Libya’da tehlikeli AKP-ABD ortaklığı girişimi

Tayyip Erdoğan, 8 Haziran’da ABD Başkanı Donald Trump’la görüştü. Ne görüştüğünü de aynı akşam çıktığı televizyonda açıkladı: “Bu akşam yaptığımız görüşmeden sonra ABD-Türkiye arasında süreçle ilgili yeni bir dönem başlayabilir. Yaptığımız görüşmede bazı mutabakatlarımız oldu.

Mutabakatlar…

Nelerdir onlar, henüz bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şu:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıklıyor: “İki başkan bizleri görevlendirdiler. ‘Dışişleri bakanları, savunma bakanları ve istihbarat başkanları, güvenlik danışmanı birlikte bir çalışma yapsınlar, sonra biz bunu değerlendirelim’ dediler. Biz de önümüzdeki süreçte kendi muhataplarımızla, Libya’da barış, istikrar ve huzur için ne yapabiliriz, hangi adımlar atabiliriz, bunları konuşacağız” (Hürriyet, Abdülkadir Selvi, 10.6.2020).

Erdoğan’a Libya’da NATO desteği

Kuşkusuz bu gelişme iki nedenle sürpriz değil:

Birincisi, yazdık daha önce: Erdoğan’ın NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşmesinden çıkan sonuç, “NATO Trablus hükümetine destek verecek” şeklindeydi (15.5.2020).

İkincisi, çok yazdık daha önce: Erdoğan, neo-Abdülhamit’tir; Rusya ile kendisine alan açıyor, bunu ABD’yle pazarlığında kullanıyor, iki büyük gücü de AB ile dengelemeye çalışıyor.

Bu neo-Abdülhamitçi çizginin ilelebet götürülemeyeceği ve sert gerilemeye dönüşebileceği ise tarihseldir!

Erdoğan’ın Trump’a “ortaklık” mektubu

Erdoğan’ın Libya’da Rusya’ya karşı ABD-NATO desteği aradığı aslında ortadaydı.

Onu da yazdık: Erdoğan “Sayın başkan, değerli dostum” diye başlayan bir mektup yazdı Trump’a yakın zamanda. Bu bir “ittifakı sürdürme” mektubuydu…

Şöyle diyordu Erdoğan: “Suriye ve Libya başta olmak üzere, bölgemizdeki son gelişmeler, Türk-ABD ittifakının ve iş birliğinin en güçlü şekilde sürdürülmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.” (29.4.2020).

Erdoğan Suriye ve Libya’da ABD’yle işbirliği yapmak istediğini ilan ediyordu. Buna ABD’de karşı çıkacaklar için de ne yaptığını belirtiyordu mektubunda: “Umuyorum ki, önümüzdeki dönemde, Kongre ve ABD basını da, salgın sırasında sergilediğimiz bu dayanışmanın da etkisiyle, ilişkilerimizin stratejik önemini daha iyi kavrayacak ve ortak sorunlarımızla ortak mücadelemizin gerektirdiği anlayış içinde hareket edecektir.”

ABD’ye salgınla mücadele kapsamında gönderilen sağlık malzemeleri yardımı bir “gönül alma” işiydi yani; “maske diplomasisi”ydi bir nevi…

Yeterli miydi? Elbette hayır!

S-400 tavizi

S-400’lerin defalarca “Nisan’da aktive edilecek” diye ilan edilmesine rağmen, neden çalıştırılmadığının açıklaması da işte bu mektuptadır!

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın S-400’lerin çalıştırılmasını “koronavirüs salgını nedeniyle ertelediklerini” (30.4.2020) açıklaması elbette inandırıcı değildi. Zira salgın nedeniyle 2,5 milyar dolarlık savunma sistemi kutusunda tutulurken, uçaklar uçabiliyor, tanklar yürüyebiliyor, radarlar çalışabiliyordu!

Bu “salgın ertelemesi” açıklaması Moskova’nın da mizah duygularını gıdıklamış olmalı ki Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un yorumuna şöyle yansıdı: “Satış yaptık. Sizden parayı aldım, aracı verdim. Araç sizin. İster plaja gidin, ister patates taşıyın, isterseniz üstüne makineli tüfek monte edin savaşa katılın, onu garajda saklamak sizin doğal hakkınız.” (4.6.2020).

Ne yapma(ma)lı?

En net gerçektir: Türkiye’nin ulusal çıkarları ABD’yle işbirliğinden değil, tersine ABD’ye karşı bölgeyle işbirliğinden geçiyor.

Dahası, gelişmelerin boyutu ve saflaşmalar; Suriye, Akdeniz ve Libya’nın artık tek bir cephe olduğunu gösteriyor. Yani Türkiye’nin Suriye’de Rusya’yla yaptığı işbirliğini Akdeniz ve Libya’ya da taşıması ve S-400’leri hemen (madem normalleşme başladı) çalıştırması gerekiyor!

Ancak AKP hükümeti, ekonomideki sıkışmanın da etkisiyle, hâlâ ABD’yi birlikte yol yürünebilecek bir “müttefik” olarak görüyor! (Kuşkusuz bunun ideolojik nedenleri var!)

Önümüzdeki dönemin asıl mücadele sahası işte bu zemindir: Türkiye “Asya Yüzyılı”na uygun olarak mı konumlanacak, yoksa kurumlarıyla Atlantik’te kalmayı sürdürecek mi?

Bunun dış politikadaki yanıtını Libya’da ve Suriye’de nasıl ilerleneceğinde; iç politikadaki yanıtını da yeniden başlayan “kumpas 2.0” operasyonlarının sürüp sürmeyeceğinde göreceğiz!

Hem orada hem burada aynı anda olunamayacak bir döneme giriliyor!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
11 Haziran 2020

  1. #1 by puma on 12/06/2020 - 08:29

    Trump’a el uzatiyoruz, Trump’tan once derin devletin ABDdeki elemanlari o eli kapiyorlar ve taviz istiyorlar, bu tavizler de , mesela feto tipi kumpaslarin devam etmesi seklinde tecelli etmekte. Mafyalar, hirsizlar, hattta bazi fetoculer serbest kalirken, Ataturkcu vatansever gazeteciler hapse tikiliyor, ilk kitlesel sokak protestosunda ya da kargasasa ilerici solcu insanlari katletmek icin bekci milisler yaratiliyor (bence Sadatlilar mesru gorunumlu bekcilere donusturulecek, bence bunlar ayni zamanda 16 nisanda magandalik yapanlardir). Kisaca 15 temmuz darbesi bu sefer farkli insanlar tarafindan, ama benzer bir hedefe yonelik olarak, kanli olarak degil de tatli tatli devam ettiriliyor. D.perincek yandas degilken umuyordu ki ekonomik kriz gelecek, Akp gidecek, VatanPartisi tek basina iktidar olacak.. Ama o taraftan para bulunamiyorsa obur taraftan bulunabiliyordu, boylece gelecegimiz satilirken su an buyuk bir kriz yasamiyorduk. Ayrica dunyadaki butun gucler, Rusya, Cin, YeniABD, derindevlet , diktatorluk anayasasini onayladi hatta dayatti gibi gorunmekte. 15 temmuzda Fetocu darbeyi bastiran Ataturkcu askerler nasil oldu da benzer zihniyettekilerin daha da guclu bir sekilde kok salmasina seyirci kaliyorlar hatta muhtelmelen bunu destekliyorlar. Bu ancak kuresel guclerin destegiyle mumkun olabilir. Ne kilicdar, ne de perincek 16 nisana gercekten karsi cikmadi, cunku birileri yeni diktator sizin istediginiz biri olacak diye fisildadi gibi.
    Ben Trump, Cin, ve Rusyayi destekliyorum, ama su ihtimali de degerlendiriyorum (yuzde 1 ihtimal).
    Bunlar da aslinda en derin derin devletin adamlari, savas veya teror yapan unsurlara gerek kalmadi, cunku butun ulkeler birbirleriyle uyumlu olan diktatorlerle yonetilecek, savasi ve teroru ise viruslere, ve asilara yaptiracaklar. Insanlar ise onlara sunulan yeni duruma sikayet etmeden razi olacaklar.
    ..Ama boyle bir sey varsa, o zaman Trump’u devirmek icin Russiagate uydurmaya ne gerek vardi.
    Sonuc:
    Trump’a oy veriyoruz.
    ABD ile degil Rusya ile yol almaliyiz, cunku ABD ye verilen taviz derin devlete verilen taviz olacaktir, Trump’a ragmen.

  1. Libya’da tehlikeli AKP-ABD ortaklığı  girişimi | (Öykü-Şiir-Anı-Günce)-----Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: