AKP Hükümeti ısrarla Suriye’de güvenli bölge istiyor. O kadar istiyor ki, hem Eğit-Donat pazarlığı boyunca, hem de 10 ay önce başlayan ve geçen ay sonuçlanan İncirlik Mutabakatı pazarlığı boyunca, masaya hep şart olarak güvenli bölgeyi getirdi.
Sadece şimdi mi? Sadece son 1 yıldır mı? Aslında Erdoğan-Davutoğlu ikilisi önlerine Esad’ı yıkma hedefi koydukları günden bu yana, yani yam 5 yıldır Suriye’de güvenli bölge peşindedir.
Çünkü Suriye’de güvenli bölge, pratikte Suriye’nin parçalanmasıdır ve Erdoğanlar da o parçalardan biri ve en büyüğünü Müslüman Kardeşler için istemektedir. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim‘in şu sözleri oldukça aydınlatıcıdır: “Biz, Davutoğlu’nun tıpkı Mısır’da olduğu gibi Müslüman Kardeşler’in iktidara alınmasına dair isteğini reddettik. Tük hükümeti o günden bu yana bize düşmanlık ediyor.”
AKP VE TSK’NİN GEREKÇELERİ
Peki bir kaç gün önce Pentagon’la teknik müzakereleri tamamlayan Genelkurmay Suriye’de güvenli bölge istiyor mu? İstemediğine dair bir duyum almadık.
Hatta karargâha kulağı çok açık olan gazetecilere göre Genelkurmay İncirlik Mutabakatı konusunda AKP’den daha hevesliydi ve 9 ay sürüncemede kalan İncirlik pazarlığının sonuçlanması için bastırmıştı.
Kuşkusuz bu hevesliliğe “Suriye’de güvenli bölge inşa edilerek Kürt koirdoru önlenebilir” düşüncesi gerekçe olmuş olabilir.
TSK’nin bu gerekçesi ile AKP’nin daha ortada koridor tehlikesi yokken güvenli bölge istemesine neden olan asıl gerekçesi çakışmış olabilir.
Öyle ya da böyle, sonuçta Ankara artık Suriye’de güvenli bölge hedefine kilitlenmiş durumda.
ABD ise “kara gücü” gerektireceği ve Rusya’yla doğrudan karşı karşıya getireceği için güvenli bölgeye “çok sıcak” bakmıyor. Ama İncirlik Mutabakatı’nı uygulayabilmek için de bunu tümden reddetmiyor. Bu nedenle mesele kimi ayrıntılar üzerinden uzatılıyor, zamana yayılıyor.
ESAD: GÜVENLİ BÖLGE HAYAL
Hem Suriye, hem de İran ve Rusya İncirlik Mutabakatı’na kadar gerçekçi görmeği için AKP’nin güvenli bölge planını ciddiye almadı ve yüksek sesle tepki göstermedi.
Ancak İncirlik Mutabakatı ile bunun bir ölçüde ciddiyet kazanması, IŞİD’den arındırılacak bölge adı altında harekete geçilebileceği riski nedeniyle üç ülke de güvenli bölgeye açıktan karşı çıktı.
Son olarak bir kaç gün önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad tepki gösterdi: “Güvenli bölge planı, Erdoğan ve Davutoğlu’nun, önceki hayallerinin çöküşünün ardından yaptıkları son hayaldir.”
GÜVENLİ BÖLGE KORİDORU ÖNLER Mİ?
TSK’nin “Suriye’de güvenli bölge inşa edilerek Kürt koirdoru önlenebilir” gerekçesine sahip olduğu ihtimali, AKP’nin Suriye’de güvenli bölge kurma planına maalesef bir meşruiyet kazandırıyor. Güvenli bölgenin Kürt koridorunu önlemenin tek yolu olduğu savunuluyor, şöyle dile getiriliyor: “Güvenli bölgeye gireriz ve orada PYD’nin egemen olmasına izin vermeyiz.”
Peki ne kadar süreyle? Bu “ihtimal” ne kadar uygulanabilir? En sonunda oradan çekildiğinizde o güvenli bögeye kim egemen olacaktır? Toplamı ancak 300 bin olan Suriye Türkmeni mi? Geçiniz.
Irak’taki 15 yıllık deneyime de ısrarla dikkat çekerek şunu söylüyoruz: “Güvenli bölge koridoru önlemez, koridora hizmet eder.”
Şu iki temel nedenle:
1) Suriye’de güvenli bölge inşa etmek, Şam’ın egemenliğinin dışında bir egemenlik kurmak demektir. Bu Suriye’yi parçalar. Parçalanmış Suriye’de birden çok koridor ortaya çıkar.
2) ABD ile işbirliği yaparak koridor önlenmez, koridora bekçilik yapılır. Dün Irak’ta Barzani koridoruna kalkan olan İncirlik, bugün Suriye’de Salih Müslim kordioruna kalkan olacaktır.
KORİDORU ŞAM EGEMENLİĞİ ÖNLER
Mesele Suriye’nin kuzeyinde Kürt koridoru inşa edilmesini engellemekse, yolu çok açık ve sadedir. Öyle güvenli bölge inşa etmeye, silah kullanmaya, bölgeyi kendimize düşman etmeye hiç gerek yoktur.
Sınırdan Suriye’ye terör ihracını durdurursunuz, Esad‘ı Halep’in altına sıkıştıran Fetih Ordusu gibi kuvvetlere desteği kesersiniz, İncirlik’ten ABD uçağının kalkıp Suriye’yi vurmasına izin vermezsiniz, Suriye hava kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinde uçmasını engelleyen angajman kurallarını kaldırırsınız…
Böylece Şam ülkesinin kuzeyine egemen olur ve koridor diye bir şey kalmaz. Üstelik Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim birkaç kez bu yöntemle meselenin 3 ayda çözüleceğini de belirtti.
Mesele basittir: Koridor ABD’yle değil, Şam’la işbirliği yaparak önlenir!
Bu kolaylıktaki işleri yapmayıp, ille de Suriye topraklarında güvenli bölge kurmak istemek, “koridor önlemeye” değil, başka hedeflere işaret etmektedir!
Mehmet Ali Güller
28 Ağustos 2015