İdlib, sürekli ötelenen bir “düğüm” sorunuydu.
İdlib’le ilgili Soçi Mutabakatı 17 Eylül 2018’de imzalandı: 5. maddeye göre radikal terörist gruplar 15 Ekim 2018’e kadar; 6. maddeye göre ise çatışan taraflara ait ağır silahlar 10 Ekim 2018’e kadar “silahsızlandırma bölgesinden” çıkarılacaktı.
Yani aslında mutabakat daha 16 Ekim 2018’de boşa düşmüştü. Ancak belirttiğimiz gibi İdlib, ötelenen bir “düğüm” sorunuydu. Düğümün yanlış çözülmesi, tüm dengeleri alt üst edebilirdi. Moskova Ankara’yı Washington’a itmemek için düğümü çözmeyi zamana bırakıyordu. Ara ara Suriye ordusuna operasyon için yeşil ışık yakıyor ancak Ankara’nın ateşkes çağrısına kayıtsız kalmayıp, meseleyi uzun vadeye bırakmayı sürdürüyordu. Ankara da aslında zamana oynuyordu; Afrin’de tutunabilmek için İdlib düğümünü çözmek/kestirip atmak istemiyordu.
Ve ABD, gelişmekte olan Türk-Rus stratejik ilişkisinin zayıf karnı olarak gördüğü İdlib düğümünün yanlış çözülmesinin pususunda bekliyordu hep…
Wolters’ın çantasında ne vardı?
30 Ocak 2020 günü ABD’nin Avrupa’daki en üst düzey komutanı olan Org. Tod Wolters Türkiye’ye geldi.
ABD’nin Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Org. Wolters’ın ziyaretinden önce gündeminin Suriye ve İdlib olduğu açıklandı. Başka ayrıntı yoktu.
Org. Wolters Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Güler ile görüştü. Ancak bu görüşmelerle ilgili her iki taraftan da doyurucu bir açıklama yapılmadı.
Ne konuşuldu? İdlib konusu ABD’yi neden ilgilendiriyordu? ABD bir şey mi önerdi? Türkiye ne dedi? Bilinmiyor…
ABD taziye sırasının başında
3 Şubat 2020 sabahının ilk saatlerinde Türkiye’yi yasa boğan şehit haberi geldi…
TSK, 28 Ocak’tan itibaren İdlib’e askeri sevkiyat başlatmıştı. 3 Şubat günü boyunca bu sevkiyatlarla ilgili Rusya’ya haber verilip verilmediği polemik konusu oldu. Her iki başkentten de karşılıklı suçlama geldi.
Pusuda bekleyen ABD ise bu süreçte taziye sırasının en önüne koştu. “Esad rejimi, Rusya ve İran’ın İdlib halkına saldırısını” kınayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus “Müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız” dedi.
Sözcünün ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da mesaj verdi: “ABD, Türkiye’nin İdlib’de kendini savunan eylemlerini destekliyor.”
Pentagon’un Wolters’a verdiği görev
Akar ve Güler’le ne konuştuğunu bilmiyoruz ama Wolters’ın üç ay önce Türkiye’yle ilgili çok önemli açıklamalar yaptığını biliyoruz.
Wolters, Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan sorunları “küçük anlaşmazlıklar” diye niteleyerek, yağsa bile altında yürümek zorunda olduğu yağmura benzetiyor ve şöyle diyordu: “Biz bir aileyiz. Bir ailede kardeşler, anne ve babalar arasında da anlaşmazlıklar olur.”
“Türk mevkidaşlarının kendilerine hep silah arkadaşı gibi muamele ettiğini, hatta kan bağı varmış gibi davrandığını” anlatan Org. Wolters görevini ise şöyle açıklıyordu: “Ben, Savunma Bakanı (Mark Esper) ve Başkan (Donald Trump) tarafından hem NATO Komutanı hem de ABD’nin Avrupa Komutanı olarak bu güçlü ilişkiyi devam ettirmek için elimden geleni yapmakla görevlendirildim.”
Wolters bu görevi nasıl yapacağının ipuçlarını da veriyordu: Örneğin ABD ile Türkiye’nin Akçakale’de kurduğu Müşterek Harekât Merkezi etkili şekilde çalıştırılacaktı!
SADAT’ın İdlib’deki rolü
İki konuyu anımsatarak bitirelim:
Birincisi, saraya fikir üreten SETA, 3 Şubat’tan önce ABD ve AB’nin İdlib’de devreye girmesi için çağrı yapmıştı.
İkincisi, Pentagon’a 276 sayfalık rapor hazırlayan RAND, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı, Türk-Amerikan ilişkilerinde “anahtar muhatap” ilan etmişti.
Ve ekleyelim: Türkiye’nin İdlib’de gözlem noktası kurmasına TSK’nın karşı çıktığı; komutanların, gözlem noktalarıyla yapılacak işin İHA’larla yerine getirilebileceğini savunduğu belirtiliyor. Ancak sarayın (eski) askeri başdanışmanı SADAT’çı Adnan Tanrıverdi ve ekibinin gözlem noktalarında ısrar ettiği ve Erdoğan’a kabul ettirdiği söyleniyor.
Ve not edelim: Teyit ettiremediğim ham bilgiye göre ise Wolters, Akar ve Güler’e Suriye’nin kuzeyi için yeni bir işbirliği planı önerdi!
Son noktayı koyalım: Türkiye, ABD’nin stratejik hedefi durumundadır. Amerikan çengeline takılarak Türkiye’yi yeniden ABD planlarına eklemleyenler büyük hata yaparlar!
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
6 Şubat 2020
#1 by puma on 07/02/2020 - 09:15
Aynen. Turkiyenin amaci ne , ABDnin amaci ne anlamak zor. “Turkiye”nin amaci bence santajlara maruz kalmamak, rejim degistirme (Suriye ve Turkiyede) yonundeki cabalarina destek bulmak, ve bizimkiler bu ugurda jeoplitik tavizler verebilir. ABDnin amaci ise heralde baska yerlerde pazarlik
gucunu artirmak icin elinde kozlar bulundurmak. Mesela Pyd koridoru yerine OSO koridoruna razi olabilir, koridoru da Hatay uzerinden tamamlamak isteyebilir.
…..
Son olarak (bence) generallerimize samar oglani muamelesei yapmak icin sapka yerine bere taktirdilar. Hulusi bey ABDli bir general geldiginde GKBna nasil sesleniyor acaba, sen ordaki bereli gel buraya bak misafirimiz gelmis,.gibi olabilir mi. Bence turk ordusu bu asagilanmaya katlanmamali. Yumrugunu masaya vurmali. Gerekirse, 5bin yillik turk ordusu bu hallere dusemez, diye “milliyetci” bir tutum takinsin, itiraz etmem.