Türk Ordusu AKP Hükümeti’nin Suriye’de güvenli bölge inşa etme direktifine direnmeyi sürdürüyor. Peki neden? Asker “Amerikan koridorunu” engellemek istemiyor mu? Elbette istiyor ama şu 9 endişe nedeniyle hükümet direktifine direniyor:
TAMPON TAMPON İÇİN Mİ, KORİDOR İÇİN Mİ?
1) Henüz hükümet belli değil. Asker böylesi önemli bir direktifin, sorumluluklar açısından, yeni kurulacak olan hükümet tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyor.
2) Bir ay sonraki Ağustos şurasında yüksek komuta heyeti büyük oranda değişecek. Bu önemde bir askeri harekatın yeni komutanlarca ele alınması gerektiği birincisi işin teknik boyutu nedeniyle, ikincisi de bazı siyasal hesaplar nedeniyle düşünülüyor.
O siyasla hesap ise şu: Erdoğan, bir ay sonra yapılacak Yüksek Askeri Şura’ya mevcut AKP Hükümeti’yle gidilmesini istiyor ve bu nedenle koalisyon görüşmelerinin uzamasını, o tarihe kadar bir hükümet kurulmamasını istiyor. Asker ise YAŞ’ın bu boyutta “siyasallaştırılmasını” doğru bulmuyor.
3) Askerin önünde şu hayati soru duruyor: Tampon koridoru önlemek için mi, tampon tampon için mi? Zira asker çok iyi biliyor ki, AKP Hükümeti tam bir yıldır tampon bölge için bastırıyor ve inşa edilebilmesi için fırsatlar arıyor. (Ürdün’ün AKP’yle eş zamanlı Suriye’nin güneyinde tampon bölge hazırlığına soyunması, ilerisi için büyük endişe yaratıyor.)
Abdülkadir Selvi‘nin Suriye’de kurulmak istenen tamponu doğrudan Irak’taki 36. paralel çekme olayına benzetmesi, AKP’nin konuya bakışını özetliyor! (Yeni Şafak, 1 Temmuz 2015)
Öte yandan kurulacak tampon ya da güvenli bölge üzerinde ısrarla uçuş yasak bölge istenmesi, asıl hedefin hâlâ Esad olduğu gerçeğini gösteriyor. Güvenli bölgede ÖSO hakimiyetinin düşünülmesi ve Eğit-Donat programlarının oraya taşınması düşüncesi, tamponun hedefini bulanıklaştırıyor!
ERKEN SEÇİME ALET EDİLME RAHATSIZLIĞI
4) Asker, mevcut Kürt koridoru sorununun AKP Hükümeti’nin Suriye’ye uyguladığı 5 yıllık düşmanlık politikası nedeniyle ortaya çıktığını biliyor ve bu nedenle hükümete güvenmiyor!
En son Erdoğan‘ın Riyad ziyaretiyle ortaya çıkan Türkiye-Suudi Arabistan işbirliğinin yarattığı sonuçlar orduyu rahatsız ediyor. Nedir o sonuçlar? Türk topraklarında “ortak operasyon merkezi” kurulması, Esad karşıtı muhaliflerin El Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra’nın önderliğinde Fetih Ordusu adı altında birleştirilmesi, Şam yönetiminin kuzeye doğru yaptığı stratejik taarruzu İdlip operasyonuyla durdurması…
Son iki ayda yaşanan bu gelişmeler, Kürt koridorunun mimarlığı diye değerlendiriliyor!
5) Erdoğan‘ın tek başına iktidar olamayan AKP’ye bir erken seçimle 276 milletvekili kazandırma hedefi peşinde olduğu ve buna askeri alet etmeye çalıştığı tezleri Ankara’da gün geçtikçe daha çok konuşuluyor. Asker erken seçime alet edilme olasılığından büyük rahatsızlık duyuyor. Kimi eski yüksek komutanların basına yansıyan açıklamaları, bu rahatsızlığın bir ifadesi olarak değerlendiriliyor.
AKP’NİN ESAD DÜŞMANLIĞI SÜRÜYOR
6) Asker, Ankara’nın Şam karşıtı politikasının sürdüğünü görüyor. Gerek Ahmet Davutoğlu‘nun gerekse Recep Tayyip Erdoğan‘ın ve sözcüsü İbrahim Kalın‘ın doğrudan Şam yönetimini hedef alan açıklamaları, müdahalenin politik hedefi açısından sorunlu bulunuyor. Asker bu nedenle “Şam’la anlaş” uyarısı yapıyor ve Dışişleri’nin bu nedenle Rusya ve İran’la doğrudan temasa geçmesi gerektiğini savunuyor.
7) Asker, AKP’nin ABD’ye “beraber tampon kurma önerileri” götürdüğü şartlarda, Amerikan koridorunun yıkılamayacağını düşünüyor. Harekat planlamasının, ABD’yle kurulmuş “ortak operasyon merkezlerinin” işlevsizleştirilmesi, İncirlik’in kullanımının daraltılması, Eğit-Donat programının kaldırılması hatta Esad‘a karşı kurulan patriotlardan vazgeçilmesi gibi pratik “caydırı” adımlarla birlikte ele alınması gerektiği düşünülüyor.
8) Politik hedef koridorun engellenmesiyse, asker bunun yolunun askeri harekattan önce sınırların kapatılmasından, angajman kurallarının kaldırılmasından, ABD ve Suudi Arabistan’la yapılan Suriye karşıtı işbirliğinin bitirilmesinden geçtiğini düşünüyor. Zira koridor pratikte Suriye’nin kuzeyinde bir otorite boşluğu yaratılmasından ve Esad‘ın o bölgeye egemen olmasının engellenmesinden doğuyor!
9) Tüm bunlardan daha önemlisi, Kürt koridorunun ağırlığının, yani PKK’nin asıl Türkiye’de bulunduğu gerçeğidir. Askere göre koridora müdahale, pratikte PKK’ye karşı mevzilenilmeye bağlıdır!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
2 Temmuz 2015