Bayraktar’ın İHA’sı, kamunun İHA’sı değildir

Selçuk Bayraktar, bir haberdeki “Damadın İHA’sı” ifadesine tepki göstermiş. Tepkisinde bir ölçüde haklı. Zira Selçuk Bayraktar ve babası, saraya damat ve dünür olmadan çok önce bu konularda önemli işler yapıyorlardı…

İşlerini daha o zamanlarda da çok iyi yaptıklarına dair pek çok tanıdığım askerin değerlendirmesi var ki o değerlendirmeleri oldukça önemsiyorum.

Burada “Damadın İHA’sı” ifadesini haklı çıkaracak tek ölçü, Bayraktar’ın işlerinde damat olma avantajını yaşayıp yaşamadığıdır. Çünkü bu konuda kamuoyunda şu meşru soru var: Neden kamu kurumu olan TUSAŞ’ın ANKA İHA’ları değil de, Bayraktar’ın İHA’ları hep ön planda?

Menderes’in oğluna uyarısı

Damat olma avantajı konusunun, kamuoyunun hassas olduğu bir konu olmasını da Selçuk Bayraktar’ın anlayışla karşılaması lazım. Bu konuda hele de AKP’nin devamı olduğunu savunduğu Adnan Menderes’in çok önemli bir uyarısı vardır oğluna:

Adnan Menderes, 1956’da Türkiye’ye dönen büyük oğlu Yüksel Menderes’in ticarete girmesini istemedi. “Baba, izin verirsen serbest meslek, ticaret gibi konulara girmek istiyorum” diyen oğluna, yüzünü asarak şu yanıtı verdi: “İyi güzel ama Yüksel, sen serbest meslek veya ticaret konusuna girsen ne yapacaksın? Ne alıp satmış olacaksın? Bir yerde alıp sattığın ben olacağım. Ben başvekil olduğum müddetçe sen ne yaparsan yap, yaptıkların bana bağlanacak. Bu beni rahatsız edeceği gibi seni de rahatsız edecek. Kusura bakma ama bu düşünceni uygun görmüyorum.”

Menderes biliyordu ki, oğlu Yüksel’in satacağı A ürününü, piyasada daha kalitelisi ve daha ucuzu olsa bile, Adnan Menderes ailesiyle ve hükümetle alışveriş yapıyor gözükmek için gelip ondan alacaklardı…

Bayraktar-Albayrak farkı

Burada elbette Selçuk Bayraktar’a “madem saraya damat oldun, işini bırak” denemez. Selçuk Bayraktar damat olmadan önce de başarıyla yaptığı işini sürdürmelidir.

Dahası damatlık ölçeğinde Selçuk Bayraktar’la Berat Albayrak’ı eşitlemek, Selçuk Bayraktar’a yapılacak büyük haksızlıktır.

Çünkü Menderes’in uyarısıyla asıl çelişen konu, Erdoğan’ın damadı Albayrak’ı önce enerji, sonra da hazine ve maliye bakanı yapmasıdır!

TUSAŞ’ın malı, milletin malı

Selçuk Bayraktar’ın tüm bunlar nedeniyle ürettiği İHA’ların “Damadın İHA’sı” olarak nitelenmesinden rahatız olması gayet anlaşılır bir durumdur. Ama tepki gösterirken kullandığı ifade ise ekonomi-politik çerçevede oldukça sorunlu bir ifadedir!

Bayraktar “damasın İHA’sı” haberlerine “damadın İHA’sı değil, milletin İHA’sı” yanıtını verdi!

Bu, bana göre burjuvazinin klasik aldatmaca söylemidir. Çünkü Selçuk Bayraktar’ın malı, Selçuk Bayraktar’ın malıdır, Türk milletinin malı değildir. Türk milletinin malı, Selçuk Bayraktar’ın İHA’sı değil, TUSAŞ’ın ANKA İHA’sıdır.

Çünkü Selçuk Bayraktar’ın fabrikası özel işletmedir, TUSAŞ’ın fabrikası kamu işletmesidir. İlkinin ürünü şahsın malvarlığına dahildir, ikincisinin ürünü kamunun, yani bizim, hepimizin milletçe malvarlığımıza dahildir.

Türk malı başka, Tük milletinin malı başka

Bunları bu kadar basit ve ayrıntılı yazıyorum, çünkü Selçuk Bayraktar’a burjuva dediğim için beni sosyal medyada ayıplayan bile oldu! Burjuva, yani kentsoylu, kapitalist sistemde üretim araçlarını elinde bulunduran ve kendi adına üretim ve kazanç sağlayan kişidir.

Dolayısıyla bir burjuvanın malı, burjuvanındır; kamunun, milletin değildir.

Yani Selçuk Bayraktar’ın İHA’sı, Selçuk Bayraktar Türk vatandaşı olduğu için Türk malıdır ama Türk milletinin malı değildir; TUSAŞ’ın İHA’sı olan ANKA ise Türk milletinin malıdır.

Bayraktar İHA’sını sattığında kendisi para kazanır, TUSAŞ İHA sattığında milletçe kazanırız.

Bir malın Türk malı olması, Türk markası olması önemlidir ve değerlidir ama “Türk malı” başka şeydir, “milletin malı, kamunun malı” bambaşka bir şeydir.

Selçuk Bayraktar’ın ya da örneğin Rahmi Koç’un satacağı malını çıkıp “milletin malı” diye propaganda etmesi, sahte milliyetçilik olur!

Sorun şu ki, bu propaganda bir ölçüde yutuluyor maalesef. Kendi malı olan Kamu İktisadi Teşekküllerinin (KİT) özelleştirilmesine itiraz etmeyen kamunun bir bölümü, bu propagandadan “benim malım” diyerek gururlanabiliyor!

İşte asıl meselemiz de budur!

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
31 Ekim 2020

  1. #1 by Bülent Atalay on 01/11/2020 - 16:51

    Sayin Mehmet Güler Ustanin yazisinin anafikri bana göre de tamamen dogrudur. Özel ile Kamunun mali elbette ayni olamaz. Adnan Menderes ile oglunun örnegi de cok dogru verilmi§ burada. Ancak yazinin zamanlamasini ve dilini yapici degil, incitici ve de kamuoyunun önemli bir kismini da tahrik edici buldugumu, sayin Mehmet Güler Beyi taaa AYDINLIK yazilarindan taniyan, seven, takdir eden bir takipcisi olarak belirtmek isterim. Mehmet arkada§, bu yaziyi eminim ki cok daha etkin ama incitmeyen, bari§tirici, ögretici sicak bir tarzda ve zamanda yazabilirdi.
    Sevgi ve saygilar….
    Saglicakla kalin…
    Bülent Atalay

  2. #2 by puma on 02/11/2020 - 10:29

    Katiliyorum..
    Benim onemsedigim, bu sistemlerin bireysel amaclarla da kullanilip kullanilmadigidir. Mesela secim zamani istenilmeyen bir sonuc elde edilse, bu sonuc kabul edilmese, protestolar olsa (yani klasik keskin muhalefet yapanlarin degil , ekonomik ve cevre kirletilmesi gibi sebeplerle burasina gelmis , canina tak etmislerin protestosu)… neler olabilir. ikincil olarak, kamunun benzer sistemlerinin gelistirilmesinin engellenip engellenmedigidir. ucuncu olarak, devletin fahis fiyatla bunlari alip almadigi, veya ihtiyactan fazla alip almadigi, hatta ihtiyacin yaratilip yaratilmadigidir. Kesinlikle birsey ima etmiyorum, ama birseyin olup olmamasi degil yalnizca, mumkun olup olmamasi da beni ilgilendirir.

    • #3 by puma2 on 02/11/2020 - 13:22

      Dorduncu olarak, devletin bu sistemlerin elektronigine tam hakim olup olmadigidir.. yeterince yerli midir, orasi ayri, ayrica, ama yerli olmasi da yetmez , elektronik/yazilim anlaminda kamuya mal olmus mudur. Bir de merak ettigim (ama hic arastirmadigim) bir sey, Bayraktarlarla Fetonun alakasi. Alakasi vardir demiyorum, …tam zit kutuplar midir, mesela Akp ile Fetoyu kismen ayristiran guclerden biri midir. Benzer sekilde Avrasya ile alakasi var midir. Yalnizca soru kabilinde gundeme getiriyorum. Cunku yakin gelecegimizi, ya da ne yapilmasi gerektigini ciddi olarak etkileyebilecek seylerdir, cevaplarin ne oldugu… ABDde iyi bir universiteye gidebilmek icin “normal basari” haricinde bence bazi yazilmamis etkenler vardir. Iyi ingilizce bilmek (mesela bu amerikan filimleri izledigi anlamina gelebilir..), otoriyeyle uyumlu olmak (mesela benim yaptigim gibi derin devletin yalanlarini ortaliga dokmemek), iyi veya taninan (taninan derken gercekten iyi olmak gerekmez) birilerinden referans almak, torpilli bir siniftan olmak (mesela yahudilerin fazlasiyla torpilli oldugunu duydum, fetoculerin de torpilli olabilecegini zannediyorum, mesela ABDye yerlesme izni (yesil-kart) basvurulularinda (guya kura cekerler) Fetocu olmak buyuk bir avantajdir (Bas Fetocuye guya zar zor verdiler bu hakki, ama onun filli statusu zaten cok farkli ) ). Nobel’i O.Pamuk’a atlantikcilik karsiligi verdiler, belki A.Sancar’a da gunesin kanser yaptigini soyleme sartiyla vermis olabilirler (yani hak etmistir, ama her hak edene de vermezler, acaba niye “ulkem icin bu kadar onemli oldugunu bilseydim 20 yil once Nobel alirdim” dedi, yoksa sartli bir teklif mi vardi). Bir sey ima veya iddia etmiyorum, ama zamanim olsa boyle detaylari incelerdim.

      Aklimdayken soyleyeyim, Cumhuriyette M.Sogut diye bir yazar var, pek okumam ama , AhmetAltan disari ciktiginda yalnizca haksizlik yapildigindan bahsetti ne haltlar yediginden hic bahsetmedi (kumpas davalarindaki rolu); Hrant’in sehit edilmesinin yil donumunde
      katil olarak fetoculeri degil “milliyetci kafa”yi suclandi (hatta bence Ataturkculugu kastetti).
      Boylebiri niye Cumhuriyette tutulur, mesela Bartu Soral hemen kovulmustu. Belki haketmis te olabilir, bilemiyorum, ama burda ciddi bir dengesizlik var.

  1. Bayraktar’ın İHA’sı, kamunun İHA’sı değildir | Öykü-Şiir-Anı-Günce-Doğa+Yaşam+Sağlık+Politika

Yorum bırakın