Dağlık Karabağ’ın üç kazananı, üç kaybedeni

Moskova, Bakû ve Erivan arasında imzalanan anlaşmayla çeyrek yüzyıllık Karabağ sorununa “büyük ölçüde” bir çözüm getirilmiş oldu.

Her anlaşmanın olduğu gibi, bu anlaşmanın da kazananları ve kaybedenleri var elbette. İnceleyelim:

Üç kazanan

1. Azerbaycan kazandı: İşgal altındaki topraklarının yüzde 70’ini kurtardı. Anlaşmaya göre Kelbecer 15 Kasım, Agdam 20 Kasım ve Laçin 1 Aralık’ta Azerbaycan’a iade edilecek. Yine anlaşmaya göre, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında, güvenliği Rusya’ya ait olan bir ulaşım koridoru açılacak.

2. Rusya kazandı: Anlaşmaya göre Rusya temas hattına ve Laçin koridoruna barış gücü yerleştirecek. Barış gücünün 5 yıl olan görev süresi, taraflardan birinin süre dolmasından 6 ay önce itiraz etmemesi halinde, 5 yıllık dönemler için kendiliğinden uzayacak.

3. Astana modeli ve Türkiye kazandı: Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, savaşın başladığı 27 Eylül’den dört gün önce, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahiba Gafarova’ya “Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen 5 bölgesinin geri verilmesinden yanayız” demişti. Rusya’nın Azerbaycan’a topraklarını kurtarması için yaktığı bu yeşil ışık, kuşkusuz Türk-Rus işbirliğinin bir sonucuydu.

Üç kaybeden

4. ABD kaybetti: İkinci Kafkas Seddi girişimi yıkıldı: 100 yıl önce İngiltere’nin bölgede inşa etmeye çalıştığı Kafkas Seddi, Kemalist-Bolşevik ittifakınca yıkılmıştı. Bugün de ABD’nin inşa etmeye çalıştığı ikinci Kafkas Seddi yıkıldı.

ABD 2003’te Gürcistan’da “renkli darbe” ile Batıcı Saakaşvili’yi iktidar yaparak Kafkas Saddi inşasına başlamıştı. Putin’in 2008’de sert müdahalesiyle o girişim boşa düşürülmüştü. ABD’nin ikinci girişimi, Batıcı Peşinyan’ın yine bir “renkli darbe” ile 2018’de Ermenistan’a başbakan olmasıydı. İşte o girişim de iki yıl sonra boşa düşürülmüş oldu.

Öte yandan ABD’nin iki hafta önce Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları üzerinden denediği ateşkesin başarısız olması da kısa vadede “Washington süreci”nin, orta ve uzun vadede Minsk Grubu yaklaşımının artık geçerli olamayacağını gösterdi.

5. Ermenistan ve Batıcılık kaybetti: Peşinyan’ın şahsında cisimleşen batıcılık ve Karabağ kökenlilerin Ermenistan politikasındaki ağırlığı kaybetti; Dağlık Karabağ nedeniyle kuşatılmışlığın Ermenistan’a verdiği zarara dikkat çeken ve bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmek isteyen kesimin uzun vadede önü açıldı.

6. Hükümet içindeki Amerikancılık kaybetti: SETA Dağlık Karabağ savaşının ilk gününden beri şu üç mesajı verdi: Bir; Ermenistan’ı Rusya kışkırttı ve Azerbaycan’a saldırttı. İki; Ankara ile Moskova arasında yeni bir rekabet alanı açıldı. Üç; Batı, Türkiye’nin Batı adına Rusya’yı dengelediğini görmeli.

Bu Amerikancı ve Türk-Rus ilişkilerini sabote etmeye çalışan anlayış kaybetti. Çünkü tezleri temelden yanlıştı; Rusya Ermenistan’ı kışkırtmış değil, tersine Azerbaycan’a yeşil ışık yakmıştı. Dahası, Ermenistan’ın anlaşmalara dayanarak Rusya’yı müdahale etme çağrılarına Putin her seferinde “çatışma Ermenistan topraklarında değil” yanıtını vermişti.

Altılı barış bölgesi

Türkiye’den anlaşmaya ve bu sonuca iki sorunlu yaklaşım var:

Birincisi, tabloyu sadece Rusya’nın başarısı olarak okuyan ve Azerbaycan’ın tam topraklarının tamamını kurtaracakken Moskova’nın araya girdiğini ve bölgeye yerleşerek Azerbaycan’ı da kendine bağımlı hale getireceğini savunan sağcı yaklaşım. Azerbaycan’ın topraklarının tamamını kurtarabilmesi maalesef gerçekçi politikaya uymuyor. 25 yıl sonra Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 70’ini kurtarması, bugünün gerçekleştirilebilir en azami hedefiydi ve gerçekleşti.

İkincisi, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ulaşım koridoru kurulmasıyla bunun “Turan kapısı” olarak artık Türkiye’ye kesintisiz Orta Asya kapısı açtığını savunan daha sağcı yaklaşım. Irkçı Turancılığın gerici bir anlayış ve hayal olduğu ortadayken bunu zorlamak, “Asya Yüzyılı”na girildiği şu şartlarda Türkiye’yi Rusya ve Çin’le karşı karşıya getirmekten başka bir şeye yaramaz.

Artık yapılması gereken, Astana modelini kurumsallaştırarak; Güney Kafkasya’da 3+3’ü inşa etmek, yani Türkiye, İran ve Rusya üçlüsü ile Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan üçlüsünü “altılı barış bölgesi”nde buluşturmaktır.

Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet Gazetesi
12 Kasım 2020

  1. #1 by Sermin Özürküt on 13/11/2020 - 11:35

    Şimdi önemsiz gibi görünen ama önümüzdeki günlerde önem kazanacak bir noktayı belirtmek istiyorum.

    Üç kaybeden alt başlığı içeriğinde, hükümet içindeki Amerikancılığın kaybettiğini ileri sürüyorsunuz. Belki de öyledir. Ancak, dış politika, uygulayıcısı hükümetler olmasına karşın devlet politikasıdır.

    Bu perspektif ile bakıldığında, Batı (Britanya+ABD +AB), Türkiye’nin Batı adına büyük bir uzlaşmazlığı dengelediğini görecektir. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Atlantik Paktı (NATO)’nun üyesidir ve kuruluşun ikinci büyük ordusuna sahiptir. Bu orduya sahip devlet de Dağlık Karabağ uyuşmazlığında açık ve net taraf olmuş ve savaşın Azerbaycan lehine bitirilmesinde rol oynamıştır. Oynanan bu rol, uluslararası hukuk açısından (BM kararları) bir kayıp değil tersine bir kazançtır. Bu kazanç, Batı-Türkiye ilişkilerine olumlu yansır.

  2. #2 by puma on 14/11/2020 - 07:30

    Uzun bir mesaj yazmistim, cok imla hatasi da yapmamistim. Kayboldu. Ozetle dedigim suydu:

    -Yeni ABD (Trump ABDsi de bizim yanimizda)
    -Trump kazandi, medyaya bakmayin, ve kuresel fasizme darbe vurulmaya devam edilecek.
    -Bircok orta direk (yani marjinal, gostermelik, ..olmayan ) Ataturkcu ve solcunun da bu beyin yikamadan payini aldigini belirtmek lazim. En net olani, bazi buyuk yalanlara , bir suru delil ve ispata ragmen, inanmaliaridir.

    yalan1: ABD Ay’a insanla indi (zaten hersey burdan basliyor, karsi cikanlar bilim karsiti ilan ediliyor, halbuki hurafeye inanan kendileri), en bariz ispat : aydaki toz’un hareketinin parabolik olmamasi, ve “Ay’daki” yercekimi ivmesinin dunyadakine yakin olmasi (hava ile surtunmeyi saymazsak, ayni)

    yalan2: ikiz kuleleri ElKaide vurdu: kuyruklu yalan, en bariz ispat, wtc7nin cokmesi

    yalan3: Obama’nin (sirf siyah diye) iyi Trump’un kotu oldugu iddiasi. Obama zamaninda 4 ulkede savas ve teror baslatildi (Ukrayna, Yemen, Suriye, Libya). Diger ulkelerde de sahte bayrak operasyonlari oldu. (Fransa, Norvec, Turkiye,..), ve turuncu devrimler.
    Trump zamaninda tam tersi oldu. (Bu sefer ABDde turuncu devrimler deneniyor, korona, siyah ofke, hileli secim )

    Bunlarin ortak yani, solcu/marxist gecinen Chomsky’nin boyle yalanlari onaylamasi, kritik konularda her zaman derin devlet (kabal/illuminati/kartel/batili cok uluslu sirketler agi) tarafinda olmasi, ve malesef bizdeki gercek Ataturkcu ve solcularin da boyle adamlari referans alip sacma sapan yorumlar yapmalari.
    Ozellikle FETOnun olum listesinde yer alan M.Yanardag’in cok sacma sebeplerle Trump karsitligi yapmasi trajikomiktir (mesela kendi partisinden baska bir fasistin ona fasist demesi, pes. )
    Chomsky solu degil, vahsi liberalligi temsil ediyor. Zaten Chomsky AKPyi de en yenilikci Turkiye partisi saymisti, Akp fetoden (kismen) kopana kadar, sonrasinda ise katil ilan etti.

    Bir de tarihe not dusmekten bahsederler. Ben de bundan korkuyorum. Simdi secim hileleri ortaya cikacak, Trump’un kazandigi belli olacak, ABDde medya da zamanla duzelecek (kartelin hukmu sona erecek), elitlerin korkunc planlarini herkes ogrenecek, .. ve bunlar Turkiye’deki secimlerden once olabilir, ama o zaman halk ta diyecek , ki , sizin (tele1) hicbir inandiriciliginiz kalmadi, ben siz ne diyorsaniz tersini yapacagim, diyip akpye oy verecek. (tam boyle olmaz, ama , mesela,..)

    aydin olanlar b’aydin’i destekleyemez.

    Rusya Biden’i kutlamadi, Cin ise bir sure bekledikten sonra kutladi.. Ona karsiydi, ama Cin karsitligi prim yaptigi icin -secim bitmis olsa da, sonuc belli degil- b kutlamay yapti bence. Biden’i derin devletin adamlari ve kuklalari kutladi, ayni Venezuella’da Guadio’yu kutladiklari gibi.

puma için bir cevap yazın Cevabı iptal et