikaten dediği oldu.” (Yeni Şafak, 28 Temmuz 2014)
Hani görevi başındakiler kendisini hiç uyarmamıştı?
2) Başbuğ, en can alıcı kısmını Kaynak Yayınları’ndan yeni çıkan “Nasıl Bir Türkiye” isimli kitabına da almış: 14 Nisan 2009 günü Harp Akademileri yıllık değerlendirme toplantısında açık açık cemaat yapılanmasının TSK ve devleti hedef alan faaliyetler içinde olduğu konusunda uyarmıştır.
Peki Erdoğan bu konuşmadan habersiz midir? Cemaat ortağı olmasa, TSK’ye karşı faaliyet içindeki bu yapılanmayı sormaz mı her hafta başbaşa görüştüğü Başbuğ‘a?
AVCI KİTAPLA, UZUN RAPORLA ANLATTI
3) Emniyet içindeki cemaat yapılanmasıyla ilgili onlarca rapor var. Hadi raporları geçtik. Emniyet Müdürü Hanefi Avı‘nın görevi başındayken bu konuda yazdığı oldukça kapsamlı bir kitap var!
Üstelik Avcı o kitap nedeniyle kumpasa uğradı ve “solculuktan” tutuklandı! “Herkes ya emekli olduktan sonra yazmaya başlıyor böyle şeyleri, görevde değilken söylüyor” diyen Erdoğan bu kitabı duymamış mıydı hiç?
4) E. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun kaç kez üstlerini bu yapılanma hakkında bilgilendirdi? Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “İn” isimli kitabında var hepsi.
Uzun, bu yapılanmanın Genelkurmay Başkanlığı öncesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt‘ı nasıl hedef aldığını madde madde 27 Şubat 2006 tarihinde yetkili makamlara bildirmedi mi?
Uzun, 10 Nisan 2013’te TBMM Yasadışı Dinlemeleri İnceleme Komisyonu’na anlatmadı mı bu yapılanmayı? (Oysa bu olaydan çok değil bir ay sonra, Erdoğan ABD’ye gitti ve “bir emirleri var mı” diye sorması için Bülent Arınç‘ı Fethullah Gülen‘e gönderdi!)
Öte yandan 2010 yılında MİT İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne gönderilen uzun mektup, emniyet ve yargı içerisindeki cemaat yapılanmasını yeterince somut anlatmıyor mu?
5) F Tipi polisler, 2008 yılında ABD Büyükelçiliği’ne Ergenekon konusunda brifing vermedi mi? Bu ortaya çıkınca İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal “böyle bir görevlendirme yok” demedi mi?
Görevlendirme yoksa, açık ki izinsizdirler. Peki neden görevden alınmadılar ve nasıl terfiler alıp 2008-2013 yılları arasındaki tertipleri yapabildiler?
6) Ve en kapsamlısını Nusret Senem yazdı: “Devletin Fethullah Arşivi.” Kaynak Yayınları’nın daha AKP-Cemaat ortaklığı günlerinde bastığı 6 ciltten oluşan bu kitaplar Genelkurmay’ın, Jandarma’nın, Emniyet’in Gülen dosyalarını içeriyor!
ERDOĞAN’IN HABERİ VARDI, ORTAKTI!
Erdoğan‘ı kimse uyarmadı da, Erdoğan 12 yıl boyunca bir cemaat yapılanmasını bilmiyordu da, AKP Milletvekili Şamil Tayyar nasıl olup da “Emniyet’i cemaate bağladık” diyebiliyordu? Nasıl olup da Erdoğan “ne istediniz de vermedik” diye yakınıyordu çatışmanın daha ilk günlerinde?
Bu ülkede 12 yıl boyunca başbakanlık yapmış birinin “cemaat yapılanmasından haberim yoktu” demesini niteleyecek sözcük yok! Zira değil şimdi, o günlerde bile, sokaktan 10 kişiyi çevirseniz, 9’u hiç duraksamadan cemaatin emniyet ve yargıyı ele geçirdiğini somut söylerdi!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
31 Ocak 2015