Irak’ta ABD-İran mücadelesi

ABD’nin Kasım Süleymani suikastıyla ortaya çıkan sorun; Washington ile Tahran’ın Irak’taki “varlık” mücadelesidir: Özetle ABD İran’ı, İran da ABD’yi Irak’tan çıkarmak istiyor.

ABD’nin İran’la ilgili temel hedefi, rejimi yıkmak ve “Batı’yla uyumlu” yani ABD’nin bölge hesaplarına karşı çıkmayan bir rejimin inşa edilmesini sağlamak.

ABD bu ana hedefi gerçekleştirmek için iki alt hedef belirlemiş durumda:

1. İran’ı baskılayarak içeriye hapsetmek.

2. İçeride rejim karşıtı ayaklanma için şartları olgunlaştırmak.

ABD bu iki alt hedef için, iki ayaklı bir strateji geliştirmiş durumda.

Stratejinin birinci ayağı; “İran’ı baskılayarak içeriye hapsetme” hedefi için Tahran’ın Lübnan’daki nüfuzunu, Yemen ve Bahreyn’deki etkisini, Suriye’deki ve Irak’taki varlığını kesmek.

Stratejinin ikinci ayağı; “rejim karşıtı ayaklanma için şartları olgunlaştırma” hedefi için ambargo uygulayarak İran’ın ekonomisini zayıflatmak ve bu zeminde halk ile yönetimi karşı karşıya getirmek.

İran-Suriye bağlantısını kesme hamlesi

ABD, stratejisinin birinci ayağını gerçekleştirebilme şansı bulamadı geride kalan yıllarda. Ve İran’ı, bulunduğu en uzak noktadan başlayarak sınırlarına doğru baskılayamadı bir türlü…

Bir süredir, bu stratejisinin içinde “bağlantı koparma” taktiği için planlama yapıyordu. Örneğin silahlandırdığı PKK’nin Suriye kolu PYD’yi, Irak-Suriye sınırına konuşlandırarak, İran ile Suriye arasındaki bağlantıyı kesmek istiyordu.

Barış Pınarı Harekâtı sonrasında ABD’nin Türkiye ile imzaladığı 17 Ekim mutabakatı, kısmen bu taktik hedefle de ilgiliydi. Türkiye’nin Suriye içerisinde kısa bir derinlikte tampon kurmasına razı olan ABD, o tamponun altındaki bölgede PYD’yi tahkim ederek, İran’a karşı sete dönüştürmeyi hesapladı. Trump’ın Erdoğan ile imzaladığı 17 Ekim mutabakatından bir hafta sonra, 24 Ekim’de yaptığı “Kürtlerin petrol bölgelerine yönelme zamanı gelmiştir” açıklaması, işte o planlamayla ilgiliydi. Trump bir taşla iki kuş vurma peşindeydi.

Kasım Süleymani suikastı ise ABD’nin Irak-Suriye sınırından içeri girerek, doğrudan Irak’ın içinde İran varlığına karşı hamle yapması demekti. Nitekim Washington bu terörist saldırısını “İran’ın kolunu kesmek” şeklinde tanımladı!

ABD’nin Irak’tan çıkarılması gündemde

Ancak ABD’nin hamlesi ters tepti. ABD, İran’ı Irak’tan çıkartmak üzere hamle yapmışken, kendisinin Irak’tan kovulması gündeme geldi: Irak Parlamentosu Amerikan askerlerinin ülkeden çıkarılmasını öngören yasa tasarısını onayladı (5.1.2020).

Trump’ın buna yanıtı ise “emperyalist küstahlığını ve işgalci ahlaksızlığını” resmediyordu: “Eğer ayrılacaksak bize elçilikler için, inşa ettiğimiz yapılar için, yaptığımız yatırım için 35 milyar dolar ödemek zorundasınız. Yoksa biz orada kalacağız” (12.1.2020).

Evet, ABD’nin hamlesi ters tepti. Üstelik Amerika, İran’a karşı Trump’ın arkasında da birleşmiyor! Hatta ABD Temsilciler Meclisi, Trump‘ın İran’a yönelik askeri eylemlerine kısıtlama getiren karar tasarısını bile onayladı (10.1.2020).

Dahası Tahran yönetimi ABD’nin Irak’taki iki üssünü 8 Ocak’ta vurarak, Süleymani suikastına karşı “ölçülü” bir yanıt da verdi.

Aynı saatlerde Ukrayna Havayollarına ait bir yolcu uçağının İran’da düşmesi ve 176 kişinin ölmesi ise vahim bir olaydı…

ABD’nin uçak kazası sevinci!

ABD ve Batı hızla bu olayda İran’ı suçladı. Doğrusu biz de İran’ın Ukrayna uçağı düşürmesinin hiçbir mantığı olmadığı gerçeğine bakarak, Batı’dan gelen bu saldırıyı “komplo” olarak niteledik başta…

Ancak Tahran yönetimi üç gün sonra, uçağın, füze saldırısı olduğu gece, yanlışlıkla vurulduğunu açıkladı ve özür diledi.

Rusya Savunma Bakanlığı uzmanı İgor Korotçenko’nun değerlendirmesinde olduğu gibi, bu kazaya “tehdit seviyesinin yanlış değerlendirilmesi ve zaman yetersizliği” yol açmıştı. İran’ın Irak’taki ABD üslerini vurduğu ve ABD’nin karşı saldırısının beklendiği saatlerde meydana gelen bir “kazaydı” son tahlilde…

Kuşkusuz ABD’ye koz veren bu yanlışın muhasebesi tüm yönleriyle yapılmalı ve 176 insan hayatının hesabı verilmelidir. Tabi bunu ABD stratejisinin ikinci ayağı olan “rejim karşıtı ayaklanma için şartları olgunlaştırma” hedefini beslemeden yapmak gerekir…

1988’de “bilerek” bir İran uçağını düşüren ve 290 sivili katleden ABD, aynı emperyalist utanmazlıkla, İran’ın yanlışlıkla düşürdüğünü kabul ettiği ve özür dilediği bir uçak kazasını, “rejim karşıtı ayaklanmaya” dönüştürebilme peşinde! Trump bu hedefle Farsça tweet bile atıyor!

Fakat nafile! Er geç ABD emperyalizmi bölgemizi terk edecek; ya çekilerek, ya da anladığı şekilde kovularak!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
13 Ocak 20120

  1. #1 by puma on 15/01/2020 - 01:37

    Trump ta cekilme ve ABD uslerini kapatma taraftari; niye cunku yeni finansal duzende ABD bu usleri besleyemeyecek. Eskiden hatta belki simdi bile, bu usler kacakcilik yapmak icin kullaniliyor, ve petro-dolar sisteminin devamini sagliyor/du, ama Trump-Rusya-Cin arasindaki centilmenlik anlasmasina gore gelecekte kacakcilik ve petro-dolar sistemi olmayacak, cunku zorla bu sistemi yasatmak zaten mumkun degil, cunku karsi taraf guclu. O zaman altin-kripto belki bir de karbon’u az kullanma uzerine bir sistem insa edilecek, ya da gecici bir cozum olarak Rusya ve Cin’in Imf-dunya bankasi’ndaki gucu artirilacak. Trump ABDnin yok edilen sanayisini geri getirme, yerli kuzey amerika dolari basma, fed’i ve nato’yu kapatma taraftari. Kendisi o kadar oyle olmasa bile onu basa getiren iyi kesim bu sekilde kartel kuklasi olmayan duzgun bir devlet yaratmaya calisiyorlar.
    ……
    ABD cekilirken Iran’in da cekilmesini istemesi normal. Hatta bunu Rusya da ister.
    Irandaki rejimin yikilmasini iranlilar da istiyorlar, ama yerine gelecek olanin daha kotu olmamasi, kaos yasanmamasi karsiliginda. Iran bu “savas”tan galip ciksa, zenginlesse, rejim guclense, bir daha laiklik iran’a kac yil sonra gelir, belki hic gelmez. Yani belki tam zamani. Ben de Erbakan’a referansla, laiklik tatli tatli gelsin diyorum.
    …..
    Bu yuzden kaos’a meydan vermemek icin hem de zaten gerektigi icin iran laikligi ilan etmelidir.
    Su anda sanirim bunu gerektirecek bir denge yok. Bence Rusya iran’a demeli ki, laikligi ilan edin, guc dengesini de ona gore kurun, yoksa sizi Abd ve israil’e karsi korumam (tabi bu bir blof olacak, cunku korumazsa ABD Rusya sinirina guneyden yerlesebilir).
    …..
    Bu suikasti derin devlet degil de normal devlet yaptiysa gercekten, bence Rusya’dan izin alinmadan yapilmasi zor. Cunku agir sonuclari olabilecek bir saldiriydi. Nukleer bir saldiriya 3 dakikada cevap vermek gerekiyor, bu yuzden yanlis anlamanin bedeli medeniyetin tamamen yok olmasiyla sonuclanabilir. Bu yuzden bence bir ihtimal hala Kasim Suleymani’nin biryerlerde saklanmis olabilir
    (ve bu derin devletten gizleniyor olabilir) ve bunu degerledniren baskalari da var. K.S. devrim surecinde solculari olduren cetelerin icinde olabilir mi diye sormustum, ama guvenilir kaynaklar K.S.nin Rusya ve Cin’de de kahraman olarak goruldugu yonunde, bu yuzden bu zayif bir ihtimal. Ama Rusya’nin da pasif tepki vermesi aslinda oldurulmesine veya saklanmasina onay verdigi gibi yorumlanabilir.
    …………
    Yani bu yaziya tam katilamiyorum. Yani ABDde planlari bu sekilde yapanlar vardir mutlaka, ama ABDnin bir butun olarak bu sekilde davrandigini sanmiyorum. Dunyada artik Rusya-Cin vesayet’i var, ve bu ihmal edilemez. Yanina ABD ordusunu ekle, geriye ne kaldi, anaakim medya, bigpharma, parali teroristler, “burokratik oligarsi”, “faiz lobisi”.., ve bunlar ta o kadar guclu olamazlar.
    …….
    Pek arastirmadim ama Avustralyadaki yanginlar kimin eseri diye merak etmekteyimBence bu da jeoplolitik savasin bir parcasi, ama ne sekilde, ve amac ne. Derin devlet Japonlarin emeklilik paralarindan 1 trilyon calmak icin Fukushima saldirisini yapmisti (biz de deprem saniyoruz). Bata bir rus denizaltisindan caldiklari soylenen bir nukleer silahi deniz tabanina yerlestirmisler ve patlatmislar, inandirici olsun diye de haarp ile tsunami yaratmislardir. ilk seferde itiraz eden kukla japonya ikinci sefer pes dedi… demek ki kartel istedigi gibi para basamiyor diye de yorumlanabilir bu durum, ya da japonyayi kolelestirmek icin parasini calmak. peki japonya calinan paranin yerine yenisini basamaz mi: galiba para basma tekeli kartel’de (?) . Finansal sistemi duzgun bir sekilde anlatan bir kaynak bilmiyorum, belki merak edenler Korkut Boratav gibilere sorup ogrenmeli (yoksa onlar da bilmiyor olabilir mi). O kadar da zor bir sistem olmasa gerek. Bunu bilirsek, verileri beynimize yukleyip kendi simulasyonlarimizi yapabiliriz. Ama buyuk resimde, cok bilmeden de, anlayabiliriz ki, Rusya ve Cin guclendikleri ve ortak olduklari icin, batinin artik istedigi kadar para basip istedigini satin aldigi bir dunyaya izin vermeyecegini tahmin edebiliriz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: