ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer, “Türkiye’nin Rusya ile işbirliğini genişletme ve güçlendirme ve bazı konularda anlaşmalar elde etme isteğinin ABD’de endişe kaynağı olduğunu” açıkladı (27.05.2020).
ABD endişelenmekte haklı. Zira Türkiye ile Rusya’nın işbirliğinin gelişmesi ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesine, Doğu Akdeniz’de kaybetmesine ve çok istediği Karadeniz’e girememesine neden olur.
Türkiye’nin “Rusya’ya ilişkileri stratejik değil, taktik” gören bir hükümetle bu işbirliğini ne kadar ileri götürebileceği ayrı konu tabii…
Aralov: Mustafa Kemal’in silah arkadaşı
3 Haziran, Türk-Sovyet diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 100. yıldönümü. Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu bu amaçla geçen hafta peş peşe birkaç gün boyunca arşiv fotoğrafları ve tarihi belgeler yayımladı.
Sovyetler Birliği’nin Büyükelçisi Aralov’un faaliyetlerine dair belgeler oldukça önemli. Zira Mustafa Kemal 4 Mart 1922’de cepheyi teftişe çıkarken yanında Aralov’u da götürmüştü.
Aralov, Kemalist-Bolşevik ittifakında öyle önemli bir yere sahipti ki, Taksim Meydanı’nda 1928 yılında yapılan anıtta da yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun sembolü olan anıtta Mustafa Kemal, silah arkadaşlarıyla birlikte görülmektedir. Ve Aralov da Mustafa Kemal’in silah arkadaşıdır.
Kurtuluş Savaşı’nın bütçesi
Büyük komutan, yalnızca askerini iyi sevk ve idare eden değil, aynı zamanda savaşın bütçesini de bulabilen komutandır. Ancak böyle komutanlar tarih yazar.
İşte Mustafa Kemal, 1911’den beri kesintisiz savaşan Anadolu halkını bin bir zorluğa rağmen seferber edebilmiş, Tekalifi Milliye (Milli Yükümlülükler) ile iki çift çorabından birini “ödünç” alabilmiştir. Mustafa Kemal yine savaşın bütçesi için de Bolşeviklerle ittifak yapmış, onlardan hem para hem de askeri malzeme almıştır.
İşte Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nun yayımladığı bir grup belge de bu yardımlarla ilgili olanlardı. Bolşeviklerin 6 Mart 1921 tarihli Moskova Dostluk Antlaşması’nın ardından Kemalistlere yaptığı askeri yardımlara dair tarihi belgelerdi: İki parça halinde gönderilen 10 milyon altın ruble, iki askeri bot, 22 uçak, 33 bin tüfek, 327 makineli tüfek, 54 top, 58 milyon mermi…
Kulağım Karadeniz’de
İki yıl önce Kırmızı Kedi Yayınevi’nde, Kemal Anadol’un bir romanının editörlüğünü yapmıştım: Kulağım Karadeniz’de.
Ancak Kulağım Karadeniz’de dayandığı arşiv belgeleri nedeniyle bir roman olmanın ötesinde, tarihi bir belgeseldi: Kuvayı Milliye Donanması’nın romanı ya da belgeseli…
Kitabın ismi “Kulağım Karadeniz’de”ydi; çünkü Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nın ateşi içinde şöyle demekteydi: “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da.”
Gözü cephede olan Mustafa Kemal’in kulağı Karadeniz’deydi; “Çılgın Türk” denizcilerinin Kurtuluş Savaşı’na taşıdığı malzemelerdeydi.
O malzemeler içinde Sovyetler Birliği’nden yüklenen askeri malzemeler de vardı…
Dostluğu getiren irade: Stalin
Kuşkusuz Sovyetler Birliği’nin içinde Kemalistlerle ittifaka ve onlara askeri yardım yapılmasına “çok sıcak” bakmayanlar da vardı. O nedenle Mustafa Kemal’in beklediği yardım gecikiyordu. Konuyu kim çözdü biliyor musunuz? Stalin!
Kemal Anadol’un belgesel romanından okuyalım: “Ali Fuat Paşa yapılacak askeri yardımın en hızlı biçimde gerçekleşmesini bekliyordu. Mdivani çok rahat ve iyimserdi: ‘Durum eskisi gibi değil. Geçen Moskova’ya gelişinizden bu güne çok yeni gelişmeler oldu. Bundan sonra sizin heyetle temaslar sadece Hariciye Komiserliği’ne bırakılmayacak. Türkiye’ye eskisinden farklı bakılıyor. Milliyetler Komiseri Stalin Yoldaş bu konuya müdahale edecek. Ayrıca Lenin Yoldaş da sürekli bilgi istiyor.’”
Stalin’in Türk heyetiyle yaptığı görüşmeden sonra Lenin’e gönderdiği not çok önemlidir: “Lenin yoldaş, ben, yalnız dün öğrendim ki, (Hariciye Komiseri) Çiçerin, ne hikmetse Türklere aptalca ve provokatörce bir talep ileterek, Van, Muş ve Bitlis’i boşaltmalarını istemiştir. Bu emperyalist Ermeni talebi bizim talebimiz olamaz. Çiçerin’in milliyetçi ruhlu Ermeni telkinleri doğrultusunda Türklere nota göndermesini yasaklamak gerekir.”
Yani sağlam ittifaklar, doğru liderlerle inşa edilebiliyor! Stalin duruma müdahale etmese ve iş Çiçerin’e kalsa, tarihi gelişmeler başka şekilde ilerleyecek, en iyi ihtimalle süreç gecikecekti.
Türkiye’nin ihtiyacı
Bugün Türkiye’yi Kemalistler, Rusya’yı da Bolşevikler yönetmiyor ancak iki ülke -çok doğru olarak- ABD tehdidine karşı işbirliği yapıyor.
Ancak AKP yönetimi bu işbirliğinin “stratejik değil taktik işbirliği” olduğunu söylüyor.
O nedenle Türkiye’nin Rusya’yla işbirliğini stratejik düzeye çıkarmaya ve bunu dış politikasında esas alacak, uygulayacak bir hükümete ihtiyacı var.
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
1 Haziran 2020
#1 by cumhuriyetciyorum on 02/06/2020 - 07:55
Harika bir yazı. Yazının ana düşüncesini ve iletisini etkilemez. Ama, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda Atatürk’ün yanı başındaki iki Rus Voroşilov ve Frunze değil mi? O anıtta Aralov var mı?
#2 by Mehmet Ali Güller on 02/06/2020 - 09:45
10 sene önceki bir tazımda ven de Voroşilov ve Frunze diye yazmıştım ama doğrusu Aralıv’muş. Bu konuda önemli ve aydınlatıcı bir yazı:
https://www.aydinlikgazete.com/m/anittaki-ruslar-kim-tamami-makale,7531.html
#3 by cumhuriyetciyorum on 02/06/2020 - 11:08
Çok teşekkürler. Doğru bildiğimiz bir yanlış düzeltilmiş oldu.
#4 by puma on 02/06/2020 - 09:39
Malesef chp bu konuda umut vermiyor, cunku chpnin tepesine cokenler “amerikanci”. (Amerikanci derken, Trump’cu degil, Trump karsiti olmalari ayni zamanda s400 karsiti olmalari anlamina geliyor, bu tesaduf degil, bir de “uyuk guclere karsi olmak” maskesini kullaniyorlar, o zaman derin devlet’e de karsi olsunlar ).
Akp de bu konuda zamanla daha guvenilmez hale gelecektir, cunku H.Akar orduyu fetovari tiplerle doldurmaya kararli gorunmektedir. Bunu Ataturkculeri tasviye etmesinde, Ataturk dusmanlarini ziyaret emesinden, 15 temmuzun hesabini vermemesinden, tank-palet’in satilmasina itiraz etmemesinden v.s. anliyoruz.
Cozum: Amerikanci olmayan bir Chp.
Diger cozum: “belki” yeni partilerle gecici bir taktiksel ittifak, ama fasizm yikildiktan sonra yeni bir fasizm kurma dayatmalarina direnmek, gerici unsurlari etkisiz hale getirmek.
……………………
Bir iktidar niye darbeden korkar, cunku ancak darbeyle duzeltilebilecek ya da engellenebilecek kadar kotu seyler yapiyordur ya da yapmayi planliyordur.
Bir de erken secim hazirligini AKP niye yapiyor. Herkes diyor ki, daha onunde 3 yil var niye secim yapsin. BENCE de normalde secim yapmazdi. Ama yapmak zorunda kalacak. Heralde okuyucular su ana kadar anlamadi ne demek istedigimi, ekonomi berbat olacak, halk sokaklara dokulecek diyecegimi zannettiler heralde. Hayir, bu zorlama bir mantik olur. Olayin daha dogal bir akisi soyle olurdu: Deva ve Gelecek AKPden kopmalarla meclise girer (secimsiz olarak) (tabi bunun gerceklesmesi icin Cpnin amerikanci gorunmeye devam etmesi gerekiyor derin devletin gozundem, ve derin devlete sozler verilmesi gerekiyor, ama hemen sonrasinda bu sozlere uymama cesareti var mi, esas konu bu..). Akpnin boyle bir heyelani onlemesi gerekiyor, ne yapacaktir, meclisi fesh edip erken secim. Bu secimde de hile yapip daha saglam adamlarla yola devam etmek.
……………..
Perincek’in cnnturk te, son zamanlardaki tum yandasligina ragmen , 27 mayisi (idamlari degil)
sabunmasi mukemmeldi, 10 uzerinden 10 puan. Bayrakciya ise 7 puan veriyorum, ama konumu geregi daha fazlasini yapamazdi. Diger birine 1 puan, diger ikisine de (Abdulkadir Selvi dahil)
sifir puan veriyorum. Darbe her kosulada lanetlenmeliymis…. Bu durum neye benzer, benim elinde silah var, birisi uzerime baltayla geliyor, ama silah asla kullanilamazmisim ve silah kullanmak lanetlenmeliymis. Kac kere h….r dedigimi hatirlamiyorum. (hayir , ..boyle mantik olmaz anlaminda..).
Merdan Yanardagin ertesi gunku 27 mayis tahlili bence daha da etkileyicydi, ve yobaz cahil dinci dindar takimina (tamam bunlarin hepsi ayni sey degil) da hitap ediyordu, ve bazi paradokslari ortaya koyuyordu, ve 10 uzerinden 11 puan veriyorum.
Emre Kongar ve Can Atakli ne kadar degerli kimseler olsa da Trump karsitliklarini kiniyorum. Trump’un ne kotulugunu gordunuz. Ilk defa ABD yeni savaslar baslatmiyor, yeni teror yapmiyor, neden sikayetcisiniz, Trump zengin diye, guzellik yarismalarinda poz vermis diye, filmlerde oynamis diye, derin devletin adamlariyla fotograflari var diye falan mi.. Eylemlerdeki provokatorlerin bazilari polismis diye, Trump mu bunlara bu gorevi vermis.. Derin devlet bitti mi ki hemen devletteki insanlarin hepsi Trump’un adami sayiliyor. Trump’un bu kaostan kazanacagi bir sey yok. Sanki zenciyi ol oldurtmus, oldureni o kurtarmis, protestoculara karsi teror uygulamis gibi anlatiliyor… Trump soyledikleri yanlis cevirilerek “protestoculari tehdit etti” diye yorumlaniyor.
#5 by puma2 on 02/06/2020 - 09:54
Bir de secimle gelen secimle gidermis.. O zaman secimleri kazandikca her turlu ihanet serbest. Yargi neye yarar o zaman.