Erdoğan‘ın son Dolmabahçe açıklaması da yine “mutabakatın reddi” diye yorumlandı.
Oysa Erdoğan ilkinde olduğu gibi ikincisinde de öze değil, biçime itiraaz ediyor; birincisinde verilen poza, ikincisinde de “mutabakat” ifadesine karşı çıkıyor!
İTİRAZIN ESASI NE?
28 Şubat günü AKP ile HDP Açılım’da vardıkları mutabakatı Dolmabahçe Sarayı’nda kamuoyuna ilan etmişti. Aslında mutabakata varan da Erdoğan ile Öcalan‘dı.
Açılım’ın en sıkıntılı olduğu dönemeçte sürece sıçrama yaratan bu girişimle, müzakereler yeniden rayına oturtulmuştu.
Ancak yaklaşık bir ay sonra Erdoğan Dolmabahçe mutabakatı konusunda bir çıkış yaptı. O çıkış mutabakatın reddi olarak yorumlandı. Oysa Erdoğan hükümet üyeleri ile HDP milletvekillerinin yan yana verdiği poza itiraz ediyordu.
Zira seçime gidiliyordu ve Erdoğan‘ın AKP’nin düşen oylarına fren yaptırabilmesi için milliyetçi oylara seslenmesi gerekiyordu.
Erdoğan‘ın son açıklaması da yine mutabaktın reddi olarak yorumlanıyor. Oysa Erdoğan yine öze değil, bu kez “mutabakat” ifadesine karşı çıkıyor; hükümet ile HDP’nin “mutabakat” yapamayacağını belirtiyor.
ERKEN SEÇİM İŞARETİ
Dolmabahçe mutabakatı Erdoğan ile Öcalan arasında varılan bir anlaşma olduğu için özüne itiraz edilememesi normaldir.
Nitekim dün Can Dündar yalanlanmayan hatta kısmen doğrulanan bazı ayrıntıları kamuoyu ile paylaştı (Cumhuriyet, 19 Temmuz 2015).
Erdoğan Dolmabahçe mutabakatının pozunun verildiği ve mutabakat metninin okunduğu gün, sürecin tam ortasındaydı; metindeki pürüzlerin giderilmesinden nasıl oturulacağına kadar ortaya çıkan her sorunda Erdoğan “çözücü” rol alıyordu!
O zaman bu çıkışın anlamı ne?
İlkini seçim yatırımı olarak yorumlamıştık, ikincisini de Erdoğan’ın “erken seçim” sinyali olarak değerlendiriyoruz!
Açık ki Erdoğan “yolsuzluk iddiaları” nedeniyle koalisyonu büyük risk görüyor ve erken seçimi tercih ediyor. Erdoğan koalisyon kurulamaması görüntüsü ve barajı yüzde 7’ye düşürme hamlesiyle AKP’ye bu kez 276 koltuk kazandırabileceğini hesaplıyor.
MESELENİN SURİYE BOYUTU
Kuşkusuz meselenin bir de dış politika boyutu var: AKP Hükümeti ile ABD’nin İncirlik mutabakatına varmasının mutlaka iç politikaya da yansıması olacaktır.
Washington’un Ankara’yı IŞİD’i esas alarak PYD karşıtlığı rotasından çıkarmaya çalışması ve bunda önemli bir ilerleme sağlaması, içeride de yeni bir durum yaratacaktır.
Burada önemli olan şudur: Açılım mevcut rotada ilerleyebileceği kadar ilerledi, artık o rotada yol yok; ancak Açılım’a yeni bir yön verilerek süreç ilerletilebilir.
İşte Erdoğan‘ın bu kez “mutabakat” ifadesine itiraz ettiği açıklamasındaki bir detay, o yeni yöne işaret ediyor.
Hükümet ile HDP’nin mutabakata varamayacağını belirten Erdoğan, parlamentonun mutabakat yapabileceğini, bunun da ortaya Türkiye mutabakatı çıkaracağını savunuyor!
Yani Erdoğan aslında Dolmabahçe mutabakatını Türkiye mutabakatına götürecek yolu açmaya çalışıyor!
Böylece yasadışı Dolmabahçe mutabakatına TBMM eliyle “hukuk” giydirilmek isteniyor!
Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
20 Temmuz 2015