Türk dış politikasının en önemli iki sorunu, Doğu Akdeniz’deki enerji savaşı ve Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan Koridoru inşasıdır.
Türkiye bu iki soruna “doğru çözümü” bulamamaktadır. Neden?
Çünkü dış politika uygulayıcıları, çözüm aradıkları sorunun aynı zamanda kaynağıdır da ondan…
Açıklayalım:
Jeoekonomik ve jeopolitik sorun
Bugün Doğu Akdeniz’de ne oluyor, kısaca anlatalım: 2000’lerin başında Doğu Akdeniz’de doğalgaz olacağı öngörüldü. 2009’da İsrail’in Tamar ve Leviathan bölgeleriyle GKRY’nin Afrodit bölgesinde gaz bulundu.
ABD ve AB, bu gazın Avrupa’ya taşınmasını istiyor, zira böylece Avrupa’nın Rusya’ya gaz bağımlılığı bir ölçüde kırılmış olacak.
Bu gazın nereden Avrupa’ya ulaştırılacağı ise önemli bir sorun.
a) Ekonomik yol, Türkiye’ye denizden boru hattıyla, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması.
b) Diğer yol ise denizden Girit’e, oradan da Avrupa’ya taşınması. Tabii 3 bin km’lik boru hattının maliyetinin 10 milyar avro olması ve Girit sonrası deniz tabanındaki jeolojik zorluklar, bu East-Med boru hattını ekonomik olmaktan çıkarıyor.
Fakat İsrail ve GKRY, bu jeoekonomi problemini, Türkiye’yi siyaseten sıkıştırmak için aynı zamanda jeopolitik bir probleme dönüştürmüş durumdalar.
ABD-Rusya çarpışması
Aynı şekilde ABD de, Rusya’yı devre dışı bırakabilmek içi konuyu jeopolitik bir problem olarak ele alıyor.
Zira Rusya, Şam yönetiminin davetiyle 2015 yılında Suriye’ye askeri olarak da gelince, aynı zamanda Doğu Akdeniz’in belli bir bölgesine de inmiş oldu. Üstelik üsleri, gemileri ve füze savunma sistemiyle bölgenin belli bir kısmını da rakiplerine kapatmış oldu.
Şimdi ABD, Doğu Akdeniz gaz savaşları içerisinde aynı zamanda Rusya’ya karşı hamle kuruyor.
AKP’nin atmadığı adımlar
Peki AKP hükümeti ne yapıyor? Tamam, bölgeye korvetlerle destekli keşif-sondaj gemileri yollayarak Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyelerine (İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Mısır, Ürdün, Filistin ve İtalya) “beni dışlayamazsınız, Türkiye ve KKTC’nin haklarından vazgeçmem” mesajı veriyor ama yeterli mi? Daha doğrusu salt bu yöntemle sorun çözülür mü?
Örneğin AKP hükümeti, Körfez ülkelerine karşı cansiperane savundukları, asker yolladıkları, Türkiye’de her türlü ticaret kolaylıkları sağladıkları Katar’ın Doğu Akdeniz’de bu ülkelerle işbirliği yapmasını neden engelleyemiyor?
Örneğin AKP hükümeti, Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyesi olmayan Doğu Akdeniz ülkesi Suriye ile bu düzlemde neden bir anlaşma yapmıyor?
Örneğin AKP hükümeti neden hâlâ Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan etmiyor? Konunun uzmanı olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Dr. Tümamiral Cihat Yaycı’nın hazırladığı kitapta “MEB’in tek taraflı ilan edilemeyeceğine ilişkin bir düzenlemenin olmadığı” önemle belirtiliyor.
Nitekim Güney Kıbrıs, 2 Nisan 2004’te tek taraflı MEB ilan etmişti.
İşte başlıkta belirttiğimiz konunun esasına gelmiş bulunuyoruz…
Annan Planı ile başlayan problem
Güney Kıbrıs 2 Nisan 2004’te MEB ilan etti, yani 24 Nisan 2004’ten sadece 22 gün önce.
Peki 24 Nisan 2004’te ne vardı? Annan Planı oylaması, yani Rauf Denktaş’a rağmen AKP hükümetinin desteklediği planın oylanması…
AKP o süreçte Denktaş’ı devre dışı bırakıyor, “o adam bitti” diyor ve ABD ile AB’nin geçmesini istediği Annan Planı’nı destekliyordu.
Rum yönetimi o boşlukta hem planı reddetti, hem 22 gün öncesinde tek taraflı MEB ilan etti, hem de oylamadan 1 hafta sonra AB üyesi oldu!
O gün ABD ve AB talepleri nedeniyle Rauf Denktaş’a rağmen Annan Planı’nı destekleyerek Rumların önünü açan AKP hükümeti, böylece sorunun kaynağı oldu! Bugün aynı soruna doğru çözümü bulması bekleniyor!
Amerikan Koridoru konusundaki tabloyu da ikinci yazımızda inceleyeceğiz…
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
19 Ağustos 2019
#1 by puma on 22/08/2019 - 02:00
MEB ilan edebilmek icin once kendine ait adalari isgalden kurtarmak icin adim atabilmek gerekir.
HDPye cok saldiriyorlar, hakli da olabilirler, ama bunu soyleyenlere: hdpkk yuzunden cok can verdik ama bir karis toprak vermedik, rejimi koruduk, ama akp eliyle hem toprak kaybettik, hem de rejim yikildi, niye diyemiyoruz. o zaman teror destekcisi mi oluyoruz. teroristlerin amacina benzer seyleri akp zaten yapiyor, ve kimse de buna engel olmuyor, itiraz etmiyor.
Perinceke haberturkte soruyorlar, eskiden o bolgede bir bayrak daha olsun diyordunuz bir zamanlar..ne cevap verecek diye cok merak ederken bakiyoruz, evet deyip geciyor, etrafindaki baska sorulari cevapliyor. Reis’i ve Apo’yu su anda devlet tarafinda diye ovuyor, .. o zaman Feto
ya da Pkk rusya hatta turkiye tarafina gecse o zaman onlari da destekleyecek miyiz. Mesela Fetoye Turkiyeye gel, milli guclerle birlik ol, hicbir ceza almayacaksiniz diye mektup yazilir mi: bu mantiga gore o da olur. Diyelim butun jeopolitik cikarlarimizi koruduk, cok zengin olduk, ama icerde yolsuzluk ve fasizm hakim, bu durumdan memnun olacak miyiz. Hatta jeopolitik cikarlar korunsun, ama gecici olarak fakirlesmemiz bu ulkenin daha hayrina.
Yilda milyon tona yakin plastik cop ithal ediyoruz. Bunlari donusum adinda yakiyoruz. Dioksin ureterek havayi suyu topragi zehirliyoruz, hem de kalici olarak. Karbondioksit degil ki bu agaclarla temizlensin. dioksini yaratinca sonsuza kadar kirletir ve cok dusuk bir dozda bile toksik etki yapar. Bir de bunlara para veriyoruzdur, kendi topragimizi zehirleyelim diye. Niye bu hic gundeme gelmez. Cunku Perincek ve Kilicdaroglu da bundan menundurlar. Herkes konuya tek bir acidan baktigi icin biri digerine fasist, digeri de ona terorist diyor, gecinip gidiyorlar boyle. Sol terorist olmus, sag fasist olmus, kazanan hep sag bir azinlik, herkes te bundan memnun. Hdpye oy verenler ne umuyorlar cok merak ediyorum. Sordugumuz zaman soyleyecek duzgun bir laflari yok. Karsi taraf fasist, tamam dogru da sizin ideolojiniz karsi tarafin fasist olmasindan mi ibaret. HDP acilen kapatilmali, sagin elindeki oyuncak ellerinden alinmali. Boylece Chp de belki hdp tabanini kusturmemek icin kivirip durma ihtiyaci duymaz. Akpye simdilik gucumuz yetmez.
Turkiyede siyaset kanserli bir miknatis gibi. Miknatisin kutuplarindan birini koparip atarsak, geri kalan kutup ta yok olur, cunku tek kutuplu miknatis olmaz. (Tamam tam iyi bir benzetme olmadi, miknatis bolununce iki taraf ta miknatis olarak kalir. )
Hdpnin varligi hem boluculuge, hem de sozde karsi kutbu olan gericilige hizmet ediyor.