AB: Putin SSCB peşinde

ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi, Washington’da “Doğu Avrupa Trans-Atlantik Dostluğu” başlıklı bir konferans düzenledi. Konseyin amacı ABD’li diplomatlarla, AB ve özellikle Doğu Avrupa temsilcilerini bir araya getirmek ve Ukrayna merkezli Batı-Rusya sorununa eğilmekti.

Toplantıda neler konuşulduğuna geleceğiz ama önce Batı ile Rusya arasındaki sorunlara ve ne aşamada olduğuna bakalım:

ÜÇ CEPHEDE SAVAŞ

Batı ile Rusya, daha doğrusu ABD ile Rusya arasındaki sorun şuanda üç cephede sürüyor:

1) ABD Suriye’ye hamle yaptı ama karşısında Şam rejimi ve İran’la birlikte Rusya’yu buldu! Üstelik Rusya, ABD’nin dört yıldır sürdürdüğü ısrara rağmen bu cephede hiç geri adım atmadı.

Hatta tersine Moskova gün geçtikçe inisiyatifi eline aldı. Cenevre-1 ve Cenevre-2 ile ABD’yi silahsız çözüme zorlayan Putin, son olarak Moskova konferansında Esad yönetimi ile muhalifleri aynı masaya oturttu.

2) ABD Ukrayna’da hamle yaptı. Ukrayna Batı kampına eklemlenecek ve Rusya sınırlarına hapsolacaktı.

Ancak tersi oldu: Putin hamle yaptı ve Ukrayna’nın en önemli parçasını kopardı. Batı artık Ukrayna’yı ne AB’ye ne de NATO’ya almaya cesaret edebiliyor. Üstelik Ukrayna artık bir de Rusya’nın enerji baskısıyla sıkışmış durumda.

3) İki cephede de Rusya’yı aşamayan ABD, ekonomi kartını da masaya sürdü. Rusya’ya karşı yaptırım başlatan ve Suudi Arabistan’la birlikte petrol piyatlarını düşüren ABD, Rusya’nın geri adım atmasını bekledi.

Tamam Riyad’ın Tahran’ı ve Washington’un Moskova’yı hedef alan bu hamlesi iki ülkeyi oldukça zorladı, ekonomisine ciddi kayıplar verdirdi ancak istenilen sonucu getirmedi. Zira Rusya ve İran siyasi cephelerde geri adım atmadı.

Üstelik Rusya son olarak AB’yi sıkıntıya sokan “Türk Akımı” hamlesi ile karşı atağa geçti.

ABD-AB İLİŞKİSİ KÖTÜ ETKİLENDİ

Bu tablo, AB ile ABD’yi de karşı karşıya getirdi. AB’nin en önemli ülkeleri, ABD’nin Rusya’ya yaptırım hamlesine itiraz etmeye başladı. Zira yaptırımlar, Rusya kadar kendilerini de vuruyordu!

Almanya, Fransa ve İtalya’nın somut itirazları, Batı kampında önemli gedikler açtı.

İşte Atlantik Konseyi’nin “Doğu Avrupa Trans-Atlantik Dostluğu” konferansı, Washington’un bu kaygıları nedeniyle yapılıyordu. Ve asıl önemlisi Obama’yı Rusya’ya karşı daha da zorlamak için…

Peki konferans nasıl geçti?

Ayrıntılara geçmeden hemen berlitelim: ABD aradığını bulamadı. AB temsilcileri ABD’nin Rusya’ya karşı zayıf kaldığını, durumun kendilerini zora soktuğunu belirttiler. Ve ne yapılabileceği konusunda somut bir çözüm geliştiremediler.

ÇİN-RUSYA ORTAKLIĞI ABD’NİN KABUSU

Örneğin geçen ay AB Başkanlığı’nı devralan Letonya Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics şöyle diyordu: “Moskova’da bazı güçler, 1913’teki Rusya İmparatorluğu veya Sovyetleri Birliği gibi imparatorluk tarzı bir şeyin tekrar inşa edilmesinin hayallerini kuruyor.” (euronews.com, 31 Ocak 2015)

Diğer bazı AB temsilcileri de Batı’nın Rusya’ya karşı tepkisinin zayıf kaldığından şikayet ediyordu. Hatta ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi John Herbst, Obama yönetiminden yakınıyordu: “Putin‘in revizyonizm probleminin bugün dünyada ulusal güvenliğin en büyük tehdidi olduğunun ABD tarafından henüz anlaşılmadığına inanıyorum. Yönetim bir ikincil problemmiş gibi yaklaşıyor.”

Aslında bu tablo Batı’nın Rusya karşısında güçlü bir ele sahip olmadığını gösteriyordu; Moskova’ya geri adım attıracak kadar ileri gidilemediğini resmediyordu!

Ve daha önemlisi, Rusya Dışileri Bakanı Sergey Lavrov’un “önceliğimiz Rusya’nın yüzünü Pasifik’e döndürmek” sözleriyle özetlediği yeni Rus stratejisinin merkezindeki “Pekin-Moskova büyük ittifakı”na karşı Batı’nın çaresizliğini ortaya koyuyordu!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Şubat 2015

  1. Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: