ABD ÇİN’İ HİNDİSTAN’LA DENGELEME ARAYIŞINDA

HİNT-PASİFİK BÖLGESİNDE ABD’NİN NAFİLE HAMLELERİ

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’e karşı geliştirilen ve ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın yer aldığı “Quad ittifakının” Tokyo’da düzenlediği toplantı öncesinde, Hint-Pasifik bölge ülkelerine “Çin’e karşı birlik” çağrısı yaptı (6.10.2020).

Pompeo, Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’nde Çin’in askeri gücüyle gösteriş yaptığını iddia ederek, “Dünya uzun zamandır Çin tehdidi altında. Şimdi bu konuyu ciddi bir şekilde ele almak zorundayız” dedi.

Pompeo’nun dünyanın uzun süredir ABD tehdidi altında değil de Çin tehdidi altındaymış gibi konuşmasını, ya da Çin Silahlı Kuvvetlerinin Güney Çin ve Doğu Çin denizindeki varlığından sanki ABD sahilindeymiş gibi rahatsızlık açıklaması, elbette “basit bir propagandadan” ibarettir. O nedenle üzerinde durmayacağız.

Bizi asıl ilgilendiren, ABD’nin “Hint-Pasifik bölge” yaklaşımıdır. Çünkü bu yaklaşım, küresel mücadeledeki ABD “büyük stratejisine” işaret etmektedir.

PENTAGON’UN HİNT-PASİFİK STRATEJİ RAPORU

ABD, Asya-Pasifik stratejisini geçen yıl Hint-Pasifik stratejisi diye değiştirdi.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un 1 Haziran 2019’da açıkladığı 64 sayfalık “Hint-Pasifik Strateji Raporu” özetle şu saptamayı yapıyor: Pentagon için, ABD’nin batı kıyılarından Hindistan’ın batı kıyılarına kadar olan bölge “ABD’nin geleceği için en kritik bölge”dir.

Neden? Çünkü Pentagon raporuna göre “Dünyanın en büyük 10 ordusundan 7’si Hint-Pasifik’te bulunuyor. Bölgedeki 6 ülkede nükleer silah var. Dünyanın en işlek 10 limanından 9’u burada. Dünya deniz ticaretinin yüzde 60’ı buradan yapılıyor.”

Pentagon’a göre ABD’nin esas rakibi kim? “Ekonomik, siyasi ve askeri yükselişiyle 21. yüzyılın en belirleyici unsuru” olan Çin.

Peki Çin’e karşı ABD’nin müttefiki kim? Rapora göre ABD’nin 2016’da “büyük savunma ortaklığı” statüsü verdiği Hindistan!

ABD ÇİN’İ ANCAK HİNDİSTAN’LA DENGELEYEBİLİR

Nitekim bu rapordan bir yıl önce, 30 Mayıs 2018’de, ABD Pearl Harbour’da bulunan 375 bin kişilik Pasifik Komutanlığının (PACOM) ismini de değiştirdi; Hint-Pasifik Komutanlığı (INDOPACOM) yaptı.

Pentagon’un Pasifik ya da Asya-Pasifik stratejini Hint-Pasifik stratejisi diye isimlendirmesi ve Pasifik Komutanlığını Hint-Pasifik Komutanlığı diye yenilemesi, Washington’un Çin’i dengeleyebilecek esas müttefik olarak Hindistan’ı görmesinden kaynaklanmaktadır.

ABD’ye göre 1,4 milyar nüfuslu gelişmiş Çin’i durdurabileceği ve dengeleyebileceği yegâne kuvvet 1,3 milyar nüfuslu ve hızla gelişen ekonomisi ve nükleer askeri gücüyle Hindistan’dır.

ABD’NİN ÇİN’E KARŞI 1DAHA GENİŞ BATI” HEDEFİ

Aslında ABD SSCB’nin dağıldığı ve dünyanın “tek kutuplu” hal aldığı 90’ların başından itibaren, Çin’in hızla geliştiğini ve 2050’lerde kendisine yetişebileceğini hesap ediyordu. Ancak bu makasın çok daha erken kapanacağı görüldü.

İşte bu süreçte ABD’nin ileride Çin’i dengeleyebilmek için “daha geniş Batı” inşa etmesi fikri ortaya çıktı. Buna göre ABD, Rusya’yı Batı’ya dahil ederek, Çin’e karşı “daha geniş Batı” kurmalıydı. Nitekim ABD Yeltsin’li Rusya’yla “NATO-Rusya Konseyi” bile oluşturuldu.

Ancak bu sürecin ABD’nin SSCB ülkelerine yerleşerek doğrudan Rusya’yı çevreleyen yönünün esas olduğu anlaşıldı ve Putin’li Rusya, yönünü Çin’le işbirliğine döndü.

ABD için Çin’e karşı yeni dengeleyeci müttefik ihtiyacı doğdu: Bu AB olamazdı, hem Çin’e uzaktı hem de askeri gücü yoktu. Japonya ve Avustralya Çin’e yakındı ama Çin’i dengeleyecek askeri güce sahip değillerdi.

ABD için en uygun “dengeleyici” Hindistan’dı. Hem Çin’e komşuydu, hem Çin kadar büyük nüfusu vardı, hem Çin’in 90’lardaki ekonomi performansını gerçekleştiriyordu, hem de nükleer bir askeri güçtü. Dahası Hindistan’ın geçen yüzyılda savaşa da dönüşen Çin’le tarihi sınır sorunu da vardı.

PASİFİK YÜZYILI

İşte ABD bu süreçte “Amerika’nın Pasifik Yüzyılı” belgesini açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Kasım 2011’de Foreign Policy’de, ülkesinin yeni dış politika yol haritasını ilan etti. Buna göre “politikaların geleceği Afganistan ya da Irak’ta değil, Asya’da belirlenecek ve ABD de bu sürecin tam merkezinde yer alacak”tı.

Clinton, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Filipinler ve Tayland’ın ABD’nin Pasifik stratejisi için kaldıraç olduğunu, Washington’un bu ülkelere dayanacağını, bu ülkelerle ortak savunma ve ortak hedefler konusunda işbirliğini geliştireceğini belirtiyordu.

Ve ABD’de de buna uygun olarak Afganistan ve Irak’tan, Ortadoğu’dan adım adım çekilecekti. İşte Obama döneminde başlayan ve Trump döneminde de süren Irak ve ve Afganistan’dan çekilme konusu bu yeni strateji nedeniyleydi.

Nitekim Trump iktidarıyla birlikte ABD açıktan Çin’i “baş rakip” ilan etti ve onunla ticaret ve teknoloji alanlarında açık savaş başlattı.

ABD’NİN B2, HP4 ve G11 HEDEFLERİ

İşte 2018’de Pasifik Komutanlığının Hint-Pasifik Komutanlığına dönüşmesi ve 2019’da Pentagon’un “Hint-Pasifik Strateji Belgesi” açıklaması, 2011’de Clinton’un ilan ettiği “Amerika’nın Pasifik Yüzyılı” belgesinin Hindistan merkezli güncellenmesidir.

ABD Çin’e karşı artık birbirini bütünleyen üç hedefe sahiptir:

1. B2: Çin’e karşı iki büyüğün, ABD ve Hindistan’ın blok oluşturması hedefi.

2. HP4: Çin’e karşı Hint-Pasifik bölgesinde dörtlü ittifak oluşturmak, ki kuruldu: ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya.

3. G11: G7’yi yeni dört ülke ile G11 yapmak. Trump 31 Mayıs 2020’de G7’ye Rusya, Hindistan, Güney Kore ve Avustralya’nın da eklenmesini ve böylece G11’in kurulmasını önerdi. Batı bloğunun 7 ülkesinden oluşan G7, gelişmiş Asya ülkelerini bulunduğu bir dünyaya artık liderlik yapmaktan uzaktı. G20 ise Çin’in bulunduğu ve ABD’nin ağırlığının gün geçtikçe azaldığı bir platformdu. İşte ABD bu nedenle Çin’i dışlayarak G11 inşa etmeye çalışıyor. Ancak Rusya sorunları çözmeye en uygun platformun G20 olduğunu savunarak ABD’nin bu önerisini reddetti.

Peki tüm bu çabalar ABD’nin Çin’i dengeleyebilmesini sağlayabilecek mi? Olamayacağı görülüyor. Bunu da bir başka makalemizde inceleriz.

Mehmet Ali Güller
CRI Türk
13 Ekim 2020

  1. #1 by Dr. Murat Aygen on 15/10/2020 - 23:27

    Sakın Hindistan’ı Çin ile dengeliyor olmasın? Hindistan’da BiLiM bizdekinden öte «En hakikî mürşit(tir)». İki yakası biraraya öyle olduğundan gelmemektedir. Çin ise “Printed in India” (Hindistan baskısı) ders kitapları ile zehirlenmiş gençlerini Tien-An-MENEMEN meydanında itlâf etmek zorunda kaldı. Aydınlar istemese de zafer cehâletin olacaktır. YÖK geldi bilim zâil oldu.

  2. #2 by A_ce_mi on 16/10/2020 - 07:18

    Teşekkürler hocam.

  1. ABD ÇİN’İ HİNDİSTAN’LA DENGELEME ARAYIŞINDA | Öykü-Şiir-Anı-Günce-Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: