1. Erdoğan, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayez el Sarraj ile “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” ve “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” imzaladı (27.11.2019).
2. Türkiye ile Libya arasında güvenlik ve askeri iş birliği mutabakat muhtırasının onaylanmasına ilişkin kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi (21.12.2019).
3. Türkiye “askeri danışmanlık hizmeti” adı altında Trablus yönetimini destekledi. Böylece Hafter kuvvetlerince kuşatılmış Trablus düşmekten kurtarıldı.
4. Türkiye ile Rusya, Libya’da “karşı karşıya gelmemek” için “çözüme ortak katkı sunma” konusunda anlaştı (24.12.2019).
5. Taraflar Berlin Konferansında buluştu ve tüm katılımcılar 55 maddeden oluşan “Libya barış planı” imzalandı (20.1.2020). Ancak ateşkes kırılgandı ve yürümedi.
6. Türkiye destekli Trablus kuvvetleri sahada önemli kazanımlar elde etti ve Sirte-Cufra hattını hedef aldı. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, “Sirte ve Cufra’nın kırmızı çizgileri olduğunu” ilan etti ve Mısır ordusuna “hazırlıklı olun” emri verdi (20.6.2020).
Türkiye’nin dışlanma süreci
Sirte-Cufra hattı Türkiye’yi sadece Mısır’la değil, Rusya’yla da karşı karşıya getirdi. Fransa zaten Türkiye’nin karşısındaydı. Bu tablo üzerine Libya’da Türkiye’nin devre dışı bırakılmaya başlandığı yeni bir süreç başladı.
7. Trablus merkezli UMH Başbakanı Fayez el Sarraj, askeri güçlerine ateşkes talimatı verdi. Eşzamanlı olarak General Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nu destekleyen Tobruk Merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih de ateşkes çağrısı yaptı (21.8.2020).
8. Mısır başta pek çok ülke ateşkesi destekledi. Ancak Sarraj’ı destekleyen AKP hükümeti sessiz kaldı.
9. UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa Türkiye’ye çağrıldı. Başağa, Hulusi Akar’la temaslarını sürdürürken, Sarraj tarafından görevden alındı (29.9.2020).
10. Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, Sarraj ile telefonda görüştü. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Sarraj’ı Paris’e davet etti (30.8.2020).
11. Başbakan Sarraj ve konsey üyelerinin huzurunda, Trablus’taki konsey karargâhında beş saat sorgulanan Başağa, bir hafta sonra göreve iade edildi (3.9.2020).
12. Trablus UMH Devlet Yüksek Konseyi ve Tobruk Temsilciler Meclisi heyetleri, Fas’ın Buznika kentinde 6-10 Eylül tarihleri arasında bir araya geldiler ve anlaşmaya vardılar.
13. Tobruk merkezli hükümet, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e istifasını sundu (14.9.2020).
14. Trablus’taki hükümetin AKP destekli başbakanı Sarraj, ekim ayının sonunda istifa edeceğini ilan etti (17.9.2020).
15. Erdoğan, “Sarraj’ın istifası bizler için üzüntü verici” dedi (18.9.2020).
BM gözetiminde kalıcı ateşkes
16. 5+5 askeri komite görüşmeleri kapsamında Mısır’ın Hurghada şehrinde bir araya gelen Libyalı taraflar, görevi Libya ordusunu birleştirmek olan askeri bir organı oluşturmayı kabul etti (1.10.2020).
17. BM gözetiminde Cenevre’de yapılan görüşmeler sonucunda tarafların “kalıcı” ateşkes anlaşması imzaladığı duyuruldu (23.10.2020). İmza töreninde konuşan BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Turco Williams, derhal yürürlüğe girecek anlaşma kapsamında “Libya’da savaşan tüm paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların bugünden itibaren en fazla üç ay içinde Libya’yı terk etmek zorunda olduklarını” açıkladı.
18. Erdoğan anlaşmayı “Güvenilirliği bana göre çok da olabilecek gibi değil” diye yorumladı (23.10.2020).
19. Önümüzdeki ay Tunus’ta Libya tarafları arasında siyasi görüşmeler başlayacak.
Sonuç
Rusya, Mısır hatta Fransa Libya’da bir tarafa ağırlık verse dahi, diğer tarafı ihmal etmedi. AKP hükümeti ise bir tarafı daha baştan düşman ilan etti. Yani Ankara bütün yumurtaları aynı sepete koydu. Oysa Türkiye’nin denizden komşusu olan kıyı Trablus’ta değil, Tobruk’taydı!
Ankara Trablus’la yaptığı bu anlaşmayı hayata geçirebilmek için Doğu Akdeniz’de müttefik kazanmalıydı. Ankara tersine Suriye’yle anlaşmamakta diretti, Mısır yönetimini “tanımamayı” sürdürerek Kahire’yi Atina’yla deniz yetki anlaşması imzalamaya itti.
Kasımda başlayacak siyasi sürecin dışında kalmamak, ancak çok köklü bir dış politika anlayışı değişikliğiyle mümkün olabilir…
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
26 Ekim 2020
#1 by puma on 27/10/2020 - 09:57
Turk’un Turk’ten baska dostu yoktur derler.
Duzeltiyorum, Turk’un Rus’tan baska dostu yoktur.
(biraz abarttim, Cinliler de dosttur mesela).
Yani Rusya Turkiye’yi Turkiye ve Dunya’dan koruyor.
Rusya Turkiye’yi ne zaman Turkiye’den korudu:
-Bence 1 mart tezkeresinin gecmemesinde katkisi var.
-Kumpas davalarinin cokertilmesinde bence katkisi var: ne yani
barikatlara abanildigi icin mi kumpas davalari coktu. O olayin psikolojik tarafiydi.
Ic dusmanlar hukuk falan tanimiyordu.
-Annan planinin gecmemesinde katkisi var.
-Suriye’nin parcalanmasini engelledi. (Bence ayrica Irak icin de dogru bu). Suriye bolunmus olsa sirada Turkiye ve iran vardi, hatti belki bu ulkeler birbirleriyle savastirilarak parcalanacakti.
-15 temmuz’un bastirilmasinda katkisi var (mutlaka bir noktada mudahele edecekti, nasil bir katki,
mesela ABD ordusuna telefon etmistir, durdurun sunu yoksa fena olur,… boyle sert olmaya da gerek yok, cunku ABD ordusu da buyuk oranda Alliance’nin parcasi).
– Trump’un secilmesinde de bence katkisi vardir, mesela ABDli vatanseverlere sahip cikarak.
-Ermenistan-Azerbaycan savasinda hakli olan Azerbaycan’in tarafini tuttu, Lavrov Ermeni oldugu halde.
-Akdenizde bizim lehimize tatbikat yapti. (tatbikat yerine belki show demek lazim, belki meis adasindakiler, internetimize ne oldu demislerdir.(yani buna benzer birseyler yapmislardir).)
Bunlari bizi cok sevdigi icin yapmiyor tabi ki. Cikarlarimizin ortak olmasiyla ilgili, hatta insanligin ortak cikarlari sebebiyle boyle davranmakta, ama nedense son ana kadar pek bir sey yapmadi, belki sartlarin olgunlasmasini bekliyordu, ya da sucustu yapmak icin.
Sartlarin olgunlasmasi ne olabilir:
Cin’in guclenmesini beklemek, Cin’i askeri olarak koruyacak yiginagi yapmak.
ABD ordusunun derin devletten kopmaya ikna edilmesi (Ukrayna savasi sureci)
Petrol fiyatinin bir sure yuksek kalmasiyla zenginlesmek
Petrol fiyatinin dusurulerek (hatta negatif yapilarak) turev piayasinda derin devletin kaziklanmasi, batili buyuk bankalarin finansal olarak kirilgan hale getirilmeleri.