Önceki yazımızda belirttik: Başkanın kim olacağı, ABD’nin “büyük stratejisi”ni etkilemiyor. Hangisi gelirse gelsin, o “büyük stratejiyi” uygulayacak. Farkları, alt stratejilerde, politika ve taktiklerde, yöntemlerde olacak…
ABD’nin esas hedefi Çin’i durdurmak.
ABD’nin bu hedefi gerçekleştirmek için belirlediği “büyük stratejisi” ise Hindistan’dan Japonya’ya uzanan geniş yay ile Çin’i çevrelemek. Bu amaçla bölgede Çin karşıtı ittifaklar kurmaktan, bölgeye askeri yığınak yapmaya kadar pek çok hamleyi deniyor.
Öte yandan ABD, büyük güç mücadelesinde Çin-Rusya ortaklığı nedeniyle, “büyük stratejisi” gereği Rusya’yı da Baltıklardan başlayan, Ukrayna, Karadeniz ve Kafkasları kapsayan hat üzerinden sıkıştırmaya çalışıyor.
Asker çekme meselesi
Bu “büyük strateji” geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi, neredeyse hazırlığı Bush’un son yılında başlayan ve Obama döneminde kesinleşen stratejiydi.
Obama bu nedenle Irak ve Afganistan’dan asker çekmek ve o askerlerin bir bölümünü Güney Çin Denizi’ne taşımak hedefini ilan etmişti ve bir ölçüde uygulamıştı.
Aynı hedefi Trump da birinci döneminde sürdürdü ve büyük oranda uyguladı.
Başkan kim olursa olsun, bu hedefi yine sürdürecek.
Ortadoğu ve İsrail’in Güvenliği
ABD açısından sorun şu: Geniş Ortadoğu’dan (Irak, Suriye ve Afganistan’dan, hatta Körfez ülkelerinden) nasıl çekilecek?
İşte Obama da Trump da bu sorunla uğraştı. İki başkanın farkı da burada oluştu.
İki başkan açısından da çekilirken değişmeyecek dört temel hedef var: Kürdistan’ın inşası, İsrail’in güvenliği, Körfez’in istikrarı, enerji nakil hatlarının kontrolü…
Obama bu hedefi sağlayabilmek için arkasında kendi çıkarlarını koruyacak bir bölge koalisyonu inşa etmeye çalıştı: Türkiye-İsrail-Körfez koalisyonu…
İsrail’in güvenliği için de İran’ı uluslararası sisteme dahil etmeye çalıştı, bu ülkeyle nükleer anlaşma imzaladı.
Trump ise İsrail’in güvenliği için farklı bir yönteme soyundu: Nükleer anlaşmayı bozdu, İran’ı ablukaya almaya çalıştı ve bu ülkeye karşı İsrail-Körfez ittifakı oluşturdu. Arap-İsrail normalleşmesi işte budur.
Çelişmeler derinleşiyor
Türkiye açısından ABD başkanının kim olacağının strateji düzleminde bir önemi yok. Hangi başkan olursa olsun, Türk-Amerikan ilişkilerini ABD lehine düzeltebilecek kudrette değil. İki nedenle; birincisi ABD hegemonyası zayıflıyor, ikincisi de Türkiye ile ABD’nin çelişmeleri derinleşiyor.
Türkiye açısından fark yok ama AKP açısından kısmen bir fark var. İktidar açısından Trump’la çalışmak, Biden’la çalışmaktan daha kolay. Zira daha önce de belirttiğimiz gibi Trump da Erdoğan gibi politikayı “şirket yöneten işadamı” kıvamında yapıyor. Bu durum ikili arasında pazarlıkçı bir ortak nokta oluşturuyor.
Ancak bu bile son tahlilde Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltemez. Şundan:
ABD başkanı kim olursa olsun, PKK’ye destek vermeyi sürdürecek, bölgede Kürdistan inşası için fırsat kollayacak.
ABD başkanı kim olursa olsun, Türk-Rus ilişkilerini sabote etmeye çalışacak; Libya’da, Suriye’de, hatta Karadeniz de Ankara ile Moskova’yı karşı karşıya getirmeye çalışacak.
ABD başkanı kim olursa olsun, Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin karşısında konumlanacak.
Daha pek çok alanda tablo bu…
Yeni bir dünya kuruluyor
Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltebilmek, tüm bu meselelerde ABD’nin çıkarları lehine geri adım atabilmekle ancak mümkün olur.
O geri adımı Türkiye’de atma potansiyeline en çok sahip olan iktidar, zaten mevcut iktidardır. Zira ABD projelerine bile eşbaşkanlık yapmış bir iktidardır!
Ancak bu iktidarın bile ABD lehine geri adım atabilmesi gün geçtikçe zorlaşmaktadır.
Buna en başta dünyanın yeni dengeleri izin vermemektedir: ABD hegemonyası zayıflıyor, Çin-Rusya ortaklığı küresel liderlik mücadelesinde ABD’nin emperyalist saldırganlığını dengeliyor ve belli oranda önlüyor ve bu mücadeleye bağlı olarak da yeni bir dünya kuruluyor…
Bu tabloya rağmen ABD lehine geri adım atan ve ABD şantajlarıyla (Halkbank, Reza Zarraf) uzlaşan bir iktidar, belki bir süre daha iktidarını koruyabilir ama en sonunda ve tümden yıkılır gider!
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
5 Ekim 2020
#1 by puma on 06/11/2020 - 12:58
Biden kazanirsa ne olur, Biden Akp’yi fabrika ayarlarina, yani feto cizgisine dondurmeye calisir, santaj yapip rusvet verir, Akp buna kanmaz mi; makyavelist olduguna gore kanabilir. Kim bunu engelleyecek, butun devlet onlarda, ordu da h.akar uzerinden onlarda. Biden kazanirsa, ya akp 2013 oncesi akp olmaya zorlanir (malesef bizim bazi “solcu”larimiz, chpliler falan akpnin 2007 oncesini begeniyorlar, yani babalar gibi satma donemi, 2007-2013 arasini begenenleri de vardir eminim ama itiraf edemezler, 2013 sonrasinin ise aslinda antiatlantik rengini begenmedikleri halde demokrasizligini bahane ederek itiraz ederler; yani tipatip Chomsy cizgisi, akp feto ile ortakken yenilikci oluyor, fetoden kopunca (o da kismen) bu sefer “katil” oluyor).
Biden kazanirsa reis te atlantike tam geri donmezse, bu sefer ikinci 15 temmuzu deneyebilirler. Sonucta ordunun kendisi degil ama tepesi (1 kisi de olsa) atlantik’e yakin (15 temmuzun basina onu getirmeye calistilar, hatta belki “kendisi” de gonulluydu veya sonuca gore pozisyon alacakti), ve altta hala bir suru anonim fetocu er var, ve kemalis subaylar yas kararlariyla tirpanlaniyor.
Yani bizim tele1 , sozcu, cumhuriyet gibi ilerici kanallarimiz sanki zannediyorlar ki Biden muhalefetle calisir ve Akpyi devirir. Aksine h.akar, tanriverdi gibi kisilerle calisir,gerekirse reis’e muhtira veridirir ne yapip edip fetoyu zorla bogazimizdan asagiya ittirmeye calisir…. tabi su ihtimal de var,
akpli m.v.lerini partilerinden istifa ettirip gelecek ve deva partilerine gecirtir, hizli bir “meclis darbesi”
ile reis’i devirir, ama orda kalmaz kontrolu atlnantikcilere vermeye calsiri, ve kilicdarin ne kadar milli davranacagindan malesef emin olamiyoruz. cok kotu bir yinetimi elestirirken bir suru dogru sey soylemek kolay, ama siz ne yaacaksiniz o da onemli, ve kendisine yeterince guvenemiyoruz. hatta kilicdari destekleyecek ataturkcu ve solculara da malesef yeterince guvenemiyoruz.
Sonucun farketmeyecegine asla katilmiyorum. Trump gelirse, altinlar, bonolar meselesi hallolacak. Bu bonolar katrilyon dolar degerinde olabilir. Paranin kagit olan kismi derin devletten alinacak, ya da yeni para basiilarak eski paralar gecersiz hale getirilecek, derin devletin parasina bu sekilde el konmus olacak.
#2 by puma2 on 06/11/2020 - 13:14
Bu arada Trump’un “mahkeme sayesinde” kazanacagini saniyorum. Ama bu hile oldugu anlamina gelmez. Asil hileyi karsi taraf yapiyor. Medya arada yuzde 12 fark var falan diyordu. Arastirma sirketleri cuvallamis guya,.. cuvallama degil , manipulasyon amaciyla yalan soylemektir bu. Her tarafi sarmis bir kartel var. Bu kartelin ezilmesi lazim. Bu da su asamada ancak Trump ile olabilir.
Hillary de hile yapmisti, ama gucu yetmemisti. istatistik blilimine “muhtemelen” aykiri bir sey varsa, muhtemelen hile vardir. Bu bir secim degil ic savastir. Ayni ABDnin kurulurken ingiltereye (derin devlete) karsi verdigi savas gibi. “ingiltere” daha sonra finans yoluyla ABDyi ele gecirdi (biraz da teror yoluyla,..). Biz de onlari stratejik ortak zannediyoruz. Oyle bir sey yok, derin devlet ikisine de hakim, bundan dolayi “iyi geciniyorlar”.
(bu arada asil ne diyecegimi unuttum sanirim)
#3 by puma3 on 06/11/2020 - 19:40
Adam kazandi. Biden mi, hayir, Trump tabi ki, Biden adam degil ki, satanistlerin kolesi hatta belki kendisi de o cocuk kani ile ayin yapanlardandir. Robert David Steele mujdeyi verdi, hile ortaya cikinca durum netlesecek. Sakin bizim tele1’de 18dk’da Trump yargi darbesi yapti falan demesinler.
Niye bunlari soyluyorum, ilerde bazi dinciler dogru tarafi tutarken kendilerinin cok yanlis bir tarafi olesiye (dolayli da olsa, ama sebepsiz olarak, Chomsky liberalligiin etkisiyle olsa gerek) savunmalarindan buyuk pismanlik duyacaklar, yerin dibine girecekler, ben de zor bulunan samimi solcu Ataturkculerin bu duruma dusmelerinden buyuk rahatsizlik duyarim….Velev ki Trump hile yapti, bu da hakkidir. Trump hile yapacaktiysa medyaya , arastirma sirketlerine falan baski, santaj yapardi, rusvet verirdi, oy sayilmasini mi beklerdi.
#4 by puma4 on 06/11/2020 - 21:46
Tele1 18dk’da E.Kongar ve M.Yanardag dincilige falan karsi olduklarini surekli soylerler, ve bugun de soylediler. Ote yandan McCain denen bir cumhuriyetciyi ove ove bitiremediler. Ve Trump karsiti oldugunu soylediler. Hangi McCain emin degilim (orasini kacirmis olabilirim), ama once Obama’nin rakibi sonra yardimcisi olan ISID kuruculardinan dusuk zekali bir “cumhuriyetci” McCain var, ve o da Trump’la kavgaliydi. Kimi ovduklerine dikaat etsinler, Trump’a vuracagiz diye, milyonlarin onunde ISID kurucusunu ovdulerse gercekten, boyle rezillik olmaz.
https://www.globalresearch.ca/did-john-mccain-meet-with-abu-bakral-baghdadi-the-alleged-head-of-the-islamic-state-isis-isil-daesh/5498177
#5 by puma5 on 07/11/2020 - 01:02
Tele1 18dkdan kacirdim bir seyi protesto ediyorum, izin var mi.
…………………….
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar 18 Dakika’da bugün; ABD’deki başkanlık seçimlerini yorumladılar.
“Amerika için Obama’nın başkan seçilmesi inanılmaz bir şeydir. Bir düş, rüya bile değildir. Amerika’nın yaşadığı içeride yaşadığı en büyük devrim Obama’nın, bir Afrika kökenli siyahın başkan seçilmesidir” ifadelerini kullanan Kongar, “Obama’nın, bir Afrika kökenli siyahın seçilmesi başkan seçilmesinin bedeli Trump’tır, Amerika’ya ödetilen bedel” dedi.
…………………
PUMA: Ne alakasi var. Obama tam siyah degil, melezdir. Annesi galiba yahudidir. Emin degilim, ama beyazdir. Obamayi escinsel diye elestirenler var (esi de erkekmis), bu tur elestirilere de katilmiyorum, yani dogru olup olmamasi beni ilgilendirmiyor. Siyah olmasi da escinsel olup olmamasi da beni zerre ilgilendirmez.
Cok kotu biri oldugunu da soylemiyorum, ama onun zamaninda cok kotu seyler oldu. Ukrayna, Suriye, Libya, Yemen savaslari oldu, ISID yaratildi (hatta Obama’nin ISID’i desteklemeye devam edecegiz diyen videosu var, heryerde bulabilirsiniz). Ayrica kendi ulkesindeki Charleston SC sehrine EMP (Elktromanyetik pulse, bir cesit nukleer bomba) atilmasi emrini verdi (pilot bombayi bin km otede atlantikte patlatti). Bu bir sahte bayrak operasyonuydu, ama amac neydi, belki de 3. dunya savasini baslatmak. Ayrica 15 temmuz oldu.
E.Kongar, Obama’nin rengi haric neyini begendigini bize anlatmali.
Trump’un da neyini begenmedigini anlatmali. Trump zamaninda hicbir savas baslamadi, ayrica bir cok gorunmez ilerleme saglandi.
Ayrica fasist birisi Trump’a fasist dedi diye Trump daha fasist olmaz, antifasist olur.. Niye soyledim bunu, cunku ikide bir bu tur referanslar veriyorlar da. Midemizi bulandiriyorlar, halki kandiriyorlar, iyi niyetle yapiyorlar, ama bilmiyorsaniz bari susun .
#6 by puma7 on 07/11/2020 - 01:14
Spam yapiyormus gibi gozukmek istemem ama, galiba ne diyecegim aklima geldi.
Obama zamaninda 15 temmuz oldu. Bu 15 temmuz projesinde Merdan Yanardag beyefendi olum listesinde ilk 100de idi. Obama’nin ikinci adami kimdi, o zaman Kerry idi, ama oncekinde Biden idi.
Her tarafta savas ve teror yaratan Obama’ya sirf siyah diye secilmesi devrim diyeceksiniz, sizi Fetoculere oldurtmeye calistigi halde.
Sonra hicbir savas yapmayan, hatta her tarafta savas ve teror yapanlarin rahatsiz oldugu Trump’u durup dururken felaket olarak ilan edeceksiniz.
Tele1 celladina asik mi.
#7 by puma8 on 08/11/2020 - 01:08
“Dunya liderleri”, ne kadar derin devletin adami varsa, Biden’e ayni Venezuela’da Guadio’ya yaptiklarini yapiyorlar, baskanligini (fol yok yumurta yokken) kutluyorlar.
Muhalefet hile yapti , bir yerde 100bin mektuptan hepsi Biden’e cikmis gibi bir haber vardi. Hile oldugu kesin de bunu ortaya cikarmak icin dogru hamleler yapiliyor mu ondan emin olamiyorum.
Trump muhursuz zarflari saydiracak kadar yaratici degil, ama karsi taraf uskudari nasil gececegini coktan hesaplamis, bizekiler gibi magandalik yapmiyorlar , ama butun kartel medyasi sonucu istedigi sekilde ilan etti bile. en buyuk trump baska buyuk yok (zugurt agadan alinmistir).
#8 by Dr. Murat Aygen on 06/11/2020 - 13:38
NETEKiM “İnönü: ‘Türkiye-ABD ilişkileri dış politikanın temel direğidir’ (dedi)” (tek sütun üzerine) başlıklı haberi, Hürriyet gzt., Sahibi Erol Simavi, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Yazıişleri Müdürleri Fikret Ercan Erol Türegün Tufan Türenç Cafer Yarkent, Sorumlu Müdür Hasan Kılıç, Yıl 44 Sayı 15526, 04 Temmuz 1991 Perşembe, Basıldığı Yer Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A. Ş. Babıâli Cad. No.15-17 Cağaloğlu – İstabul Posta Kodu 34360, s.18.
#9 by Dr. Murat Aygen on 06/11/2020 - 13:40
NAMAZ da dinin direğidir. Çağımız buhranda, kurtuluş İslam’da NETEKiM.
#10 by Dr. Murat Aygen on 07/11/2020 - 15:30
ATATÜRKÇÜLER’in Biden ağaları, Osman KAVALA ve diğer “aydınlanmacı tutsakları”, mapus damlarından, Başkan Truman(?)ın Dr. Muzaffer Şerif BAŞOĞLU’nu kurtardığı gibi kurtaracak değildir. O nesil bambaşkaydı. Talebeleri genç Mümtaz SOYSAL bile Amerika’nın istediği telden çalardı. Atatürkçü çok sonra olmuştur.